Rengarenk Burası... Biraz MODA; biraz DEKORASYON, biraz BEBEK, biraz TATLI, biraz da ACI ve hatta belki KIZIL belki biraz da MAVİ; BİRAZ ONDAN BİRAZ BUNDAN ... Azıcık pembe tadında çilekli ... Hayattan güne dair ne varsa ortaya karışık:)
ÇOCUKLARLA ARA TATİLDE ÜCRETSİZ GEZİLECEK YERLER - Ocak 2025
8- Galata Kulesi (Beyoğlu) Müze karta ücretsiz
Yerli Malı Haftası Şapka Pano Etkinlikler için Renkli Meyve Sebzeler Hazırladım
HER KÖŞESİ BİN BEREKETLİ VATANIMIZA şu HARİTAYA BİR BAKIN :)
1946 yılından bu yana her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında
Türkiye'de tüm okullarda
Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarakkutlanmaktadır
Bu taslak şapka modelimi ekliyorum,
Belki PAMUK öğretmenimiz kendisi takar :)
Yerli Malı; Yerli Malı,
Her TÜRK O'nu KULLANMALI !👋
Çocuklar için YERLİ MALI PANOsunda ve Şapkaların üzerinde kullanabilecekleri
Gülümseyen Meyve ve sebzellerimi de ekliyorum, isteyene PDF de gönderebilirim
I. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından
Yerli Ürünlerimizin kullanımını arttırmak
yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır.
AYRICA oğlum Yer Fıstığı olmuştu ŞAPKA yapmıştım buradan bakabilirsiniz
YEREBATAN SARNICI MÜZESİ - İSTANBUL SULTANAHMET : The Basilica Sistern
ROTA : YEREBATAN SARNICI - İSTANBUL SULTANAHMET
Hem güzel bir gün geçirmek hem de çocuklarla kültürümüze dair dikkat çeken yerleri gezebilmek adına bugün Sultanahmetteyiz.
İBB tarafından restorasyon çalışmaları bittikten sonra yeniden ziyaret edilmesi gerektiğini düşündük, küçük ışıklandırmalar, içerideki geri dönüşümden yapılan küçük heykeller oldukça dikkkat çekiciydi zevk aldık.
Tavsiye ediyorum.
Yapılan her detayı inceleyerek gezdiğimizde 45 dk. gibi bir süre içeride kalabiliyorsunuz, tabiki en çok dikkatlerini çeken ters Medusa taş yapıtları oldu...
Medusa’yla ilgili mitolojiye göre,
Medusa yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç gorgonadan biridir.
(Gorgonlar, Yunan mitolojisinde keskin dişli, saç yerine başlarında canlı yılanlar olan, dişi canavarlardır. Kız kardeşleri Euryale ve Stheno’dır. Ayrıca Medusa içlerinde ölümlü olan tek kişidir.)
Bu üç kız kardeşten yalnızca Medusa olumludur ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir.
O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülükten korumak amacıyla gorgona kafaların resim ve heykelleri gibi Medusa’nın heykeli de buraya konulmuştur, bakan kişi taş olmasuın diye yan çevrilmiştir.”
Tarih bilginizi iyi yüklenin ufaklıklara anlatırken macera dolu bir anı bırakmak elbette sizin elinizde.
Ücretlendirme:
09.00-18.30 saatleri arasında ücretlendirme
Yerli Ziyaretçi: 200 TL / Yabancı Ziyaretçi: 800 TL
Öğrenci: 50
19.30-22.00 saatleri arasında ücretlendirme
Yerli Ziyaretçi: 350 TL / Yabancı Ziyaretçi: 1.300 TL
Öğrenci: 150 TL
* Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için Müze Kart geçmez.
* Giriş biletlerini Passo’dan online satın alabilirsiniz.Yerebatan Sarnıcı Müzesi, görkemli İstanbul tarihinin izlerini sürebileceğimiz en önemli kültür varlıklarının başında gelmektedir. Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Latincede “Cisterna Basilica” olarak adlandırılan yapının bulunduğu yerde daha önceleri Stoa Bazilikası bulunduğundan, kimilerince “Bazilika Sarnıcı” olarak da anılmaktadır.
80.000 ton su depolama kapasitesiyle şehrin en büyük kapalı sarnıcı olan ve diğer kapalı sarnıçlardan daha fazla devşirme taşıyıcı elemana sahip olmasıyla dikkat çeken Yerebatan Sarnıcı; yaklaşık 10.000 m2 alanı kaplayan; uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçimli devasa bir yapıdır.
Yazılı kaynaklara göre suyollarından ve yağmurdan elde edilen suyu, imparatorların ikamet ettiği Büyük Saray ve çevresindeki yapılara dağıtarak yüzlerce yıl şehrin su ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı’na, tarihi suyollarından biri olan Hadrianus İsale Hattı’ndan da su sağlanmıştır.
Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, 28 sütun içeren 12 sıra meydana getirmektedir. Çeşitli mermer cinslerinden yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da iki parçadan oluşmaktadır.
Sütunların başlıkları ise farklı özellikler göstermektedir. Bazıları “Korint” üslubunu yansıtırken bazılarında bezemesiz sade başlıklar öne çıkar. Sarnıçtaki sütunların köşeli veya yivli biçimde olan birkaçı hariç çoğunun silindir biçimli olduğu gözlemlenmektedir.
Sarnıcın tuğladan örülmüş 4.80 metre kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini, Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiştir.
1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra Topkapı Sarayı’nın ihtiyaçları için bir müddet daha kullanılan tarihi sarnıcın, bölgede yavaş yavaş konutlaşmanın başlamasıyla halk tarafından kullanıldığı da bilinmektedir.
16. yüzyılın ortalarına kadar Batılılar tarafından “fark edilmeyen” yapı, bu dönemde adeta yeniden “keşfedilir”. 1544-1555 yılları arasında İstanbul’da yaşayan Fransız doğa bilimci ve topografya uzmanı Petrus Gyllius, keşfi gerçekleştiren kişi olarak karşımıza çıkar. Sarnıcın ölçülerine dair ilk tespitleri ortaya koyan kişi olan Gyllius’a göre, Konstantinopolis’in en büyük su mahzeni, 336 ayak uzunluğunda,182 ayak genişliğindedir; çevresi ise 224 Roma adımını buluyordur. Yapının sütunlarını saymayı da ihmal etmeyen Petrus Gyllius, tam 336 sütunu kayda geçirir ve sarnıcın tepesinde birçok kuyu olduğunu araştırmasında not düşer. Gyllius’un, “Kovalarla su çekerler; hatta sarnıç içerisinde kürek çekip kandillerle ışıklandırır ve balık avlarlar. Kuyulardan sarnıç içerisine hava ve ışık sızmakta, balıklar ışığın altında yüzmektedirler,” cümleleri, o vakitler mahalle ahalisinin sarnıçtan “haberdar” olduğunu geleceğe aktarmıştır.
Osmanlı’da, III. Ahmet döneminde mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından ilk kez, II. Abdülhamid döneminde ise ikinci kez onarım gören Yerebatan Sarnıcı, ilerleyen yıllarda da onarımdan geçmeye devam etmiştir. 1955-1960 yıllarında kırılma riski altındaki 9 sütunu kalın bir beton tabakasıyla kaplanarak dondurulmuştur. 1985-1987 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği kapsamlı onarım ve temizlik çalışmalarında, Yerebatan’ın en önemli simgesi olan Medusa başı kabartmalı bloklar keşfedilmiştir. Sütun kaidesi olarak kullanılan Medusa başlarından yapının batısında konumlanmış olanı ters, doğusundaki ise yatay olarak durmaktadır. Roma heykel sanatının en özel örneklerinden biri olan ve ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Medusa başları, birçok efsaneye de konu olmuştur:
Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yer altı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgon’dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılanbaşlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir.
Başka bir rivayete göre de Medusa; siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücuduyla övünen bir kızdır. Medusa, Zeus’ un oğlu Perseus’u seviyordur. Bu arada Athena da Perseus’u seviyor ve Medusa’yı kıskanıyordur. Bu yüzden Athena, Medusa’nın saçlarını yılana çevirir. Artık Medusa’nın baktığı herkes, taşa dönüşecektir. Daha sonra Perseus, Medusa’nın başını keser ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yener.
Restorasyon sonrası 1987 yılında bir gezi platformu düzenlemesiyle İBB tarafından müze olarak ziyarete açılan görkemli yapı, zaman içinde çeşitli ulusal ve uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapmıştır.
İstanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan bu gizemli mekânı, bugüne kadar ABD Eski Başkanı Bill Clinton’dan Hollanda Başbakanı Wim Kok’a, İtalyan Eski Dışişleri Bakanı Lamberto Dini’den İsveç eski Başbakanı Göran Persson’a ve Avusturya eski Başbakanı Thomas Klestil’e kadar birçok kişi ziyaret etmiştir. İBB Miras tarafından hayata geçirilen tarihinin en büyük restorasyonuyla güçlendirilerek daha nice yüzyıllara tanıklık etmek üzere 22 Temmuz 2022 tarihinde yeniden kapılarını açan Yerebatan Sarnıcı Müzesi, yeni nesil müzecilik anlayışıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Kültür AŞ’nin ev sahipliğinde geçici sergiler, çağdaş sanat gösterileri, kültür sanat etkinlikleri ve dinletilere de ev sahipliği yapan eşsiz müze, derin hafızasıyla geleceğin sanatına dair bir evren oluşturmayı amaçlamaktadır.
Fırın Sütlaç Tarifim - 6 Kişilik - Toprak Güveç Kabında Yapılışı
Fırın Sütlaç En sevdiklerimden Serin, lezzetli pratik ve çok lezzetli,
hadi yapalım...
- 1 litre süt
- 1 su bardağı şeker
- Yarım su bardağı pirinç
- 2-2, buçuk yemek kaşığı buğday nişastası
- 1 paket vanilya
- 2 su bardağı su
- Yarım su bardağı süt (nişastayı açmak için)
Üzerine ;
- 1 yumurta sarısı
- Fındık
- Fıstık
- Ceviz içi

BİZE Empoze edilmeye çalışılan YENİ DÜNYA : #Adrenochrom #pizzagate nedir bilen var mı ??
Bugün bir yazı okudum #Adrenochrom #pizzagate nedir bilen var mı!!!
yada
Sandra Bullock genç kalabilmek adına ne enjekte ettirdiğini duydunuz mu ??
Tükçe izlemek için tıklayabilirsiniz
Açın, okuyun, öğrenin !
Tinerciler mi? Fırıncılar mı? Bakkalcılar mı?
Kim, kim?
(İşini islam hassasiyetiyle yapanları tenzih ederim)
Doğru bildiğimin, inandığımın ardında bir damla da olsa yazıyorum,
1 kişi de okusa yazamaya devam edeceğim...
7. Koğuştaki Mucize
Arşivimize bir tane film daha ekleyelim....
7. Koğuştaki Mucize,
Memo'nun başına gelenler de aynen öyle, suçsuz yere neler çekiyor,
izleyin bakalım 7. Koğuştaki Mucize onu kurtarabilecek mi?
10 dk. da Ev Yapımı Limonata
Tarifim harika 👏
Bu kıvamı lezzeti dışarıda bile bulamıyorum 😣
Oğlum bile arada ister oldu 👩🍳
Rengi tadı harika
Malzemeler
- Dondurucuya 2 saat önceden atılmış 2 adet limon + 1 adet portakal(yada yeşil elma)
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 çay kaşığı dolusu limon tuzu (ekşi sevenler 1 tatlı kaşığı da koyabilirsiniz 👍)
- 3 litre su
- Taze nane
- Dondurucu da sürekli portakal + limon hatta yeşil elma atar oldum😊.
- Dondurucu dan çıkarınca 5 dk. Suda bekletin meyveleri.
- Portakalın turuncu kabuk kısmını incecik soyuyorum.
- Hemen alt katmanı beyaz kabuk kısmını soyup atıyorum çöpe.🌺 püf noktası beyaz kısmını kullanmayın acı yapıyor.
- Portakalın turuncu dış kabuk ve içini rondoya 5-6 parça bölüp atıyorum.
- Aynı şekilde limonun da iki kök sap kısımları ve iç beyaz kısımlar çöpe gidiyor, sarı dış cephe ve içi rondoya atıyorum.
- 2-3 dk çalıştırıp parçalıyorum içine 1 su bardağı şeker, limon tuzu ekleyip 3 dk daha çalıştırıyorum.
- Son olarak benim robot büyük boy 1 kilo su ekleyip iyice parçalıyorum.
- Hazır olunca tülbent yardımıyla süzüyorum, iyice tortu kalınca üzerine 1 kg su daha karıştırarak sıkın özü kalmasın. Sıktıkça son su 1 kiloyu daha karıştırın.
- Şişelere koyun ve içine taze nane yaprağı koyun, hazır.
- Soğuk servis yapın 💐.
- Afiyet bal şifa olsun 😘
Tahinli Tarçınlı Muhteşem bir KEK yapalım mı?
Kek kalıbını yağlayıp içine susam sererek de tercih edebilirsiniz ...
ama çocuklara çikolatalı yapıp, tahin yedirdiğim çok oluyor :)
Malzemeler
- 3 adet yumurta
- 1 buçuk su bardağı toz şeker
- 125ml 1 büyük çay bardağı tahin
- 2 paket kabartma tozu
- 1 su bardağından bir parmak eksik sıvı yağ
- 1 su bardağı süt
- 1 paket vanilya
- 2 su bardağı elenmiş un
- Yarım çay kaşığı tarçın
- 1-2 damla limon suyu
- Kekin klasik baş adımı yumurta ve şekeri iyice çırpıyorsunuz,
- Süt, tahin ve sıvı yağı, ekleyip çok kısa çırptıktan sonra
- vanilya – kabartma tozu ve tarçını ekleyerek karıştırmaya devam ediyorsunuz.
- Unu ilave ettiğimizde akışkan ve çok katı olmayan tam kek kıvamında olması gerekiyor
- (bazen kullanılan bardak/kaşık ölçüleri farklı
kullanıyorsunuz :)))
- Tarifimiz normal şartlarda sadece bu kadar ve çok lezzetli.
- Kalıbınızın içini yağlayıp susam serpince çok farklı ve yakışan bir görseli oluyor.
- Ama mevzu 15 tatilde çocuklarla aktivite olunca,
içine kakao katıp! çikolatalı sevdikleri için tahini de afiyetle yediririz biz anneler :) - 160 derecede pişirebilirisiniz, sevgiler, afiyet, bal, şeker olsun
HAREKETLİ SESLİ NİLOYA BEBEK ALDIK Kuzumun ilk bebeği
BEBEK GELİŞİMİNDE 0-3 yaş özellikle oyuncakların etkisi çok fazla,
Niloya bebek dikkatini çok çekti, yumuşak ürünler dışında ahşap eğitici setler tercih edelim,
çocukların eline telefon tablet verilmesine karşı bir anneyim:)
öyle güzel etkinlikler var ki takipte kalın ekleyeceğim...
BIRAKIN PERDELER AÇIK KALSIN
Yaşlı hanım hastamız “İstemiyorum.
Perdelerin kapanmasını istemiyorum.
hastamızı ikna edemeyen hemşiremiz de sorunu bana iletmişti.
Odadaki diğer iki hasta pencere kenarında yatmakta olan hastamızın perdelerin kapanmaması yönündeki ısrarını anlamamış:(
biraz da öfkelenmişti.
Odaya neden girdiğimi anlayan hastamız ağzımı açmadan
“perdelerin kapanmasını istemiyorum, lütfen ısrar etmeyin” diyerek karşılamıştı beni.
İkna olacak gibi görünmüyordu.
Yatağının kenarına oturup sakinleştirmeye çalıştım.
Odadaki diğer hastaların isteğini de ileri sürerek hiç olmazsa tül perdeyi çekmeye razı ettim.
Pek içine sinmemişti ama oyunun kuralına göre oynanması gerektiğinin de farkındaydı.
Odada gerginlik sürüyordu.
Yanlarında kalıp konuşturup sakinleştirmeyi düşündüm.
Hastamızın ziyarete gelen çocukları ve torunları olduğunu hatırlayıp, onları sordum.
Özellikle torunlarından söz etmeye başlayınca yumuşadığını, yüzünün güldüğünü fark ettim.
Oğlu ve kızının çok çalıştığından, kendi çocukları ile ilgilenmeye zaman kalmadığından yakındı.
- Evde herkes çalışıyor. Büyük torunum okuldan eve geldiğinde karşılayan kimse olmuyor.
O kocaman evde tek başına ne bulursa onunla karnını doyurup televizyonun karşısına oturuyor. Garibimin önüne sıcak yemek koyup sırtını sıvazlayacak, saçını okşayacak biri bile yok yanında.
“Ama modern hayat hep böyle. Hayat hızlı ve herkes meşgul, ne yapacaksınız?
Bütün büyük kentlerde bu sorunlar yaşanıyor sanırım” diye üsteledim.
Omuzlarını silkti. Doğrulup yastığını düzeltti.
Sonra yine o öfkeli gözlerle baktı.
- Modern hayatmış, sevsinler. İnsanı yalnız bırakan, başkalarından uzaklaştırıp içine kapanmasına yol açan modernliği ne yapayım?
Herkes yalnız, çocuklar bile yalnız görmüyor musunuz?
Kimse kimsenin derdini bilmiyor, bilse bile kulağının üstüne yatıp görmezden geliyor.
Anlatmaya çalışsan yaşama telaşından kimsenin durup dinlediği de yok.
- Nasıl bir yalnızlık bu sözünü ettiğiniz?
Her ne kadar konu ilgimi çekse de gerçekte, hastamızı biraz daha konuşturup sakinleştirmeyi
ve böylece odadaki gergin havanın bir ölçüde giderilmesini amaçlamıştım.
- Doktor bey oğlum, yıllar içinde azar azar öyle şeyleri yitirdi ki insanlar,
evlerine kapandıkları yetmedi, şimdilerde kendilerine de kapanmalarını bekliyorlar.
Sonra çocukluğunu, insanların bahçeli konu komşunun birbirini görebildiği evlerde yaşadığı yılları anlattı.
Konu odadaki diğer hastaların da ilgisini çekmiş, az önceki hırlaşmayı unutup hastamıza kulak kabartmışlardı.
- Önce bahçeler otopark oldu.
Apartman hayatı, modern yaşam dedik bahçenin çamurundan kurtulduk diye kandırdık kendimizi. Herkes evlerine çekildi.
Kimse kimseyi görmez, duymaz oldu.
- Peki sonra?
- Sonra sıra balkonlara geldi. Balkonları kapatıp eve kattılar. İşyerleri de balkonsuz oldu.
Dışarının tozundan kirinden kurtulduk diye kandırdık yine kendimizi.
Konu komşuya, gökyüzüne, dünyaya açılan balkonlar da gitti elimizden.
Yetmedi sıra pencerelere geldi. Tül perdeydi, güneşlikti, kalın perdeydi derken pencereler de örtüldü.
Jalûzi, panjur stor derken pencereler kapandı.
Onca para döktüğümüz perdelerimize bakıp “ne güzel oldu” diye avunduk.
Güneş görmeyen, gün ışığı gibi yanan lambalarla aydınlatılan işyerlerine, evlere kavuştuk.
Her şey yavaş yavaş oldu.
Modernleşiyoruz diye tüm bunları sineye çektik.
- Peki ya şimdi?
- Görmüyor musunuz?
Herkes içine kapandı.
Bahçesi balkonu olmayan pencereleri örtülü o çok modern evlerde dışarıyla tek bağlantısı televizyon olan insanlara dönüştük.
Gerçi biraz daha okumuş olanların internet ve cep telefonları da var ama yalnızlık aynı yalnızlık.
İnsanları içine kapatıp yalnızlaştırdılar.
Şimdi sadece bakmaları istenen yöne,
televizyona bakıp orada izledikleri dünya ile yetinmelerini orada yaşayıp tüketmelerini, sadece tüketmelerini bekliyorlar.
Dedim ya modernlikmiş, sevsinler…
Odadaki hastalardan biri televizyonun sesini önce kıstı, sonra da kapattı.
Diğer hastamız dayanamayıp “Durum bu kadar mı kötü?” diye sordu.
Bizimki gülümsedi duvarda asılı olan manzara resmini gösterdi.
- Kimileri durumun farkında.
Duvarlarına resimler asıp ara sıra da olsa başka yöne bakmayı, resimlerin içine dalıp hayaller kurmayı veya kitap okuyarak kendini avutmayı başarabiliyor.
Ama ben çocuklar için, torunlarım için kaygılıyım.
Hangi çocuk gökyüzündeki bulutlarla !
veya oyun oynadığı halının üstündeki desenlerle hayaller kurmamış, oyunlar oynamamıştır?
Öyle bir kapandık ki hayata, şimdi ne o halılar var, ne de çocuklarımızın görebileceği gökyüzü.
Varsa yoksa televizyon, tablet,bilgisayarlar.
Her şey hazır, hayaller bile.
Hayal kurmayı bile çok görüyoruz, çocuklara.
Eliyle pencereyi gösterip “Bu yüzden istiyorum, penceremi.
Hastane odasında bile olsa pencere örtülmesin, perdeler açık kalsın istiyorum.
Gökyüzümü kaptırmayacağım bu yamyamlara” dedi.
Bu sözlerden sonra başucundan kitabını ve gözlüğünü aldı.
Odada az önceki gerginlikten eser kalmamıştı.
İzin isteyip yanlarından ayrıldım.
Ertesi sabah
ve daha sonraki günlerde o odanın tüm perdelerinin açık olduğu dikkatimizden kaçmadı.
Üstelik hastamızın taburcu olmasına
ve aradan geçen onca zamana karşın hiçbirimizin eli gitmedi o perdeleri kapatmaya.
🙏🙏💖💖Dr. Mehmet Uhri ~☆☆
Yerli Malı Haftası Şapka Yapımı - Anaokulu İlkokul Etkinlikleri
Oğlum Bu sene Yer fıstığı oldu
Hem rengi uygun olsun hem farklı tasarım bir şapka yapalım dedik,
evdeki mukavva kağıt yada renkli kartondan da yapabilirsiniz
Çok kolay ...
Yerli Malı; Yerli Malı,
Her TÜRK O'nu KULLANMALI !
Yer üstünde çiçek açan,
Kökle toprağa karışan,
Yer altında olgunlaşan
Bir meyvenin tohumuyum.
Esasında fıstık olan,
Adını topraktan alan,
Bol vitamini bulunan
Besleyici bir nesneyim.
Yağı için üretilen
Pembemsi zarla örtülen,
Kavrulmuşları yenilen
Çerezlik kuru yemişim.
GıdaDedektifi.com #Neyediginizibilin
Reklam için değil sağlığınız için ÖNERİYORUM!!!
uzun zamandır takip ediyorum
ALGİDA - BEE'O - COCA COLA - ÜLKER - DANONE - DARDANEL - LİPTON
MAGNUM - GOLF - HAYAT - MİLUPA - SÜTAŞ - TADIM - TORKU - PINAR -
ZÜBER - NESCAFE ...
aslında tükettiğimiz bir çok ürünün içinde neler neler olduğunu görüyorum :(((
https://gidadedektifi.com/
https://www.facebook.com/gidadedektifi
Belki birçoğunuz eve dönüyor, belki hala çalışıyorsunuz.
Eve gelmiş olanlar da vardır veya tüm gün evde geçirmiş de olabilirsiniz.
Belki yorgun, uykusuzsunuz…
Veya dinginsiniz. Peki Vücudunuz Ne Alemde biliyor musunuz? Hep birlikte anlamaya çalışalım
Saat 18:00 #VücudumuzNeAlemde
- Mide asidi yüksek seviyededir.
- Pankreasın en aktif olduğu saatlerdir. Sindirim enzimlerini ve kan şekerini düzenleyen İnsülin hormonunu en yüksek seviyede salgılamaktadır.
- Akşam yemeği için en iyi saat dilimidir.Yarım saat içinde yani saat 18:30’da kan basıncı günün en yüksek seviyesine çıkacaktır.
- Bu saat dilimi idrar oluşum hızının en yüksek olduğu saat dilimidir.
- Bu da demektir ki; hızlıca yemekleri hazırlayalım, mümkünse saati geçirmeden yiyelim.
- Farklı bir saatte görüşmek üzere diyelim
- Biyolojik saatin çocuklarımız için de geçerli olduğunu unutmayalım
Mutfak Genetiğimizi Kaybettik Biz !
ÇOK MU ZOR?
Ananeniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken,
Çocukların Yeteneklerini Ön Plana Çıkartmak için Öneriler ...
bir müzik aleti , bir spor dalı yada el işi bir hobi insanı öyle rahatlatıyor ki...
tatile gitmek değil dinlenmek...
bi hobi insanın iç dünyasını rahatlatıyorsa,
beynini boşaltabiliyorsa gerçekten değer katıyor kişiliğe...
Aslında
beyniniz farkında olmadan notaları ezberlemeye, hafıza genişlemeye zorlanıyor !
bedeniniz daha çok esnemeye, kaslar harekete geçiyor sporda!
yada zihniniz el-göz koordinesiyle algoritması hızlanıyor DIY projelerde,
farkındalıkları kodluyorsunuz renklerde !
Eğer Farkedebiliyorsanız o ışığı !!!
ONUN KOÇU, MOTİVASYONU OLUN :)
2 HAFTADA BOYUNUZU UZATMAK İÇİN evde yapabileceğiniz egzersizler
İngiltereli Alice Robinson,
popüler tekniklerden bir çoğunu sağlıklı gelişim için denemiş
ve bir hafta içerisinde 1,5 cm uzamayı başarmış.
Bunu da omurgasını esnetip
omurlararası disk yüksekliğini 1-2 mm artırarak yapmış.
Bright Side bilgilerine göre,
20 yaş altı için düzgün bir postürle boyunuza rahatlıkla 2,5 cm ekleyebilirsiniz.
Yüzme,
eklemleriniz daha kolay hareket eder. Bu da boy uzatmayı kolaylaştırır.
Kısa sürede boyunuzu uzatacak bu 7 doğal yöntem dışında
Sağlıklı Beslenmelisiniz !
