Bu Blogda Ara

satılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
satılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ocak 2020 Çarşamba

96 YAŞINDAKİ KADININ SATIŞA ÇIKARDIĞI TORONTO'da 72 YILLIK MUHTEŞEM EV

96 yaşındaki bir kadının, Batı Toronto’da satışa sunulan evini görünce herkes hayran kaldı.

Dışarıdan alıcı gözüyle baktığınızda, sıradan bir evmiş gibi düşünebilirsiniz, 

hatta cazip gelen herhangi bir tarafı da olmayabilir. Ya İÇİ ?

70 yıldır tadilat görmeden tertemiz korunmuş bir müze mi dersiniz bir masal evi mi?

TAM 70 YIL

Ev sahibi yaşlı kadın Joyce, evini görüp fiyat vermeleri için Carla ve Gladys’i aradığında, emlakçıların gözünün önüne gelen manzara tam olarak demode ve yıkık dökük bir evdi.

 Eve girmeden önce restorasyon ekibini bile aramaya kalkabilirsiniz. 

Oysaki kapının eşiğinden adımınızı attığınız anda k-anınızı dondurarak sizi şaşkına çeviren klasik bir güzelliğin içinde kendinizi kaybedeceksiniz. 

İşte tüm ön yargılarınızı rafa kaldırmanın tam sırası!


 Bir gün, Spizzirri kardeşlerin ofisindeki telefon çaldı. 
Carla telefona cevap verdiğinde garip bir sesle karşılaştı. 
Telefonun ucundaki kişi ise Joyce’du. Carla’ya göre Joyce diğerleri gibi yalnızca potansiyel bir satıcıydı ve mülkiyeti için O’na en iyi fiyatı alacağına dair güvence vermeye çalıştı. 
Carla özgüvenli ve soğukk-anlı kalmak için çabaladı çünkü onlar çoğu satıcı tarafından sonsuz güven duyulan, rakipsiz emlakçılardı. 
Halbuki Joyce, onlar için alışılmışın dışındaydı. Carla, Joyce’un sesindeki tereddüdü fark edip paniğe kapılmaya başladı. Yaşlı k-adın eviyle ilgili beklentisini söylediğinde, Carla oturduğu sandalyeden düşmemek için kendini zor tuttu.


Yıllarca yalnız yaşayan yaşlı birinin evi elbette bakımsız, kirli, kokuşmuş, el değmemiş eşyalarla dolu, tozlu duvarlarla kaplı ve hatta satışa hiç de uygun olmayan durumda bile olabilir… 
Joyce, evini satmanın O’nun için ne kadar zor bir karar olduğunu açıkladığında, Carla duydukları karşısında bir kez daha şoka girdi


Emlakçı kardeşlere evin içinde yetmiş yıldan fazladır hiçbir şekilde tadilat yapılmadığı söylendiğinde, 
akıllarını kaçırmamak için soğukkanlı olmaya çalıştılar, çünkü o yaştaki bir k-adının evine yetmiş yıl hiç el değmemesi demek; 
tam bir kaosa ve evin yaşanamayacak hale dönüşmesi anlamına geliyordu. 
Evin içinin bozulmadığı söylense de, tecrübeleri emlak kraliçelerinin gözünde 96 yaşındaki bir kadının 
hiçbir tadilat ve bakım olmadan evini yepyeni tutma ihtimali yok denecek kadar azdı. 
Oysaki bu sıradan görünümlü evin içinde onları neyin beklediğini kesinlikle bilmiyorlardı.

Elbette, 96 yaşındaki bir kadının, 
yaşamı boyunca biriktirdiği kir, karışıklık, düzensizlik ve binlerce gereksiz eşyayla evini kusursuz bir durumda tutmasına pek imkan yoktu. 
Muhtemelen bu ev için ciddi bir tadilata ihtiyaçları olacaktı; ancak hala onları neyin beklediği hakkında hiçbir fikirleri yoktu. 

Joyce’un evi Jane Street’te, Toronto’nun Eski Değirmen mahallesindeydi. 
Carla, bu bölgede varlıklı sakinlerin yaşadığını ve butik oteller gibi üst düzey işletmelerin olduğunu biliyordu. 
Burada evler diğer yerlere nispeten daha hızlı ve fevkalade bir fiyata satılıyordu.


Hesaplamalarına göre, bu bölgedeki konutların değeri 968 bin doların bile üzerindeydi! 
Kulağa hiç şüphesiz ki oldukça hoş bir kazanç gibi geliyordu; ancak tahminleri uykularını kaçırmaya başlamıştı bile. 
Ne kadar motive olmaya çalışsalar da kendilerini en kötü senaryoya hazırlıyorlardı. 
Derken, ortaya yeni bir problem çıktı! 
Şüphesiz ki yetmiş yıldan fazladır yaşadığı yere ‘elveda’ demek hiç de kolay bir karar değildi. 
Joyce, adeta ömrünü geçirdiği bu eve veda etme fikriyle yoğun bir mücadele halindeydi ve evi satmaktan vazgeçmek üzereydi. 
İlk iş olarak Joyce’u evini görmelerine izin verme konusunda ikna etmek zorundaydılar.
 .
.
Sonra Ne mi oldu!!!
Eve Kanada’nın dört bir yanından iç mimarlar resmen akın etti. 
Herkes bu tuğla mülkün içinde ne saklandığını görmek için sıraya dizilmişti. 
Mimarlar Joyce’un parlak renklerden kaçındığını ve muhteşem uyumlu tonlar tercih ettiğini gözlemledi. 
Renklerin dansının yanı sıra, ev metalik duvar kağıtlarıyla kaplıydı ve altın mobilyalarla doluydu; 
ancak tüm tasarımlar arasında çiçek desenlerini sıklıkla kullandığı ve çok sevdiği belliydi. 

henüz 24 yaşındayken bu evde yaşamaya başlamıştı ve o günden bu yana, moda konusunda ciddi gelişmeler olmuştu. 
Tasarımla harcadığı uzun yıllardan sonra hiç kimse evin bugün nasıl göründüğünü tahmin bile edemezdi. 
İstediği gibi bir konut arayan alıcı için, evin iyi bir konumda olmasının yanı sıra içinin eksiksiz bir şekilde döşenmiş olması her zaman avantajdır, çünkü yeni ev sahibi çantasını alıp eve direk yerleşebilir. Joyce’un evi içinse durum biraz farklıydı. 
Evin her bir metrekaresi 40’lı yıllardan kalan antik eşyalarla dolu, muhteşem bir iç tasarım stiline sahipti; zarif ve iyi muhafaza edilerek de görenleri büyülüyordu. 
Ne yazık ki, acı gerçek şuydu; Joyce’un mobilyalarının tamamı bu evde bırakılmayacaktı; ev sigortasının olup olmadığı konusunda da şüpheler hala devam ediyordu.


Joyce, evini satacağı için ifade edilemez bir üzüntü yaşıyordu; 
ama eşyalarını evle birlikte satmayacağı için nispeten rahattı. 
Neyse ki, tüm o gösterişli ve paha biçilemez parçalar k-ı-zına miras kalacaktı. 
Joyce, bu eşyalara gerçekten iyi bakabilecek birinin olması gerektiğini ve bunu yapabilecek tek kişinin de k-ızı olduğunu biliyordu. 
Evdeki bütün eşyaların, mobilyaların, antikaların 70 yıldır bu kadar özenle korunabilmesi akıllara durgunluk veriyordu. 
Joyce, kendi evinin tasarımcısı olarak çok şanslıydı çünkü yapılan dekorasyonda yalnız değildi. 
Tüm ailesi bu evi güzelleştirmek ve baştan yaratmak için seferber olmuştu. 
Mobilyalardan duvardaki perdelere ve yataklardaki çarşaflara kadar hepsi Joyce’un yaratıcı fikirlerinin ürünüydü. 
Neyse ki, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle ve ekonominin canlanmasıyla birlikte çok daha fazlasını yapabildiler. 
Elbette evin içindeki bu efsane değişiklikler yapıldıktan sonra evin sigorta ücreti de artmış olsaydı hiç şaşırmazdık.



 




 


 

 

7 Şubat 2013 Perşembe

BEBEK BEZ PASTA NASIL YAPILIR ???

 Yakın akrabanın tatlı mı tatlı bir bebeği oldu ve ne alacağına daha karar veremediysen, 

 

Arkadaşının baby showerine gideceksin hediyenin diğer insanlardan biraz farklı olsun istiyorsan, 

 

Hem bebeğin hem de annenin işine yarayacak güzel bir hediye sunmanın ayrıcalığını yaşa! 

 

Böylelikle artık birçok hastanede kabul edilmeyen çiçeklerin geri dönmüş olmayacak. 

 

Şık ve orijinal tasarımlı bez pastasıyla bebekler daha keyifli, anneler daha rahat!

 

Birçok alternatifimiz var,  

 

istediğiniz gibi yapılır,  Sipariş Alınır...

 

İçine istediğiniz hediye konulur;

 

Sevgilerimizle...

 

Evetttt Çok Güzel Bir Hediye .... 

 

Selma Hanım'ın Enes'i için içine Bornoz Takımı ilave edip 

Güzel Bir Bez Pasta Hazırladım; 

Kuzucuğumdan vakit bulup ancak bu kadarını hazırlayabildim, 

üzerine daha süsleri ilave edilecek, 

Sevgilerimle; İyi Günlerde Kullanılsın... 

 
















 

7 Ocak 2013 Pazartesi

El İşi Oyalı Tülbent - Yazma

Kendinize, Çeyizinize, İlgilenenlere.... 

Belkide Sevdiklerinize Hediye Oyalı Tülbent, yazma ....

...satılıktır...

Tanesi 20.Tl.




19 Ekim 2012 Cuma

GÖRDÜĞÜM EN LÜKS BEBEK ODASI ...

Gördüğüm en lüks bebek odası bu sanırım. 

Şimdiye kadar bir bebeğe ait giyinme odası görmüşmüydünüz?

azra desing'dan alıntıdır:






 


27 Haziran 2012 Çarşamba

BEBEK MEVLÜT TAKIM - HASTANE ÇIKIŞ - SİZ 62 VERMEYİNNNNN !!!!

Açıklama

BEBEK MEVLÜT TAKIM - HASTANE ÇIKIŞ - SİZ 62 VERMEYİNNNNN !!!!
doğumuyla birsürü masraf oluyor, zaten bizimki de kısa süreliğine giydi, boşuna yenisine para vermeyinnn.
civcikli çok farklı diye dayanamayıp almıştım::) yakışıklı oğluşuma

SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ yada İNSAN OLABİLMEK diyelim adına Dünyada EN BÜYÜK PLATFORM : BOYKOT DEDEKTİFİ

BİR TARAF OLMAK İÇİN Müslüman Olmanıza Gerek Yok,  yada  🇵🇸 Filistini Desteklemek ve İşgalci İsra*ili Sevmemek adına Sebep de beyan etme...

Arşiv


Binlerce Kere Tıklanıyoruz; Çok Teşekkür Ederim . . . MİLLLYON KERE MaşaALLAH...