Jessica Albanın ev hanımı yönünün inceleyelim mi???
ünlü olduğu kadar 2 çocuklu bir anne.
O bir yıldız dünya çapında
ama annelik içi güdüsü ağır basmış ve çocuklar için
zararsız, organik bezler, şampuanlar vb. gereçler satan bir işe de
soyunmuş.
Bir televizyon programında çocuklarının organik
beslenmesine dikkat ettiği kadar, onlara bizzat kendisinin onlara yemek
yaptığını anlatan güzel yıldız bu arada kendi usulünce "Sebzeli Hindi
Köftesi" yaparak iyi bir aşcı olduğunu da göstermiş oldu.
Jessica Alba yemeklerini çoğunlukla çocuklarıyla beraber yaptıklarını da söyledi.
Çocukların çok seveceği besleyici
"Sebzeli Hindi Köftesi"
için gerekli malzemeler:
* 1kg. hindi kıyması
* 2 yumurta
* Soğan
* Havuç
* Kabak
* Ekmek içi yada galeta unu
* Kekik türü İtalyan baharatları
* Deniz tuzu
Sebzeleri minik minik doğrayıp yada rendeleyip tüm malzemeleri yoğurun.
Eşit büyüklükte yapmaya çalıştığınız yuvarlak köfteleri zeytinyağı ile
tavada ızgara yapın.
Tavadan aldığınız köftelerin üstüne tavuksuyu ya da hindi suyu döküp köftelere bu suyu emdirin.
Afiyet Olsun!...
Translate
14 Eylül 2013 Cumartesi
Sebzeli Hindi Köftesi
Etiketler:
afiyet olsun,
Mutfak,
Yemek,
Zeynep'in Mutfağı,
Zeynep'le Hafta Sonu
10 Eylül 2013 Salı
DIY : Top Gül Buketi Hazırlayalım :)
Bebek Doğum Hediyesi, Sevgililer Gününe farklı bir hediye yada masa süslemelerinde çoğunlukla ortada sunumda şıklık katacak top şeklindeki çiçek buketleri ...
Canlı çiçekler iyi hoş ama kısa bir süre sonra güzellik sona eriyor.
O yüzden size her zaman kullanabileceğiniz kendi yapabileceğiniz zarif iki gül buketini beğeninize sunuyorum.
Resimlerden de anlaşılacağı üzeri yapımı çok kolay...
Malzemelerimiz :
1) yapma çiçek
2)tutkal
3)yuvarlak köpük, strafor
4) kurdele
5) vazo yada şamdan
Önce yapma çiçeklerinizin dal kısımlarından çiçekleri ayırın. Uçlarına tutkalı sürüp köpüğünüzün üzerinde açtığınız deliklere yerleştirin.
Sıra sıra bu işlemi yapın. Ta ki çiçek topunu elde edene kadar.
Çok pratik değil mi?
Çiçekleri yapıştırmayı tamamladıktan sonra hangi aksesuara yerleştirmek istiyorsanız sabitleyin ve kurdele ile şirin görüntüsüne şirinlik katın.
Herhangi bir vazoya yada şamdana koymak istemezseniz başka bir alternatif de ip yardımıyla tavandan yada avizeden sallandırmak
Alternatif çiçek çeşitleriyle ve farklı sunumlarla siz değişik görseller oluşturabilirsiniz.
İster nişanınızda, düğününüzde, kına gecenizde, bebek odası süslemesinde, misafiriniz için özenle hazırladığınız sofranızda her yerde yer alabilecek çok pratik bir çiçek buketi.
Sevgilerimle....
CİLDİNİZ BU AKŞAM HARİKA GÖRÜNEBİLİR, NASIL MI?
YEDİĞİNİZ HANGİ GIDALAR CİLDİNİZİ BESLİYOR VE GÜZELLEŞTİRİYOR?
Dr. Nicholas Perricone’nin Kırışıklık Kürü kitabında kusursuz ve sağlıklı bir cilt için harika öneriler var. Özellikle bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Dr Perricone’ye göre güzel bir cilt için doğru beslenmek en önemli koşul. Kendisi sağlıklı ve hoş görünen bir cilde sahip olabilmemiz için neleri yememiz ve nasıl beslenmemiz gerektiğini açıklıyor. Örneğin akşam bir randevunuz var ya da özel bir geceye davetlisiniz. Maskeleri, bakımları bir kenara bırakın. Kozmetik yerine doğal beslenme yolu ile cildinize ışık katabilirsiniz. O gün sabahtan düzenleyeceğiniz beslenme programı ile akşam yeniden canlanan bir cilde sahip olabiliyorsunuz.
İşte yiyeceğiniz gıdalar ile anında güzelleşecek cildiniz için altın öneriler…
1) Sabahtan akşama mükemmel bir cilt için ne yemeli?
Kahvaltı:
Bol miktarda küçük tanelilerin de dahil olduğu taze meyve salatası
Yumurtanın beyazından yapılan omlet
Öğle Yemeği:
Sıcak ya da soğuk, karışık sebze potpurisi: Brokoli, yeşil, kırmızı ve sarı dolma biberleri, fasülye. Sebzeleri seçtiğiniz otlarla tatlandırın. Zeytinyağı ile pişirin.
115-170 gram arası taze ızgara somon
Yeşil yapraklı salata, biraz zeytinyağı ve limon suyu ile
Yemek sonrasında taze kavun
2) Yüz kurtaran yiyecekler nelerdir?
Akne sorununuz varsa: A vitamini ve beta karotenden yana zengin; kavun, ıspanak, brokoli gibi yiyecekler yiyin. İşlenmiş yiyeceklerden sakının.
Kuru cilt tipine sahipseniz: Temel yağ asitlerinden zengin yiyecekler yiyin; somon, taze ton balığı ve keten tohumu gibi…
Kızarıklıklar varsa; bol bol antioksidan bakımından zengin sebze ve meyve yiyin. Mesela brokoli ve Brüksel lahanası…
3) Yeme eğiliminde değişiklik yapmanız için ne yapmalısınız?
Adım adım kademeli olarak beslenmenizi değiştirebilirsiniz. Her şey daha sağlıklı bir cilt için…
Biftek yerine somon bifteği yiyebilirsiniz.
Dondurma yerine az yağlı dondurulmuş yoğurt,
Kızarmış patetes yerine galeta unlu fırında balık ya da tavuk,
Hamburger yerine hindi burger,
Makarna yerine kabaklı spagetti,
Patates yerine kabak yiyebilirsiniz.
Etiketler:
Bakım,
GÜZELLİK,
Yemek,
Zeynep'in Mutfağı,
Zeynep'le Hafta Sonu
6 Eylül 2013 Cuma
Mucize Zayıflamanın Sırları! --- Şeyda COŞKUN
Malum Şeyda Coşkun diye bir ünlümüz var.
Bu kişi herkesi kısa sürede
zayıflatıyor. Hem de yürüye yürüye çok ciddi paralar kazanıyor.
Mesela geçen gün 40 km yürümüş.
"Bacakların cıbık gibi olacak yakında" dedim. O da bana "Görsen bayılırsın" dedi.
Aman aman maşallah ve tabii kazandığı paraya da Allah bereket versin.
Bacaklarında ve tabii kazandığında hiç gözümüz yok ama bu kadar kısa sürede insan zayıflatmak doğru mu? Sağlıklı mı?
Mesela geçen gün 40 km yürümüş.
"Bacakların cıbık gibi olacak yakında" dedim. O da bana "Görsen bayılırsın" dedi.
Aman aman maşallah ve tabii kazandığı paraya da Allah bereket versin.
Bacaklarında ve tabii kazandığında hiç gözümüz yok ama bu kadar kısa sürede insan zayıflatmak doğru mu? Sağlıklı mı?
Mesela Gülşen'e 2 ayda 12 kilo, Hadise'ye 50 günde 13 kilo zayıflatmıştı.
Şimdi de Hacı Sabancı'ya 17 günde 10 kilo verdirmiş.
Maşallah maşallahta ne kadar sağlıklı.
Ben iki senedir sürekli yazıyorum. Hatta demediğimi bırakmadı.
O hiç kimseyi takmıyor yürümesine, zayıflatmasına devam ediyor.
Hatta bana bi küçük gıcık kaptığını bile düşünmüyor değilim. Çünkü ben sürekli Şeyda'yı eleştiriyorum.
Ben de artık hem bu küslük bitsin hem de şu olayın detaylarını bir kendisine sorayım diye Şeyda'yı aradım.
"Anlat bana bu kadar kısa sürede nasıl zayıflatıyorsun insanları. İnsanların metobolizmalarıyla mı oynuyorsun" dedim.
Şeyda, "Bir deli kuyuya taş atıyor herkes o kuyunun başında. Kimse beni arayıp sormuyor" dedi.
Ben de "E soruyorum işte anlat. Sağlıklı mı?" dedim.
İşte Şeyda'dan satır satır notlar. Artık gerisine siz karar vereceksiniz...
Çünkü şimdi diyetisyenler şiddetli şekilde seslerini yükseltecekler söylediklerine:
-Ben az kilo verdirtmiyorum, diğerleri az kilo verdirtiyor. Hep aynı
peynir, hep aynı yemek. İnsanlar sıkılıyor. Ayda 4 kilo vermek çok az.
-Bir insana ayda 4 kilo verdiren kişi doğru neden ben ayda 10 kilo verdirince size saçma geliyorum.
-4 kilo az diyen ülke benim 10 kiloma fazla diyor.
-Öncelikle insanlarımızın büyük ödemleri var. Ben önce bu ödemleri yok ettiriyorum. Hacı'dan çok ödem sorunu vardı.
-Hacı ile her gün iki kere yürüyoruz. Gün de 3 saat spor yapıyoruz.
-Ben hem diyeti hem sporu buluşturdum. O yüzden de "Bunu daha önce ben neden düşünemedim diye" çıldırıyorlar.
-Hacı dün çorba günüydü. Her türlü besini aldı. Dün 700 gr verdi. Şimdi o sizin okuduğunuz kilodan daha fazlası gitti.
-80 kilo üzerinde bir kadın ayda 9-10, 100 kilo üzeri bir erkek ayda 12-15 kilo rahat verir.
-Ben her gün 15 km yürüyorum. Ama dün 40 km yürüdüm. En uzun yürüyüştü.
-Gülben Ergen bana "Üzerimdeki ağırlığı aldın" diyor.
-Benim için herkes aynı. Gereksiz pohpohlama yapmam. Gülben'miş, Gülşen'miş, Hacı'ymış fark etmez.
-Herkes aynı parayı öder. Herkes aynı muameleyi alır. Herkesle ayrı ayrı ilgileniyorum.
-Ben onların bedenini kendi bedenim gibi görüyorum. Onların bedenlerinin içine giriyorum.
-Hayatlarında aşkı, sevgiyi her şeyi yemenin yerine koyanlar var.
Hayatındaki sevgili, aile, arkadaş boşluğunu yemekle dolduranlar var.
-Ben mutsuz olduğum zaman yürüyorum, bacaklarımı görsen bayılırsın.
Etiketler:
Diyet,
İlişkiler,
KADIN,
Reklam,
Yemek,
Zeynep'in Mutfağı,
Zeynep'le Hafta Sonu
5 Eylül 2013 Perşembe
AVON'la Hadise Çıkart
Makyaj yapmak bir lüks, lüks ise bir ihtiyaçtır. Artık “Bir kalem, bir ruj” devri kapanıyor. Avon, lüks ihtiyaçlarınızı en üst seviyede karşılamak üzere yenilendi. Üstelik yeni yüzü Hadise ile Avon, şimdi çifte güzel!
Eğlenceli şarkıları ve güzel sesi kadar makyaj stilleri ile de çok sevilen Hadise ve yenilenmiş ürünleri ile Avon, makyaj modasına birlikte damga vurmaya hazırlanıyorlar. Avon, yeni True Color Teknolojisi ile birçok kadının hayallerini süsleyen yeniliklere imza attı. Artık renkler doğa kadar canlı, Picasso’nun paleti kadar çeşitli; dokular ise ipek gibi pürüzsüz olacak. Bu yenilenmiş ürün yelpazesi ile Avon, kadınlara sanatçı yönünü ortaya çıkarma şansı veriyor. Bundan sonra makyajda canınız ne isterse onu yapabilirsiniz. Yepyeni tarzlar deneyebilir ve klasik görünümün ötesine geçebilirsiniz.
Yine de ayakları yere sağlam basanlar için Avon Global Makyaj Uzmanı
Lauren Andersen, 2014 makyaj modasına damgasını vuracak stilleri Avon
Global Güzellik Elçisi Irina Shayk üzerinde adım adım uygulamalarla
gösteriyor.
Diyelim ki gündüz makyajı yapacaksınız; ama bir yandan da gösterişli bir hava istiyorsunuz. “Çok abartmayayım; ama bir bakışta göze çarpayım” diyorsunuz. İşte Avon’un 2014 Makyaj Trendleri arasından aradığınız stil: Professionally Perfect. Bu makyajla gündüz de bir prenses gibi görünmeniz hedeflenmiş. Lauren’in açık ve sempatik anlatımı ile bu görünüme kavuşmanız çok kolay olacak!
Avon, güzelliği tüm Türkiye ile paylaşmaya kararlı. 2 Eylül’den itibaren Avon makyaj uzmanları, yeni ürün yelpazesi ile Türkiye’nin pek çok ilini adım adım dolaşacak, kadınlara makyaj yapmanın en ince ipuçlarını verecek. Ama siz bu ipuçları hemen, şu anda istiyorsanız beklemenize gerek yok. Yepyeni makyaj trendlerini Lauren Andersen’ın usta ellerinden öğrenmek ve Avon’un yeni ürün yelpazesi ile tanışmak için hemen avon.com.tr'yi tıklayın. Hadi, Avon’la #hadiseçıkartın!
Bir bumads advertorial içeriğidir.
29 Ağustos 2013 Perşembe
VİNTAGE Dantellerden ZARA Home Model Yastık Yapma - DIY - KENDİN YAP - HOBİ - EL İŞİ
Annelik Başka birşey
"Acaba kuzum için ne yapsam" demeyi daha çok tekrarlıyorsunuz.Annenizin onu değerli emanetlerinin;
ne kadar daha önemli oldugunu bir güzel kafanıza vuruyor zaman,
öylesine tığ işi örnek yapıp kenara koydugu anılarını bile göz önünde tutmak istiyorsunuz belkide...
Anneanne ya da babaannelerden kalma dantelleriniz vardır kenarda köşelerde,
Zara'nın gözdesi danteller gibi koltuklarınıza koyarak evinizde sıcak bir dekorasyon yaratabilirsiniz. Ayrıntılar :)
Etiketler:
Blog Tanıtımı,
Derya Baykal,
DIY,
eğlence,
El İşi,
English Home,
Ev,
hobi,
Home Sweet Home,
Mobilya,
Tasarım,
Ünlülerin Evi,
Zara,
Zeynep'le Dekorasyon
22 Ağustos 2013 Perşembe
5'ten 7'ye --- Çiftlerin özel hayatı olur mu?
İki kişinin paylaştığı bir
özel hayat değil kastettiğim.
Kişilerin tek tek kendilerine ait
hayatlardan, gizli bahçelerden, Fransızlar'ın akşamüstü saat beş ile
yedi arasına koydukları serbest saatlerden söz ediyorum.
Konu
ilişkilerse kadınların soruları bitmez. O zaman bir soru daha soruyorum:
Neden bazılarımız gizli bahçelerini koruma konusunda diğerlerinden daha
mahir?
Zeynep Güven yazdı
Yönetmen François Ozon’un Potiche (Kadın İsterse) filmi, kadının
özgürleşmesi üzerine tatlı bir komedi.
Ben izlerken başka bir şeye,
filmdeki evli karakterlerin evlilik dışı ilişkilerine ve bu ilişkileri
yaşayış biçimlerine takıldım.
Kendisi de kaba saba bir adam olan şemsiye
fabrikası sahibi Robert Pujol’ün, sekreteriyle olan ilişkisi çok da
incelikli ya da ilginç değildi.
Ama Catherine Deneuve’un canlandırdığı
orta yaşlı Suzanne Pujol bir yerde dikkatimi çeken bir şey söyledi:
“Evet, geçmişte benim de birtakım maceralarım oldu. Ama bu ilişkileri mümkün olduğunca kısa ve gizli tutmak için elimden geleni yaptım.” Suzanne’in sesinde en ufak bir suçluluk duygusu ya da pişmanlık yoktu.
Evli bir kadın olarak, evlilik dışı ilişki yaşamanın tek raconu,
kaçamağı gizli tutmak ve uzatmamakmış, o da bu konuda gereken maksimum
özeni göstererek üstüne düşeni fazlasıyla yapmış gibi doğal ve
huzurluydu. Hatta, filmin devamında Suzanne, çocuklarından birinin
kocasından olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Kavga gürültü koptu
haliyle ama kan gövdeyi de götürmedi. Koca da dahil kimse için dünyanın
sonu gelmedi. Potiche bir komedi filmi, hatta vodvil.
Elbette
karakterler abartılmış, karikatürize edilmiş. Gerçek hayat bu kadar
renkli ve hafif değil.
Yine de filmdeki, ihanet de dahil her türlü
ilişki faulünü daha hafif yaşama hali beni de hafifletti ve hafif hafif
düşünmeye başladım...
Çiftlerin özel hayatları olur mu? Paylaşılan değil, ayrı ayrı yaşanan özel hayatlardan söz ediyorum. İlle de üçüncü kişilerin olması gerekmiyor. Kişinin kendini yaşadığı, kocasından, karısından, sevgilisinden bağımsız var olduğu anları, alanları kastediyorum.
Telefon
mesajlarını, e-postaları kurcalamamaktan, dün gece kimin kiminle nerede
ne yaptığını fazla kurcalamamaya kadar uzanan hayli geniş bir
spektrumdan bahsediyorum.
Özgürlük, hovardalık, çapkınlık
Kocamın e-posta şifresini benden saklamasına bozulurmuş gibi yapıyorum
ama böyle davrandığı için içten içe mutlu oluyorum. İki sebeple.
Birincisi, onun benden ayrı bir özel hayat talebinin olması hoşuma
gidiyor. Bu, benim gözümde onu daha kişilikli yapıyor.
İkincisi, bu
tavrı bana da kendime ait bir özel alan açma hakkını tanıyor. Yaşasın
eşitlik!
Yaşasın özgürlük! Hatta konumuz bu değil ama, yeri geldi,
yaşasın kardeşlik!
Evet, Fransızlar da “Yaşasın Özgürlük!” demişlerdi.
Üstelik Fransız Devrimi’nden bile önce.
Devrim son noktaydı, uzun
özgürlük cümlesi ondan önce yazıldı. Fransız kültürüne aşina olanlar,
“libertinage” kavramını bilir. Sözlükten bakarsanız, bu kelime “kötü
yol” “çapkınlık” “hovardalık” “sefahat” anlamlarına gelir. Ama kökleri
ve ifade ettikleri daha derindir.
Toplumun, dinin kurallarını takmamayı,
dünya zevklerinden payına düşeni almayı, üstelik bunları hiç suçluluk
duymadan yapmayı benimseyen bir anlayış.
Libertin’lerin en ünlüsü ise
sadizm-mazoşizmin isim babası Marquis de Sade.
İşte, 17-19. yüzyıllar
arasında özellikle Fransa’yı etkileyen libertinage; hedonizmi
(hazcılığı) toplumun DNA’larına işledi.
İlişkilerde Fransız farkı
Uzun yıllar Fransa’da yaşayan Mine Kırıkkanat, geçenlerde bir
televizyon kanalında, şimdi bir Amerikan hapishanesinde cinsel taciz
suçundan yargılanmayı bekleyen eski IMF Başkanı Dominique
Strauss-Kahn’la ilgili konuşurken, söz döndü dolaştı, kadın-erkek
ilişkilerinde Fransız farkına geldi. Şöyle diyordu Kırıkkanat:
“Fransa’da seks o kadar kişisel bir meseledir ki, ne toplum karışır ne
de hukuk. Fransızlar belden aşağı vurmazlar. Orada seks kasetiniz
çıkmaz. Orada aldatma bir boşanma sebebi değildir. Karım/kocam beni
aldatıyor diye mahkemeye gidemezsiniz. En fazla karınızla/ kocanızla
kavga edersiniz.
Bu yüzden, orada bir cumhurbaşkanının evlilik dışı bir
ilişkiden çocuğu olduğu bilinir ama bu gazetelere konu olmaz...”
Fransa’da yaşayan ve 20 yıldır bir Fransız’la evli olan yazar Sedef Ecer’den, her iki toplumu da bilen biri olarak bir karşılaştırma yapmasını istedim:
“Türkiye’de ilişkilerde sahiplenme çok daha fazla.
Yalnızca romantik ilişkilerde değil, anne-çocuk ilişkilerinde de öyle.
Fransa’da evli ya da bekar, insanların kendilerine ait gizli bahçeleri
var.
Ama gizli bahçe ille de üçüncü kişiler anlamına gelmiyor. Farklı
arkadaşlar, ayrı ayrı geçirilen zamanlar, bu zamanların tadını suçluluk
duymadan çıkarma anlamına geliyor. Hayatın tadını çıkartmayı seven bir
toplum Fransızlar. Hem kadın hem de erkek bu anlamda kendini özgür
hissediyor.”
E-posta, telefon karıştırma işini Sedef ’e de soruyorum ve çok ilginç bir cevap alıyorum:
“Kocam hiçbir özel eşyamı karıştırmaz. Çünkü
bunların arasında görmek, bilmek istemeyeceği şeyler bulmaktan korkar.
Hayatımda, ona tercih edeceğim biri varsa, zaten bunu söyleyeceğimi
bilir. Önemsiz bir şeyi de bilmemeyi tercih eder.” Sedef’in cevabı
ilginç, çünkü “kocam hiçbir özel eşyamı karıştırmaz...” cümlesi şöyle de
devam edebilirdi:
Çünkü bana yüzde yüz güvenir!
“Yüzde yüz güven olur
mu hiç” diye itiraz ediyor Sedef. Yirmi yıllık evlilikte bir de yüzde
yüz güven varsa, o kadının ya da adamın evdeki mobilyadan bir farkı
kalmaz. Fazla güven romantizme zarar verir.”
Aynı şeyi, pop filozof Alain de Botton’a da sordum ve kendisine bir kez daha hayran oldum. Bu kez fikirleri yüzünden değil, sorularıma 24 saatten kısa bir sürede cevap verdiği için! Botton’un karısı da kocasının e-postalarını karıştırmıyormuş. “Birbirimizin sınırlarına çok saygılıyız. Bir miktar mahremiyetin, hatta gizemin, paylaşmak istediklerimiz konusunda bizi daha hevesli yaptığını biliyoruz” diyor, Alain de Botton sınırlarını anlatırken. Ona göre gizli bahçeler bir ilişkiye zarar değil tam tersine yarar getiriyor:
“Başka insanların
ilgimizi çekmesinin bir sebebi de, bizden farklı olmalarıdır. Ayrı
zamanlar geçirip farklı şeylerle uğraşacağız ki, birbirimize gösterecek
yenilikler olsun.” Onu bulmuşken tavsiye istemeyi de ihmal etmedim. Hem
çift olarak kalıp hem kendi özelimizi koruma konusunda bize ne
önerirsiniz, diye sordum. Kuralları baştan koymamızı söylüyor:
“İlişkinin en başında ne kadar özel alan istediğinizi açıkça ortaya
koyun. Böyle bir deklerasyon için ilk buluşma bile erken sayılmaz.
Böylece karşınızdaki sizin bu isteğinizi kişisel almaz. Bu isteğinizin,
onu az sevmenizden değil, kendi özgürlüğünüze düşkün olmanızdan
kaynaklandığını bilir.”
Aslında Alain de Botton da bu işlerin çok kolay olmadığını biliyor.
Bilmese, “sizce boşanmalar neden bu kadar arttı” sorusuna, “beni asıl
şaşırtan, insanların boşanmaları değil, neden hâlâ evlenmeye devam
ettikleri” diye cevap vermezdi. Çift olmakla kendi özelini korumak
arasındaki hassas dengede mükemmel bir formül olmadığını söylüyor:
“Evlilik dediğimiz şey, seks yapma, yakın olma ve aile kurma
ihtiyaçlarından doğuyor. Bu üçünün aynı insanda, hem de uzun süreli
olarak bulunması hiç kolay değil. Mesela, kaçamaklarla seks arzumuzu
doyurabiliriz ama aileye ve yakınlığa zarar veririz.”
Fransızlar “cinq a sept” diyor. Tam tercümesi, beşten yediye. 5’te işten çıkıyorlar, akşam saat 7’ye kadar sosyalleşiyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, güzel bir şarabın ya da sosyal flörtün tadını çıkarıyorlar. Eskiden, evli Fransız erkekleri “metres”leriyle buluşmak için akşam üstü 5 ile 7 arasını tercih ederlermiş. İşten sonra, aileyle yenen akşam yemeğinden önce.
Zinanın suç, aldatmanın boşanma sebebi olmaktan çıktığı
bugünün Fransa’sında “metres” kavramına yer yok. Ama 5’ten 7’ye
geleneği devam ediyor. Fransızlar belki de bu yüzden çalışma saatlerinin
artmasını istemiyor!
Fotoğraf: Pamela Hanson
Temmuz 2011
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...
'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)
Konumuz Ne olsun :)
Zeynep'le Hafta Sonu
(107)
Zeynep'le Alışveriş
(95)
ÖNEMLİ
(93)
Zeynep'in Mutfağı
(85)
Mutluluk
(77)
Zeynep'le MODA
(67)
Zeynep'le Dekorasyon
(63)
DIY
(62)
KADIN
(59)
Dekorasyon
(53)
Elbise Dolabı
(50)
Bebek
(49)
Zeynep'le Ramazan
(49)
aşk
(48)
Evlilik
(46)
Seni Seviyorum
(44)
İlişkiler
(44)
Doğum Günü
(40)
Fotoğraf
(40)
GÜZELLİK
(40)
Ev
(38)
Tasarım
(34)
Düğün
(33)
İstanbul
(31)
Romantik
(30)
Mutfak
(29)
Tatil
(29)
Abiye
(28)
Erkek
(25)
HEDİYE
(25)
eğlence
(25)
Beyaz
(22)
Bebek Odası
(21)
Ahmet Mert
(20)
Gelin
(19)
Sevgililer Günü
(19)
Nişan
(17)
Pratik Bilgiler
(17)
müzik
(17)
Ayakkabı
(16)
Bahar
(16)
Yatak Odası
(15)
Derya Baykal
(14)
Hamilelik
(14)
Sinema
(13)
Ünlülerin Evi
(12)
Zara
(10)
Bahçe
(7)
Pırlanta
(5)
DIYi
(4)