Translate

16 Kasım 2012 Cuma

ÇALIŞ ÇALIŞ NEREYE KADAR ???

Günümüzün uyuşturucusu : İş hayatı.

Herkes deliler gibi çalışıyor.

Gün ışımadan sıcacık yataklardan kalkarak düşülen yollar...
Bilgisayar başında açma/poğaça/simit ile edilen kahvaltılar...
Yan masadakine duyurmadan yapılması asla mümkün olmayan, hiçbir özelliği kalmayan sözde “özel” konuşmalar...
Şeffaflık adına cam ofislerde çalışıyor, akvaryumdaki balıklara benziyoruz.
Hamile kaldığımızı önce kocamız, sonra amirimizle paylaşıyoruz.
Kime sorsan o toplantı senin bu toplantı benim koşturuyor. Herkes çok meşgul.
Az uyku, yoğun mesai saatleri bile yeterli değil işleri bitirebilmek için.
Tatillerde bile kulaklardan telefon, ellerden klavye düşmüyor...
Kimi patronundan dem vuruyor, kimi yapılan performans değerlendirmesinde hakkının nasıl “yenildiğinden”.
Sabah-akşam sıkış tepiş otobüslerde, ilerlemeyen trafikte boşa geçirilen sinir bozucu, bir o kadar da kayıp zamanlar...
Ayaküstü sigara molalarında, tuvaletlerde yapılan çekiştirmeler, çemkirmeler...
Nefret ettiklerimizin yüzüne gülümsemeler...
Okunmamış, cevaplanmayı bekleyen onlarca e-posta... Hazırlanması gereken sunum, aranması gereken insanlar...
Birbirinin aynı günler...
Duvardaki saate takılı gözler...
Buluşmak için zaman ayır(a)madığımız arkadaşlar...
Gelmesi istenmeyen pazartesiler, dört gözle beklenen cumalar...
Öğlene/akşama ama mutlaka  gün sonuna kadar yetiştirilmesi gereken raporlar...

...
Peki farkında mısınız bilerek ya da bilmeyerek kendimizi tüm bu koşturmacayla uyuşturduğumuzun...
Kimi boş olduğu için işten eve dönmek istemiyor, kimi dolu olduğu için.
Kimi en yakınını toprağa gömmüş oluyor, kimi en sevdiğini kalbine.
Kimi çocuğun okul taksidini ödeyebilmek adına deli gibi çalışıyor, kimi ev taksidi için.
Kimine sorsan gözü yüksek mevkide, kimine sorsan parada...
Tüm bunlar bir kenara, belki en çok da kendi iç sesimizi duymamak için bunca yüklenmişizdir işe. Durup bir saniye bile soluklanmamak, kendimizi sorgulamamak hatta tabiri yerindeyse kendimizi unutmak içindir bunca koşturma; kim bilir...
Ve biliyor musunuz ki günümüzde çiftler, artık en çok tatilde boşanmaya karar veriyormuş.


Başbaşa kaldıkları, başlarını kuma (işe) gömüp birbirlerini görmezden gelemeyecekleri zaman.
Haydi kaldırın kafanızı işten güçten!
Çünkü geçen her gün, ömürden...
Ve biz, havuz/bahçe manzaralı birkaç metrekare daha büyük bir evde sevdiklerimizle oturabilmek için işyerinde, birkaç metrekarelik duvar manzaralı masalarımızda sevmediklerimizle dirsek çürütüyoruz.




Blog Tanıtım : LİZE'NİN DÜNYASI

KEKLER, BÖREKLER, PASTALAR ARTIK CANINIZ NE İSTİYORSA KOLAYCA SİPARİŞ EDEBİLİRSİNİZ...

DUYGU GÜZEL BİR BLOG'LA ARAMIZA KATILMIŞ, 

İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ONLİNE SİPARİŞLE DOĞUM GÜNÜ VE PARTİLERİNİZE ŞIK DOKUNUŞLAR KATABİLİRSİNİZ...

HATTA ŞİMDİDEN BİZE YILBAŞI MASALARI İÇİN ÖZENDİRMEYE BİLE BAŞLADI, ACABA KİMLERİ ÇAĞIRSAMDA BÖYLE BİR SOFRA HAZIRLASAM DÜŞÜNÜYORUM :)))


15 Kasım 2012 Perşembe

HAMİLELİKTE SAĞLIKLI BESLENME - HAMİLELİK DİYETİ - KİLO KONTROLÜ

HERKES HAMİLELİKTE NASIL ÇOK KİLO ALMADIĞIMI SORDU

ŞOK ŞOK ŞOK YANITLIYORUM :))))

54 kilo ile başladığım hamileliğim 66/67 ile sona ermişti, doğumdan sonra 60 kilo idim, şimdi 57,5 biraz göbek kaldı o kadar. Emziriyorum diye hiç rejim filan yapmadım, çok da seviyorum yemeyi:)) Mert'in bu hareketliliğine ne kadar dayanır bilmiyorum.
Hamilelik döneminde sizin yediğiniz bebeğinizin yediği anlamına gelir. 
Bu nedenle bir lokma dahi olsa ne yediğiniz konusunda bilinçli olmanız bebeğinizin sağlığı ve obezite açısından büyük önem taşımaktadır.

Hamilelikte 9-12 kilo alınması normaldir. Başlangıç olarak öğün sayısını 3 ana 3 ara öğün olarak düzenleyin,  Ara öğünler sayesinde kan şekeriniz dengelenir. Bir sonraki ana öğüne tok oturmuş olursunuz. Az sık yemek yenecek, sonrasında yine mideniz sizi yönlendirecektir.  

bir arkadaşımın hamilelik diyetini uyguladım, hatta doktorum ilk 3 ayda folik asit vs. ilaç bile valma gereğim olmadığını söyldi :))

 
* hergün bol su için, sabah akşam günün her saatinde 2 kilo kuralını ciddiye alın...
* 6 dilim ekmek günlük hakkınız var 3 ana öğün için 2'şer dilim yani.
* hergün 1 yumurta - (kokuyor diyen bıldırcın yumurtası kaynatsın yutsun 1 lokmalık)
* en az 1 bardak süt
* en az 1 kase yoğurt (ikindi gibi meyvalı yoğurt harika oluyordu)
* tahin, pekmez eksik etmeyin...
* ilk 3 ay maydanoz, dereotu doktorum kesmemi istemişti, ama kahvaltılarımda ben domates, salatalık, havuç rendesi, maydanoz, dereotu, tere,çörekotu, kekik zeytinyağlı olmazsa olmazımdı...
* akşamları meyve yada taze sıkılmış meyva suyu şart
ÖĞLEN SEBZE YİYORSANIZ AKŞAM ET ,  ÖĞLEN ET AKŞAM SEBZE AĞIRLIKLI MUHAKKAK BESLENECEKSİNİZ. öğünde 6 köfte gibi düşünün besini alın ama abartmayın.
* haftada 1 öğün balık şart yiyene daha fazlası süper
* ceviz, fındık, yeşil fıstık, üzüm, kuru incir ve kayısı atıştırmalıklarınız olacak.  karnınız acıktıkça bebek zihin gelişimi için çantada, dolapta, arabada hep yanınızda... Balık yemeyen 2kat fazla yesin bunları...
* hafta içinde ıspanak, karnıbahar, prasai brokoli, mutlaka en az 1 öğün tüketilecek.
* pirinç, makarna makbul olanı 1 kaşık yada az tüketilecek,
* miğde bulantılarınızı azaltmak için ÇUBUK KREKER, SODA, ARMUT, MUZ, DONDURMA yedim sürekli...


birde yasaklarımız var ....
* çikolataa :(((
* hamur işleri, kek, çörek, börek..
* asitli içecekler !!! 
* çay (demiri yok ediyor çok isterseniz demsiz 1 bardak yada yerine yeşil çay, ıhlamur için)
* katı margarin direk yasak ... artık yemeklerde bile kullanmıyorum alışkanlık oldu tereyağ ve halis zeytinyağı kullanıyorum artık, başta koktu ama alıştık...
* Gebelikte beslenmede annelerin şeker içeren hiçbir gıdaya vücudun ihtiyacı olmadığını unutulmamalıdır. Gebelik esnasında şeker tüketimi anne ve çocuk için oldukça tehlikelidir. Gebelikte şekerden uzak durulması gerekmektedir.

 


Yemeklere çorba gibi hafif yiyeceklerle başlayın, şimdi alışkanlık oldu çorbasız yapamıyorum, hem tokluk veriyor çok yameiyorsunuz.
Sebze tüketimini arttırın. Sebzeler içinde barındırdığı vitamin ve mineral deposudur, ve de kalorisi düşük olması nedeni ile rahatlıkla tüketebilirsiniz. 
Yemeklerde az yağlı tüketin, günde ortalama 150 gram et yeterlidir, tavuk, balık ve kırmızı eti dönüşümlü olarak tüketin, kırmızı et hamileler için oldukça gereklidir ve düzenli tüketilmesi gerekmektedir, hamur işlerinden uzak durun, tuz tüketimini elinizden geldiğince azaltın hamilelikte 2 gram tuz yeterlidir. Baharatlardan acı baharatlardan uzak durun. Kafeinli içecekler yerine yeşil çay ve sütü tercih edin.

- Folik asit: Hamileliğin ilk sekiz haftası boyunca bebeğin omuriliğinde gelişim bozukluğunu engellemek için günde 400 mikrogram B vitamini almalı. Folik asit ıspanaki tahıllı ekmek, ıspanak, brokoli, avokado ve portakalda bulunur.

- Magnezyum: Bebeğin beyin ve sinir sisteminin gelişimine zarar gelmemesi ve hücrelerin daha çok bölünmesi için tüketilmeli. Ispanak, mercimek, sardalya ve fındıkta bulunur.

- Çinko: Hamileliğin ilk döneminde hücrelerin çoğalmasını sağlar. İlk birkaç haftada kırmızı et, sardalya, buğday tüketmemek çocuğun beyin ve merkezi sinir sisteminin gelişimini olumsuz etkiler. 

- B1 Vitamini: Yorgunluk giderir. Bezelye, portakal haşlanmış patates ve yumurtada bulunur.

- B2 Vitamini: Enerji için önemlidir. Yoğurt, zengin tahıl, yumurta , yağsız sığır eti ve tavukta bulunur.

- D Vitamini: Kemik gelişimine çok büyük katkıda bulunur. Haftada bir porsiyon yağlı balık tüketin.

- Kalsiyum: Kemikleri güçlendirir. 

- Demir: Kırmızı et, balık, kuru kayısı, kaju fıstığı gibi besinler tüketebilir.

- Kahvaltı: Tam tahıllı mısır gevreği, muz ve meyve suyu veya iyi pişmiş iki yumurta, ızgara domates ve ekmek. Alternatifi ise meyve salatası ve yoğurt.

- Öğle yemeği: Tavuk göğüslü, salatalı dürüm ya da jambonlu, domatesli ve salatalıklı sandviç.

- Akşam yemeği: Biftek, fırında patates ve sebze ya da fırında somon ve kahverengi pilav.

- Atıştırmalık: Bir avuç badem ve muz. Ya da yağsız yoğurt.
 


 
 
 


14 Kasım 2012 Çarşamba

LOLİTALAR sizler için MEZUNİYET - BALO KIYAFETi

ABİYE VE TUVALET topiğim çok ilgi görmüş, MEZUNİYET VE BALO GÖRSELLERİMLE DEVAM EDİYORUM.

Malum yaz her sene yaklaşınca telaş başlar okullarda, ayrıca bende dahil olmak üzere yine hepimizi düğün, nişan, mezuniyet telaşı sardı şimdiden. 

Nette araştırınca Sagaza Madrid’i rastadım, duymuşsunuzdur. Nişantaşı’ndaki butiğini anlatamıyorlar bile ki modeller inanılmaz farklı, çarpıcı. Kendine özgü tasarımları, kısa uzun gece elbisesi alternatifleri, sezonun flaş renkli mükemmel tasarımları ile özellikle son 2 sezondur bomba gibi gidiyormuş. Genç kesimler tarafından beğenilmesinden dolayı özellikle mezuniyetlerde seçtiğiniz elbise ile pişti olmamanız için mağazaya bildirmenizi şiddetle tavsiye ederim:) 

Merve Boluğur ile yeni sezon katalog çekimlerini gerçekleştiren markanın styling’i ise hepimizin bayıldığı isim Bahar Kongel’e ait. Sitesinde ve sayfalarında yayınladıkları fotoğraflarla baş başa bırakıyorum sizleri, fazlası için butiğe uğramanız yeterli.

ve HÜRRİYET KAMPÜS'ten BİZİMLESİN yazısı .... OKUYUN 





















 

 

 

13 Kasım 2012 Salı

EN GÜZEL ABİYE ELBİSE - TUVALET - GECE KIYAFETLERİ

ÖZEL GÜNLERİN EN BÜYÜK SORUNU... 
ARA TARA BULAMIYORUZ BİRTÜRLÜ, HEM ÇOK FARKLI HEM ÇOK GÜZEL BİRDDE ÖZEL OLMALI . . . 
BEN BİR KARMA ARŞİV YAPTIM... 
KIYDA KÖŞEDE BULUNSUNLAR...
FAVORİNİZ HANGİSİ ???





















Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)