Translate

Mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ocak 2013 Çarşamba

Bronnie WARE - Ölürken Pişman Olunan 5 Şey !!! Geç Kalmayın . . .

 

Yıllarca evlerinde ölümü bekleyen hastalara bakan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra kitap yazmaya karar verdi.

Hemşire Ware, hastalara “En büyük pişmanlığınız nedir?” diye sordu. Bronnie Ware yanıtlara kitabında yer verdi.

1. "Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı."

Ware’e göre insanlar, yaşamlarının sona erdiğinin farkına varıp geriye döndüklerinde düşledikleri şeylerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmediklerini görüyor ve pişman oluyor.

2. "Keşke bu kadar çok çalışmasaydım."

Ware’e göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor. Ware, erkek hastaların büyük bir kısmının eğer bir şansları daha olsa dönüp çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini gözlemledi.

3. "Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı."

Birçok insanın diğerleri ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmak için duygularını bastırdığını söyleyen Ware, bastırılan duyguların insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkileri olduğunu ileri sürdü.

4. "Keşke arkadaşlarımla ilişkimi sürdürseydim."

İnsanların kendi yaşamlarına çok fazla odaklanıp arkadaşlarıyla ilişkilerini yitirdiğini ancak ölüm yatağında fark ettiğini söyleyen Ware, ölmekte olan insanların en çok eski arkadaşlarını özlediğini söyledi.

5. "Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim."

Çoğu insanın mutluluğun aslında bir seçim olduğunu ölüm anı gelene dek fark etmediğini söyleyen Ware, insanların rahat yaşamak uğruna eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını belirtti.

Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen insanların değişme korkusu yaşadığını ve daha fazla mutlu olma şansını kendi kendilerine yok ettiğini belirten Ware, ölüm yatağındaki hastalarının "Keşke daha çok gülseydim, keşke aptalca şeyler yapmaktan bu kadar korkmasaydım" diyerek pişmanlıklarını dile getirdiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: ntvmsnbc.com

1 Ocak 2013 Salı

HAYAT BASİTTT - 2013 FELSEFEMİZ OLSUN...

Hayat çok basit aslında; Seçim tamamen size ait... 

Zorunluluklar, 

mutsuzluklar, 

sevdiğiniz şeyler, 

sevmediğiniz şeyler, 

sevdiğiniz insanlarla beraber olmak ya da olmamak bunların hepsi sizin seçiminiz...



24 Aralık 2012 Pazartesi

Hediye Çekilişi Başladı... Mutlu Yıllllar ....



Bloğumu karaladığımdan beri takip edip duruyorum...

 herkeste bir hediye telaşı, bir renklilik maşallah bu cömertlik şaka değil gerçekten çok hoşuma gidiyor...
çekilişlere katılıp durdum ama ne yazık ki şans bir türlü gülmedi bana:((


Bende vermek istiyorum en azından başlangıç olur dedim, uzun zamandır aklımdaydı...
belki çok azız henüz... ama şansınız bol olur...
belki gerçekten beni seven birileri vardır dedim...
kendimce böyle mutlu oldum,
bu seti seçtim
Gül yüzük ve küpeleri....

yılbaşı hediyeniz benden olsun....

 

Sizde çekilişe katılmak isterseniz; yapılacaklar klasik:


1- yapmanız gereken önce izleyicim olup ardından blogunuzda, facenizde, twitterınızda, gplusda paylaşmanız...

 2- yani birilerini ekletmenizden memnun olacağımmmm, şansınızı arttırır...

 3- sayfanızdaki duyurduğunuzu gösteren adresinizde birlikte size ulaşacağım yorum bırakmanız...

3-Maalesef yurtdışına gönderim yapamıyorum:(

sonuçlar random.org ile 25 Ocakta belirlenecektir...


Bunlar ilk hediyem reklamlarıma tıklandıkça devamı gelecek...

Hepinize başarılar diliyorum... 

18 Aralık 2012 Salı

İbs Anne Bebek Fuarı - 2012 - Lütf Kırdar'daydık :)))

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonunda kurulan İbs Anne Bebek Fuarı'nı son gününde de olsa ziyaret edebildk... Kunduz ailesinden oluşum çok korktu, çakma noel baba ile resim çektirdik ve pepeyide es geçmek olmazdı, tepesine oturduk:)
İki ayrı katta ürünlerini sergiliyor firmalar açıkçası koridor aralıkları her ne kadar geniş olsa da bebek arabasıyla gezmek yerine ben bebeksiz çok daha keyifle ve kolaylıkla gezdim ! Giriş katında ağırlıklı bebek bezi, mobilya, bebek odası mobilya markaları yeralıyor. Alt katta ise PEPE ile başlıyor....Çoğunluğu anne olduktan sonra aynı zamanda girişimci olan annelerin firmalarıyla şenlenmiş adeta! Bundan olmalı ki üst kattaki resmiyet alt katta yerini daha samimi ve sıcak bir ortama bırakıyor .Çoğunlukla gözüme çarpan parti süslemesi yapan firmalardı. Ayrıca fuarda gün boyunca devam eden seminerler ve çocuk aktiviteleri de mevcut.
Ancak fuarın genelinde bazı firmalar son derece şık sunumlarla ürünlerini tanıtırken malesef bazıları çok özenmemiş gibi her nedense! Fuarda ürünlerini sergileyip satış yapmayan ama potansiyel müşterileri başka mağazalara yönlendirenler de var ki oldukça enteresan!Örneğin otokoltuğu almak için gelen arkadaşım herhangi bir bebek mağazasına gitse kesinlike buradakinden çok daha fazla seçenek bulur.

14 Aralık 2012 Cuma

SÜPPER İŞTE BU ARADIĞINIZ SİMLİ ÇORAP - YILBAŞI ÖZEL - DIY


Hiii herkese!
Her yeniyıl, hazırlık ve yeni umutlar.... 

evetttt Şıkır şıkır bir telaş içindeyiz....
Nette bir çorap gördüm ve görmelisiniz mutlaka, hemen yayınlıyorum

gerçi ablamız tayt olarak nitelendirmiş ama çorap demek daha iyi geldi bana...
yapımıda zevkli, parlak ve eğlenceli,

Yapmanız gereken tek şey:
1. İnce yada kalın, ten yada siyah çorap
2. üzerinde çalışmak için kağıt (eski bir kağıt kullanmayın), 

3. tutkal (kullanılan sprey yapıştırıcı 3M-i tercih etmiş.)
4. yapıştırıcıyının üzerine dökmek için sim, hızlı dökmek gerekiyormuş unutmayın....
5. o sırayla iki bacagı içinde çorabı tek koluna geçirerek hazırlamış
6. sprey yapıştırıcı, sim, yapıştırıcı, s,m 5 kez tekrarlamış ki bu görüntü elde edilmiş....
7. 1 veya 2 saat rüzgarsız ortamda kurutulacak
8. bu yeni çorabınızla peri gibi hissedeceksiniz...


12 Aralık 2012 Çarşamba

ERKEKLERE ÖĞÜTLER .... PAKİZE SUDA ...

SEVGİLİ ‘erkek kısmı’,

Aşağıdakiler, tamamen size iyilik olsun diye kaleme aldığım öğütlerdir. Kendim ve hemcinslerim için bir şey istiyorsam namerdim.

Karısını, sevgilisini elinden kaçırmak istemeyen erkekler bu öğütlerime harfiyen uysunlar. Hatta bu yazıyı kesip saklayın. Ömrünüzün son demine kadar size lazım olacaktır. Unutmayın, bu öğütler istisnasız bütün kadınlar için geçerlidir. İster entel, ister feminist olsun, sonradan edinilen sıfatlar kadının doğasını değiştirmeye yetmez.

* * *

O’na hayatınızda ‘en önemli’ olduğunu sık sık söyleyin. Unutmayın, kadınlar yalnız başka kadınları değil, işinizi, annenizi, babanızı, kardeşinizi, erkek arkadaşlarınızı, bilgisayarınızı, futbol takımınızı da kıskanırlar.

Çok sevildiklerini bilmek yetmez. Bunu sizin ağzınızdan her an duymak isterler. Bir gün önce söylemiş olmanız hiçbir şey ifade etmez. Dün dündür; bugün her şeye yeniden başlamanız gerekir.

Kadın-erkek ilişkisi üzerine asla felsefe yapmayın. Hatta hiçbir şey üzerine yapmayın. Sizin genel anlamda söylediğiniz her sözü, o, ilişkinize dair söylenmiş olarak kabul edecektir.

Anlattığı her şeyi ‘dünyanın en ilginç konusu’ymuş gibi dinleyin. Anlattığı, tırnaklarının çabuk kırılması ya da daha önce bin kez anlattığı kedisinin maskaralıkları olsa da...

O’nun yanında başka bir kadının güzelliğinden, meziyetlerinden asla bahsetmeyin. Sözünü ettiğiniz kişi o’nun kız kardeşi olsa bile...

TV’de asla kadınların boy gösterdiği programlara takılmayın. Hele memelerinin yarısı ortada VJ’ler, hostesler, hele Hülya Avşar Show...

O’na çok özel olduğunu hissettirin. Daha önce kimseyi bu kadar sevmediniz; hayatınızda o’ndan bilge kadın görmediniz.

O’nunla yakın temas sonrasında sakın ha gözünüzü tavana dikip düşünmeyin. Yani ‘Öküz öldü, ortaklık ayrıldı’ halleri takınmayın.

Romantik olun. Gözlerinin içine bakın, ellerini tutun. Kadını uçurmanın tek yolu o sizin bildiğiniz yol değildir.

Kadınlar aşkı yoğun yaşarlar. Áşık kadın için sizin dışınızdaki her şey dolgu malzemesidir. Biliyorum zor olacak ama siz de biraz gayret edin; aşkı ‘yapılacak işler’ listesinden çıkarıp hak ettiği yere koyun.

Tamam, erkek milleti olarak nihayet ‘Seni seviyorum’ diyebilmeyi başardınız. Ama bunu o kadar kuru, tatsız ve coşkusuz bir biçimde yapıyorsunuz ki... Gözünüzü seveyim, dilinizle söylemeden önce yüreğinizde ısıtın biraz şu sözü.

Kadınlar adeta ilgi görmek için yaşarlar. Eğer beklediği ilgiyi sizden göremiyorsa, göreceği adamı yakında bulacaktır, hiç merak etmeyin.

Sizi eskisi kadar kıskanmıyor, her fırsatta sitem etmiyorsa artık o’nun için çok önemli değilsiniz demektir.

İki eliniz kanda olsa o’nu arayın. ‘İş toplantısı’ndan falan anlamaz kadınlar. Hem sizin de ‘İki dakika bile vaktim olmadı’ sözünüz hiç inandırıcı değil. Helaya da mı gitmediniz akşama kadar?

‘Erkeklerin aldatması’yla ilgili bir konuşma geçtiğinde sizin asla böyle bir şey yapmayacağınızın ipuçlarını aralara serpiştirin. Sohbet süresince o bütün duyu organlarıyla sizi takipte, bilmiş olun.

Beraber dışarı çıktığınızda etraftaki kadınlara attığınız bakışların ‘kaçamak’ olduğu sizin yanılgınızdan başka bir şey değildir. O, arkası dönük olsa bile nereye baktığınızı görür.

Saç rengi, biçimi, makyajı, vs. görünüşüyle ilgili değişiklikleri hemen fark edin. Bu konuda kendinize güveniniz yoksa tedbir olarak sık sık ‘Sende bir değişiklik var’ deyin. Elbet birkaçı isabet edecektir.

Sohbetleriniz sırasında bir gün o’ndan ayrılırsanız, bunun sizin için dünyanın sonu olacağını ima edin. Yağmasanız da gürleyin.

Ne zaman sizi arayıp ‘Ne yapıyorsun?’ diye sorsa, vereceğiniz cevap ‘Seni düşünüyorum’ olsun. Biliyorsunuz, pembe yalanların hiçbir günahı yoktur.

Tartıştınız, size ‘Beni arama’ dedi. Bunun anlamı şudur: ‘Telefonun başında beni aramanı bekleyeceğim.’

Beraberliğiniz başlayalı kaç yıl olursa olsun, o’na eskimiş muamelesi yapmayın. Hele, ‘Nasıl olsa bir yere gidemez’ hallerine hiç teşebbüs etmeyin. Kadını ‘elde bir’ görmek, ‘ele kaptırmak’ için birebirdir.

Erkekler genellikle arkadaşlarının yanında bülbül kesilirler, eve gelince bülbülün dut yemişine dönerler. Yapmayın. Güzel sesinizden, engin bilginizden, dáhiyane fikirlerinizden kadını mahrum etmeyin.

Bütün bu sayıp döktüklerimi yapın ama o’ndan hiçbirini beklemeyin. O’na, vermeden almanın zevkini yaşatın.

NOT: Hürriyet’te fi tarihinde yayımlanmış ama modası geçmemiş bir yazı...
 Pakize SUDA

13 Kasım 2012 Salı

EN GÜZEL ABİYE ELBİSE - TUVALET - GECE KIYAFETLERİ

ÖZEL GÜNLERİN EN BÜYÜK SORUNU... 
ARA TARA BULAMIYORUZ BİRTÜRLÜ, HEM ÇOK FARKLI HEM ÇOK GÜZEL BİRDDE ÖZEL OLMALI . . . 
BEN BİR KARMA ARŞİV YAPTIM... 
KIYDA KÖŞEDE BULUNSUNLAR...
FAVORİNİZ HANGİSİ ???





















5 Kasım 2012 Pazartesi

Giresun Bld. Kitap ve Oyuncak Kumbarası

 

Ne Güzel Bir Kumbara bu böyle, kesinlikle sizlerde görün istedim, belki tüm illerde benzerleri yardım kampanyaları oluyor ama Giresun'da Atatürk Meydanı'na kurulan Giresun Belediyesi Kitap ve Oyuncak Kumbarası vatandaşlar tarafından büyük ilgi görüyor. 



            Giresun’da, 2,30 metre büyüklüğündeki dev kumbara ile ihtiyaç sahibi çocuklar için kitap ve oyuncak toplanıyor. Vatandaşların yoğun ilgisini çeken kumbarada ihtiyaç sahibi çocuklar için her gün onlarca kitap ve oyuncak birikiyor.  Kampanyaya destek vermek isteyen vatandaşlar kumbaranın bir gözünden kitap, diğer gözünden ise oyuncak atabiliyor.

        Belediye Başkanı Kerim Aksu, yaptığı açıklamada, kumbaraya atılan oyuncak ve kitapların ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştıracaklarını belirtti. Birçok kişinin evinde okunmuş kitap veya kullanılmayan oyuncaklar olduğuna işaret eden Aksu, bu kitaplar ve oyuncukların atıl durumda bekletilmesi yerine ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasının daha yerinde bir karar olacağını ifade etti. Başkan Aksu, Giresun halkından kullanılmayan kitap ve oyuncakları kumbaraya atmaları çağrısında bulundu.




31 Ekim 2012 Çarşamba

Alın size kabak tatlısı :))


SONBAHAR TATİL - KIŞIN GİDİLECEK YERLER

Sonbaharda gezilecek 10 yer

      Bu seneden kalan iznim var ve değerlendirmek istiyorum, başladım araştırmaya ... 

Belki benim gibi son kaçamak yapamak isteyenler olabilir....

 

        Yaz göç etti. O uzun güneşli günler hafif bir rüzgarda savrularak bizden uzaklaştı.  

Gidenlerin ardından nasıl boynu bükük bakılır ya öylece bakakaldık ardından.

      Sonra solgun yüzüyle eylül-ekim geldi. 

      "Eylül, (o) kırılgan mevsim!"

Ağaçlar sararan yapraklarını döktü, göçmen kuşlar yola koyuldu. Güneş bulutların ardına saklandı, yağmurun ve rüzgarın şarkısı başladı. 

Güz her şeyi kendi rengine boyadı.

      Şair ve yazarların "hüzün"le andıkları psikologların "mevsimsel depresyona" dikkat çektikleri bir mevsim sonbahar. 

Ama bir yanıyla da büyüleyici bir mevsim. 

Ağaçların yeşilden sarıya, sarıdan turuncuya ve hatta kimi zaman kırmızıya büründüğü, 

göğün çelik grisi renginin göllerin üzerine düştüğü günler muhteşem manzaralar vaat eder. 

Biz de sonbaharı farklı yaşamak isteyenler için bir liste çıkardık.


Yedigöller zamanı       
Sonbaharda mutlaka gezilip görülmesi gereken yerlerin başında gelir Yedigöller.  Güzün bütün renklerinin bir arada toplandığı ormanı, heybetli ağaçları, irili ufaklı gölleriyle bu doğa harikası bölge, Bolu'ya 42 kilometre uzaklıkta. 1965'te milli park ilan edilen Yedigöller, bitki zenginliği, engebeli arazisi, gölleri, şelaleleriyle hem uzun yürüyüşler yapmak hem fotoğraf çekmek için ideal bir yer. Yedigöller'e ismini veren göller birbirine yüzeyden ya da yeraltından su akışıyla bağlı. Göllerin isimleri şöyle: Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl. Milli parkta işaretli yolu takip ederek, yaklaşık iki saatte göllerin tümünü gezmek mümkün. Bu yolculukta size geyikler, sincaplar eşlik ederse şaşırmayın. Milli parkta sincap, karaca, geyik, ayı, tilki gibi hayvanlar ve 100'e yakın kuş türü yaşıyor. Yedigöller'e İstanbul'dan 3,5 saatte ulaşabiliyorsunuz.

Haydi Büyükada'ya!       
Sonbahar, adaları gezmek için ideal mevsim. Yazın sona ermesi ile birlikte adalıların çoğu İstanbul'a döndü. Deniz için günübirlik adayı ziyaret edenlerin kalabalığı da artık yok. İstanbul'da hafta sonu için kaçamak yapılacak yerlerin başında Büyükada geliyor. Şehrin kalabalığından, gürültüsünden, trafiğinden bir süreliğine de olsa uzak kalmak istiyorsanız Büyükada en güzel tercihlerden biri. Kabataş'tan vapura binmenizle birlikte martılar eşliğinde yaklaşık bir buçuk saatte varıyorsunuz adaya. 
Motorlu taşıta izin verilmediği için adada ulaşım fayton ve bisikletle sağlanıyor. Faytoncular turistler ve günübirlikçiler için küçük ve Büyükada turları düzenliyor. Küçük tur 5, büyük tur 12 kilometre sürüyor. Büyük tur için 50 TL, küçük tur için 40 TL ödüyorsunuz. Bir buçuk saat süren büyük turda adanın tamamını gezmiş, tüm güzelliklerini görmüş oluyorsunuz. Günlük 15 TL'ye bisiklet kiralayıp öyle adayı turlamak da mümkün. Aya Yorgi Tepesi'nde aynı adı taşıyan Ortodoks Rum Kilisesi ve manastırı var. Kilisenin yan tarafındaki sevimli kır lokantası yemek ve dinlenmek için ideal bir mekân.

Huzur Amasra'da       
Amasra hem tarih hem doğa arayanlar için en iyi adreslerden biri. İstanbul'a beş saat, Ankara'ya üç saatlik mesafede. Şehir, kuzeye doğru uzanan bir yarımada üzerinde, iki koylu bir yarımada biçiminde kurulmuş. Amasra'nın girişindeki Bakacak adı verilen tepeden şehri izlemek âdetten. Rivayet edilir ki Fatih Sultan Mehmet o günkü adıyla Amostris olan Amasra'yı fethetmeye geldiğinde (1460) tam bu noktada durmuş ve aşağıya baktıktan sonra şaşkınlıkla hocasına şöyle seslenmiş: Lala, çeşm-i cihan bura mı ola? Yani, dünyanın gözü burası mı? Gerçekten de aşağıdan iki mavi göz size bakar gibidir. Amasra'ya adımınızı attığınız anda zamanın genişlediğini hissedecek, bir huzur bulacaksınız. Günbatımında sahilde yürümek, akşam balık ve salatadan oluşan bir sofraya oturmak için senenin en güzel zamanı.

Eylülde Abant başkadır       
Abant Tabiat Parkı sonbaharın gelmesiyle birlikte bir başka güzelliğe bürünür. Sonbahar, kızılın, sarının rengine bular Abant dağlarını, yaylalarını... Dağ, orman, göl... Bir düş bahçesinin içinde bulursunuz kendinizi. İçinize çektiğiniz hava başkadır, rüzgâr başka, su başka... Saatlerce yürümek istersiniz. Yürümekten yorulduğunuzda göl kenarındaki kır kahvelerinde soluklanıp çayınızı içebilirsiniz.Bu milli parkı faytonla da gezme alternatifiniz var. Abant günübirlik tatilcilerin gözdesi.

Peribacalarını hâlâ gezmediniz mi?       
Kapadokya her mevsim güzel, ama sonbaharda bir başka güzel. Çünkü turistik dükkânların çoğu kepenkleri kapatmış, bağbozumu bitmiş, hasat tamamlanmış. Tarlalarda sarının sonsuzluğu var. Sonbahara has renkler peribacaları ile bütünleşmiş, harika manzaralar sunuyor. 


Bu anı fotoğraflayarak çerçeveletmek mümkün. Sabah serinliğinde balonla tur atıp bu coğrafyayı kuş bakışı seyretmek büyüleyici. Taş evleri gezmek, Avanos'ta Kızılırmak'ın kıyısında çayınızı yudumlayıp Kızıl Çukur'da yürüyüş yaparak güneşin batışı seyretmek ise ayrı keyif. Kapadokya gezisi için turizm firmalarının 3-4 günlük paketleri var. Konaklamanın dahil olduğu fiyatlar 200 ila 400 TL arasında değişiyor.

Kaz Dağları çağırıyor       
Dünyanın bitki çeşitliliği bakımından en zengin yöresi olan Kaz Dağları'nda sonbaharın tadı da bir başka oluyor. Çanakkale ile Balıkesir arasında bulunan Kaz Dağları, doğayla iç içe zaman geçirmek isteyenler için doğası, tarihî kalıntıları, dereleri ve şelaleleriyle görülmeye değer bir yer. Milli park olan Kaz Dağları'nın 25 kilometrelik bir bölümü, trakking, ciple off-road yapmak isteyenler için çok uygun. Bölgede yetişen doğal ürünlerden de satın alıp tadına bakabilirsiniz. Doğal yaşam için oksijen zengini olan Kaz Dağları astım hastalarının da uğrak yeri. Termal tesislerin de bulunduğu bölge tam bir tatil beldesi.

Güz güzeli Kaçkarlar       
Kaçkarlar'da artık güz kendi rengine boyadı tabiatı. Doğu Karadeniz silsilesinde bulunan, Türkiye'nin en yüksek dördüncü dağı olan Kaçkarlar, Karadeniz kıyılarından itibaren yükselmeye başlıyor. Görkemli zirveler, şelaleler, berrak göller ve zengin bitki örtüsü ile her tür sonbahar manzarasını burada görmek mümkün. Büyük bölümü Rize'nin Çamlıhemşin, geri kalanı Artvin'in Yusufeli ilçesi sınırlarında yer alan, en yüksek noktasını ise 3.937 rakım ile Kaçkar Kavrun Dağı'nın oluşturduğu Kaçkar Dağları Milli Parkı, zengin faunasının yanı sıra dört mevsim karlı zirveleri, buzulları, buzul gölleri ile de ünlü. 

Mardin'de taş evler dar sokaklar      
Mezopotamya ovasını üstten gören Mardin, ünlü taş evlerinin soluk havasıyla sonbaharı yaşıyor. Mardin'i gezmek için sonbahar, ideal bir mevsim. Tarihî dokuyla bütünleşmiş taş evlerin arasında, dar sokaklarda gezmek son derece keyifli. Üç dinin temsilcilerinin yaşadığı nadir şehirlerden biri olan Mardin'de Deyrulzafaran Manastırı, Mardin Çarşısı, Kasımiye Medresesi, Ulucami, Zinciriye Medresesi gezilebilecek yerlerden. Kasımiye'den güneşin batışını seyretmek için sonbahar iyi bir zaman. 


 
Yedi renkli göl: Eğirdir       
Gezilip görülmesi gerekli listenin başlarında yer alır Eğirdir. Isparta'nın bu şirin ilçesi daha çok aynı adı taşıyan gölüyle gündeme gelir. Eğirdir, 517 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye'nin en büyük doğal tatlı su göllerinden. Kuzeydeki küçük kısmı Hoyran, güneydeki bölümü ise Eğirdir olarak anılıyor. Rüzgâra ve ışığa göre renk değiştirdiği için yedi renkli diye nitelendiriliyor. Gölde iki küçük ada var: Canada ve Yeşilada. 

Anakaraya yolla bağlanan Yeşilada'da yerli ve yabancı turistlere hizmet veren ev pansiyonculuğu gelişmiş. Lokantalarında göl manzarasına karşı balık yiyebilirsiniz. Adanın doğa güzelliklerinin yanında tarihî zenginlikleri de bulunuyor. Aya Stefanos Kilisesi bunlardan biri. Canada ise Eğirdir ile Yeşilada arasında, sadece piknik alanı olarak kullanılan bir adacık. Eğirdir'in 30 km. güneyindeki Kovada Gölü de bu mevsimde mutlaka görülmeli.

Hem doğa hem tarih       
Van Gölü, doğal güzellikler, tarihî mekânlar açısından çok zengin. Göl Marmara Denizi'nin dörtte biri büyüklüğünde. Yöre halkı da göl demiyor, deniz diyor. Ünlü Akdamar Kilisesi, gölün güney kıyısına yakın bir adada. Tatvan'ın kuzeyindeki Ahlat, Selçuklu döneminden kalma mezar taşları ile adeta bir açık hava müzesi. Köprüsü ve kümbetiyle ilgi çekici. Van'a gittiğinizde sadece şehri gezmiyorsunuz Süphan Dağı'nı, Nemrut Krater Gölü'nü, Muradiye Şelalesi alternatiflerini değerlendirebiliyorsunuz. 

23 Ekim 2012 Salı

BAYRAM HEYECANI

Bayram Heyecanı.
 
-Oğlum hadi baban bekliyor.
-tamam anneee of, tamam kalktım .
Sıcak iki elin iki yanında taşıdığı sıcak üç yürek
Seher vakti,gün ışımaya başladı.
Namaz vakti.Uykulu gözler,soğuk su
Yüce Tanrım
Hepinizi bir sonraki bayramlara kavuşturmak nasip eylesin diye biten dua
Cami içinden başlayan el öpmeler.
-Büyümüş ,
-Büyümüşte bayram namazlarında el öpme sırasına girmiş sözleri.
Mezarlıktayız.
-Dede nene Merhaba.
(bu bayram harçlığı alamayacağım ama olsun ben sizin için buradayım)
Bir hüzün rüzgarı dolaşıyor bir an
Tak ,tak tak
-Hoşgeldiniz Allah kabul etsin hadi ellerinizi yıkayın sofraya.
Sofradayız.Kuzine üstünde kızarmış mis gibi ekmek,üzerinde tereyağ
Sofrada yok yok reçeller ,pekmezler,peynirler,sucuklar
Eh kolaymı bayram sofrası.
Afiyet olsunu beklemeden odaya koşmalar.
Bayramlıklarımızı yatağımızın üzerinde bizi bekler.
Anacım bizi beklerken duramamış yine
Hazırız artık el öpme törenine,hemde şıkır şıkır.
Aklımızda bayram harçlıkları?))
Babam el öptürmez.ata yadigarı alışkanlık.
-Peygambermiyizki el öptüreyim sözü.
Yinede el uzanır,yanaktan öpmek için.
Bayramın ,İlk heyecanı ,ilk sıcak dokunuş
Mendilimiz hazır,artık cebimizde
İçini açmak için bizde kaçmaya hazır
Oğlanlar geç kalmayın,sakın torba almayın haaa
Torba:))
Bekliyor şu an kapı tıklarını,taklarını.ama çoğu kapı zaten hep açık
Tüm hısım akraba,komşu,birde bayramın heyecanı
Hoş geldiniz koca adamlar olmuşsunuz.
Tanımadınmı bizim Ömer’in Oğulları.
Uslu şeytanları oynuyoruz.
Bir gözümüz şekerlikte diğer gözümüz harçlık koyulmuş mendilde
Adettendir yersiniz her uğrak yerinde
.Şeker,lokum,Kuru üzümle karışık leblebi üzerine bir tabak baklava
Mendil alınır göz kapıda diğer uğrak yeri bizi bekler.
Sokakta gördüğümüz büyüklerinde elini saygıyla öpmek.
Düşünüyorum Tanırmıydık o insanları.?
Hayır tanımazdık. Bayramda tanımaya ne hacet .
Bayram işte adı üzerinde,
Hepimizin...
Uzar gider,giderde sadece anılarda kalmışmıdır?
yoksa hep yaşanasımıdır.?
Nede güzeldir tüm insanlarla bayramlaşmak.
Yazı olarak uzun ,yaşanmışlıkların dile gelmesi bir ömür süreci.
Okunması belki bir an, anıları ömre sığan
Dudaklarımızda munis bir gülümseme,.içimizdeki aynı heyecan
Paylaşalım ,istedik Sizlerdekinin benzerini.
Eminimki hepimizin bunun benzeri bayram anıları gözlerinizin önünde , beyninizde
Anı dosyasında habire kabararak devam ediyor. 
 
 BU RESİMDE MEKKE'DEN BAYRAM HEYECANI....
 ARTIK BİZDEN KARELERİ DE BİR ARA EKLEYECEĞİM...

Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)