Rengarenk Burası... Biraz MODA; biraz DEKORASYON, biraz BEBEK, biraz TATLI, biraz da ACI ve hatta belki KIZIL belki biraz da MAVİ; BİRAZ ONDAN BİRAZ BUNDAN ... Azıcık pembe tadında çilekli ... Hayattan güne dair ne varsa ortaya karışık:)
Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ÇOCUKLARLA ARA TATİLDE ÜCRETSİZ GEZİLECEK YERLER - Ocak 2025
8- Galata Kulesi (Beyoğlu) Müze karta ücretsiz
7. Koğuştaki Mucize
Arşivimize bir tane film daha ekleyelim....
7. Koğuştaki Mucize,
İlk izlediğimde etkilendiğim, hatta not alıp sizlere mutlaka yazmalıyım dediklerimden...
5 milyonun üzerinde izleyicisi Türk sinema tarihinin en çok izlenen 8. filmi oldu.
aslında itiraf ediyorum çok geciktim :(
Ege kasabasında 1983 yılında küçük bir kız ölür;
Zihinsel engelli bir babanın (Aras bulut gerçekten çok iyi oynamış👌👌👌👌👌👌)
siyah önlüğünü giyip yeni ilkokula giden kızı ile aynı zeka yaşında başına gelenleri konu almış,
küçücük bir kızın umuduyla adaleti ozamanlarda aramışlar ...
başlar hani büyüklerimiz...
kerpiç evler, ev yapımı çabalar, ilk öğretmenim, hayat şartları,
askeriye, hayata el koyanlar, kanunları kurallar varmış,
vicdansızlar cabası, günümüz şartlarına çok şükür.
Tüm hepsini senaryoyu yazabilirim bunlar hep bildiğimiz yaşamlar...
Bir umudun peşinde giden küçük kızı sevdim,
Ona gerçekten inananları sevdim,
Ama en çok güzel yürekli insnaları sevdim,
özlüyor insna samimiyeti her daim...
Geçmiş anılara döner gibi oldum, benim de okula giderken kırmızı bir çantam vardı,
ilk onu almıştık siyah önlüğümle beraber...
Neyse...
Memo'nun başına gelenler de aynen öyle, suçsuz yere neler çekiyor,
izleyin bakalım 7. Koğuştaki Mucize onu kurtarabilecek mi?
Çağan IRMAK Babam ve Oğlum filmini anımsattı biraz bana ...
Ne güzel bir gün Hem MEVLİD KANDİLİ & Hem CUMA
Mevlid Kandili ya da Veladet Kandili,
İnsanı insan yapan bütün güzelliklerin toplandığı rahmet elçisi
İslam dininin Peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın doğum gecesidir...
Güllerin Efendisinin bugün Doğum Günü :)
bu güzel gecede en basitinden Peygamber Efendimize birçok şekilde salat ü selam getirilebilir.
En kısa şekli ile selam: "Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Rasulallah"
Anlamı: "Salât ve selâm Sen’in üzerine olsun, Ey Allah’ın Rasûlü!"
Doğum günün kutlu olsun Efendim
Doğum günün kutlu olsun Efendim
Kandiller;
ışıklarıyla sadece karanlık gecelerimizi değil, aynı
zamanda manevî feyziyle de
daralan gönüllerimizi aydınlatan,
zihinlerimizi berraklaştıran gecelerdir.
Kandil Geceleri sayesinde;
ruhumuzun öze
dönüşüne,
Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişimize dua ile bir fırsattır,
Günahlarla
kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın en güzel vaktidir,
bu dünya; herşey geçici ....
kalıcı
olanı fark etmenin zamanıdır bu mübare geceler,
iyilikle, sevgiyle, duayla, sözümüzü-gönül dünyamızı temizlemenin
fırsatıdır,
Geldiii kutlu zaman .
Selam ve dua ile ...
GEZİLESİ YERLER : Salda - Pamukkale - Çeşme - Alaçatı - Ilıca
Beyaz Bir Tura Katıldık YİNE :)
Türkiye'nin Maldivleri Salda’ya, oradan Pamukkale’nin güzelliklerine ...
ve oradan da Çeşme, Alaçatı, Ilıca'ya yolculuk zamanı !
Türkiye'nin 3. En derin gölü Salda.
SALDA; Turkuazmavi bir göl, bembeyaz kil yapısı kumlarıyla harika bir yer,
gece yolculuğuyla çıktık İSTANBUL'dan sabahın çok erken saatlerinde vardık, hava çok rüzgarlıydı şansımıza :(
Ama muhteşem bir deneyim çok güzeldi,
Rehberimizin anlattığına göre 185 metreye varan derinliğe sahipmiş, kenarında yürüyüş yapmak bile çok farklıydı,
balçık bir yapı olsada bu kilde yürümek bana öyle iyi geldi ki.
Hatta cilt hastlaıklarına iyi geldiği için kum banyosu yapanlar çok oluyormuş.
Dünyada Mars özelliği gösteren yapısıylada dikkat çeken bir turizm noktası olmuş iki yerden biri, Yanlış bilmiyorsam magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars’ta
da vardır demişti.
Çok detaya girmek yerine, öz bilgiler verip bol resime yer vermek istiyorum,
gözünüz görünce canınız şöyle rahatlamak istesin...
Tarihi Hierapolis Antik Kentini ziyaret ettik sonrasında...
(Nekropol, Antik çağda Cehennemin giriş kapısı olarak bilinen Plutonium yani Cin
Aralığı’nı,
Domitian Kapısı, Sütunlu
Caddesi, Tiyatro, Karbondioksit Antik Havuz, Son çıkarılan kalıntılara ait Müze)
Biraz yürüyorsunuz ama o kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz ki her adımınızda bir pencereye bakmak bambaşka !
Bu alanda Hristiyanların helenistik dönemde hac merkezlerinden biri olarak görülüyor.
Artı antik havuza girmek isterseniz yanınıza mayo almayı not alın :)
Ama
bana sorarsanız o pamukkale travertenleri gerçekten Rabbimin bizlere mucizesi ...
2300 yıllık şifahane boşuna denmemiş hatta UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor,
35 le 100 derece arasında çıkan kaynak termal sular zamanla çıktığı noktayı karsiyum karbonatla bembeyaza çevirmiş...
Gerçi bir dönem Kenan EVREN burada bir kaç alana asfalt döktürüp, kararttığı noktaları görünce kendileri için özel konaklama yapılmasını talep etmesine inanamadım,
90lı yılların sonunda yönetimin çabalarıyla buraya yapılan tesisler sökülmüş, ağaçlar dikilmiş,
bence çok da iyi olmuş,
turizm açısından bu güzelliği kaybetmemize sebep olucaklarmış, hala bazı bölgelerde kararmalar görünüyor.
Unutmadan;
Antik Kent ve Pamukkale Travertenlere Giriş Ücreti 60 tl,
Müze Kart 70 Tl. (Üstelik 1 sene boyunca tüm Türkiye'deki girişlerde kullanabiliyorsunuz)
Akşam konaklama için tercih edilen yer Vista Wellness Spa Hotel Pamukkale
nostalji bir otel, odaları temiz, özellikle havuz başında açık büfe yemekleri lezzetliydi,
hatta çin, kore turistleri o kadar yoğun bir oteldi ki ben memnun kaldım.
tek sorun sinekler itiraf etmeliyim :(
onlarla yemeğimi paylaşmak istemediğimi söylesem de onlarca belki yüzlerceydiler...
Denizli aslında tekstili ve susmak bilmeyen hatta en sonunda bayılmasıyla ünlü HOROZ'uyla anılıyor ..
2 gün ne olur ki demeyin kendinize vakit ayırmak isteyin yeter ki,
SALDA, PAMUKKALE TRAVERTENLERİ ve OTELDEKİ KAPLICA BANYOSUNDAN sonra
bol sulardan sonra vücudunuz öyle dinlenmiş uyanıyorsunuz ki.
Programımızın 2. Gününde Kore'li dostlarla kahvaltının ardında
Rotamız Çeşme, Alaçatı, Ilıca Plajı ...
Hazır Müzekartınız varken, Çeşme Kalesi’ni panoramik görüntüsünü görmeden dönmeyin,
Çeşme Limanı ve arnavut kaldırımlı nostaljik taş rum evleriyle sokakları da oldukça ünlüdür,
Yazın son demlerinde Bol bol fotoğraf çekebileceğimiz bir geziydi bizim için.
Hadi bir Türk Kahvesi içelim denize doğru.
Otobüslede olsa biz sıkıntı çekmedik,
oğluşum bile yanımızdaydı:)
oğluşum bile yanımızdaydı:)
Zeytin bahçeleriyle dolu yollardan, tabi zeytinyağlı yemeklerinden, ılıca daki içi görünen o misgibi plajından,
begonvilleriyle süslü sokaklarından, çeşitli kafeleriyle, rengarenk tatlı butik otelleriyle Alaçatı vs. bize iyi geldi,
Eylül sonu olsa bile hala oralar sıcak gidin derim :)
Aaa önemli not:
Sakız ağaçları bölgede çok fazla, e doğal olarak sakızlı dondurması çok meşhur...
Aklıma gelenler şimdilik bu kadar,
siz daha güzel anılar bırakın kendinize,
Bu hayat hepimize sunulmuş en güzel Hediye,
Sevgilerimle
Çocuklarla Yaz Tatilinde Yapılacak 100 Güzel Fikir
Milyonlarca öğrenci bugün 14 Haziran karne alacak.
#MEB velilere çocuklarıyla birlikte uygulayabilecekleri
birbirinden güzel etkinlikler tavsiye etmiş.
Çok Beğendim ve buzdolabı üzerinde kağıdı basıp, sırayla uygullayacağız...
Şimdiden herkese iyi tatiller dilerim..
#Eğitim2023 #karnegünü #vizyon2023 @ziyaselcuk
Eğitim Şartttt !
Anne karnında başlayıp yaşamın sonuna kadar devam eden bir süreç olan eğitimin,
sınıflardan çıkartılıp ait bulunduğu yere eve, bahçeye, sokağa, doğaya, kente
kısacası hayatın içine çıkartılması gerektiği özellikle belirtmeliyim.
Anne ve babaya çocuğun eğitmeni veya ders danışmanı değil
bir anne ve bir baba oldukları hatırlatılan açıklamada,
etkinlik tavsiyelerinin, koşuşturma içerisindeki anne ile babaların
çocuklarıyla telaşsız ve sağlıklı bir iletişim kurmasını sağlayarak
ebeveynlerin de stresini azaltıp çocuklarıyla bağlarını pekiştireceği belirtildi.
Öncelikle, Mutlu zaman geçirmeniz dileğiyle...
"Bir çiçek dikin ve büyütün, doğa yürüyüşü yapın, üç ağaç türü öğrenin,
beş taş oynayın, müze ziyareti yapın, birlikte bir ağaca çıkın ve
doğayı seyredin, mevsim meyvelerinin çekirdeklerini toprağa ekin,
sokaktaki taşları kaldırarak altında solucan ve böcek arayın, bir bilim
insanının hayatını araştırın, sokak hayvanlarına su verin, salıncak
kurun, birlikte yemek yapın, yeni bir masal öğrenin, uçurtma yapıp
uçurun, kağıttan gemi yapmayı öğretin, kendi çocukluk anılarınızı
anlatın, ip baskısı yapın, sokaktan topladığınız taşları boyayın,
otlardan düdük yapmayı öğretin, birlikte evinizi temizleyin, birlikte
bisiklete binin, birlikte satranç oynayın, bir dünya haritası edinerek
ülke bulma oyunu oynayın, çocuğunuza yüksek sesle kitap okuyun,
kurabiye, kek ve benzeri bir şey yaparak komşularınıza götürün, su ve
enerji tasarrufu yöntemlerini birlikte öğrenin, birlikte film izleyin,
senarist ve yönetmeni birlikte araştırın, birlikte yürüyüş yapın ve
adımlarınızı sayın, düğme ve sökük dikmeyi öğretin, kuşlara yem verin,
birlikte bir hikaye yazın, çivi çakmayı öğretin, birlikte kitap okuyun,
aile büyüklerini ziyaret edin, saklambaç oynayın, birlikte ip atlayın,
birlikte bir tekerleme öğrenin, birlikte bir şiir ezberleyin, birlikte
bir mektup yazın ve postalayın, bir karınca yuvası bulun ve ekmek
kırıntıları bırakın, çamaşır katlamayı ve ütü yapmayı öğretin,
pencereden bakıp gördükleriniz hakkında konuşun, birlikte reçel yapın,
farklı ağaçlardan yapraklar toplayın ve bir deftere yapıştırın, birlikte
limonata veya meyve suyu yapın, birlikte kuşları gözlemleyin, birlikte
ilk yardım detayı öğrenin, üç farklı kuş ve balık türü öğrenin, bir
ihtiyaç sahibine birlikte yardım edin, bir tanıdığınızla röportaj yapın,
birlikte bir takı tasarlayın, birlikte top oynayın, doğadan
topladığınız malzemelerle bir fotoğraf çerçevesi yapın, bir yemek
öğretin, kütüphaneye gidin ve üye olun, birlikte ekmek yapın, ailece
yere uzanıp yıldızları izleyin, büyük bir tepeye tırmanın, size özel bir
selamlaşma bulun, bir makine veya cihazı sökerek parçalarını yerine
takın, birlikte sofra kurun, yoğurt yapmayı öğretin, sessiz sinema
oynayın, doğada yön bulmayı öğretin, evin ihtiyaç listesini hazırlatın,
birlikte resim yapın, güneşin doğuşunu ve batışını izleyin, yeni bir
dilde selamlaşma ve teşekkür etmeyi öğrenin, bir kitapçıya gidin,
birlikte basit bir deney yapın, birlikte bir fidan dikin, bir akvaryumu
gözlemleyin ve ilginizi çeken detayları not alın."
Gezilesi Yerler : AYVALIK - SARIMSAKLI - CUNDA - ASOS - ADATEPE - BEHRAMKALE
Eski resimleri karıştırırken buldum kendimi, havalarda ısınmaya başladı,
bu aralar bir gezesim var :))
bu post çok eski -2013 mayıs- ama güncelleyesim geldi "neden acaba?"
o aralar bu kadar çok ta fotoğraf çekmiyordum ??
ama gezilesi yerlerden bence BALIKESİR ..
her zaman da çok severim...
Edremit Körfezi’nin güneyinde yer alan ve Balıkesir’in en popüler tatil yörelerinden biri ise Ayvalık
havalar ısınıyor, çokda sıcak olmadan mayıs en tatlı zamanı ....
ROTA : Ayvalık - Sarımsaklı - Cunda - Asos - Adatepe - Behramkale ...
Haftasonu turlarını severim,
küçük bir kaçamak yapmıştık, herşey onlardan zaten program, rehber, otel, yemekler :P
siz sadece tadını çıkarın...
kültür turizm ve ülkemizi tanıtım açısından
önce ülkemizi gezelim....
alibey adası deniyor adına yani Cunda tam küçük turizm açısında değerli bir kasaba,
kenan imirzalioğlu didem kobal düğün için burayı seçmişlerdi hatta
butik küçük otelleriyle öyle sevimli ki...
ön yargılı olmayın turlara karşı,
farklı dostlar ediniyorsunuz, birde çekinmeyin bırakın kendinizi...
adatepe köyüne uğrayın hatta ...
bol fotoğraflı böyle hadi gidelim dercesine bir post olsun istedim :)
Begonvillerle bezeli, taş evleriyle, dar sokaklı, cumbalı evleriyle...
Zeytinin cennetine hoşgeldiniz...
hediyelik olarak miss gibi sabunu, kremleri, deterjanı hatta zeytinyağı miss
Ayvalık tostu yemeyi unutmayın...
balık !!! mutlaka yiyin :)))
aa birde kızarmış dondurma (ben çok sevdim)
Şeytan sofrasından bir kare...
Saatli Camii, Çınarlı Camii, Taksiyarhis Kilisesi ve St. Nicholas Kilisesi
Ayvalık’ın en önemli yapıları arasında
güzel manzaralı Kadırga Koyu, Assos’ta sizi bekleyen güzellikler arasında
SÜTLÜ İRMİK HELVASI (Maraş Dondurmayla servis özel tavsiyedir)
Bol fıstıklı, cevizli ve her zaman yaptığımdan :))))
VE...
Nasılsa gene yaparım diyerekten
Her seferinde resim çekemediğim;
sonrasında sıcacık yemeğe dalıp unuttuğum,
Geleneksel Kandil, Mevlüt, Dua klasiğimiz...
Maraş dondurmayla da nefis giden Sütlü İrmik Helvamız...
Malzemelerimiz
- 2 Su bardağı irmik
- 2 Su bardağı şeker
- 4 Su bardağı süt (3 su bardağı süt + 1 su bardağı su olarak da yapmışlığım var)
- 100 Gr tereyağ (bol tereyağlı seviyoruz :) 3 dolu yemek kaşığı)
- Yarım çay bardağı sıvıyağ
- 2 Yemek kaşığı dolmalık fıstık (+ 1 kaşıkta iri kıyılmış ceviz - tercihe kalmış)
- 1 Çay kaşığı tarçın
- 1 tane vanilya
yapılışı inanın çok kolay ve zahmetsizz, bence herkes sık yapabilmeli,
- ilk başta şerbetini hazırlayalım ki sıkışmayalım birlikte olunca; sütü, 2 su bardağı şekeri güzelce eriyene kadar karıştırın
şimi helvamızda sıra;
- Helvayı wok tavada yapıyorum genelde tereyağını ve sıvı yağını eritelim, ısınınca içine fıstıkları ve cevizleri ilave edelim.
- Fıstıklar pembeleşince irmiğide ilave edin ve sürekli karıştırın kavrulsun.
- vanilyayı da ekleyin kahverengileşir gibi olacak, şerbetini azar azar dökün, elinize sıçrayabilir, ateşi çok açmayın
- Tarçını da serpin ve karıştırıp tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte suyunu çeksin biraz, iyice çekince ocağı kapatın ben kapağın altına havlu kağıt koyuyorum sanki dah güzel oluyor.
- 15-20 dk. sonra kaşıkla şekillendirerek dondurma yanında servisinizi hazırlayabilirsiniz,
- Dikkat çok lezzetli olacak :)
- AFİYET OLSUN
Veeee... 2014 - MUTLU YILARRRR Tüm Dünya'ya Huzur Sağlık AŞK Diliyorum...
♥♥♥ ÇİMENLER YAYILMADAN ... ♥♥♥
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şey”e
bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yayılın çimenlerin üzerine.....
Acele edin....
Er veya geç...
Çimenler yayılacak üzerinize...
Jacques Prevert
yeni yılınız size mutluluk verecek "küçük şeyler"le dopdolu geçsin...♥♥♥
Minik Kar Meleğim Seni Çok Seviyorum
Yağan kardan güzel anılar yaratın!
Kar vakti geldi.Eğer kışın bol kar olan yerleri ziyaret etme şansınız varsa ya da kar yağan bir kentte yaşıyorsanız, çocuğunuzun kalın kar kütlelerinin içine girmesine izin verin.
Bırakın karın üzerine yatsın.
Korkmayın dışarıda kararında kalırsa üşümeyecektir.
Kara yatsın, kollarını bacaklarını açıp kapatsın.
Sonra onu o karın ortasından kucağınıza alıp kaldırın.
Biraz yüksekçe bir yerden, oluşan şekli inceleyin. Kar meleğini hemen göreceksiniz. Kar meleğini anılarınızda kalacak güzel bir fotoğraf olarak belgelemeyi unutmayın.
2014 Dünyanın En İyi Balayı Mekanı : KAPADOKYA - NEVŞEHİR
Dünyadaki en büyük seyahat rehberi yayımcısı Lonely Planet 2014 yılı için en iyi balayı güzergahlarını seçti.
Dünyadaki en büyük seyahat rehberi yayımcısı Lonely Planet 2014
yılı için en iyi balayı güzergahlarını seçti.
Lonely Planet yazarları ile editörleri tarafından internet
üzerinden yapılan değerlendirmeyle belirlenen sonuçlarda
Kapadokya’nın yanı sıra Brezilya, Fas/Marakeş, Saint Lucia/Karayipler, Endülüs/İspanya,
Bali Adası/ Endonezya,
California/ ABD, Quenstown/Yeni Zelanda,
Colchagua Vadisi/Şili, Dunton Hot Springs/Colorado/ ABD yer alıyor.
Lonely Planet’in web sitesinde de yayımlanan listenin Kapadokya ile ilgili maddesinde,
“Kapadokya peri bacalarıyla, görsel olarak kendine özgün ve başkalarıyla görsel olarak paylaşılması gereken bir yer”
ifadesi yer aldı.
ama ben bir gidemedim hep bahaneler çıktı :((( detayı ozaman yazacağım
5'ten 7'ye --- Çiftlerin özel hayatı olur mu?
İki kişinin paylaştığı bir
özel hayat değil kastettiğim.
Kişilerin tek tek kendilerine ait
hayatlardan, gizli bahçelerden, Fransızlar'ın akşamüstü saat beş ile
yedi arasına koydukları serbest saatlerden söz ediyorum.
Konu
ilişkilerse kadınların soruları bitmez. O zaman bir soru daha soruyorum:
Neden bazılarımız gizli bahçelerini koruma konusunda diğerlerinden daha
mahir?
Zeynep Güven yazdı
Yönetmen François Ozon’un Potiche (Kadın İsterse) filmi, kadının
özgürleşmesi üzerine tatlı bir komedi.
Ben izlerken başka bir şeye,
filmdeki evli karakterlerin evlilik dışı ilişkilerine ve bu ilişkileri
yaşayış biçimlerine takıldım.
Kendisi de kaba saba bir adam olan şemsiye
fabrikası sahibi Robert Pujol’ün, sekreteriyle olan ilişkisi çok da
incelikli ya da ilginç değildi.
Ama Catherine Deneuve’un canlandırdığı
orta yaşlı Suzanne Pujol bir yerde dikkatimi çeken bir şey söyledi:
“Evet, geçmişte benim de birtakım maceralarım oldu. Ama bu ilişkileri mümkün olduğunca kısa ve gizli tutmak için elimden geleni yaptım.” Suzanne’in sesinde en ufak bir suçluluk duygusu ya da pişmanlık yoktu.
Evli bir kadın olarak, evlilik dışı ilişki yaşamanın tek raconu,
kaçamağı gizli tutmak ve uzatmamakmış, o da bu konuda gereken maksimum
özeni göstererek üstüne düşeni fazlasıyla yapmış gibi doğal ve
huzurluydu. Hatta, filmin devamında Suzanne, çocuklarından birinin
kocasından olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Kavga gürültü koptu
haliyle ama kan gövdeyi de götürmedi. Koca da dahil kimse için dünyanın
sonu gelmedi. Potiche bir komedi filmi, hatta vodvil.
Elbette
karakterler abartılmış, karikatürize edilmiş. Gerçek hayat bu kadar
renkli ve hafif değil.
Yine de filmdeki, ihanet de dahil her türlü
ilişki faulünü daha hafif yaşama hali beni de hafifletti ve hafif hafif
düşünmeye başladım...
Çiftlerin özel hayatları olur mu? Paylaşılan değil, ayrı ayrı yaşanan özel hayatlardan söz ediyorum. İlle de üçüncü kişilerin olması gerekmiyor. Kişinin kendini yaşadığı, kocasından, karısından, sevgilisinden bağımsız var olduğu anları, alanları kastediyorum.
Telefon
mesajlarını, e-postaları kurcalamamaktan, dün gece kimin kiminle nerede
ne yaptığını fazla kurcalamamaya kadar uzanan hayli geniş bir
spektrumdan bahsediyorum.
Özgürlük, hovardalık, çapkınlık
Kocamın e-posta şifresini benden saklamasına bozulurmuş gibi yapıyorum
ama böyle davrandığı için içten içe mutlu oluyorum. İki sebeple.
Birincisi, onun benden ayrı bir özel hayat talebinin olması hoşuma
gidiyor. Bu, benim gözümde onu daha kişilikli yapıyor.
İkincisi, bu
tavrı bana da kendime ait bir özel alan açma hakkını tanıyor. Yaşasın
eşitlik!
Yaşasın özgürlük! Hatta konumuz bu değil ama, yeri geldi,
yaşasın kardeşlik!
Evet, Fransızlar da “Yaşasın Özgürlük!” demişlerdi.
Üstelik Fransız Devrimi’nden bile önce.
Devrim son noktaydı, uzun
özgürlük cümlesi ondan önce yazıldı. Fransız kültürüne aşina olanlar,
“libertinage” kavramını bilir. Sözlükten bakarsanız, bu kelime “kötü
yol” “çapkınlık” “hovardalık” “sefahat” anlamlarına gelir. Ama kökleri
ve ifade ettikleri daha derindir.
Toplumun, dinin kurallarını takmamayı,
dünya zevklerinden payına düşeni almayı, üstelik bunları hiç suçluluk
duymadan yapmayı benimseyen bir anlayış.
Libertin’lerin en ünlüsü ise
sadizm-mazoşizmin isim babası Marquis de Sade.
İşte, 17-19. yüzyıllar
arasında özellikle Fransa’yı etkileyen libertinage; hedonizmi
(hazcılığı) toplumun DNA’larına işledi.
İlişkilerde Fransız farkı
Uzun yıllar Fransa’da yaşayan Mine Kırıkkanat, geçenlerde bir
televizyon kanalında, şimdi bir Amerikan hapishanesinde cinsel taciz
suçundan yargılanmayı bekleyen eski IMF Başkanı Dominique
Strauss-Kahn’la ilgili konuşurken, söz döndü dolaştı, kadın-erkek
ilişkilerinde Fransız farkına geldi. Şöyle diyordu Kırıkkanat:
“Fransa’da seks o kadar kişisel bir meseledir ki, ne toplum karışır ne
de hukuk. Fransızlar belden aşağı vurmazlar. Orada seks kasetiniz
çıkmaz. Orada aldatma bir boşanma sebebi değildir. Karım/kocam beni
aldatıyor diye mahkemeye gidemezsiniz. En fazla karınızla/ kocanızla
kavga edersiniz.
Bu yüzden, orada bir cumhurbaşkanının evlilik dışı bir
ilişkiden çocuğu olduğu bilinir ama bu gazetelere konu olmaz...”
Fransa’da yaşayan ve 20 yıldır bir Fransız’la evli olan yazar Sedef Ecer’den, her iki toplumu da bilen biri olarak bir karşılaştırma yapmasını istedim:
“Türkiye’de ilişkilerde sahiplenme çok daha fazla.
Yalnızca romantik ilişkilerde değil, anne-çocuk ilişkilerinde de öyle.
Fransa’da evli ya da bekar, insanların kendilerine ait gizli bahçeleri
var.
Ama gizli bahçe ille de üçüncü kişiler anlamına gelmiyor. Farklı
arkadaşlar, ayrı ayrı geçirilen zamanlar, bu zamanların tadını suçluluk
duymadan çıkarma anlamına geliyor. Hayatın tadını çıkartmayı seven bir
toplum Fransızlar. Hem kadın hem de erkek bu anlamda kendini özgür
hissediyor.”
E-posta, telefon karıştırma işini Sedef ’e de soruyorum ve çok ilginç bir cevap alıyorum:
“Kocam hiçbir özel eşyamı karıştırmaz. Çünkü
bunların arasında görmek, bilmek istemeyeceği şeyler bulmaktan korkar.
Hayatımda, ona tercih edeceğim biri varsa, zaten bunu söyleyeceğimi
bilir. Önemsiz bir şeyi de bilmemeyi tercih eder.” Sedef’in cevabı
ilginç, çünkü “kocam hiçbir özel eşyamı karıştırmaz...” cümlesi şöyle de
devam edebilirdi:
Çünkü bana yüzde yüz güvenir!
“Yüzde yüz güven olur
mu hiç” diye itiraz ediyor Sedef. Yirmi yıllık evlilikte bir de yüzde
yüz güven varsa, o kadının ya da adamın evdeki mobilyadan bir farkı
kalmaz. Fazla güven romantizme zarar verir.”
Aynı şeyi, pop filozof Alain de Botton’a da sordum ve kendisine bir kez daha hayran oldum. Bu kez fikirleri yüzünden değil, sorularıma 24 saatten kısa bir sürede cevap verdiği için! Botton’un karısı da kocasının e-postalarını karıştırmıyormuş. “Birbirimizin sınırlarına çok saygılıyız. Bir miktar mahremiyetin, hatta gizemin, paylaşmak istediklerimiz konusunda bizi daha hevesli yaptığını biliyoruz” diyor, Alain de Botton sınırlarını anlatırken. Ona göre gizli bahçeler bir ilişkiye zarar değil tam tersine yarar getiriyor:
“Başka insanların
ilgimizi çekmesinin bir sebebi de, bizden farklı olmalarıdır. Ayrı
zamanlar geçirip farklı şeylerle uğraşacağız ki, birbirimize gösterecek
yenilikler olsun.” Onu bulmuşken tavsiye istemeyi de ihmal etmedim. Hem
çift olarak kalıp hem kendi özelimizi koruma konusunda bize ne
önerirsiniz, diye sordum. Kuralları baştan koymamızı söylüyor:
“İlişkinin en başında ne kadar özel alan istediğinizi açıkça ortaya
koyun. Böyle bir deklerasyon için ilk buluşma bile erken sayılmaz.
Böylece karşınızdaki sizin bu isteğinizi kişisel almaz. Bu isteğinizin,
onu az sevmenizden değil, kendi özgürlüğünüze düşkün olmanızdan
kaynaklandığını bilir.”
Aslında Alain de Botton da bu işlerin çok kolay olmadığını biliyor.
Bilmese, “sizce boşanmalar neden bu kadar arttı” sorusuna, “beni asıl
şaşırtan, insanların boşanmaları değil, neden hâlâ evlenmeye devam
ettikleri” diye cevap vermezdi. Çift olmakla kendi özelini korumak
arasındaki hassas dengede mükemmel bir formül olmadığını söylüyor:
“Evlilik dediğimiz şey, seks yapma, yakın olma ve aile kurma
ihtiyaçlarından doğuyor. Bu üçünün aynı insanda, hem de uzun süreli
olarak bulunması hiç kolay değil. Mesela, kaçamaklarla seks arzumuzu
doyurabiliriz ama aileye ve yakınlığa zarar veririz.”
Fransızlar “cinq a sept” diyor. Tam tercümesi, beşten yediye. 5’te işten çıkıyorlar, akşam saat 7’ye kadar sosyalleşiyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, güzel bir şarabın ya da sosyal flörtün tadını çıkarıyorlar. Eskiden, evli Fransız erkekleri “metres”leriyle buluşmak için akşam üstü 5 ile 7 arasını tercih ederlermiş. İşten sonra, aileyle yenen akşam yemeğinden önce.
Zinanın suç, aldatmanın boşanma sebebi olmaktan çıktığı
bugünün Fransa’sında “metres” kavramına yer yok. Ama 5’ten 7’ye
geleneği devam ediyor. Fransızlar belki de bu yüzden çalışma saatlerinin
artmasını istemiyor!
Fotoğraf: Pamela Hanson
Temmuz 2011
Penti Plaj Koleksiyonu ile Kadınlar Bu Yaz Daha Renkli ve Daha İddialı!
“Penti 2013 Plaj Koleksiyonu” tamamı mix&match mottolu tasarımlarıyla bu yaz özgür ruhların tercihi olacak. Alt ve üst beden ölçülerinin farklılığı düşünülerek kadınlara seçim özgürlüğü tanıyan Penti, tüm modeller ve kombinler için yaratıcılık ve özgürlük vaad ediyor.
Birbirinden güzel, farklı bikini altları ve üstlerinden oluşan plaj koleksiyonu, kullanıcıya birçok kombin yapma şansı tanıyor. Herkes kendi zevkine ve vücut tipine uygun bikini altlarını ve üstlerini seçerek kendi koleksiyonunu oluşturabiliyor.

“Parıltını Göster” sloganıyla beğeniye sunulan koleksiyonda ise, pul ve payet işlemelere sahip modeller, adeta güneşi kıskandıracak renkler barındırıyor. Siyahın asaletini altın rengiyle birleştiren koleksiyonda, bando üstlerin yanı sıra üçgen bikiniler ve mayokiniler de yer alıyor.
Boyundan bağlı mayolar, transparan detaylar ve brezilya kesim altlar, vücuduna güvenen, plajda da her yerde olduğu gibi şık ve fenomen olmak isteyen kadınlara hitap ediyor. Yaz şıklığını gündüz bikini modelleriyle, gece de plaj partilerinde tamamlamak isteyenler, Penti’nin ikon serisinde aradığını buluyor.
Plaj koleksiyonunda yer alan, bikinilerin renkleriyle uyumlu havlular, tüm plaj ihtiyaçlarını rahatça taşıyabilecek büyüklükte desenli hasır çantalar ve rengârenk jelibon görüntüsünde terlikler kadınların görünümünü tamamlıyor. Plaj kıyafeti olarak kullanılan kısa tişörtler, pamuklu dantelden püsküllü elbiseler, kısa batik şortlar ise sezonun olmazsa olmazlarından…
Bu arada Penti mağazalarında %50’ye varan indirim başlamış, ben bu fırsatı kaçırmayın derim.
Bir bumads advertorial içeriğidir.
HERRY Yaz Alışverişi - Ferah Uzun Elibseler
Haftaya yokum kızlar, ufacık kaçamak yapıcam oğlumla...
Yanımda olmalı diyerekten ve Yaz gelince mutlaka dolabımda da bulunması gereken beyaz elbise, etek veya jean alışverişi için yola çıktım.
HERRY tutkumu bilirsiniz önceki yazılarımdan,
Beyaz etek uçları dantel misali elbiseye bayıldım, netten bir resmini buldum ama bayanın üzerindeki gibi değil inanın .... daha güzellll
arzu edenler için kısası da vardı ama ben uzunu aldım, sandaletlerle giymek için heves ediyorum.
Gelin gibi miss...
Birde yanında dayanamayıp aşağıdaki çiçekli elbiseyi de aldım..
oh püfür püfür...
Özellikle satenimsi dokudaki kumaş elbiselerde çok hoştu ama ben bu kez uzun istiyorum daha rahat olmak için... Desenler kumaşlar çok güzeldi... İlgilenenlere duyrulur...
Sevgilerimle...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
