Translate

İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2013 Salı

Veeee... 2014 - MUTLU YILARRRR Tüm Dünya'ya Huzur Sağlık AŞK Diliyorum...
























♥  ÇİMENLER YAYILMADAN ... ♥
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şey”e
bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yayılın çimenlerin üzerine.....
Acele edin....
Er veya geç...
Çimenler yayılacak üzerinize...

 Jacques Prevert

yeni yılınız size mutluluk verecek "küçük şeyler"le dopdolu geçsin...





17 Aralık 2013 Salı

Acaba Ne Giysem ??? Yılbaşı Partisi Hazırlık ...

Eminim zama azaldıkça telaşı artanlar var aranızda,

Bir organizasyonu olanlara sesleniyorum.... 

duyar gibiyim sesinizi acaba ne giysem

onumu

bunu mu

yoksa yeni mi alsam???

yada olmayanlar varsa 

bence kendiniz güzel bir anı için hazırlık yapabilirsiniz... 

evinizde sıcacık bir yemek ve müzik eşliğinde neden olmasın...



















ACABA NE GİYMELİ !!!

Kişisel blogum bu değil mi?
ozaman fikirlerimi açıkça söylemeliyim değil mi?
uzun balıklar süpeer
danteller harika vücuda oturoyor kabul
tuvaletler abiyeler bir yana harikalar kabul ediyorum sonuna kadar ....



hani böyle 25 -35 yaş arasına rahat hareket edilebilecek şu tatlı küçük elbiseleri şiddetle yakıştırıyorum duyrulur....

Pul payet işli elbiseleri kullanmak çok rahat,
günlük hayatta bir Jeanle bile kombin yapabiliyorsunuz, şık görünmek bakımlı kadına çok kolay,
yada küçük çeşitli modellerde mini elbiseler çok güzeller;

Hem şık,
Hem çekici;
Hem yeniyıl ışıltısı ve heycanını sizinle en güzel yansıtacak en güzel seçim...
Şöyle bir güzeller geçidi yapalım önünüze...

Gecenin parlayacak yıldızına Sevgilerimle....






11 Aralık 2013 Çarşamba

11.12.13 Güzel Günler


Ömrünüzde en güzel günler bu akşam başlasın ...
Bugün evlenin;
Bugün yeni bebekler gelsin dünyaya
Evlenme teklif edin mesela bugün
isterseniz bugün birşeylere karalayın bir kenara
bir yemek mi yesek acaba yoksa ???
benden ufacık sebep olsun, özel olsun, anı olsun, tarih olsun...
 İyi Akşamlar Dostlar

25 Ekim 2013 Cuma

ERKEKLER NE İSTER :))) Ne İstemezler ki :P İŞTE İDEAL KADIN ...

Teknoloji, erkeklerin hayallerini süsleyen kadınları tek bir kadında birleştirdi. 


İngiltere'de fotoshop uzmanları, herkesin beğendiği ünlülerin en güzel yerlerinden bir kadın yarattı! Oyuncu Megan Fox'un kaşları, Angeline Jolie'nin dudakları, Gwyneth Paltrow'un çenesi, Kate Beckinsale'in burnu, Kelly Brook'un göğüsleri ve Cheryl Cole'nin gözlerinin kullanıldığı kolaj, günümüzün "mükemmel kadınını" ortaya çıkarttı.

Erkekler kadınlar konusunda hep en iyisine sahip olmak ister. Siz de en iyisi olmak istiyorsanız en azından bu özelliklere sahip olmalısınız.

İşte ideal bir kadında aranan özellikler:

1- İdeal kadın okuma alışkanlığına sahip olmalı. Karşısındaki erkekle her konuda konuşabilmeli.

 2- Telefonla gerektiği kadar konuşmalı. Konuşma süresi uzdıkça erkeklerin sinirlerini bozuyor. 

3- Makyaj ve parfümde aşırılıktan kaçınmalı ve çok çarpıcı ojeler kullanmamalı. Böyle görünen kadınlar daha çok ilgi çekse de iş ciddi ilişkiye gelince erkeklerin tercihi doğal ve masum güzellikten yana oluyor. 

4- Televizyon bağımlısı olmamalı. Yaşamını televizyon programlarına göre programlayan ve bu saatlerde dünyadan kopan kadınlar erkeklerin onlardan uzaklaşmasına neden oluyor.

5- Lüks tutkunu olmamalı, alışveriş sırasında da mantığını koruyabilmeli.  

6- Alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıkları olmamalı. Beğendikleri kadınları aynı zamanda birer anne adayı olarak gören erkekler kötü alışkanlıkları olan kadınlarla ciddi ilişki düşünemiyor.

7- Formuna dikkat etmeli. 


8- Konuşma yeteneği çok iyi olmalı. Bol bol yani, filan, şey gibi kelimeler kullanan ve argo konuşan kadınlar yerine etkili ve tane tane bir konuşma her zaman erkekler tarafından daha çekici bulunuyor.
 
9- Sadece kızlarla değil erkeklerle de arkadaş olabilen kadınlar, erkeklere daha çekici geliyor. Böyle kadınlarla daha kolay ve iyi iletişim kurabiliyorlar.

10- Kıskanç olmamalı. Sevgilisini sürekli sorgulayan ve takip eden kadınlar, kendilerine güvenmedikleri mesajını vererek çekiciliklerini kaybedebilirler.
 
11- Erkeğin her şeyiyle ilgilenmemeli. Bazen annesinden daha ileriye geçerek, erkeğin her işiyle ilgilenen kadınlar, aradaki büyünün bozulmasına ve erkeğin kaçmasına neden oluyorlar.
 
12- İdeal kadın kendiyle barışık olmalı. İç dünyasında huzurlu olabilmeli. Geçmişte yaşadığı psikolojik sorunları ve ailesel problemleri çözümleyememiş kadınların, erkeklerin gelecek planlarına girmeleri zorlaşıyor. 
 
13- Kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Hiçbir işlerini bir erkeğin yardımı olmadan yapamayacağını düşünen kadınlar, erkeklerde önceleri bir koruma duygusu yaratsa da bir süre sonra bu duygu sıkılmaya dönüşüyor. 



 
 

10 Ekim 2013 Perşembe

ÖZENLİ KAHVALTILAR için ŞIK SUNUMLAR... Kalsiyum Yüklemesi Yapalım Oleyyy Peynir Zamanı....


Kalsiyum, c vitamin, beslenme, proteinler bu ara kış, bünyeyi güçlendirmek için çokça araştırıyorum belkide kuzumun beslenmesine biraz fazla özeniyorum diyelim, Unutmadan; Bu bir reklam yazısı değil, değerlendirmedir...

Çocukların günlük kalsiyum ihtiyacının da sadece üç parmak peynir yedirilerek sağlanabileceğini öğrendim ki kendimiz için bile buna önem vermeliyiz.

Muratbey'in Naturena Ürün Grubu'nda yer alan parmak peynirlerin özellikle çocuklar düşünülerek üretildiğini söylüyorlar, ki kaşar peyniri konusunda oldukça lezzetli oldugunu belirtmeliyim.

"Çocuklar parmak peyniri yerken hem eğleniyor hem de kalsiyum depoluyorlar" diyor bloggerlar, Parmak peynirin özel sosis şekli ve farklı lezzetleri ile bence annelere de çocukların hoşuna gidecek eğlenceli menüler oluşturması için avantaj olacaktır...
Afiyet olsun diyorum...

MISIRLI PEYNİRLİ KANAPE
Malzemeler:
  • 1 hamburger ekmeği
  • Küçük bir kalıp “Muratbey Sürmeli Peynir”
  • 1 çay bardağı haşlanmış mısır tanesi
  • Süslemek için “Muratbey Naturena Peresta Parmak Peynir”

Hazırlanışı:
Hamburger ekmeği ortadan ikiye kesilir, ekmeğin yarısından çiçek kalıpla kalıp çıkarılır ve çıkarılan çiçeğe aynı şekilde Sürmeli peynir sürülür. Üzerine mısır taneleri dizilir, süslemek için Muratbey Naturena Peresta Parmak peynirlerden yüzük yapabilirsiniz…



PEYNİRLİ YUMURTA VE KALP PEYNİRLER
Malzemeler:
  • 1 adet hamburger ekmeği
  • 1 adet yumurta
  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
  • Tuz
  • Kalp peynir için; 2 adet “Muratbey Naturena Fessita Parmak (Fesleğenli-Çörekotlu)” ve 1 adet küçük sosis
  • Muratbey Naturena Herban peynir” ve  “Muratbey dil peyniri

Yapılışı:
Hamburger ekmeği ikiye bölünür. Tam ortalarından bardakla veya şekilli kalıpla parça çıkarılır (bu parçalar kanepe yapımında kullanılabilir). Yapışmaz bir tavaya içi boş ekmek konur ve içine yağ dökülür. Normal ateşte yağın ısınmasına gerek kalmadan yumurta kırılır, üzerine tuz serpilir. Muratbey dil peyniri ve Herban peynirinden  küçük doğranmış peynirler serpiştirilir. Arzuya göre sosis dilimleri konur ve yumurtanın pişmesini istediğiniz kadar pişirip servis edebilirsiniz. Kalp peynirler için Muratbey Naturena Parmak peynir tam ortasından verev bir şekilde kesilir. Kesilen iki parça çevirdiğinizde kalp şeklini alacaktır. Kürdanla birleştirerek süsleme amaçlı kullanabilirsiniz. Sosiste aynı şekilde verev kesilerek kalp şekli verilir.

PEYNİRLİ EKMEK DOLMASI
Malzemeler:
  • Hamburger ekmeği (kişi sayısına göre)
  • “Muratbey Naturena Sudo Parmak (Sucuklu-Domatesli)” ve diğer “Naturena” çeşitleri
  • İsteğe göre maydanoz, yeşil soğan
  • “ Muratbey Tereyağı “
Yapılışı:
Hamburger ekmeğinin üzeri küçük  karelere kesilir. Kare aralarına küçük kesilmiş tereyağı ve peynirler sıkıştırılır. Üstüne doğranmış maydanoz veya yeşil soğan serpilir. Önceden ayarlanmış 180 dereceli fırında Muratbey Naturena’lar eriyene kadar pişirilir.






PİLELİ PEYNİRLİ KREPLER
Malzemeler:
  • 1 adet büyük yumurta
  • 1 küçük çay bardağı süt
  • 4-5 yemek kaşığı un
  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
  • 1 çay kaşığı tuz (isteğe göre)
  • 1 çay kaşığı salça (isteğe göre)
  • “Muratbey Sürmeli Peynir”
  • “Muratbey Burgu Peyniri”
  • Maydanoz
  • Kırmızı biber (kapya biber)
Yapılışı:
Yumurta, un, süt, tuz ve zeytinyağı çırpıcı ile çırpılır. Tava ilk krep için çok az yağlanır. Diğerleri için yağlanma istemez. 1 yemek kaşığı krep ısıtılmış tavaya dökülür. Kaşığın sırtı ile dağıtılır ve bir avuç içi kadar büyütülür. Arkalı önlü pişirilir. İsteğe göre krep hamurunun bir kısmına salça ilave edilir ve bu şekilde de pişirilir. Bir kapta peynirler karıştırılır. Maydanoz ve kapya biberde küçük küçük doğranır. Pişen kreplerin tam ortasına,  bir tatlı kaşığı kadar peynirli harç konur. Krep karşılıklı birleştirilir ve kürdan ile krepin bir ucundan başlayarak zig zag dikilir.

PEYNİRDEN CADI SÜPÜRGESİ
Malzemeler:
  • “Muratbey Burgu Peyniri”
  • İstediğiniz kadar çubuk kraker
  • Bağlamak için maydanoz dalı
Yapılışı:
Öncelikle maydanozlar az su ile  5 dk. haşlanır ve dalları yumuşatılır. Muratbey Burgu Peyniri 2-3 cm uzunluğunda kesilir. Üç parça peynir bir araya getirilerek, tam ortalarına çubuk kraker yerleştirilir ve maydanoz sapı ile bağlanır. Burgu peyniri kıvrımlarından açılır, saçaklı bir görünüm verilir.






PEYNİR TABAĞI / PEYNİR KELEBEK VE LOLİPOP PEYNİR
Malzemeler:
  • “Muratbey Burgu Peynir”
  • “Muratbey Naturena Fesa Parmak (Fesleğenli)”
  • Küçük bir domates
  • Bir adet siyah zeytin

Yapılışı:
Lolipop yapmak için Muratbey Burgu Peyniri kendi etrafında sarılır ve kürdanla sabitlenir. Kelebek için Muratbey Naturena Parmak Peynir enine ikiye kesilir. Yarım peynir tabağa yerleştirilir. Domates tam ortadan ikiye kesilir ve kürdan yardımı ile peynire kanat yaparak sabitlenir. Siyah zeytinin çekirdeği çıkarılır. Yarısından kelebeğe baş yapılır. Maydanoz sapından anten yapılır.

Tarifleri için Saliha Duru’ya teşekkür ederi…

1 Ekim 2013 Salı

Hoş Geldin EKİM . . .

 
"Dinle! yavaşça Rüzgar artıyor,
ve hava; yaprakları ile artık daha vahşi
Bizim yaz akşamları anı oldu
Şimdi Ekim . "

Sohbaharı Sizin için bekliyordum!
Şimdi ılık yağmurlarda yürüyüş vakti... 
Sessiz olmasada yanlızlık hali 
Ekim
Hoşgeldin :)

Peki, nasıl nasıl bir ruh içindesin???



22 Ağustos 2013 Perşembe

5'ten 7'ye --- Çiftlerin özel hayatı olur mu?

İki kişinin paylaştığı bir özel hayat değil kastettiğim. 
Kişilerin tek tek kendilerine ait hayatlardan, gizli bahçelerden, Fransızlar'ın akşamüstü saat beş ile yedi arasına koydukları serbest saatlerden söz ediyorum. 
Konu ilişkilerse kadınların soruları bitmez. O zaman bir soru daha soruyorum: 
Neden bazılarımız gizli bahçelerini koruma konusunda diğerlerinden daha mahir?
Zeynep Güven yazdı




























Yönetmen François Ozon’un Potiche (Kadın İsterse) filmi, kadının özgürleşmesi üzerine tatlı bir komedi. 
Ben izlerken başka bir şeye, filmdeki evli karakterlerin evlilik dışı ilişkilerine ve bu ilişkileri yaşayış biçimlerine takıldım. 
Kendisi de kaba saba bir adam olan şemsiye fabrikası sahibi Robert Pujol’ün, sekreteriyle olan ilişkisi çok da incelikli ya da ilginç değildi. 
Ama Catherine Deneuve’un canlandırdığı orta yaşlı Suzanne Pujol bir yerde dikkatimi çeken bir şey söyledi:


“Evet, geçmişte benim de birtakım maceralarım oldu. Ama bu ilişkileri mümkün olduğunca kısa ve gizli tutmak için elimden geleni yaptım.” Suzanne’in sesinde en ufak bir suçluluk duygusu ya da pişmanlık yoktu. 
 Evli bir kadın olarak, evlilik dışı ilişki yaşamanın tek raconu, kaçamağı gizli tutmak ve uzatmamakmış, o da bu konuda gereken maksimum özeni göstererek üstüne düşeni fazlasıyla yapmış gibi doğal ve huzurluydu. Hatta, filmin devamında Suzanne, çocuklarından birinin kocasından olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Kavga gürültü koptu haliyle ama kan gövdeyi de götürmedi. Koca da dahil kimse için dünyanın sonu gelmedi. Potiche bir komedi filmi, hatta vodvil. 
Elbette karakterler abartılmış, karikatürize edilmiş. Gerçek hayat bu kadar renkli ve hafif değil. 
Yine de filmdeki, ihanet de dahil her türlü ilişki faulünü daha hafif yaşama hali beni de hafifletti ve hafif hafif düşünmeye başladım...

Çiftlerin özel hayatları olur mu? Paylaşılan değil, ayrı ayrı yaşanan özel hayatlardan söz ediyorum. İlle de üçüncü kişilerin olması gerekmiyor. Kişinin kendini yaşadığı, kocasından, karısından, sevgilisinden bağımsız var olduğu anları, alanları kastediyorum. 
Telefon mesajlarını, e-postaları kurcalamamaktan, dün gece kimin kiminle nerede ne yaptığını fazla kurcalamamaya kadar uzanan hayli geniş bir spektrumdan bahsediyorum.

Özgürlük, hovardalık, çapkınlık
Kocamın e-posta şifresini benden saklamasına bozulurmuş gibi yapıyorum ama böyle davrandığı için içten içe mutlu oluyorum. İki sebeple. Birincisi, onun benden ayrı bir özel hayat talebinin olması hoşuma gidiyor. Bu, benim gözümde onu daha kişilikli yapıyor. 
İkincisi, bu tavrı bana da kendime ait bir özel alan açma hakkını tanıyor. Yaşasın eşitlik! 
Yaşasın özgürlük! Hatta konumuz bu değil ama, yeri geldi, yaşasın kardeşlik! 
Evet, Fransızlar da “Yaşasın Özgürlük!” demişlerdi. Üstelik Fransız Devrimi’nden bile önce. 
Devrim son noktaydı, uzun özgürlük cümlesi ondan önce yazıldı. Fransız kültürüne aşina olanlar, “libertinage” kavramını bilir. Sözlükten bakarsanız, bu kelime “kötü yol” “çapkınlık” “hovardalık” “sefahat” anlamlarına gelir. Ama kökleri ve ifade ettikleri daha derindir. 
Toplumun, dinin kurallarını takmamayı, dünya zevklerinden payına düşeni almayı, üstelik bunları hiç suçluluk duymadan yapmayı benimseyen bir anlayış. 
Libertin’lerin en ünlüsü ise sadizm-mazoşizmin isim babası Marquis de Sade. 
İşte, 17-19. yüzyıllar arasında özellikle Fransa’yı etkileyen libertinage; hedonizmi (hazcılığı) toplumun DNA’larına işledi.

İlişkilerde Fransız farkı
Uzun yıllar Fransa’da yaşayan Mine Kırıkkanat, geçenlerde bir televizyon kanalında, şimdi bir Amerikan hapishanesinde cinsel taciz suçundan yargılanmayı bekleyen eski IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’la ilgili konuşurken, söz döndü dolaştı, kadın-erkek ilişkilerinde Fransız farkına geldi. Şöyle diyordu Kırıkkanat: 
 “Fransa’da seks o kadar kişisel bir meseledir ki, ne toplum karışır ne de hukuk. Fransızlar belden aşağı vurmazlar. Orada seks kasetiniz çıkmaz. Orada aldatma bir boşanma sebebi değildir. Karım/kocam beni aldatıyor diye mahkemeye gidemezsiniz. En fazla karınızla/ kocanızla kavga edersiniz. 
Bu yüzden, orada bir cumhurbaşkanının evlilik dışı bir ilişkiden çocuğu olduğu bilinir ama bu gazetelere konu olmaz...”

Fransa’da yaşayan ve 20 yıldır bir Fransız’la evli olan yazar Sedef Ecer’den, her iki toplumu da bilen biri olarak bir karşılaştırma yapmasını istedim: 
“Türkiye’de ilişkilerde sahiplenme çok daha fazla. Yalnızca romantik ilişkilerde değil, anne-çocuk ilişkilerinde de öyle. Fransa’da evli ya da bekar, insanların kendilerine ait gizli bahçeleri var. 
Ama gizli bahçe ille de üçüncü kişiler anlamına gelmiyor. Farklı arkadaşlar, ayrı ayrı geçirilen zamanlar, bu zamanların tadını suçluluk duymadan çıkarma anlamına geliyor. Hayatın tadını çıkartmayı seven bir toplum Fransızlar. Hem kadın hem de erkek bu anlamda kendini özgür hissediyor.”

E-posta, telefon karıştırma işini Sedef ’e de soruyorum ve çok ilginç bir cevap alıyorum: 
“Kocam hiçbir özel eşyamı karıştırmaz. Çünkü bunların arasında görmek, bilmek istemeyeceği şeyler bulmaktan korkar. Hayatımda, ona tercih edeceğim biri varsa, zaten bunu söyleyeceğimi bilir. Önemsiz bir şeyi de bilmemeyi tercih eder.” Sedef’in cevabı ilginç, çünkü “kocam hiçbir özel eşyamı karıştırmaz...” cümlesi şöyle de devam edebilirdi: 
Çünkü bana yüzde yüz güvenir! 
“Yüzde yüz güven olur mu hiç” diye itiraz ediyor Sedef. Yirmi yıllık evlilikte bir de yüzde yüz güven varsa, o kadının ya da adamın evdeki mobilyadan bir farkı kalmaz. Fazla güven romantizme zarar verir.”

Aynı şeyi, pop filozof Alain de Botton’a da sordum ve kendisine bir kez daha hayran oldum. Bu kez fikirleri yüzünden değil, sorularıma 24 saatten kısa bir sürede cevap verdiği için! Botton’un karısı da kocasının e-postalarını karıştırmıyormuş. “Birbirimizin sınırlarına çok saygılıyız. Bir miktar mahremiyetin, hatta gizemin, paylaşmak istediklerimiz konusunda bizi daha hevesli yaptığını biliyoruz” diyor, Alain de Botton sınırlarını anlatırken. Ona göre gizli bahçeler bir ilişkiye zarar değil tam tersine yarar getiriyor: 
“Başka insanların ilgimizi çekmesinin bir sebebi de, bizden farklı olmalarıdır. Ayrı zamanlar geçirip farklı şeylerle uğraşacağız ki, birbirimize gösterecek yenilikler olsun.” Onu bulmuşken tavsiye istemeyi de ihmal etmedim. Hem çift olarak kalıp hem kendi özelimizi koruma konusunda bize ne önerirsiniz, diye sordum. Kuralları baştan koymamızı söylüyor: 
 “İlişkinin en başında ne kadar özel alan istediğinizi açıkça ortaya koyun. Böyle bir deklerasyon için ilk buluşma bile erken sayılmaz. Böylece karşınızdaki sizin bu isteğinizi kişisel almaz. Bu isteğinizin, onu az sevmenizden değil, kendi özgürlüğünüze düşkün olmanızdan kaynaklandığını bilir.”

Aslında Alain de Botton da bu işlerin çok kolay olmadığını biliyor. 
Bilmese, “sizce boşanmalar neden bu kadar arttı” sorusuna, “beni asıl şaşırtan, insanların boşanmaları değil, neden hâlâ evlenmeye devam ettikleri” diye cevap vermezdi. Çift olmakla kendi özelini korumak arasındaki hassas dengede mükemmel bir formül olmadığını söylüyor: 
 “Evlilik dediğimiz şey, seks yapma, yakın olma ve aile kurma ihtiyaçlarından doğuyor. Bu üçünün aynı insanda, hem de uzun süreli olarak bulunması hiç kolay değil. Mesela, kaçamaklarla seks arzumuzu doyurabiliriz ama aileye ve yakınlığa zarar veririz.”

Fransızlar “cinq a sept” diyor. Tam tercümesi, beşten yediye. 5’te işten çıkıyorlar, akşam saat 7’ye kadar sosyalleşiyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, güzel bir şarabın ya da sosyal flörtün tadını çıkarıyorlar. Eskiden, evli Fransız erkekleri “metres”leriyle buluşmak için akşam üstü 5 ile 7 arasını tercih ederlermiş. İşten sonra, aileyle yenen akşam yemeğinden önce. 
Zinanın suç, aldatmanın boşanma sebebi olmaktan çıktığı bugünün Fransa’sında “metres” kavramına yer yok. Ama 5’ten 7’ye geleneği devam ediyor. Fransızlar belki de bu yüzden çalışma saatlerinin artmasını istemiyor!
Fotoğraf: Pamela Hanson
Temmuz 2011

 

4 Temmuz 2013 Perşembe

SILA AÇIKHAVA KONSERİNDEYDİK - Harbiye Cemil Topuzlu - 3 Temmuz 2013

Dün akşam yine küçük bir kaçamak yapıp, A.Mert'i ananesinde bıraktık, Konsere gittik. 
Arada bu değişiklikler hem kişisel açıdan rahatlama hemde ilişkiler açısından biraz romantizm getiriyor, ilanen tavsiye edilir...

Gelelim konser ayrıntılarına...


En son 2 sene önce hamileyken gittiğimde
Slow şarkıların prensesi SILA öyle güzeldi ki sülün gibi çıkmıştı karşımıza...
Bembeyaz bir tuvaleti vardı, özenilerek hazırlanmıştı belli bu konserine...Yana hemen resmini ekliyorum ....
Üstelik gerçekten çok doğaldı, heycanının kendide farkındaydı...


E sesi, boyu, dili güzelim, seni kim giydirdi anlayamaadım bu sefer; ilk çıkıtıgında tayt uzeri tunik aynalı birşey vardı sonrasında da yarabantı tarzı bir büstiyer ile devam etti.
10 dk. arada ise Mangodan almış bir triko, bir şalvar gelmişsin binlerin karşısına...
Sanki böyle rahat salaş senin içinde hoş belki ama rock'çıların tarzına daha yakın gibisin artık...
Ben senin o halinide tuttum oynatıyorsun iyi güzel hoşta, senin tuttugun yer de güzeldi...
Çektiğim karelerle devam ediyorum...
Sevgiler...

 





















1 Temmuz 2013 Pazartesi

YAZ 2013 - 10 TREND ---- Moda GÖKKUŞAĞI'ndan yana ---- 1v1y

Bu yaz "Bana Yeni Bir Ben Lazım" Diyen var mı içinizde ????

Yaz Gardrobunu, Tatil Bavulunu hazırlamamış olan var mı?

En çarpıcı parçalarla, renklerle gittiğiniz yere damganızı vurun :))

Moda Gökkuşağından yana... 


İşte yeni stiliniz için as olacak parçalar :


1. TRANSPARAN AKSESUARLAR ...
     
Ayakkabılardan takılara çantalardan elbiselere herşey şeffaf, 
özgürlük moda... isterseniz naylon olarak nitelendirin, 
isterseniz kendiniz bir cluch alın çıkın, mutlaka bir şey edinin... 
rahat olsun, sizin olsun, bu yaz olsun ....
malum herşey ortada...




2. PUNK MODASI ....

Düzen karşıtı sloganların yazılı olduğu tişörtler, yırtık kotlar, çiviler, zincirler, sizin pazar gücünüze bırakıyorum ne bulursanız artık...
Amerikan Vogue dergisinin punk temalı partisinden beri bu kendin için giy, kendin yap salaş moda aldı başını tüm dünyayı sarıyor....
New York'ta düzenlenen sergi bile 1970'lerdeki punk hareketinin göstergesi...
Sergi, punk modasının nasıl evrildiğini ve günümüzde nasıl ana akıma dahil olduğunu irdeliyor.
3. ESPADRİL, DOLGU TOPUK, TOMS, SANDALET ...

Bence her yazın favorisi bu ayakkabılar... Rahat, ferah, çok güzelller, hemde her kıyafetine göre uyum saglayacak bir tane bulabiliyorsun...
Dolce & Gabbana bu seksi akdenizli kadına bayılıyor, 
hiç eksik etmez sezonundan, gardırobunuzda mutlaka yer açın, 
en azından 1 tane mutlaka bulunmalı diyorum...


























4. ETNİK DESENLER, RENKLİ HİNT ESİNTİSİ ...

Saçlarda rahat çeşitli örgüler, göçebe sitili, ilkat desenler, üst üstel takılar bana sorarsanız bu yazın starı...
sadece kıyafetlerde değil, ayakkabı, çanta, aksesuar ve takılarda da tribal esintileri görmek mümkün. 
Dünyaca ünlü yıldızlar markaların etnik desenli elbiselerini ve çantalarını taşımaya başladı bile
Özellikle göz yormamak adına makyajınızı ve saç modelinizi sade tutmanızı tavsiye ediyoruz.

  
5. PERSPEKTİVE - LAZER KESİM ...

Deriden tekstile, giyimde bir çok defilede şuan lazer kesimli ürünler bulabilirsiniz, bir çok modacı tasarımlarında yer veriyor, tasarım ve farklı bir zerafet duygusu katıyor....
 6. FLORESAN NEON KOLYE - TAKI ...

Daha önce de mutlaka edinin demiştim kızlar size, hatta kendinizde yapabilirsiniz, buradan ayrıntılı ulaşabilirsiniz.
Belki çok yeni bir trend görünüyor olabilir ama güzel kombinlerini görüyorum, sonuçlar da başarılı... Üstleik fiyat olarak temini de çok rahat bulabiliyorsunuz...

7. ÇİZGİLİLER ...

Benimde favori parçalarımdan biri bu yaz için, bir pantolon temin ederek başladım ama aklımda elbiseler de var, uzun da diz altında eteklerde var, gömleklerde var, kısacası var da var canım :)
Sadece bir elbise giyseniz bile takılarla gecenin şıkı olabilirsiniz.

8. BOY FREND GÖMLEKLER, PİKAMA BLUZLER...

Aman komik gelmesin, tabiri tam caizse bu, rahat bol kesimler bluzleri şort, jean etek hatta elbise niyetine giyin çıkın, hemde yaz güzeli püfür püfürler incecikler...

İpekyolda aynı etnik ve monogram desenlerden pantolon takımlarını da yapmışlar, gözüme hoş gelmişti. Şifon alternatifleri de çok fazla, her mağazada,
Cool bir görünüm neden olmasın diyenler canlarım alın atın çantanıza bir tane...

Ayrıca desenli pantolonları farklı kombinlerle de çok sevimli buldum bu sezon ben, hafif şalvar kesim...
evet evet onlardan da almalıyız bir tane dolap için olmalı.

9. BEYAZZZZ ...

Gömlek olsun, jean olsun, elbise olsun bu yaz baştan aşağıya beyaz olsun, 
gelin olmadıysanız bile gelin gibi hissedeceğiniz elbiselerden olsun...
soft, bebek gibi yada gelin gibi oluyorsunuz, tam takım olarak kar tnaesi olmak moda...
üzerimde bile koton beyaz jean pantolonum ve üzerimde de zaradan incecik soft çiçekli tunik bluzum var... pembe bir kemer ve boncuklu ayakakkbıyla kombinledim, bilginize...


10. GÜNEŞ KORUMASI :)

Alakasız mı geldi yoksa? 
Kendimize baktığımız gibi cildimize de bakmalıyız, 
genç görünmek canlı olmak, 
kapkara olmamak in, 
cildimiz en güzel giysimiz unutmayın !
Hoş şapkalar, güneş kremleri, cilt yenileyicileri çantanızdan eksik etmeyin...

Mutlu bir yaz diliyorum....



 







24 Haziran 2013 Pazartesi

16. İSMEK SERGİSİ 8 - 22 Haziran Yer:FESHANE EYÜP

Her yıl büyük bir şölen ve binlerce kursiyerin emeğiyle hazırlanan büyük sergiyi ziyaret ettim ki hepinize bu görsel zenginliği mutlaka öneriyorum.
Mesela şu yandaki kapının farklılığına ve zerafetine bakın.

Maşallah çok Ne kadar marifetli ne kadar becerikli ve hevesli arkadaşlarımız var, tekrar tekrar tebrik ediyorum.

Bu sıcak günlerde serin serin gezeceğiniz hoş bir ortam, kültürel etkinlik... Yeterince vaktim olmamasına rağmen aldığım lezzeti size anlatamam.


Boş zamanımı nasıl değerlendirebilirim diye düşünü-yorsanız, bu kurslar bir alternatif olabilir. 

Her yerde karşınıza çıkabilecek nakış, takı tasarımı, pastacılık, bilgisayar, yabancı dil, müzik gibi kurslar dışında bahçecilik, trikotaj, kaat-ı sanatı, ebru, üç boyutlu şekillendirme, gravür, mozaik, sedef kakma, filografi gibi kurslar da verilmekte. 

Hemde ücretsiz zamanı kıymetli kılıp, kendinizi zenginleştirmek tamamen ÜCRETSİZ.

El işleri, kurdela nakışı, iğne oyası, pasta tasarım, osmanlı mutfağı, mefruşat, kişisel gelişim, muhasebe, bilgisayar, İngilizce'den tutun takı tasarımı ve Türk İslam Sanatlarına kadar (Tezhip-Minyatür-Hat-Ebru-Kat'ı v.b) say say bitmiyor ilginize göre resimler çekebilirsiniz.

İSMEK kursiyerlerinin bir yıl boyunca ürettiği binlerce eser, 08 Haziran Cumartesi günü düzenlenecek büyük bir organizasyonda İstanbullularla buluşmuştu.

 Sergi hakkında ayrıntılı bilgi almak ve etkinlik programını buradan görebilirsiniz.



 

Branş isimlerini Türkçe'ye çevirmişler, 
mesela Rölyef, "Üç Boyutlu Şekillendirme" olmuş.
Mefruşat, "Çeyiz Ürünleri Hazırlama" olmuş.
konuşmak yerine resimlerimi sergiliyorum,

Sevgilerimle...



Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)