Translate

Romantik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Romantik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Nisan 2013 Çarşamba

Romantik Çerçeve - DIY

Hiç evdeki çiçeklerden, kurdellar, parça dantel, boncuk belkide eski tahıl kağıtları ve ahşap kullanarak böyle güzel bir çerçeve yapılacağını düşünmüşmüydünüz ?

Ben buna tek kelimeyle BA-YIL-DIM .


Tasarım yurtdışında takip ettiğim sitelerden birine ait, tek çerçeve gibi düşünmüeyin, aynı şekilde tepsi, albüm veya dolap kapağı bile düşünebilirsiniz...

 Yapan arkadaş tabana olarak kullandıgı suntanın dallı olmasına dikkat ederek kenarlarına kağıt kullanmış, üzerine ise hamur çiçekler yapmış, birazda dekopaj peçeteleri gerekli güller için. Parça dantel ve kurdela bile ne kadar hoş küçük ayrıntılar... Üzerine ise en güzel resmi çekmek yine size kalmış...

Sevgilerimle...


 

 





2 Nisan 2013 Salı

Hoş Geldin . . . Merhaba BAHAR :)

Umut bu olmalı
Cesaret
Azim de
Her yerin buza kestiği, kaskatı
Beyaz artığı zamanların soluğu
Donduğunu sandığın noktada
Bir bakmışsın, sancılı bir sarı
Nefes almak için
Yarmış toprağın bağrını
Merhaba bahar
Şükürler olsun!
İçimdeki umuda
Can olduğuna
Şükürler olsun!
İçimdeki korkuya
Törpü olduğuna
Asi bir başkaldırışınla
Beni bana sunduğuna
Şükürler olsun...

 

 
İçim kıpır kıpır; 
 Sizde küçük dokunuşlarla evinize bahar getirin...
 

 "Bir gün tutar bir caneriği, 
çiçeğini sunar bahara, 
bir tutam serinlik, 
bir yürekte buğulanan sıcaklık. 
Ve konar gözlere bir öpücük gibi kuşların bahar sevinci. 
Okşar bir annenin parmakları gibi usulca saçlarımızı seher yeli. 
Bir tutam gün ışığı dolar içimize, bir tutam sevinç çığlığı. 
Ne zaman bahar gelse, sevinci yaşar kırlar, dağlar, ovalar, denizler... 
Aydınlık gelir dört bir tarafa, 
gürül gürül akar dereler. 





Bir dağ pınarı gibi hayat kaynar kanımızda; yüreğimizde tomurcuk tomurcuk aşk fışkırır.  
Alıp götürür duygularımızı dağların ötesine serin serin esen rüzgârlar... 
Bu dağların sevda türküsüsün sen, denizlerin mavisi, bulutların beyazı. 
Ne zaman bahar gelse, yağmur yağmur çiçek açar sesin gökyüzünde. 
Ben sonbaharın yorgun, yanık türküsüyüm; sarıya çalar rengim; rüzgârlar estikçe savurur yapraklarımı uzak diyarlara. 
Sen gülüşünde baharın ilk sevincini, gözlerinde göğün uçuk mavisini taşıyorsun. 
Yaşamak bir su gibi berrak yüzünün aydınlığında; bir köy türküsü gibi hilesiz ve içli. 
Ben seni ozanca sevdim türkü bakışlım. 
Mehtabın güzelliği, yıldızların ışıltısısın sen karlı dağlarda. 
Umut, aşk ve alın terisin ak alınlarda. 
Acılar içinde de olsa hayatı çılgınca sevdim. 
Çılgınca sevdim dağları, denizleri, kuşları, ormanları, umudu, sevinci, güneşi, çocukları. 
En çok da seni sevdim aşk çiçeğim. 
Bu sevdayı alıp gitme benden, alıp gitme buralardan, gözleri türkülü kuşum. 
İçimdeki baharı öldürüp gitme. 
Kimsiz, kimsesiz kalır yüreğim. 
Körpe bir dal gibi koparma sevinçlerimi yüreğimden."




22 Mart 2013 Cuma

BU ODADA BİR PRENSES YAŞIYOR OLMALI . . .

 
Eğer süslü püslü,
taşlarla bezeli, hatta oldukça da renkli büyüleyici bir çocuk odası tasarımı arıyorsanız, 

bu odayı incelemelisiniz. 

Her detayına hayran oldum bu odanın 29 yaşında olmama rağmen keyifle yaşarım DİYEBİLİRİM. 

İnceleyin ve miniğiniz için değerlendirin. 
RESİMLERİN ÜERİNE TIKLAYIP BÜYÜK HALLERİNİ GÖREBİLİRSİNİZ.




21 Mart 2013 Perşembe

MİMAR SİNAN'IN MİHRİMAH SULTAN AŞKI & Pelin Karahan

AŞK'a karşılıksız kalamam, bu yazıyı da günün anısına sizinle paylaşmadan edemedim....

Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister.

Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.

Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.

Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır!
Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.

Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir.

Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a.

Cami küçücüktür.

Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır.

İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana.

İşte, aşka adanmış iki eser.
 

Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin.

Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.

Göreceğiniz manzaraysa şudur;

Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar!

Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay.
Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır...























7 Mart 2013 Perşembe

HERRY'e uğradım...

Sezon sonu alışverişin en mantıklı zamanıdır, deriz... kabul ama 

çoğu begendiklerinizin bedenini bulamama oranının en yüksek oldugu zamandır...

Bende ufak bir sezon sonu alışverişi yapayım dedim HERRY'e uğradım...
iyi ki de gitmişim..
Bir bayan ve en önemlisi bir ANNE olarak ne kadar etekleri sevsemde şu hareketlendiği son dönemde renkli tunik bluzlar en favori giysilerim...
Hem her dakika ay oram buram açıldı demiyorum, hem her halimizle MERT'le birlikte hareketim kısıtlanmıyor...
bunlar benim sepetime takılanlar, bu yaz renkli görünüyor, özellikle sarı, saks, fuşya, turuncu, beyaz giyesm geldi şimdiden...
En çok hoşunuza ne GİTTİ :))
hatta Elbiseyi dayanamadım hemen Cuma giydim iş yerimde bayıldılar dzie kadar deri çizmelerle güzel oldu...
Kombin parçalarla da yeni resimler eklemeye çalışacağım... Sevgiler...






26 Şubat 2013 Salı

İLK GÖRÜŞTE AŞK'a İnanır mısın???


İlk görüşte aşka ister inanın ister inanmayın çoğu kişinin başına gelir ve bir çok kişide nasıl davranacağını ne konuşacağını ilk dakikalardaki o heyecanı nasıl atacağını bilemez.
Ilk karsi karsiya gelis, ilk bakis, ilk dakikalar…
Birini ya begenir ya da daha incesine inmeyi istemeden hemen yanindan uzaklasiriz…
Neden böyle davraniriz, bizi etkileyen nedir, ilk izlenim neden bu kadar önemlidir?
“(+ / -) elektrik” midir, “kan kaynamasi, kaynamamasi” midir, bazilarina göre “önceki hayat ya da kader” midir, nedir?

Yeni tanistigimiz birinde bizi etkileyen, onu daha yakindan tanima istegi uyandiran seyler bakin neler:
- Güzel olmasi: Güzellik bu kararda en önemli yere sahip. Iç güzelligini ilk görüste anlayamayacagimiza göre, tabii ki dis güzellik (kendi normlarimiza göre olan biçimde) bizim için önemli.
- Görüntüsü: Bakimli ve temiz bir insan her zaman etkileyicidir.
- Davranis biçimi: Yürüyüsünden, vücudunu kullanis biçimine kadar kendine ait bir tarz yaratmis insanlar her zaman iyi bir etki birakirlar.
- Bakislari: Bazi insanlar bakislariyla adeta içimizi eritirler. Kendine güvenen, ne istedigini bilen bakislara dayanmak hiç de kolay degildir.
- Sesi: Bir düsünün; son derece çekici, hos görünen bir erkek yaniniza geliyor ve kedi miyavlamasi gibi sesler çikararak size bir seyler anlatiyor, ne hissedersiniz? “Konusmasa kimbilir ne iyi yapar” demez misiniz? Ya da yakisikli olmayan ama etkileyici bir sese sahip erkekle bu kedi sesli arasinda bir seçim yapmaniz gerekse, mantiginiz (!) yakisikli olmayani tercih etmenizi fisildamaz mi?
- Kokusu: Tabii ki kötü kokan birini kimse istemez. Bunu herhangi baska bir seyle kiyaslamaya gerek bile yok.
- Ait oldugu çevre: Bu bizim kendi komplekslerimizle ilgilidir, yoksa ne önemi var adamin çevresinin. Eee, bütün bunlar tamam da sira tamamlanmadan adamin bütününü bir türlü göremeyiz… Hep “arkasi yarin” gibi… “Ask atesi” denen sey sanildigi üzere o kadar da kolay parlamiyor. Ama ilk 30 saniyede ya da 10 dakikada bu kadari yasaniyor.

5 Adimda Olumlu Izlenim
Dürüst olun, hepimizin ilk izlenimde kötü not aldığı zamanlar olmuştur. Yanlış bir şey söyleyince ya da yapınca insan nasıl da kötü olur. Bu çok utanç vericidir. Uzun zaman unutulmayan izler bile bırakabilir. Hatta bir sonraki sefer için kendinizi sinirli hissetmenize neden bile olabilir.
Aslında endişelenmenizde yersiz. Sürekli yeni birileri ile tanışıyoruz. Sürekli bu sosyal yeteneğimizi geliştirmemiz için yeni şanslarımız var. Olabilecek en kötü şey nedir ki? Berbat etseniz ne olur? Eğer yeteneklerinizi geliştirmek için aktif olarak çaba sarfetmeye razı olursanız, gelişim göstereceğiniz de kesindir.
Pratik yapmak mükemmeli yakalamak için yardımcı olacaktır. Fakat tüm başlıkları, hiçbirini göz ardı etmeden, önyargısızca dikkatinizi vererek okuyun. Zaten sizde nerde hata yaptığınızı bilmiyorsunuz. İşte size kısa bir gözden geçirme. Bu liste üstünde çalışın ve bir sonraki sefer de deneyin. İyi bir ilk izlenim bırakacaksınız.

EL SIKIŞMA
Kadın ya da erkek hiç farketmez, sağlam el sıkışın. Tabii ki kasdettiğimiz kemiklerini çatlatacak kadar sıkı değil. Elini sıktığınız kişinin, sizin gerçekten orada olduğunuzu anlamasına yetecek kadar sıkı. Daha önce hiç birinin elini nerdeyse dokunmak istemezmiş gibi tuttunuz mu, sıkmadan? Eğer karşınızdaki kişi gerginse, eli ve parmakları nemli ve terli olabilir. Bu tabii ki hoş bir durum değil. Yine de sıkıca el sıkışmalısınız. Aynı anda kısaca karşınızdakinin gözlerine bakın. Ne kadar çok insanın bu konuda başarısız olduğuna inanamazsınız.

KILIK KIYAFET
Ayakkabılar çok önemlidir. Özelliklede kadın işin içinde varsa. Çok güzel bir arabadan inmiş olabilir. Kaliteli ve şık bir takım giymiş ve mükemmel bir kravat takmış olabilirsiniz. Ama kadınlar kontrole ilk ayakkabıdan başlayacaklardır.
Kıyafet zor bir meseledir. İç giyimde dış giyimde zaman zaman tehlikeli bile olabilir. Takii sosyal birşeyler cereyan edene kadar. (Ne kadar sıklıkta smokin giymeniz gereken bir yere davet ediliyorsunuz?) Gardrobunuzu yenilemek oldukca kolay olabilir. Çok kaliteli günlük kıyafetler almakta kolaydır. Hatta çok pahalı seçimler bütçenizi sarsmıyor bile olabilir. Ama en iyi ve en kolay yol daima bir kenarda temizlenmis komple bir takımı hazır bulundurmaktır. Böylece çok daha kolay hazırlanabilirsiniz. Bu özellikle son an davetleri için çok yararlıdır.

GÖZ TEMASI
Uzaklara bakmayın. Biri ile ilk defa tanışırken, onlara bakmanız beklenir. Tabii kasdedilen gözünüzü dikip bakmak olmamalı. Biri önemli bir şey söylemeye çalışırken, sorarken ya da soruya cevap vermeye çalışırken, birbirinize bakmalısınız. Eğer değilse, bu durumda karşınızdakine ya utandığınız ya da tamamen ilgilenmediğinizin sinyalleri gidecektir. Bir çok insan utanma nedeni olmaksızın başka yerlere bakarak yanlış sinyaller veriyorlar.

KONUŞMA
Genellikle biri ile buluşacağınız zaman ona sorular sormanız tavsiye edilir. Ama bu karşınızdaki kişide sorguya çekildiği hissini uyandırır. Sonuca bağlanmamış açık sorular sormalısınız. Karşınızdakini esnetecek sorular sormayın. Hatta kısaca evet ya da hayır diye cevap verilecek sorulardan kaçının. Çünkü muhabbeti kısaltır. Karşınızdakinin fikirlerini öğrenebileceğiniz sorular sorun. Onun düşünceleri ile ilgilendiğiniz sinyalleri verin.
Günlük ya da sosyal olaylar konuşmak için güzel konular olabilir. Gülmek için ise televizyon programlarını ya da politik gafları konu edebilirsiniz. Gerçeklerden ziyade yorumlarını ve fikrini öğrenirken, aradaki buzlarıda kolayca eritmiş olursunuz.

GÜLÜMSEME
Eğer başlangıcı gülümsemeyle yaparsanız, herşey çok daha güzel gidecektir. Belki karşınızda ki biraz gergin olabilir… Hatta sizden daha çok bile olabilir. Unutmayın bu sadece sizin için bir ilk buluşma değil. Oda kendi endişelerini taşıyor. Gülümsemek sizi rahatlatırken, karşınızdakinide mutlu eder.
İyi bir intiba bırakmak imkansız değil. Fırsatları değerlendirip, pratik yapın. Ne kaybedersiniz? Gerçekten ilk izlenimin önemli olduğu zamanlarda, (iş görüşmesi ya da ilk randevu gibi) eskisinden çok daha iyi olduğunuzu farkedeceksiniz.

AŞK'a Yanmalı . . .

Aşka yanmalı...
Can dediğin...
Ya canın olmalı;
Ya da,canını almalı...
Yar diyemezsin ki herkese...
İçindeki yaran olmalı...
Herkesin de bir yüreği vardır amma...
Yürek dediğin de,
Bir Aşka yanmalı...

Mevlana Celaleddin Rumi

6 Şubat 2013 Çarşamba

İsveç'ten İngiliz Stil Romantik Bir Banyo Dekorasyonu

Soğuk memleket derler ama banyoyu bile dekore edişi ne kadar sıcak sıcacık olmuş.

 Fotoları çeken arkadaşımız gidip banyoyu karelemeyi garip bulmuş kendince ama neyse:)

Mobilya tam anlmamıyla klasikk ama şirin klasik hatta eskileri boyayıp daha da değerlendirmişler güzel zevklerini, zerine koydukları mermer ise polonyadanmış.
bir zerafet var, tatlı bir estetik...
Pembe güllerle bezeli bir duvar kağıdı 
uyumlu bordürler, pişmiş toprak renkli zeminin üzerinde hoş olmuşlar...



Mesela,
 köşe olarak ilk etapta bizim hoşumuza gitmeyen, rahatsız edecek duvarı
 gömme raf olarak düşünüp ingiliz tarzı çiçek vazo süslemelereiyle hareketlendirmişler.

 

Tüm banyo duş harici çini ve duvar kağıdı ile kaplanmış, acaba tam bulamamışlar mı aynı deseni ???


Eski dolaplar ne kadar güzel oluyormuş meğer; mütevazilik, nezaket, zerafet ... 
tarif için :) narin tanımlamalar arıyor dilim...
Bakın dolabın içine...  nostaljide var eski gümüş aynalar, taraklarda burda...



Pek çok kişi sevmeyebilir ama huzur dolu bir köşe küvetle tamamlanmış banyo.
çiçekler ve büst...

ne desemki 
bir tarz harika yansıtılmış...

eğimli küçük ve köşe bir banyo tüm olumsuzluklara rağmen bu kadar güzel yansıtılır bize...
İyi haftalar...


1 Şubat 2013 Cuma

Çikolata Kelebek ile Kup Kek Süslemesi - Süppperr...




Fikir Japonca bir siteye ait...

Çok beğendim ve sizlerle paylaşmak istedim.

İlk doğum günü partimizde de denemeyi düşünüyorum...

Atlamadan anlatmaya çalışayım;
yapılışı çok kolay, hızlı ve güzel... Çikolata ile kelebekler yapmayı öğreniyoruz...
 

 

 

 

İhtiyacınız olanlar:


     Çikolata - Bitter renk açısından daha görünür oluyor, ama sütlü ve sade çikolata ile fark yapabilirsiniz.
     Bir dondurucu :)
     Yağlı kağıt / Karton sert kağıt
     Desen için krema pompası,

     Fitilli poşet


Hazırlık:

    Kağıtları doksan derecelik bir açı ortaan katlayın.
  

Kelebekler yapma:

     Yaklaşık iki dakika süreyle mikrodalga bir tas su ısıtın - Yeterince su sıcak olacak ama kaynar olmayacak. Bu arada, çikolata büyük bir avuç çikolata ile torbanıza doldurun.
    Güzelce çikolatanızı eritin topak kalmasın !!

    Şimdi en zevkli kısmına sıra geldi :)
    Torbamızın bir ucundan minicik hassas bir şekilde akabilecek kadar keselim ve köşeye sıkıştırarak sıkalım.
  
    Kelebeğin vücudu yani kök merkezini sağlam yapın.... Diğer kısım için taslak kullanabilirsiniz. KISACASI ÇİKOLATAYLA KELEBEK YAPACAKSINIZ, DESEN MODEL SİZE KALMIŞ...
YANİ Kırışan bir sopa çizerek başlayın, sonra her iki tarafta kanat ekleyin. Simetri için birbirinin aynısı olmasına dikkat edin
 

Görsel şekillerin büyük hallerini de ekledim, belki daha kolay anlaşılmasını sağlar; sonra kağıdı 90derece katlayıp, dondurucuya koyun....

 

 

 


 

21 Ocak 2013 Pazartesi

Sonra SEN Çıktın Karşıma . . .

Ve bu paylaşım, mutlu yaşayan bütün eşler için olsun.
Allah ağızlarının tadını, yuvalarının huzurunu bozmasın.

8 Ocak 2013 Salı

GELİNLERDEKİ O SOFT MASUMİYET . . .

sizlerle paylaşmadan edemedim; AŞK ancak bu kadar saflığa yakışır... 
alt yazıya gerek yok, sözsüz yayınlıyorum...
sevgilerimle...










Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)