Translate

Fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2019 Salı

BIRAKIN PERDELER AÇIK KALSIN


Yaşlı hanım hastamız “İstemiyorum. 

Perdelerin kapanmasını istemiyorum. 

Pencere bahçeye bakıyor, üstelik 4. kattayız. 
Kimsenin içeriyi göreceği yok. Lütfen perdeleri kapatmayın” diye söyleniyordu.

O gece yattığı koğuştaki diğer hastalar perdeleri kapattırmadığı için servis hemşiremizden yardım istemiş,
hastamızı ikna edemeyen hemşiremiz de sorunu bana iletmişti.
 Odadaki diğer iki hasta pencere kenarında yatmakta olan hastamızın perdelerin kapanmaması yönündeki ısrarını anlamamış:(
biraz da öfkelenmişti.
Odaya neden girdiğimi anlayan hastamız ağzımı açmadan
“perdelerin kapanmasını istemiyorum, lütfen ısrar etmeyin” diyerek karşılamıştı beni.
İkna olacak gibi görünmüyordu.
Yatağının kenarına oturup sakinleştirmeye çalıştım.
 Odadaki diğer hastaların isteğini de ileri sürerek hiç olmazsa tül perdeyi çekmeye razı ettim.
Pek içine sinmemişti ama oyunun kuralına göre oynanması gerektiğinin de farkındaydı.
Odada gerginlik sürüyordu.
Yanlarında kalıp konuşturup sakinleştirmeyi düşündüm.
Hastamızın ziyarete gelen çocukları ve torunları olduğunu hatırlayıp, onları sordum.
Özellikle torunlarından söz etmeye başlayınca yumuşadığını, yüzünün güldüğünü fark ettim.
Oğlu ve kızının çok çalıştığından, kendi çocukları ile ilgilenmeye zaman kalmadığından yakındı.
- Evde herkes çalışıyor. Büyük torunum okuldan eve geldiğinde karşılayan kimse olmuyor.
O kocaman evde tek başına ne bulursa onunla karnını doyurup televizyonun karşısına oturuyor. Garibimin önüne sıcak yemek koyup sırtını sıvazlayacak, saçını okşayacak biri bile yok yanında.
“Ama modern hayat hep böyle. Hayat hızlı ve herkes meşgul, ne yapacaksınız?
Bütün büyük kentlerde bu sorunlar yaşanıyor sanırım” diye üsteledim.
Omuzlarını silkti. Doğrulup yastığını düzeltti.
Sonra yine o öfkeli gözlerle baktı.
- Modern hayatmış, sevsinler. İnsanı yalnız bırakan, başkalarından uzaklaştırıp içine kapanmasına yol açan modernliği ne yapayım?
Herkes yalnız, çocuklar bile yalnız görmüyor musunuz?
Kimse kimsenin derdini bilmiyor, bilse bile kulağının üstüne yatıp görmezden geliyor.
Anlatmaya çalışsan yaşama telaşından kimsenin durup dinlediği de yok.
- Nasıl bir yalnızlık bu sözünü ettiğiniz?
Her ne kadar konu ilgimi çekse de gerçekte, hastamızı biraz daha konuşturup sakinleştirmeyi
ve böylece odadaki gergin havanın bir ölçüde giderilmesini amaçlamıştım.
- Doktor bey oğlum, yıllar içinde azar azar öyle şeyleri yitirdi ki insanlar,
evlerine kapandıkları yetmedi, şimdilerde kendilerine de kapanmalarını bekliyorlar.

Sonra çocukluğunu, insanların bahçeli konu komşunun birbirini görebildiği evlerde yaşadığı yılları anlattı.
Konu odadaki diğer hastaların da ilgisini çekmiş, az önceki hırlaşmayı unutup hastamıza kulak kabartmışlardı.
- Önce bahçeler otopark oldu.
Apartman hayatı, modern yaşam dedik bahçenin çamurundan kurtulduk diye kandırdık kendimizi. Herkes evlerine çekildi.
Kimse kimseyi görmez, duymaz oldu.
- Peki sonra?
- Sonra sıra balkonlara geldi. Balkonları kapatıp eve kattılar. İşyerleri de balkonsuz oldu.
Dışarının tozundan kirinden kurtulduk diye kandırdık yine kendimizi.
Konu komşuya, gökyüzüne, dünyaya açılan balkonlar da gitti elimizden.
Yetmedi sıra pencerelere geldi. Tül perdeydi, güneşlikti, kalın perdeydi derken pencereler de örtüldü.
Jalûzi, panjur stor derken pencereler kapandı.
Onca para döktüğümüz perdelerimize bakıp “ne güzel oldu” diye avunduk.
Güneş görmeyen, gün ışığı gibi yanan lambalarla aydınlatılan işyerlerine, evlere kavuştuk.
Her şey yavaş yavaş oldu.
Modernleşiyoruz diye tüm bunları sineye çektik.
- Peki ya şimdi?
- Görmüyor musunuz?
Herkes içine kapandı.
Bahçesi balkonu olmayan pencereleri örtülü o çok modern evlerde dışarıyla tek bağlantısı televizyon olan insanlara dönüştük.
Gerçi biraz daha okumuş olanların internet ve cep telefonları da var ama yalnızlık aynı yalnızlık.
İnsanları içine kapatıp yalnızlaştırdılar.
Şimdi sadece bakmaları istenen yöne,
televizyona bakıp orada izledikleri dünya ile yetinmelerini orada yaşayıp tüketmelerini, sadece tüketmelerini bekliyorlar.
Dedim ya modernlikmiş, sevsinler…
Odadaki hastalardan biri televizyonun sesini önce kıstı, sonra da kapattı.
Diğer hastamız dayanamayıp “Durum bu kadar mı kötü?” diye sordu.
Bizimki gülümsedi duvarda asılı olan manzara resmini gösterdi.
- Kimileri durumun farkında.
Duvarlarına resimler asıp ara sıra da olsa başka yöne bakmayı, resimlerin içine dalıp hayaller kurmayı veya kitap okuyarak kendini avutmayı başarabiliyor.
Ama ben çocuklar için, torunlarım için kaygılıyım.
Hangi çocuk gökyüzündeki bulutlarla !
veya oyun oynadığı halının üstündeki desenlerle hayaller kurmamış, oyunlar oynamamıştır?
Öyle bir kapandık ki hayata, şimdi ne o halılar var, ne de çocuklarımızın görebileceği gökyüzü.
Varsa yoksa televizyon, tablet,bilgisayarlar.
Her şey hazır, hayaller bile.
Hayal kurmayı bile çok görüyoruz, çocuklara.
Eliyle pencereyi gösterip “Bu yüzden istiyorum, penceremi.
Hastane odasında bile olsa pencere örtülmesin, perdeler açık kalsın istiyorum.
Gökyüzümü kaptırmayacağım bu yamyamlara” dedi.
Bu sözlerden sonra başucundan kitabını ve gözlüğünü aldı.
Odada az önceki gerginlikten eser kalmamıştı.
İzin isteyip yanlarından ayrıldım.
Ertesi sabah
ve daha sonraki günlerde o odanın tüm perdelerinin açık olduğu dikkatimizden kaçmadı.



Üstelik hastamızın taburcu olmasına

ve aradan geçen onca zamana karşın hiçbirimizin eli gitmedi o perdeleri kapatmaya.

🙏🙏💖💖
Dr. Mehmet Uhri ~☆☆

16 Aralık 2019 Pazartesi

Yalova Termal Şifalı Kaplıcaları - Sultan Banyo

Dünyada sağlık turizmi giderek önem kazanıyor ...

 İstanbul'a Yenikapı'dan Feribotla 1saat 15 dk. uzaklıkta 

araçla köprüden 1 buçuk saatte gidebileceğiniz şifa kaynağı sıcacık bir ortamdan bahsedelim ...

Yalova merkeze 12 km. mesafede ve minibüs kalkmaktadır... 

Biz bu hafta ufacık bir kaçamak yaptık :)

özellikle sonbahar kış aylarında tavsiye ediyorum .... 

 


Yalova Termal Kaplıcalarının Hikayesi Nedir ?


Termal ilçesinde bulunan kaplıcaların milattan önce 2000 yılında meydana gelen 
bir deprem sonrasında ortaya çıktığı bilinmektedir. 
Bu dönemden sonra sürekli ilgi odağı olan Termal ilçesi, özellikle Romalılar döneminde çok daha meşhur olmuştur. 
Farklı kaynaklarda yer alan bilgilere göre yerin altından çıkan sıcak su ve buhar, 
o dönemki insanların burada yeraltı tanrısı yaşadığına inanmasına neden olmuştur. 
Romalıların ardından Bizans hakimiyetine giren Termal ilçesine ilk hamam bu dönemde yaptırılmıştır.


Yalova hem memleketim hem yakında nefes alacağım bir tatil, sağlık ve turizm merkezi .
Hava ne kadar soğuk desekte; 
ulu kocaman çınarlar arasında yol alırken bu mis gibi hava harika geliyor.
yazın görseniz yemyeşil birde :)

Hayrettin Karaca tarafından, 1980 yılında 13,5 hektar arazi üzerinde kurulan koleksiyon 
Türkiye'nin ilk ağaç müzesi Karaca Arboretumu da buradadır.
 Bugün yaklaşık 7000 civarında değişik bitki türü ile harika peyzaja sahiptir.



Yalova Termal, 
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TERMAL İŞLETME İDARESİ tarafından işletilmektedir.

Kalsiyum, Sülfatlı Ve Florürlü Miks Termomineral Sular Sınıfındandır. 
Toplam Mineralizasyonu Yaklaşık 1500 Mg/L Düzeyindedir. 
Ayrıca Kaplıca Suyu Renksiz, Berrak Ve Tatlıcadır. 
1911 Yılında Roma'da Yapılan Kaplıcalar Yarışmasında "Suları Faydalı En İyi Kaplıca" Ödülünü Almıştır.

Yalova Termal Suyunun Termal Havuz ve Kurşunlu Hamamı, Banyo Kürleri, 

Özellikle Romatizmal Hastalıklarda Etkilidir.  

Girişten sonra biraz ilerledikçe tarihi Termal Kaplıcaları ve Bembeyaz Çınar otel sizi karşılıyor,  

Sağlık Bakanlığı Çalışanları İçin %50 İndirim Uygulanmaktadır.
Tesisin Şifalı Suları Hatta bu kış çekilen fotoğrafı Dünyaca Ünlüdür.

 

 
Yalova Atatürk’ün benim kentimdir dediği;
Termal'de pek çok defa gelerek yazlık başkent olarak kullandığı 
1929’da 35 günde tamamlanan Atatürk Köşkü’nü gezebilirsiniz (ücretli)

Tam meydanında kurulan ve muhteşem sultan kostümleri 
hatta rengarenk papağanlarla fotoğraf çektirebilirsiniz. 


İlk misafiri Mustafa Kemal Atatürk olan tarihi Limak otel muhteşeme ama söylemeden geçemicem .



 

Aslında çok fotoğraf çekmek isterdim 
ama kendim yürüyüşe dalmışım, bu sefer gözlerim benim için kaydetti anı...
Yine de netten buraya dair güzel noktaların hepsini toparladım sizlere ... 



Biz sıklıkla :) 
Sultan Abdülmecid'in 
Bezm-i Alem Valide Sultan 'ın romatizma ağrılarına iyi gelince ilgi gören
Valide Hamamı’nın yanında Sultan Banyo'yı tercih ediyoruz... 
Aile banyoları var ücreti 2 kişi+çocuk için 60 tl. 


Bir nefes şu hayat !

Sevgilerimle ...



 

 

5 Kasım 2019 Salı

TARİHİ EMİNÖNÜ BALIKÇILARI - TURŞUCU - OSMANLI LOKMA TATLI Hakkında Ne Düşünüyorsunuz ???


Yolumuzu İstanbulu'un Fatih'in merkezine çeviriyorum bugün....

"Evet zaman zaman bazı tatsız olaylar da oldu"

Ama Çok sevdiğim bir noktadan bahsetmek istiyorum size !

 

 “Balık-ekmek" bu bölgedeki kültürün bir parçası…

Her gidişimde de yemeden dönmem :)

 

 

“Tarihi yarımada ile ilgili 

İBB'nin bir düzenleme projesi kapsamında kaldırılmasından bahsediliyor, 

kabul de ediyorum hoş olmayan görüntülere de sahipler,

ama kaldırılmalarını da istemiyorum :(

 

 

Eminönü Meydanı ve balık ekmek tekneleri eski sinema filmlerinden tutun,

  turistlerin bile ziyaretlerinden fotoğraf karelerine kadar olmazsa olmazlarından.

Yolu Eminönü'ne düşen herkesin miğdesine hayır diyemeyip, uğradığı, 

sallanan teknelerde verilen ızgara balık, turşu eşliğinde, salaş taburelerde oturan onca çeşit insanın ortak noktası.

Neşeli Günler filminde Adile Naşit ve Münir Özkul'u anmak misali sirkeli mi limonlu mu turşu olsun artık bilemem :P

Boğaza Bosfor bosfor diye bağıran çığırtkanlarda orada,

5 dk. bir masanıza gelip mendil satmak isteyen çocuklarda :)

Otobüslerine koşanlarda,

Martılar da ... 




 1 Kasım itibariyle teknelerin kaldırılması için İBB ihtarname göndermişti.  
Balıkçılarda kararı yargıya götürmüşler ve Mahkeme durdurulmasına karar vermiş, 
acaba proje vs. planlanıp mı bu aşamaya geçilseydi?
150 kişinin çalışıyor olması da sıkıntı kaç eve ekmek giriyor ?
Kimseyi savunmuyorum ! 
Sadece yapılacak birşey için daha planlı mı hareket etsekte böyle tepkiler almasak.


Yine de; 

bu güzel mekanın havasını seviyorum,

buradan denizi izlemeyi seviyorum,

oğlumla Galata Köprüsünde balık tutanları ziyareti seviyorum,

Ağzımızın tadı kaçmasın istiyorum, 

güzel yönde onlarla değişimi ve yenilenmeyi istiyorum.

 

Sıcacık Lokma tadında,

Şehr-i İstanbul'um dan Sevgilerimle...




 

1 Ekim 2019 Salı

GEZİLESİ YERLER : Salda - Pamukkale - Çeşme - Alaçatı - Ilıca

Beyaz Bir Tura Katıldık YİNE :)

 

Türkiye'nin Maldivleri Salda’ya, oradan Pamukkale’nin güzelliklerine ...

ve oradan da Çeşme, Alaçatı, Ilıca'ya yolculuk zamanı !

 

Türkiye'nin 3. En derin gölü Salda.


SALDA; Turkuazmavi bir göl, bembeyaz kil yapısı kumlarıyla harika bir yer,

 

gece yolculuğuyla çıktık İSTANBUL'dan sabahın çok erken saatlerinde vardık, hava çok rüzgarlıydı şansımıza :(
Ama muhteşem bir deneyim çok güzeldi, 
Rehberimizin anlattığına göre  185 metreye varan derinliğe sahipmiş, kenarında yürüyüş yapmak bile çok farklıydı, 
balçık bir yapı olsada bu kilde yürümek bana öyle iyi geldi ki. 
Hatta cilt hastlaıklarına iyi geldiği için kum banyosu yapanlar çok oluyormuş.
Dünyada Mars özelliği gösteren yapısıylada dikkat çeken bir turizm noktası olmuş iki yerden biri, Yanlış bilmiyorsam magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars’ta da vardır demişti.



Çok detaya girmek yerine, öz bilgiler verip bol resime yer vermek istiyorum,

gözünüz görünce canınız şöyle rahatlamak istesin...

 

Tarihi Hierapolis Antik Kentini ziyaret ettik sonrasında...

 

 (Nekropol, Antik çağda Cehennemin giriş kapısı olarak bilinen Plutonium yani Cin Aralığı’nı,
 Domitian Kapısı, Sütunlu Caddesi, Tiyatro, Karbondioksit Antik Havuz, Son çıkarılan kalıntılara ait Müze)
Biraz yürüyorsunuz ama o kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz ki her adımınızda bir pencereye bakmak bambaşka ! 
Bu alanda Hristiyanların helenistik dönemde hac merkezlerinden biri olarak görülüyor. 
Artı antik havuza girmek isterseniz yanınıza mayo almayı not alın :)
 Ama
bana sorarsanız o pamukkale travertenleri gerçekten Rabbimin bizlere mucizesi ... 
2300 yıllık şifahane boşuna denmemiş hatta UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor,
35 le 100 derece arasında çıkan kaynak termal sular zamanla çıktığı noktayı karsiyum karbonatla bembeyaza çevirmiş...
Gerçi bir dönem Kenan EVREN burada bir kaç alana asfalt döktürüp, kararttığı noktaları görünce kendileri için özel konaklama yapılmasını talep etmesine inanamadım,
90lı yılların sonunda yönetimin çabalarıyla buraya yapılan tesisler sökülmüş, ağaçlar dikilmiş, 
bence çok da iyi olmuş,
turizm açısından bu güzelliği kaybetmemize sebep olucaklarmış, hala bazı bölgelerde kararmalar görünüyor.
Unutmadan;
Antik Kent ve Pamukkale Travertenlere Giriş Ücreti 60 tl, 
Müze Kart 70 Tl. (Üstelik 1 sene boyunca tüm Türkiye'deki girişlerde kullanabiliyorsunuz)

 


Akşam konaklama için tercih edilen yer Vista Wellness Spa Hotel Pamukkale

nostalji bir otel, odaları temiz, özellikle havuz başında açık büfe yemekleri lezzetliydi, 
hatta çin, kore turistleri o kadar yoğun bir oteldi ki ben memnun kaldım.
tek sorun sinekler itiraf etmeliyim :( 
onlarla yemeğimi paylaşmak istemediğimi söylesem de onlarca belki yüzlerceydiler... 
Denizli aslında tekstili ve susmak bilmeyen hatta en sonunda bayılmasıyla ünlü HOROZ'uyla anılıyor ..


2 gün ne olur ki demeyin kendinize vakit ayırmak isteyin yeter ki, 
SALDA, PAMUKKALE TRAVERTENLERİ ve OTELDEKİ KAPLICA BANYOSUNDAN sonra 
bol sulardan sonra vücudunuz öyle dinlenmiş uyanıyorsunuz ki.

Programımızın 2. Gününde Kore'li dostlarla kahvaltının ardında 

Rotamız Çeşme, Alaçatı, Ilıca Plajı ...

 

Hazır Müzekartınız varken, Çeşme Kalesi’ni panoramik görüntüsünü görmeden dönmeyin, 
Çeşme Limanı ve arnavut kaldırımlı nostaljik taş rum evleriyle sokakları da oldukça ünlüdür, 
Yazın son demlerinde Bol bol fotoğraf çekebileceğimiz bir geziydi bizim için.
Hadi bir Türk Kahvesi içelim denize doğru.


 




Otobüslede olsa biz sıkıntı çekmedik,
oğluşum bile yanımızdaydı:)
Zeytin bahçeleriyle dolu yollardan, tabi zeytinyağlı yemeklerinden, ılıca daki içi görünen o misgibi plajından, 
begonvilleriyle süslü sokaklarından, çeşitli kafeleriyle, rengarenk tatlı butik otelleriyle Alaçatı vs. bize iyi geldi,
Eylül sonu olsa bile hala oralar sıcak gidin derim :)

Aaa önemli not:
Sakız ağaçları bölgede çok fazla, e doğal olarak sakızlı dondurması çok meşhur...

 

Aklıma gelenler şimdilik bu kadar,

siz daha güzel anılar bırakın kendinize,

Bu hayat hepimize sunulmuş en güzel Hediye,

Sevgilerimle


 

2 Eylül 2019 Pazartesi

BU HAYAT 2 KİŞİLİK


NOT DÜŞÜYORUM !

 

UNUTMAYIN; 

BU HAYAT 2 KİŞİLİK 💕

BİZ ÇOK KAVGA ETTİK

BİRBİRİNİZİ BULMUŞSUNUZ; ŞİMDİDEN KIYMETİNİZİ BİLİN... 

 

Blogum; duyumsal günlüğüm, anektodum bu çok önemli unutmamalıyım...

Haftasonu hac ziyaretini yapıp gelmiş, yaşı hayli geçmiş tonton bir amcamın yanından geldim...
eşini de çok sever, öyle güzel bakar ki...
her şey bitiyor, ömür geçiyor, sadece bakıyorum arkadan şimdi, dedi...
nasihatım olsun size diye de ilave etti çıkarken kapıdan...
içimden sanki güvercinler uçuverdi :)

Kıymet bilenlerden olabilmek dileğiyle ... 





 

 


23 Mayıs 2019 Perşembe

NİŞAN HAZIRLIKLARI - EVDE SÖZ NİŞAN MEVLÜT TÖREN MASA NASIL HAZIRLANIR ???

Geldi bahar ayları...

Başlasın Nişan Hazırlıkları :)

 Bizde baharda nişanlanan gelindir yaza :)


sevgili okur dostlarım, bu yazımı en güzel anlara ihtiyacen kaleme alıyorum,

SÖZ, KIYAFET, BOHÇA ve GELENEKLERE dair yazımda ön kısmından bahsetmiştim...



Geleneklerimize göre önce aileler tanışıyor ve kıs isteme merasimiyle SÖZ kesiliyor...
Bazen de SÖZ - NİŞAN bir arada evde güzel bir organizasyonla şık bir ortam oluşturuluyor...

KARAR TABİKİ EVLENECEK OLAN GÜZEL ÇİFTİMİZİN 

💗💗 



Evde yapmayı planlıyorsanız ?

ki son dönemde EVDE NİŞAN ÇOK MODA ...


herşeyi ile 

dekorasyon, pasta, çiçekler, masa ve hediyelikleriyle
organizasyon firmaları var
siz sadece kendi heycanınızı yaşıyorsunuz
nette google amcaya sorun bir sürü çıkıyor şimdi reklam vermiş olmayalım:)
Bütçenizin miktarına göre iyice abartıyorlar, görsel örnek ekliyorum bir tane ...


Ya da 

bu benim için en özel anlardan biri derseniz
internette, eminönünde hatta mercanda kendi zevkinize göre satın alıp veya kiralayıp, 
özene bezene hevesle planlıyorsunuz ...

sanırım ben 2.sini seçenlerdenim...


Küçük ama önemli ayrıntılara gelelim !!!

  

 Nişan Pastası, cupkek hatta kanepe gibi tuzlu tercihler olmadan olmaz, 


ben genelde yıllardan beri KAREN Pastanesini tercih ediyorum, 
pasta, şekerleme hatta özel tasarım ne model göstersem yapıyorlar 
tavsiye ederim çok da lezzetli 
İBBden zeynep hnm. yönlendirdi dersiniz :)

                         





 

Güzel estetik ve bence biraz da naif ayrıtılardan pleksi ayna isimlikler

ister masanızın üzerinde yer alsın isterseniz tülün üzerinde çok hoş oluyorlar, 

önceden sipariş verin.

 


EN ÖNEMLİSİ;

MUTLAKA çikolata seçiminizi ve siparişinizi önceden yapın,

süslemek ve teslimat bazen sarkabiliyor... 

Adım adım tüm hazırlıkları tane tane yazdım sizlere... 
Zevkle dekore edceğiniz bu özel anların tadına varmak da ayrı bir mutluluk veriyor.






Masa üzerindeki ayrıntılara genel olarak 350 - 500 tl.ye satın alabiliyorsunuz netten
ama diyorum ya bazı eminönünde toptan satış yapan yerlerden daha uyguna mal edebiliyorsunuz
önce konseptinizi belirleyin karmaşa olmasın .
ALTIN - GÜMÜŞ - AHŞAP ve DOĞAL RUSTİC tercih size kalmış

.
.
.
ayrıntılar çok önemli demiştik evet...
son olarak size hediyeliklerinizi hatırlatıyorum ve bol fotoğraflı bu postumun
size gerçkten kolaylık getirmesini umuyorum...

akide şekeri , kahve, oda kokusu, lavanta kesesi, ıhlamur çayı, lokum, kolonya, pleksi magvet

 vs. vs...

renk uyumu, süsleme detaylarındaki zerafeti sakın unutmayın ki herşey güzel olsun...
Sevgilerimle..














Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)

Zeynep'le Hafta Sonu (107) Zeynep'le Alışveriş (95) ÖNEMLİ (93) Zeynep'in Mutfağı (85) Mutluluk (77) Zeynep'le MODA (67) Zeynep'le Dekorasyon (63) DIY (62) KADIN (59) Dekorasyon (53) Elbise Dolabı (50) Bebek (49) Zeynep'le Ramazan (49) aşk (48) Evlilik (46) Seni Seviyorum (44) İlişkiler (44) Doğum Günü (40) Fotoğraf (40) GÜZELLİK (40) Ev (38) Tasarım (34) Düğün (33) İstanbul (31) Romantik (30) Mutfak (29) Tatil (29) Abiye (28) Erkek (25) HEDİYE (25) eğlence (25) Beyaz (22) Bebek Odası (21) Ahmet Mert (20) Gelin (19) Sevgililer Günü (19) Nişan (17) Pratik Bilgiler (17) müzik (17) Ayakkabı (16) Bahar (16) Yatak Odası (15) Derya Baykal (14) Hamilelik (14) Sinema (13) Ünlülerin Evi (12) Zara (10) Bahçe (7) Pırlanta (5) DIYi (4)