Translate

Mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2013 Pazartesi

Instagram Günlüğüm :)

Herkese iyi günler; enerji dolu haftalar . . .

Geldim, döndüm satırlarıma,
Şehr-i İstanbul'uma
ve siz sevgili dostlarımın arasına....

Ne yazayım ilk olarak diye düşünürken instagram postu yapmadığımı ve ayın 17si olduğunu farkettim.

Artık her sektöre yayılan huzursuzluğu birazcık dağıtmak için kendimce geçen hafta azıcık güzelce gezdim geçtiğimiz hafta...

Hayatta bilseniz daha neler oluyor, kimselere inanmadan gitsem dedimmmm... Güneşi hissettik, sulara dokunduk...

Huzuru kokladım Yalova'da...
Bundan sonra görsellerim daha bol olacak inş. :) Sevgilerimle...
Adresim TIK TIK

5 Haziran 2013 Çarşamba

Mirac Kandili - Bu Olaylar Bitsin . . .

Sevgili Dostlarım;

İş bulma, staj, imar sıkıntım, konser, davet için yer ayarlamak lazım diyen, organizasyon, bir öğrenciye burs, fakire yardım ya da bahceme iş yerime bi çiçek lazım diye 10 yıldır arayan
arkadaşlarım, akrabalarım
demokrasiyi bile demokratik olarak savunamayan bir millet haline gelmişiz...

Kuşkusuz tüm toplumlarda halk arasında farklılıklar olduğu gibi bizim toplumda da farklılıklar vardır. Türkiye'nin en büyük zenginliği farklılıkları hoşgörü ile bir arada tutmasıdır.

dinine, siyasi görüşüne yada faydasına göre mi arkadaş oluyoruz artık
insanlar buna göremi selam veriyorlar birbirine kaç gündür ??? öyleyse bende bileyim artık !

Vatan, millet sevdası adı altında yapılanları ben yakıştıramıyorum hiçbirinize
o zaman ne farkı kaldı karsı cıktığınız duzenden...

ağaçsa, özgrlükse, derdiniz sadece 1 haftada verilen zararın haddi hesabı yok,
hak ararken yakıp yıkmadan sesini duyurabilecek olgunlukta kalitede olmalı insan...

Bu mübarek günlerin gecelerin hürmetine ben sakinlik, birlik ve barış diliyorum.
birbirimizi kıskırtma zamanı diil, bu kavga bitsin diye dua ediyorum,
Bol bol yağmur yağsın diye dua ediyorum.

bir hakkım varsa şu mübarek kandil gününde helal olsun,
sevgiyle kalın



4 Haziran 2013 Salı

Merhaba Dostlarım;

Medyayı ve yaşananları üzüntüyle izliyorum;İyi bir aileden geliyorum, Türk'üm, çok şükür müslümanım, master derecesinde iyi kurumlardan eğitim aldım, kurumsal düzeyde tecrübelere sahibim ve fikirsel düzeyde kendi insanlarıma karşı çarpışma gerektirmeyecek kadar olgunlaşmaya ulaştıgımı düşünüyorum.

Blogumda, facesimde, twitter hesabımda hiçbir zaman siyasi görüşe ve karşıtlıklara izin vermedim ve böyle bir yazıya yer vermek istemezdim.

Türkiye Cumhuriyeti istisnasız her ferdin alın teriyle, çabalarıyla büyümüştür. 
Kuşkusuz tüm toplumlarda halk arasında farklılıklar olduğu gibi bizim toplumda da farklılıklar vardır. Türkiye'nin en büyük zenginliği farklılıkları hoşgörü ile bir arada tutmasıdır.

Taksim’de benim üzüldüğüm konu gezi parkındaki beş on ağacın kesilmesiyle böyle bir olayın özünden sapmasıdır, ve görüntülere bakın... 
Hükümete de, Muhalefete de, Medyaya da, Samimi direnişçiye de çok iş düşüyor;


Bazı arkadaşlarımın başındaki AĞAÇ olayını gerçekten saptırıp, bu proveke ve savaş içinde neyi yıkma içinde olduklarını anlamıyorum, 
Yaptıkları hitaplarda hırçınlıklarını karşı üzüntü içinde izliyorum,
Vatan, millet sevgisi adı altında çevremize ağaç kesilecek derken verilen kirliliğin, tahribatın, yakılan araçların, gözlerdeki nefretin haddi ve maliyetin hesabı yok.

Artık bu karmaşayı bırakın; 28 Şubat darbesinde, 1980'de de böyle geri gittik, bu provakasyonları yememeliyiz. 

Durduk yere nedir bu yabancı basının ilgisi bize. 

Tunusa, Libyaya, Mısıra, Surıyeye dondurmek ıstıyorlar ülkemizi !!!
Türkiye tüm Dünyaya kafa tutar noktadayken!!! Dış itibarını azaltmaya yönelik ve aynı zamanda tarihte kaç kere karşılaştığımız iç karışıklık ile yoketme çabaları içinde olabilirler.

Ben yavrumu huzurla büyütmek istiyorum...
Lütfen sakin olalım...
Sevgi ve saygı ile...



22 Mayıs 2013 Çarşamba

Kelebek Etkisi - Sunay AKIN

“Sen yine de bana nasılsın diye sor. 

Kötüysem bile sırf senin için iyi olurum.”

 


21 Mayıs 2013 Salı

Şevval Sam - Geçmesin günümüz sevgilim yasla

İşte harika oldu... Akşam Fasılı...




Ruhum Büyümeyen Bir Kız Çocuğu . . .

Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba?
18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi?
Bence hiçbiri değil.
Bir kız çocuğu büyümez.
Kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini.
Son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız olarak verir.
Ama değişim yaşar.
Hayat o kızı sürekli değiştirir 
ve bu değişimlerin hiç şaşmayan bir aktörü vardır:
"Bir erkek.."

|Zülfü Livaneli|

NAR ÇİÇEĞİ - Tİşört - JEAN Ceket Kombin - BU Tam Benlik Rahat !!!

Renklere bakınca;
sonra etek ayakkabı bir de ceket kelime bulamadım yazacak öyle fresh hissettimki
giymek istiyorum hemen
ve sahil kenarı bir cafede dostlarla buluşmada olur;
ama bu benim işte
tam anlatım...

Hadi olmadı Püfür Püfür bir yaz akşamındayım,
Beşiktaş Malta Köşk'ünde mantı yemeğe gidelim hadi :)))


16 Mayıs 2013 Perşembe

Bugün 3 Ayların Müjdecisi Regaib Kandili


Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in 

Duaların geri çevrilmeyeceğini beyan ettiği 5 geceden birisi olan Regaib Kandili bu gece idrak ediliyor.

Bu gecelerin yenilenme fırsatı sunduğunu belirten ilahiyatçı Prof. Suat Cebeci, ‘Rağbetler' anlamına gelen Regaib Kandili'nde, Allah Resulü'nün getirdiği İlahi Beyan'a rağbet göstermeyi tavsiye ediyor.

Bereketli üç ayların ilk kandili Regaib, bu gece ihya ediliyor. Peygamber Efendimiz'in (sas), "Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şaban'ın 15. gecesi, cuma, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi." hadisinde de bahsedilen Regaib, ‘rağbetler' anlamına geliyor. Sakarya Üniversitesi Din Eğitimi Uzmanı Prof. Dr. Suat Cebeci, "Müslümanlar bu geceyi ihya ederek, aslında gelecek bir yıl içerisindeki itibarını, ilgisini neye yönelteceğini de belirlemiş olur." diyor. Gecenin dua, tövbe ve Kur'an-ı Kerim ile bereketlendirilmesini tavsiye eden Prof. Cebeci, bu gece yapılacak ibadetlerle kişinin yenilenme fırsatı elde edeceğini kaydediyor.

Recep ayı girdiğinde Peygamber Efendimiz'in (sas), "Allahümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa'ban ve bellığnâ Ramazân. (Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır.)" duasını çokça okuduğu ifade edilir. "Recep'in ilk cuma gecesini ihya edene, Allah kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder." hadis-i şerifinde ifade edilen ilk cuma gecesinin Regaib Kandili olduğu belirtiliyor.

Dinî eğitimi uzmanı Prof. Cebeci, "Bu geceler Müslümanlar için, kendilerini muhasebeye çekeceği, geleceğe ait dini heyecanlarını, aşk ve şevklerini geliştirecek bir fırsattır. Regaib rağbetler demektir. Kur'an okuruz, dua ederiz ve bir yıl boyunca Allah'la olan ilişkilerimizi hep aynı sıcaklıkta, aynı takva içerisinde olma şuuruyla canlandırırız. Bu geceyi bu şekilde değerlendirmek gerekir." tavsiyesinde bulunuyor. Bu gecelere farklı, dinî yönden bir anlam yüklemenin doğru olmadığını söyleyen Prof. Cebeci, "Sanki şartmış gibi düşünmemek lazım ama şart olmayan o kadar güzellikler vardır ki! İnsanın dinî hayatını güzelleştiren, yenilenmesine vesile olan fırsatlardan birisi de bu gecelerdir. Her Müslüman'ın bunu güzel bir fırsat olarak değerlendirmesi gerekir." ifadelerini kullanıyor.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri "Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif'te yüzden geçer, Şâban-ı Muazzam'da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek'te bine çıkar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir'de otuz bine çıkar." ifadeleriyle uhrevi pek çok kazancın elde edildiği gün ve gecelerle üç aylık zaman diliminde seksen senelik bir ömrün hasenatının elde edilebileceğini söylüyor. Efendimiz'in "Eğer kişi, Recep ayından oruç tuttuğu her gün, bütçesine göre bir sadaka verirse, heyhat! Heyhat! Ne yapsınlar! Bütün yaratıklar Allah'ın (cc) o kuluna vereceği sevabın ölçüsünü takdir etmek için bir araya gelseler, ona bahşedilecek mükafattan yüzde birini hesap etmeye ulaşamazlar." sözleri de bu bereketi ifade ediyor.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Somon Bir Nişanlık, Güzel Bir Gelin, Mutluluklar Seval'cim . . .

Düğün Nişan mevsimindeyiz, 

şöyle düşününce son zamanlarda gördüğüm gelinlerimden size küçük kareler yayınlamak istedim...

Nsıl anlatsam nelerden bahsedeyim ... bu gelinim kendi güzel, fidan boylu bir de üstüne canım arkadaşım olunca çok söze gerek yok; bu güzel kareleri sizinle paylaşmak istedim...

Seval & Cem'e Mutluluklar....







2 Mayıs 2013 Perşembe

ÇİKOLATALI ÇİLEKLİ ANNELER GÜNÜ SEPETİ

 
Annelerimize Ellerimizle Hazırlayacağımız Çok Özel ve Tatlı Bir Hediye
 
ÇİKOLATALI ÇİLEKLİ ANNELER GÜNÜ SEPETİ

istenilen miktarda çilek
kakaolu ve bitter çikolata
ince çöp şiş
1 çay bardağı toz antep fıstıgı
1 çay bardağı hintistan cevizi 
veya 1 çay bardağı fındık
 
Tarif Oktay Usta'dan :) ve yapılışı;
 
çilekler yıkanıp kurutulur.çikotada bir kase içinde benmari usulü eritilir.
( ** çaydanlığın alt kısmına su koyup kaynatırken üzerine çikolata olan kaseyi koyup, eritebilirsiniz **)
yaprakları temizlenmeden çilekleri çöp şişlere takıp önce çikolataya batırıp biraz fazlasını kaseye akıtıp hemen fıstıga veya hindistan cevizine batırıp içine sert sünger konulan sepete batırarak takıyoruz. bütün çilekleri bu şekilde yapıp bitirilir.

(** süngeri çiçekçiden alabilirsini yada süslemede kullanılan, beyaz eşyalarda çıkan beyaz köpük te olabilir  **))

(** sepetinize göre çöp şişler biraz uzun kalıyor ortadan ikiye kesmek daha uygun oluyor **)
 
Alternatif süslemeleride ekliyorum, herşey sizin ellerinize kalmış...
 
Bütün Annelerin Anneler Günü şimdiden kutlu olsun ...
 


 

25 Nisan 2013 Perşembe

GİZEMLİ LİKYA TUR - Yakapark - Saklıkent - Ölüdeniz - Kayaköy - Fethiye

19 - 23 Nisan arası Hola Tur ile çok güzel bir kaçamak yaptık... 
Serdar Bey'e öncelikle çooook teşekkür ediyorum. 
Veee bizimki sıkıştırılmış olsa da herkese bu güzel gezinin geniş program seçeneklerini öneriyorum...

Gelelim ayrıntılarına :)

 

 1.Gün : Yakapark - Saklıkent - Ölüdeniz - Kayaköy - Fethiye - Kalkan – Kaputaş Plajı


Gece ve uzun yolculuklar açıkçası bana çok zor geliyor, otobüsle sabah saatlerinde Afyon civarlarında bir kahvaltı yaptık, ve ilk olarak yeşillikler içinde Saklıkente büyük kanyona ulaşıyoruz... Miss gibi bir hava çivi gibi yapıyor insanı... Rehberimiz Yüksel ÇIRAK'ın eşliğinde Akdağların dibinde gizemli yolculuğumuzun ilk durağı :)
Meraklılarına harika fotoğraf molası :) biz gezelim görelim modundaydık ...

 

Çok resim çekemedim bu gezimde kusuruma bakmayın lütfen, Eşsiz bir yeşillik, yemyeşil doğa, tertemiz çam kokusunu ile devam ederek öğlen yemeği için yakaparka çıkıyoruz, alabalıkları önce seviyoruz sonra yiyorsunuz...


 


Saklıkent'te kanyondan sonra bizim dikkatimizi en çok likya döneminden kalan kaya mezarlar oldu, birde size antik kalıntıları olan tiyatronun da resmini de ekliyorum...
Otobüse sonrası ise kaya köye gidiyoruz, çok enteresandır evlerin çatıları yok 2000-3000 kişi yaşamış zamanında, taş bir köy ve oldugu gibi korunmuş, çok güzeldi... Eşim deveyle ilgilenirken ben oğluşum için tahta oyuncakalra dalmışım o sıra . . .




Ve akşam saatlerinde ölüdenizin o güzel kumsallarındasınız...
Bütün resimler bizimle dolu en sadesini yayınlıyorum sizin için ister yüzün, ister fotoğraf çekin, ister tatilin tadına varın... Biz Seril 2 otel'de konakladık, yemekleri güzeldi... Bugün bitti 2.partta devam edeceğiz.



9 Nisan 2013 Salı

FAST FOOD - ABU CUBUR BAĞIMLILIĞI

İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya, abur cubur tüketmeye başladıktan sonra neden durulamadığının araştırma konusu olduğunu söylüyor. 
Bilim adamları üç kobaydan birini sadece aburcubur, ikinciyi ağırlı sağlıklı yiyecek ve daha az abur cubur, üçüncüyse sadece sağlıklı yiyecekle besledi.  
Yedikleri sırada üç kobayın da ayaklarına elektrik verildi. 
Sadece sağlıklı yiyeceğe alışık olan  derhal yemeyi kesti. İkincisi de çok beklemeden yemeği bırakarak bu ciddi uyarana tepki verdi.  
Sadece abur cuburla beslenense rahatsız olmayıp, yemeğe devam etti. 
Dr. Kaya, “Bu deney de gösteriyor ki abur cubur ve fast food bağımlılık yapıyor. Özellikle şekerli yiyeceklerde kokain etkisi var. Beyinde mutluluk hormonu üreten bölgeyi etkileyerek bağımlılık yapıyor” diyor.
Bu gıdalardaki yüksek tuz miktarı da bağımlılık yapıcı maddelerden biri. Tuzlu gıdada beynin ödül ve zevk merkezlerinde
opiat ve dopamin reseptörlerini uyararak bu bağımlılığı sağlıyor. Bunun yanında tuzlu gıda seçimi dürtü, özlem, açlık ve opiat yoksunluk belirtilerini baskılayabiliyor.

2 Nisan 2013 Salı

Hoş Geldin . . . Merhaba BAHAR :)

Umut bu olmalı
Cesaret
Azim de
Her yerin buza kestiği, kaskatı
Beyaz artığı zamanların soluğu
Donduğunu sandığın noktada
Bir bakmışsın, sancılı bir sarı
Nefes almak için
Yarmış toprağın bağrını
Merhaba bahar
Şükürler olsun!
İçimdeki umuda
Can olduğuna
Şükürler olsun!
İçimdeki korkuya
Törpü olduğuna
Asi bir başkaldırışınla
Beni bana sunduğuna
Şükürler olsun...

 

 
İçim kıpır kıpır; 
 Sizde küçük dokunuşlarla evinize bahar getirin...
 

 "Bir gün tutar bir caneriği, 
çiçeğini sunar bahara, 
bir tutam serinlik, 
bir yürekte buğulanan sıcaklık. 
Ve konar gözlere bir öpücük gibi kuşların bahar sevinci. 
Okşar bir annenin parmakları gibi usulca saçlarımızı seher yeli. 
Bir tutam gün ışığı dolar içimize, bir tutam sevinç çığlığı. 
Ne zaman bahar gelse, sevinci yaşar kırlar, dağlar, ovalar, denizler... 
Aydınlık gelir dört bir tarafa, 
gürül gürül akar dereler. 





Bir dağ pınarı gibi hayat kaynar kanımızda; yüreğimizde tomurcuk tomurcuk aşk fışkırır.  
Alıp götürür duygularımızı dağların ötesine serin serin esen rüzgârlar... 
Bu dağların sevda türküsüsün sen, denizlerin mavisi, bulutların beyazı. 
Ne zaman bahar gelse, yağmur yağmur çiçek açar sesin gökyüzünde. 
Ben sonbaharın yorgun, yanık türküsüyüm; sarıya çalar rengim; rüzgârlar estikçe savurur yapraklarımı uzak diyarlara. 
Sen gülüşünde baharın ilk sevincini, gözlerinde göğün uçuk mavisini taşıyorsun. 
Yaşamak bir su gibi berrak yüzünün aydınlığında; bir köy türküsü gibi hilesiz ve içli. 
Ben seni ozanca sevdim türkü bakışlım. 
Mehtabın güzelliği, yıldızların ışıltısısın sen karlı dağlarda. 
Umut, aşk ve alın terisin ak alınlarda. 
Acılar içinde de olsa hayatı çılgınca sevdim. 
Çılgınca sevdim dağları, denizleri, kuşları, ormanları, umudu, sevinci, güneşi, çocukları. 
En çok da seni sevdim aşk çiçeğim. 
Bu sevdayı alıp gitme benden, alıp gitme buralardan, gözleri türkülü kuşum. 
İçimdeki baharı öldürüp gitme. 
Kimsiz, kimsesiz kalır yüreğim. 
Körpe bir dal gibi koparma sevinçlerimi yüreğimden."




21 Mart 2013 Perşembe

MİMAR SİNAN'IN MİHRİMAH SULTAN AŞKI & Pelin Karahan

AŞK'a karşılıksız kalamam, bu yazıyı da günün anısına sizinle paylaşmadan edemedim....

Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister.

Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.

Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.

Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır!
Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.

Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir.

Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a.

Cami küçücüktür.

Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır.

İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana.

İşte, aşka adanmış iki eser.
 

Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin.

Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.

Göreceğiniz manzaraysa şudur;

Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar!

Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay.
Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır...























19 Mart 2013 Salı

MUTLULUK

'Güzel olan benimdir' deme! Yorulursun.
'Benim olan güzeldir' de hep mutlu olursun.

15 Mart 2013 Cuma

HAYAT BİR MUCİZE !!! Annen ve Sen


Hayat Bir MUCİZE...
Annen ve sen ...
O, dokuz ay boyunca seni karnında işte bu şekilde taşıdı.
Mide bulantısı çekti ve sürekli kendini hasta hissetti. 
Ayakları şişti, vücudu ödem yaptı, derisi gerildi. 
Merdiven çıkmak için çok çaba sarfetmesi, hatta nefessiz kalması gerekti. 
Ayakkabılarını bağlamak gibi basit bir iş için bile çabalaması gerekti. 
Sen onu tekmelerken ve içinde kıvrılırken, 
O çok geceyi uykusuz ve ağrılı geçirdi.
Doğumun ise tarifi imkansız bir acı çekmesine yol açtı. 
Sana sahip olmaktan başka hiç bir amaç için bu acıya değmezdi.
O senin dadın, hizmetçin, hammalın, öğretmenin, şoförün, aşçın, temizlikçin, hastabakıcın, en büyük hayranın, en sadık dostun, en yakın arkadaşın...
Seni hissettiği andan beri sadece senin için yaşadı ve kendini ikinci plana attı. 
Sen yedikçe doydu, sen uyudukça dinlendi... 
Senin için savaştı, savaşıyor, ve hep savaşacak.. 
Senin için umut etti, sana dair hayaller kurdu, senin adına üzüldü, sevindi, kızdı...
ve bunların hepsini karşılıksız yaptı. 
Çevrende annesini kaybetmiş, hatta hiç görememiş insanlar var. 
Bu birgün senin de başına gelecek, olmasa keşke ama yaşanacak.. 
O'na teşekkür etmek için yeterli zamanı bulamayabilirsin. 
Lütfen; 
her fırsatta O'na kendini değerli hissettir, 
bunu hala yapabildiğin için de kendini de şanslı hisset...

5 Mart 2013 Salı

Ne çok biriktirmiştim kelimelerimi ........


Seni bulmak ne kadar değiştirdi beni… 
Ne çok biriktirmiştim kelimelerimi… 
Bir bir dökülürken dilimden sevda sözcükleri senin o tedirgin duruşun bile durduramıyor beni… 
"Seni soluyan bir rüzgara kapılmış gidiyorum", yüreğimi bir yelken gibi açtım, seninle dolduruyorum. Seninle olmanın, seninle yaşamanın ve zamanı sadece seninle paylaşmanın eşsiz hazzını duyumsuyorum, ne iyi ettin de geldin…

Bu bir masalsa bitmsin.. Bir hayali yaşıyorsak yitirmeyeyim, 
Hep biz çözecek değiliz ya gerçeğin düğümlerini, bırak kendi halinde kalsın… 
 Ruhuna talibim ben, asıl gerçek bu… 
Kaçışlardan bıkmış, hep yarım kalmış ruhumda bir tek seninle doyuma ulaşacak, kendini bulacak… 
Dedim ya, sen geldin…

Bugünlerde bir çocuk gibi yüreğim kıpır kıpır.. 
Dur durak bilmiyor sanki..
Sahi, çocuk olmayı ne kadar çok özlemişim ben… 
Senin içindeki çocukla oynayacak bendeki çocuk…
Saf ve tertemiz olacak.. 
Misket oynayacak, ebe olacak.. 
Ama senin olmadığın hiçbir oyunda yer almayacak.. 
Korkma, içindeki o çocuk hep yaşayacak, kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim. 
Çünkü sen o çocukla varsın, o çocukla geldin. 
Yoktum ben, senden önce yoktum sanki… 
Sen geldin; varlığını bildim. 
Sen geldin; bir sözün yüregime dokunan nasıl da büyük bir mutluluğa dönüştüğünü gördüm… 
Sen geldin; 
ben oldum, 
aşk oldum...

Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)