Translate

23 Kasım 2012 Cuma

MUHTEŞEMMM AŞURE - MUHARREM AYI

Aşure
OKTAY USTADAN ENFES BİR TARİF BURDA :)) TIKLAYIN... 


Küçüklüğümden beri çok severim aşureyi..

Eskiden Anacığım yaptığında, sürekli ocak etrafında dolanır, tadına bakar, hep de azar işitirdim.. “Kızım yemeği -ya da her neyse- ... yapma “derdi Annem :)

Pişince hemen bir tabağa koyar, ağzım yana yana yerdim.. Sıcak severdim küçükken, ama büyüdükçe her iki halde de yemeye başladım,

Müthiş bir tad aşure..

Herkesin yaptığını beğenmem ama..Kimi tarçın-karanfil koymaz, kimisi de vanilya..Bazıları portakal kabuğu rendelemez, bazıları çok şekerli yapar vs. "Aşure dediğin benimki gibi olmalı" diyeceğim ama fazla abartmadan :) öncelikle hatırlatalım;

Cumartesi günü 10 muharrem..

İnşaAllah Cuma ve Cumartesi, ya da Cumartesi -Pazar ardarda iki gün oruç tutuyoruz efendim..İsteyen günleri üçleyebilir de..

Aşure orucu, hadiste* geçtiği üzere, ramazan orucundan sonra en sevaplı oruç ve de 1 yıllık günahlara keffarettir, inşaAllah elden geldiğince tutmaya gayret edelim..

Çok yerlerde ve şu an nette dolaşan maillerde okumuşsunuzdur aşure günü yapılacak işleri; İlim öğrenmek, gusletmek, selam vermek, özel duası, alışveriş vb.

Bir madde daha var orada “hediyeleşiniz” diye.. İnşaAllah sevdiklerinize, eş ve çocuklarınıza hediyeler alın o gün, sürprizler yapın..Komşularınıza da mesela, muhabbeti pekiştirmek için küçük ama unutulmayacak hoş sürprizler yapabilirsiniz..

“Sadaka verin” Bu da sıralanan maddelerden birisi, ihmal etmeyelim inşaAllah..

Hele ki “Allah’ın Ayı” Muharrem’de her yapılan iyi iş çok faziletli..Neden Allah’ın ayı denmiş, Allah’ın Ayı olur mu hiç?

Olmaz tabii ama Allah bu ayda çok çok affettiği, lutfettiği, tevbeleri kabul ettiği için öyle denmiş. Aynen Recep Ayı’na dendiği gibi..

Hem de Muharrem ayı, 4 haram aydan biri ve de her yapılan iyi ve kötü iş katlanıyor, akılda olsun..

Arabistan’da pek bilmiyorlar aşureyi..İlk zamanlar hayret etmiştim.

Sadece Suriyeli bir komşum yapmıştı, o da pirinçle ya da buğdayla sütü kaynatıyor, içine gül suyu, hel –kakule- üstüne de “mukesserat” dedikleri her çeşitten fındık, fıstık, badem vs. koyuyor..

Diğer Araplar ise bilmiyorlar hiç..

O zaman diyorum, bu aşure kesinlikle Osmanlı mutfağından..

E bizden başka bu mükemmel tarifi bilen olmadığına göre ;)

Ve Osmanlı yemeklerini ve o değişik damak tadlarını denedikçe hep dediğim şu sözümü söylüyorum:

“Atalarımız ağızlarının tadını biliyorlarmış” :)

Gerçekten, o binbir çeşit şerbetler, helvalar, tatlılar, pilavlar.. Meyvelerle etin o lezzetli uyuşumu..

Hele o güllaç, müthiş bir tad..

Kimin aklına gelir ya, nişastadan ince plakalar yapılıp, sütle ıslatılıp, böyle müthiş bir lezzetin ortaya çıkacağı..Hem de ne kadar kolay yapması.

Osmanlı nasıl, her çeşit milleti, kültürü, kafayı-yüreği bünyesinde topladıysa aynen sofrasında da toplamış..

Her mutfaktan esintiler görmek mümkün ama alınanlar direk değil, diğer mevcut tatlarla birleştirilip harika lezzetlere ulaşılmış..

Aşure de böyle bir tatlı..

İçinde tatlı-tuzlu her çeşit var, birleşmiş tüm tatlar..

Lezzetler elele-başbaşa, o bildiğimiz müthiş görüntü ve tad oluşmuş:

Buğday, nohut, fasulye, pirinç, kayısı, incir, ceviz, fındık, portakal, elma, ayva, tarçın, karanfil, vanilya, şeker.. Say sayabildiğince..

Biri eksik olsa tat bozulacak.
Biri eksik olsa görüntü ve lezzet değişecek.

Tuzlu da var içinde, tatlı da, ekşi de, ama birleşmişler “aşure” olmuş..Tuzu da ekşisi de tada karışmış..

Hani olur ya farzedin, bir yoklama yapılsa: “Aşure!” dense,
Kuru fasulye de nohut da şeker de “Burda!” Diyecek :)

Birini çıkarsan görüntü de lezzet de değişecek..
Bir tanesi bile lüzumsuz değil.

Ama tek başlarına da “Aşure” değiller!

Keşke, keşke diyorum biz tüm dünya müslümanları “aşure”den ibret alsak..

Aşure olsak!

Cem etsek tüm manaları “aşure” gibi..

Cem etsek aynı anda secdeye giden ve aslında kardeş olan tek tek yürekleri..

Hoş görsek, sevsek, sevilsek hep..

Yaratıcıları, Sahipleri, Taptıkları, Rızıklandıranları,
Peygamberleri, dinleri, kıbleleri,
Köyleri, şehirleri, devletleri, memleketleri ,

Bine kadar, yüze kadar, ona kadar hep “bir” “bir” “bir” olan, bu kadar ortak noktaları olan bunca insan, bunca müslüman neden ayrı-gayrı?! Neden kanlı-bıçaklı?

Ya Rab! Şu mubarek ay ve günler hürmetine topla bizi!

Sev bizi! Birbirimize sevdir bizi n’olur!

Bizim apartman Birleşmiş Milletler gibi :) Her milletten kimi ararsan var: Karşımda Filipinliler var, onlar müslüman değiller, yakındaki bir hastahanede çalışan sağlıkçılar..Onların altında Sudanlı bir aile..Daha alttakiler Yemenli.. En alt kat Suutlu. Bizim taraf da; altımda Suutlular, bir altta Eritiryalı, en alt kat da Yemenliler.

Dün alt komşumda kahvedeydik hepimiz, hatırlatıyor; “Muharrem ayı da geldi, aşure vakti” :) Her muharrem ayında kocaman bir tencere aşure yapıp dağıtıyorum onlara, alıştılar, bekliyorlar..Bakalım bu yıl daha yapamadım, ya nasib.

Bu da böyle bir aşure sohbeti oldu efendim, Rabbim hayırlara vesile kıla, dağınıklıklarımızı toplaya..Bizi seve, sevdiklerine sevdire, sevdiklerini bize sevdire amin..

Muhabbetle

Ayşe Reşad'dan alıntıdır... Çok beğendim bunu muhakka herkes okumalı... Teşk.ederim...


*“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah'ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…”

Muslim

*“Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah'tan umarım.”

Tirmizî

21 Kasım 2012 Çarşamba

Sonsuz Dekorasyon aşkı bu olsa gerek...

Sonsuz Dekorasyon aşkı bu olsa gerek..

inanılmaz zevkli bir blogu tanıyorum size, 

üstelik evine bayılıyorum enfes bir tasarım eseri

birde çekiliş yapıyormuş... her zaman incelemeye değer...

 

20 Kasım 2012 Salı

Evde Bisküvi Yapımı - Bir Demet Papatya - Un Kurabiyesi

Eve bir demet papatya ile gelen eşime bin adet papatya yaptım, 

bu minik kurabiye bisküviler çayın yanında güzel gidiyor, 

Hatta bir tepsisini iş yerime götürdüm, 1 tane bile kalmadı test edildi, onaylandı:)

ayrıntılarına gelince ...

 


Biliyorsunuz hem iş, hem okul, hem bebek durumundan artık en kolay tariflere kaçıyorum.
Bu da son zamanlardaki mutfak sırrım, tatlı arkadaşım Dr.Oetker Un Kurabiyesi
Ama tarifim ise daha doğaçlama...



* Dr.Oetker Un Kurabiyesi
* 1 Yumurta
* Yarım çay bardağı sıvı yağ
* 150 gr.tereyağ
* 1 paket Kabartma Tozu
* 1 paket Vanilya
* 1 kaşık yoğurt
* Üzerini süslemek için pudra şekeri ve tarçın

Yapılışı :
Un dışında kalan tüm malzemeleri güzelce harmanlayıp, un karışımımın içine ilave ettim...
sonra Mualla ablam sayesinde edindiğim bisküvi yapma makinemle papatyalar şekillendirdim.
180 Derecede hafif pembeleşinceye kadar pişirin, sıcacık çıkarttığınızda üzerine pudra şekeri ve tarçın ilave edin... Miiis Mis
HEPSİ BU KADAR...
AFİYE BAL ŞEKER OLSUN...







Oyun Odasını Hazırlayın!

Xbox, çok yakında Türkçe olarak Türkiye’de satılmaya başlanacak. Hem de sadece önyüzde değil, tüm içerik, servis ve oyunların satın alınabildiği Xbox Mağaza’sında da Türkçe dil seçeneğini destekliyor. Benden söylemesi: Hemen küçük odanızın dekorasyonuna el atın ve şöyle afilli bir oyun odası tasarlayın.

Öncelikle güzel, orta boy bir LCD TV edinin. Çünkü Xbox 1080 p yani Full HD görüntü kalitesi desteği veriyor. Bu da oyunları daha gerçekçi oynamanızı sağlıyor.

Televizyonun karşısındaki koltuğu çok büyük seçmeyin. Xbox Kinect oynarken oldukça geniş bir alana ihtiyacınız olabilir. Sadece vücut hareketlerinizle oynama imkanı sunan bu teknoloji oldukça fazla efor sarf edeceksiniz.

Benden sevimli bir uyarı size: Evinizden hiç çıkmak istemeyeceksiniz...

Detaylı bilgi için; http://www.xbox.com.tr
xbox
Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Kasım 2012 Pazartesi

SİYAH BEYAZ DEKORASYON - ELİTVE SOFİSTİKE

SOĞUK DİYENLER OLABİLİR...

BENCE BU EVİN DEKORASYONUNDA KARŞIKONULMAZ BİR HUZUR VE ASALET VAR...

ÖMÜR BOYU KULLANACAĞINIZ ASİL BİR RUH İLE KARŞINIZDAYIM...









16 Kasım 2012 Cuma

ÇALIŞ ÇALIŞ NEREYE KADAR ???

Günümüzün uyuşturucusu : İş hayatı.

Herkes deliler gibi çalışıyor.

Gün ışımadan sıcacık yataklardan kalkarak düşülen yollar...
Bilgisayar başında açma/poğaça/simit ile edilen kahvaltılar...
Yan masadakine duyurmadan yapılması asla mümkün olmayan, hiçbir özelliği kalmayan sözde “özel” konuşmalar...
Şeffaflık adına cam ofislerde çalışıyor, akvaryumdaki balıklara benziyoruz.
Hamile kaldığımızı önce kocamız, sonra amirimizle paylaşıyoruz.
Kime sorsan o toplantı senin bu toplantı benim koşturuyor. Herkes çok meşgul.
Az uyku, yoğun mesai saatleri bile yeterli değil işleri bitirebilmek için.
Tatillerde bile kulaklardan telefon, ellerden klavye düşmüyor...
Kimi patronundan dem vuruyor, kimi yapılan performans değerlendirmesinde hakkının nasıl “yenildiğinden”.
Sabah-akşam sıkış tepiş otobüslerde, ilerlemeyen trafikte boşa geçirilen sinir bozucu, bir o kadar da kayıp zamanlar...
Ayaküstü sigara molalarında, tuvaletlerde yapılan çekiştirmeler, çemkirmeler...
Nefret ettiklerimizin yüzüne gülümsemeler...
Okunmamış, cevaplanmayı bekleyen onlarca e-posta... Hazırlanması gereken sunum, aranması gereken insanlar...
Birbirinin aynı günler...
Duvardaki saate takılı gözler...
Buluşmak için zaman ayır(a)madığımız arkadaşlar...
Gelmesi istenmeyen pazartesiler, dört gözle beklenen cumalar...
Öğlene/akşama ama mutlaka  gün sonuna kadar yetiştirilmesi gereken raporlar...

...
Peki farkında mısınız bilerek ya da bilmeyerek kendimizi tüm bu koşturmacayla uyuşturduğumuzun...
Kimi boş olduğu için işten eve dönmek istemiyor, kimi dolu olduğu için.
Kimi en yakınını toprağa gömmüş oluyor, kimi en sevdiğini kalbine.
Kimi çocuğun okul taksidini ödeyebilmek adına deli gibi çalışıyor, kimi ev taksidi için.
Kimine sorsan gözü yüksek mevkide, kimine sorsan parada...
Tüm bunlar bir kenara, belki en çok da kendi iç sesimizi duymamak için bunca yüklenmişizdir işe. Durup bir saniye bile soluklanmamak, kendimizi sorgulamamak hatta tabiri yerindeyse kendimizi unutmak içindir bunca koşturma; kim bilir...
Ve biliyor musunuz ki günümüzde çiftler, artık en çok tatilde boşanmaya karar veriyormuş.


Başbaşa kaldıkları, başlarını kuma (işe) gömüp birbirlerini görmezden gelemeyecekleri zaman.
Haydi kaldırın kafanızı işten güçten!
Çünkü geçen her gün, ömürden...
Ve biz, havuz/bahçe manzaralı birkaç metrekare daha büyük bir evde sevdiklerimizle oturabilmek için işyerinde, birkaç metrekarelik duvar manzaralı masalarımızda sevmediklerimizle dirsek çürütüyoruz.




Blog Tanıtım : LİZE'NİN DÜNYASI

KEKLER, BÖREKLER, PASTALAR ARTIK CANINIZ NE İSTİYORSA KOLAYCA SİPARİŞ EDEBİLİRSİNİZ...

DUYGU GÜZEL BİR BLOG'LA ARAMIZA KATILMIŞ, 

İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ONLİNE SİPARİŞLE DOĞUM GÜNÜ VE PARTİLERİNİZE ŞIK DOKUNUŞLAR KATABİLİRSİNİZ...

HATTA ŞİMDİDEN BİZE YILBAŞI MASALARI İÇİN ÖZENDİRMEYE BİLE BAŞLADI, ACABA KİMLERİ ÇAĞIRSAMDA BÖYLE BİR SOFRA HAZIRLASAM DÜŞÜNÜYORUM :)))


15 Kasım 2012 Perşembe

HAMİLELİKTE SAĞLIKLI BESLENME - HAMİLELİK DİYETİ - KİLO KONTROLÜ

HERKES HAMİLELİKTE NASIL ÇOK KİLO ALMADIĞIMI SORDU

ŞOK ŞOK ŞOK YANITLIYORUM :))))

54 kilo ile başladığım hamileliğim 66/67 ile sona ermişti, doğumdan sonra 60 kilo idim, şimdi 57,5 biraz göbek kaldı o kadar. Emziriyorum diye hiç rejim filan yapmadım, çok da seviyorum yemeyi:)) Mert'in bu hareketliliğine ne kadar dayanır bilmiyorum.
Hamilelik döneminde sizin yediğiniz bebeğinizin yediği anlamına gelir. 
Bu nedenle bir lokma dahi olsa ne yediğiniz konusunda bilinçli olmanız bebeğinizin sağlığı ve obezite açısından büyük önem taşımaktadır.

Hamilelikte 9-12 kilo alınması normaldir. Başlangıç olarak öğün sayısını 3 ana 3 ara öğün olarak düzenleyin,  Ara öğünler sayesinde kan şekeriniz dengelenir. Bir sonraki ana öğüne tok oturmuş olursunuz. Az sık yemek yenecek, sonrasında yine mideniz sizi yönlendirecektir.  

bir arkadaşımın hamilelik diyetini uyguladım, hatta doktorum ilk 3 ayda folik asit vs. ilaç bile valma gereğim olmadığını söyldi :))

 
* hergün bol su için, sabah akşam günün her saatinde 2 kilo kuralını ciddiye alın...
* 6 dilim ekmek günlük hakkınız var 3 ana öğün için 2'şer dilim yani.
* hergün 1 yumurta - (kokuyor diyen bıldırcın yumurtası kaynatsın yutsun 1 lokmalık)
* en az 1 bardak süt
* en az 1 kase yoğurt (ikindi gibi meyvalı yoğurt harika oluyordu)
* tahin, pekmez eksik etmeyin...
* ilk 3 ay maydanoz, dereotu doktorum kesmemi istemişti, ama kahvaltılarımda ben domates, salatalık, havuç rendesi, maydanoz, dereotu, tere,çörekotu, kekik zeytinyağlı olmazsa olmazımdı...
* akşamları meyve yada taze sıkılmış meyva suyu şart
ÖĞLEN SEBZE YİYORSANIZ AKŞAM ET ,  ÖĞLEN ET AKŞAM SEBZE AĞIRLIKLI MUHAKKAK BESLENECEKSİNİZ. öğünde 6 köfte gibi düşünün besini alın ama abartmayın.
* haftada 1 öğün balık şart yiyene daha fazlası süper
* ceviz, fındık, yeşil fıstık, üzüm, kuru incir ve kayısı atıştırmalıklarınız olacak.  karnınız acıktıkça bebek zihin gelişimi için çantada, dolapta, arabada hep yanınızda... Balık yemeyen 2kat fazla yesin bunları...
* hafta içinde ıspanak, karnıbahar, prasai brokoli, mutlaka en az 1 öğün tüketilecek.
* pirinç, makarna makbul olanı 1 kaşık yada az tüketilecek,
* miğde bulantılarınızı azaltmak için ÇUBUK KREKER, SODA, ARMUT, MUZ, DONDURMA yedim sürekli...


birde yasaklarımız var ....
* çikolataa :(((
* hamur işleri, kek, çörek, börek..
* asitli içecekler !!! 
* çay (demiri yok ediyor çok isterseniz demsiz 1 bardak yada yerine yeşil çay, ıhlamur için)
* katı margarin direk yasak ... artık yemeklerde bile kullanmıyorum alışkanlık oldu tereyağ ve halis zeytinyağı kullanıyorum artık, başta koktu ama alıştık...
* Gebelikte beslenmede annelerin şeker içeren hiçbir gıdaya vücudun ihtiyacı olmadığını unutulmamalıdır. Gebelik esnasında şeker tüketimi anne ve çocuk için oldukça tehlikelidir. Gebelikte şekerden uzak durulması gerekmektedir.

 


Yemeklere çorba gibi hafif yiyeceklerle başlayın, şimdi alışkanlık oldu çorbasız yapamıyorum, hem tokluk veriyor çok yameiyorsunuz.
Sebze tüketimini arttırın. Sebzeler içinde barındırdığı vitamin ve mineral deposudur, ve de kalorisi düşük olması nedeni ile rahatlıkla tüketebilirsiniz. 
Yemeklerde az yağlı tüketin, günde ortalama 150 gram et yeterlidir, tavuk, balık ve kırmızı eti dönüşümlü olarak tüketin, kırmızı et hamileler için oldukça gereklidir ve düzenli tüketilmesi gerekmektedir, hamur işlerinden uzak durun, tuz tüketimini elinizden geldiğince azaltın hamilelikte 2 gram tuz yeterlidir. Baharatlardan acı baharatlardan uzak durun. Kafeinli içecekler yerine yeşil çay ve sütü tercih edin.

- Folik asit: Hamileliğin ilk sekiz haftası boyunca bebeğin omuriliğinde gelişim bozukluğunu engellemek için günde 400 mikrogram B vitamini almalı. Folik asit ıspanaki tahıllı ekmek, ıspanak, brokoli, avokado ve portakalda bulunur.

- Magnezyum: Bebeğin beyin ve sinir sisteminin gelişimine zarar gelmemesi ve hücrelerin daha çok bölünmesi için tüketilmeli. Ispanak, mercimek, sardalya ve fındıkta bulunur.

- Çinko: Hamileliğin ilk döneminde hücrelerin çoğalmasını sağlar. İlk birkaç haftada kırmızı et, sardalya, buğday tüketmemek çocuğun beyin ve merkezi sinir sisteminin gelişimini olumsuz etkiler. 

- B1 Vitamini: Yorgunluk giderir. Bezelye, portakal haşlanmış patates ve yumurtada bulunur.

- B2 Vitamini: Enerji için önemlidir. Yoğurt, zengin tahıl, yumurta , yağsız sığır eti ve tavukta bulunur.

- D Vitamini: Kemik gelişimine çok büyük katkıda bulunur. Haftada bir porsiyon yağlı balık tüketin.

- Kalsiyum: Kemikleri güçlendirir. 

- Demir: Kırmızı et, balık, kuru kayısı, kaju fıstığı gibi besinler tüketebilir.

- Kahvaltı: Tam tahıllı mısır gevreği, muz ve meyve suyu veya iyi pişmiş iki yumurta, ızgara domates ve ekmek. Alternatifi ise meyve salatası ve yoğurt.

- Öğle yemeği: Tavuk göğüslü, salatalı dürüm ya da jambonlu, domatesli ve salatalıklı sandviç.

- Akşam yemeği: Biftek, fırında patates ve sebze ya da fırında somon ve kahverengi pilav.

- Atıştırmalık: Bir avuç badem ve muz. Ya da yağsız yoğurt.
 


 
 
 


14 Kasım 2012 Çarşamba

LOLİTALAR sizler için MEZUNİYET - BALO KIYAFETi

ABİYE VE TUVALET topiğim çok ilgi görmüş, MEZUNİYET VE BALO GÖRSELLERİMLE DEVAM EDİYORUM.

Malum yaz her sene yaklaşınca telaş başlar okullarda, ayrıca bende dahil olmak üzere yine hepimizi düğün, nişan, mezuniyet telaşı sardı şimdiden. 

Nette araştırınca Sagaza Madrid’i rastadım, duymuşsunuzdur. Nişantaşı’ndaki butiğini anlatamıyorlar bile ki modeller inanılmaz farklı, çarpıcı. Kendine özgü tasarımları, kısa uzun gece elbisesi alternatifleri, sezonun flaş renkli mükemmel tasarımları ile özellikle son 2 sezondur bomba gibi gidiyormuş. Genç kesimler tarafından beğenilmesinden dolayı özellikle mezuniyetlerde seçtiğiniz elbise ile pişti olmamanız için mağazaya bildirmenizi şiddetle tavsiye ederim:) 

Merve Boluğur ile yeni sezon katalog çekimlerini gerçekleştiren markanın styling’i ise hepimizin bayıldığı isim Bahar Kongel’e ait. Sitesinde ve sayfalarında yayınladıkları fotoğraflarla baş başa bırakıyorum sizleri, fazlası için butiğe uğramanız yeterli.

ve HÜRRİYET KAMPÜS'ten BİZİMLESİN yazısı .... OKUYUN 





















 

 

 

Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)