Rengarenk Burası... Biraz MODA; biraz DEKORASYON, biraz BEBEK, biraz TATLI, biraz da ACI ve hatta belki KIZIL belki biraz da MAVİ; BİRAZ ONDAN BİRAZ BUNDAN ... Azıcık pembe tadında çilekli ... Hayattan güne dair ne varsa ortaya karışık:)
Bu Blogda Ara
27 Ağustos 2014 Çarşamba
14 Ağustos 2014 Perşembe
Paradan Daha Değerli 7 Şey
Mutlu olmak için tek şart para değil, paradan daha değerli şeyler de var
Bazen hayatta daha önemli şeyler olduğunu unutup kendimizi para kazanmanın hırsına kaptırırız.
Fakat para her şey demek değildir, paraya sahip olup da ulaşamayacağımız birçok şey var. İşte paradan daha değerli 7 şey;
1.Sağlık
Zengin olup da sağlık sorunları nedeniyle mutlu olamadıktan sonra para ne işe yarar? Para daha sağlıklı bir yaşam biçimi sağlayabilir ama bazı sağlık sorunları var ki tonlarca paranız olsa da yardımcı olmaz.Sağlınız hayattaki en önemli şey, ona dikkat edin.
2.Aile
Ailenin yerini hiçbir şey tutamaz. Hayat boyu karşılaştığınız tüm sorunlar ya da güçlükler sonucunda yanınızda kalacak kişiler yine ailenizdir.3.Çocuklar
Çocuk sahibi olmak büyük bir şanstır. Şu hayatta çocuğunuzun gülümsemesinden çok sizi mutlu edecek bir şey var mıdır?4.Arkadaşlar
Arkadaşlar ikinci bir aile gibidir. Ne olursa olsun sizi desteklerler ve ihtiyacınız olduğunda yanınızdadırlar. Aileden tek farkı, ailenizi seçemezsiniz ama arkadaşlarınızı siz seçersiniz.5.Aşk
Hayata mutluluk katan değerlerden bir diğeri de aşktır. Milyoner bile olsanız bir insanın sevgisini satın almak imkansızdır.6.Özgürlük
Çoğu zaman üzerine düşünülmez bile ama özgürlük hayattaki en değerli şeylerden biridir.7.Mutluluk
Herkesi mutlu edecek şey farklı olabilir ama herkesin mutlu olmaya ihtiyacı vardır. Çok bilindik bir söz vardır:“Parayla saadet olmaz!”
Bazı zamanlar vardır;
Hayata, yaşadığımız kadere bin kere daha fazla şükrettiğimiz
An'ı yaşıyorum rabbim,
Şükrolsun sana binlerece kere...
Sevgilerimle.
21 Haziran 2014 Cumartesi
Refika'dan Tarifler - Cesur Yürekli Ayran
Ben Refika'nın ciddi takipçilerindenim,
tarzını, pratik tariflerini, son dönemin yeni lezzetlerini seviyorum.
Bir yazısını paylaşmak istedim:
Bir Amerikalı veya Avrupalı’ya pek çok yemeği denetebilirsiniz. Konu yoğurt ve ayran olunca sınırlarını zorladığınızı söylerler. Konsept olarak yoğurdu sulandırmak da yemeğin yanında yemek de garip gelir onlara. Ama bizim için yoğurt da ayran da candır. Milli içeceğimiz olarak görebilecek kadar yakın hissederiz kendimizi ayrana. Peki ayranı çeşitlendirmek istesek bunun hakkında ilk intiba ne olur?
İşte ben de tam bunu merak ettiğimden gazete yazısını yazmadan, yaptığım ayranların fotoğraflarını Instagram’a ve Facebook’a koydum. Amacım uzun uzun anlatmadan, insanların fikri ilk duyduklarında veya gördüklerindeki tepkileri ölçmekti! Facebook’ta 600bin civarı takipçi olduğundan çok çeşitli kesimleri temsil ettiğini düşünebiliriz. Yazılanlardan uzun, övgü ve sevgi dolu olan 15 -20 tanesini kenara ayırıp kalanını paylaşmak istiyorum.Müthişsiniz!
Delisin deliJ)
İlginç
Gerçek mi bunlar?
Nasıl yani!!!
Tarifini istiyorum!
Uydurmasyonda son nokta!
Bizde de acı yeşil biberlisi yapılır..
Milli içeceğin her türlüsü! Hay maşallah..
Çok çirkin kusacağım, açılın!
Harika denemeler, seviyoruz sizi başarılar..
Naneli sarmısaklı cacık yapsaydınız daha hayırlı olurdu..
Naneli tamam da diğerleri ilginç geldi…
Renkler güzel de tatlar bence uyumsuz…
Arapsaçlı ayran? Kulağa bile hoş gelmiyor..
Bu yorumlara baktığında insanın üzerine bir ağırlık çöküyor. Yeni bir şey yapası gelmeyebiliyor. Belki de tam bu yüzden Chobani-ünlü yoğurt markası- doğduğu memleketinde değil Amerika’da meşhur oluyor. Hatta satarken üzerine Greek yoğurt yazma ihtiyacı duyuyor. Menüsünde simiti, bagel olarak lanse ediyor. Türkiye’deki simitçiler “saraylar, dünyalar” yaratıyorlar ancak sattıkları sokaktaki simitçiden pek farklı olmuyor. Kalıcı olabilmek için ek bir değer yaratmak ve de sokaktaki küçük esnafın ekmeği ile oynamadan büyük bir başarı hikayesi olmaya tam da bu sebepten cesaret edemiyorlar.
Ama bugün size en çok ne demek istiyorum biliyor musunuz? (Affınıza sığınarak..) S…. edin!.. İnsanların hayal ettiklerinizle ilgili düşüncelerini… Başkalarına zarar vermediğimiz sürece uçabildiğiniz kadar uçalım.
Ben yemek ile ilgili ilk yolculuğa çıkarken en büyük yayınevlerini dinleseydim kitabımın başını kaldırıp oradaki bilgileri post-itler şeklinde tariflerin üzerine koyacaktım. TV programını ilk yapmak istediğimde, insanı 25 dakika tek başına ekranda tutmanın çok zor olduğunu düşünenler, yanıma bir manken vermek istediler. Bir şekilde bununla da mücadele ettim.
Gün oldu devran döndü. Bugün artık ekranlarda format olarak benimkine benzer pek çok program var. Kim bilir o gün yapılan mücadele belki de bugün açılan pek çok yemek kanalı, onlarca tv programı ve programcısına bir parça da olsa vesile olmuştur.
Sevilelim diye, mahalle baskısı yüzünden veya maddi kaygılardan dolayı inandıklarımızdan bizi uzaklaştıran ve farklı yerlere götürüp, patinaj çektiren durumlar içerisine girmek bizi başka boyutlara çıkarabilir. Tüm dinlemeyi sevdiğimiz güzel hikayeler de aslen inandıklarına ve bu duyguya sahip çıkanlardan gelmiyor mu?
Dolayısı ile lütfen kemerlerinizi çözün. Yoğurdu sulandırarak içtiğimiz ayran fikrine kendinizi bırakın. Hatta sizlerin de aklına güzel fikirler gelirse benimle paylaşın..Sosyal medyada bu fikri büyütebiliriz.
Geçtiğimiz kış ve bahar farklı şekilerde deneyip biriktirdiğimiz ayran tariflerimizin hepsini 30 kişilik bir ekibe denettik. Kimisi erikliye bayıldı, kimisi acı turşulu başkası zerdeçallıya bayıldı. Zevklerin, renklerin ve seçimlerin farklılıklarına duyduğumuz saygı hatta coşkuyla, çeşit çeşit ayran tarifleri emrinize amade.
Genel Tarif: Daha köpüklü olması için tüm malzemeleri blendar’da veya elde, iyice karışacak şekilde çırpın. Tüm tarifler 4 kişiliktir. Bardak başına 2-3 küp buzla servis edin.
Bol Köpüklü Ayran
“Ben klasik bol köpüklü ayran yapmak isterim “ diyenlere.
Malzemeler
8 çorba kaşığı yoğurt
1 su bardağı soğuk su
1 kahve fincanı süt
Yarım şişe soda
-Tüm malzemeleri blender’da iki dakika çırptıktan sonra bardağa koyduğunuzda bir tutam kuru nane serpebilirsiniz.
3-4 tutam tuz
————————————————————-
Arapsaçlı Ayran
Kuzguncuk’ta bulduğumuz arapsaçlarından(yabani rezene) inanılmaz bir anason kokusu ve ot tazeliği var. Ayranla birlikte çok karizmatik oluyor.
Malzemeler
8 çorba kaşığı yoğurt
2 su bardağı soğuk su
-4 dal arapsaçı (havanda tuz ile dövülüp püre haline getirilmiş), yoğurt, su ve tuzu karıştırıp çırpabilirsniz.
3-4 tutam tuz
————————————————————-
Şalgamlı Ayran
Kebapçıya gittiğinizde ayran ve şalgam arasında kararsız kalanlardansanız, ikisinin de mutluluğunu bir arada yaşayabileceğiniz bir alternatif olabilir.
Malzemeler
8 çorb kaşığı yoğurt
2 su bardağı acılı şalgam suyu
-Bu iki malzemeyi karıştırıp nefis renkte bir ayran ede edeceksiniz.
————————————————————-
Zerdeçallı Ayran
Baharat sevenlere inanılmaz bir tatmin verecek, basit ve renkli bir ayran. Ama uyarayım, baharat düşkünü olmayanların seveceği bir ayran değil.
Malzemeler
8 çorba kaşığı yoğurt
2 su bardağı soğuk su
-3 silme çay kaşığı zerdeçal, su, tuz ve yoğurdu karıştırıp çırpın.
3-4 tutam tuz
————————————————————-
Can Erikli Ayran
Kim denediyse yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Eriğin ekşiliği ve tatlılığıyla huzur veren, taze bir içecek oluyor.
Malzemeler
9 çorba kaşığı yoğurt
1 su bardağı erik suyu
-Yoğurt, erik suyu ve tuzu karıştırıp çırptıktan sonra üzerine file badem serpebilirsiniz.
3-4 tutam tuz
————————————————————-
Çengelköylü Naneli Ayran
Son zamanlarda popülerleşen salatalıklı ayranın ferah bir versiyonu. Büyük, küçük herkese hitap edebilir.
Malzemeler
9 çorba kaşığı yoğurt
1 su bardağı soğuk su
-Blender’da önce 2 salatalık ve 10 yaprak naneyi çekin. Yoğurdu ve suyu ekleyip iki dakika daha çekin.
3-4 tutam tuz
————————————————————-
Pancarlı Turşu Sulu Ayran
Favori ayranlarımdan. Acılık ve pancardan gelen özel bir lezzeti var.
Malzemeler
8 çorba kaşığı yoğurt
1,5 su bardağı acı turşu suyu, yarım su bardağı pancar turşusu suyu
-Yoğurt, turşu suları ve bir çay kaşığı karbonatı ekleyip blender’da 3 dakika çırpın.
19 Haziran 2014 Perşembe
Benimle yaşlansana?
Benimle yaşlansana?
Kitap okurum, çay demler, börek açar, tatlı yaparım sana,
Ha birde, her sabah için şükrederim,
sonra gözlerine bakar "amin" derim.
Amin, bu günde gördüm seni, bu günde güzel geçecek demek ki...
Ben herkes gibi değilde, duam gibi severim seni,
kalbimden, gönlümden kopan gizli saklı sözler gibi..
Kim duasını sevmeden diler ki ?
12 Haziran 2014 Perşembe
Beraat Kandilimiz Mübarek Olsun...
Rabbimizin dünya adlı okulunda;
O'nu anma ve anlama konulu dersten gireceğimiz bir sınav var.
O sınavda başarının kapısını açan anahtarlardan biridir mübarek gecelerde Rabbine yakarış..
Rahmetiyle tecelli edeceği bu mübarek gecede, bereketinden nasiplenmek, bağışlanmak dileğiyle…
Berat Kandilimiz Mübarek Olsun...
15 Mayıs 2014 Perşembe
#SOMA
Subhanallah Hadis-i Şerif ve tarihi farkettiniz mi? Bu nasıl bir tevafuk Allah'ım ..!
#SOMA #ulusalyas #milliyas #3gun #kapaliyiz #akut #iyilikder #basimizsagolsun #madenkazasi #madenciler #yastayiz #manisa #turkish #fire #prayforsoma #allah #dua #yardim #help #sehit
Manisa'da Korkunç bir kaza yaşadık, Türkiye olarak hepimiz çok üzüntülüyüz, Vefat edenlere Allah'tan rahmet, Ailelerine derin sabırlar diliyorum....
Durmadan haberleri izliyorum, paylaşımları okuyorum, kendimce birşeyler yapmaya çalışıyorum, yapıyorum ama blogumda Yazmamak olmazdı, yazdıkça rahatlıyorum aslında ben sizlerle...
İyi ki Facebook var...
İyi ki Twitter var...
Yoksa kime sövecek, kimi suçlayacak, kime nefret kusacak, partileri -hükumet partisi olsun, muhalefet partisi olsun- nasıl suçlayacak, nasıl dikkat çekecek, nasıl yönetimi, oy verenleri ve beraberinde kendi milletimizi aşağılayacaktık...
Soma'daki bir arkadaşımı aradım,
"Sabahtan beri sâlâ veriliyor burada!" dedi. "Neredeyse her mahallede cenaze var." dedi. Biz burada can telaşını hesap ederken, bu sosyal medya araçlarında tartışanlar fotoğraflara bakıp isyan çıkaranlar niye? üzülüyormuş gibi mi yapıyorlar yani? çözülecek mi herşey burada dedi...
*** Şimdi susun diyecek kişi ben değilim tabiki sizlere ama daha yapıcı bir toplum olalım diyorum dostlarım, inanan bir toplumsak dua edelim madem birlikte, bekleyelim çıkabilecekler mi gerçekten, sabredelim, toplayın yardımlarınızı...
AKUT ve İYİLİKDER'e destek mesajları atın yada imaknınız varsa cidden yardım edin.
Yarın kim varsa hepsine hesap sorarsınız yine... Şimdi birlik olun, yürümeler ayaklanmalar sebep kollar gibi huzursuzluk için gibiyiz, hırlamayın,ben birlik olalım diyorum ...
Tedbiri Alacak olan Kişi MADENİN SAHİBİYDİ;
Denetleyecek Kişi de İŞ GÜVENLİK UZMANLARI ve SENDİKALARDI.
Sonrada ozaman Yürüyün BAŞBAKANA, HÜKÜMETE yada MECLİSE tabiki en ufak sorumlusu cezalandırılsın kesinlikle haklıyız...
DİSK KESK Taksime çıkana kadar Madencilerin, ailelelerin sorunlarıyla ilgilenseler şimdi daha çok ihtiyaçları var.
İşyerlerininin, Patronların İHMALLERİ yok mu?? Bir ilçenin erkekleri gitti resmen kaç hanenin babası, kaç evlat yetim kaldı... Ortalama 31 yaç deniyor Belkide kaç yuva kurulamayacak... Ay o kadar yazasım var ki !!! içimdeki o burukluk bitmiyor, gitmiyor...
29 Nisan 2014 Salı
Çocukları dudaklarından öpmek... BEN ÖPMEM !
İğrenmek değil, Bunun adı yanlış bulmak yabani olmak da değil... Yetişkin bir bireyin mikrobunun o meleğe bulaşmasının da anlamı yok bence...
Bunun adı bence Modern olacağız diye saçmalamak !
Çocuğun bedeni kendisine özeldir...
Ve özel bölgeleri olduğunu, buna herkesin saygı göstermesi gerektiğini öğrenmesi gerekir.
Dün sosyal medyada bir dostumunun ünlü bir anne kızın
dudaktan öpüşmesi konusunda yazdıklarını okuyunca konuya temas etmeden
geçemedim.
Ne var canım, anne babalar çocuklarını dudaktan öpebilirler. Bu illa ki cinsellik midir? Ensest midir? Bu nasıl çarpık bir anlayıştır diyordu bazı yorumcu arkadaşlar.
Bu davranışı bir uzman olarak doğru bulmadığımı söyleyince bana saçmalama dediler. “Yıllardır çocuklarını dudaktan öpen anne babalar ensest mi yapıyormuş yani” diye yorumda bulundular.
İlk tepkim şu oldu:
Anne babanızla ne zamandan beri dudak dudağa öpüşüyorsunuz? Bu bizim kültürümüzde nerede var? Bırakın Allahaşkına modern olacağız diye saçmalamayı!
“Biz yapmazdık ama şimdikiler öyle değil.” diye konu devam etti.
Şimdi ben soruyorum:
Çocuklarınızı dudaktan öpme ihtiyacını neden duyuyorsunuz?
Çocuğunuzu dudağından öptüğünüzde, herkesi bu şekilde öpebileceği şeklinde kafasına yerleşeceğini ve yabancılar tarafından da bu şekilde öpüldüğünde anormal bir durum olmadığını düşünmesine sebep olacağını akıl edemiyor musunuz? Bir yabancı tarafından dudağından öpüldüğünde size gelip söylemeyecek veya herkesi dudağından öpmeye çalıştığında bunu anormal karşılamayacaksınız o halde. Bu durumda çocuğunuzu tacizlere karşı nasıl uyanık tutabileceksiniz?
Yok, sadece anne babalar öpebilir mi diyeceksiniz?
Karıkoca ya da sevgililer dudaktan öpüşebilir dediğimize göre, çocuk sizinle kendi konumu arasında nasıl bir ilişki türü belirleyecek o zaman?
Anne baba olmanız size çocuğunuzu dudağından öpme hakkı vermediği gibi, vücudunun başka yerlerine dokunma, çıplak veya çıplak olmayan türlü resim ve videolarını çekip orada burada paylaşma, yayınlama, seyrettirme ve daha bunlar gibi pek çok şeyi yapma hakkını da vermez.
Çocuklarınızın altlarını değiştirirken bir özen içinde olmanız gerekir. Yaşları büyüyen çocukları artık emzirmemeniz gerekir. 4 yaşına gelmiş hala annesinin memelerini ellemeye çalışan çocukların durumunu makul bulmuyorum arkadaşlar.
Çocuğun bedeni kendisine özeldir. Ve özel bölgeleri olduğunu, buna herkesin saygı göstermesi gerektiğini öğrenmesi gerekir. Önce anne baba buna saygı göstermelidir ki, çocuk da kendisine saygı göstermeyi öğrensin.
Çocuklar için sevgi ve sarılma, sevginin bedensel olarak ifadesi elbette çok önemlidir. Ancak bunu kafanıza göre yapamazsınız.
Anaokullarımda öğretmenlerime, çocuklara gereksiz sarılma ve öpmelerden uzak durmalarını ve onlara “aşkım, sevgilim” diye hitap etmemelerini öğretiyorum yıllardır. Bu anne babalar için de geçerlidir. Geçenlerde yanaktan makas alan bir okul görevlimizi ciddi şekilde uyardık ve bu şekilde davranan görevlilerin işlerine son veriyoruz. Sapık olduğunu düşündüğümüz için değil sadece. Çocukları dövmek kadar, onların istekleri dışında bedenlerine yapılan sevgi yaklaşımları da yanlıştır.
Anne baba olmayı fazlaca abartıyoruz. Çocuklar, değişip duran hayat görüşlerimizi üzerlerinde deneyebileceğimiz deneme tahtaları değiller. Bedenlerine, ruhlarına, gelişimlerine kendinize duyulmasını istediğiniz biçimde saygı gösterin ve onları kendinize ait bir şey olarak görmekten vazgeçin. Onlar size ait değiller. Mülkünüz değiller. Canınızın istediğini yapamazsınız.
Daha bir çok havalı teori de eklerdim ama gerek yok. Konunun özü “Canınızın istediğini yapamazsınız” cümlesinden ibarettir...
Ne var canım, anne babalar çocuklarını dudaktan öpebilirler. Bu illa ki cinsellik midir? Ensest midir? Bu nasıl çarpık bir anlayıştır diyordu bazı yorumcu arkadaşlar.
Bu davranışı bir uzman olarak doğru bulmadığımı söyleyince bana saçmalama dediler. “Yıllardır çocuklarını dudaktan öpen anne babalar ensest mi yapıyormuş yani” diye yorumda bulundular.
İlk tepkim şu oldu:
Anne babanızla ne zamandan beri dudak dudağa öpüşüyorsunuz? Bu bizim kültürümüzde nerede var? Bırakın Allahaşkına modern olacağız diye saçmalamayı!
“Biz yapmazdık ama şimdikiler öyle değil.” diye konu devam etti.
Şimdi ben soruyorum:
Çocuklarınızı dudaktan öpme ihtiyacını neden duyuyorsunuz?
Çocuğunuzu dudağından öptüğünüzde, herkesi bu şekilde öpebileceği şeklinde kafasına yerleşeceğini ve yabancılar tarafından da bu şekilde öpüldüğünde anormal bir durum olmadığını düşünmesine sebep olacağını akıl edemiyor musunuz? Bir yabancı tarafından dudağından öpüldüğünde size gelip söylemeyecek veya herkesi dudağından öpmeye çalıştığında bunu anormal karşılamayacaksınız o halde. Bu durumda çocuğunuzu tacizlere karşı nasıl uyanık tutabileceksiniz?
Yok, sadece anne babalar öpebilir mi diyeceksiniz?
Karıkoca ya da sevgililer dudaktan öpüşebilir dediğimize göre, çocuk sizinle kendi konumu arasında nasıl bir ilişki türü belirleyecek o zaman?
Anne baba olmanız size çocuğunuzu dudağından öpme hakkı vermediği gibi, vücudunun başka yerlerine dokunma, çıplak veya çıplak olmayan türlü resim ve videolarını çekip orada burada paylaşma, yayınlama, seyrettirme ve daha bunlar gibi pek çok şeyi yapma hakkını da vermez.
Çocuklarınızın altlarını değiştirirken bir özen içinde olmanız gerekir. Yaşları büyüyen çocukları artık emzirmemeniz gerekir. 4 yaşına gelmiş hala annesinin memelerini ellemeye çalışan çocukların durumunu makul bulmuyorum arkadaşlar.
Çocuğun bedeni kendisine özeldir. Ve özel bölgeleri olduğunu, buna herkesin saygı göstermesi gerektiğini öğrenmesi gerekir. Önce anne baba buna saygı göstermelidir ki, çocuk da kendisine saygı göstermeyi öğrensin.
Çocuklar için sevgi ve sarılma, sevginin bedensel olarak ifadesi elbette çok önemlidir. Ancak bunu kafanıza göre yapamazsınız.
Anaokullarımda öğretmenlerime, çocuklara gereksiz sarılma ve öpmelerden uzak durmalarını ve onlara “aşkım, sevgilim” diye hitap etmemelerini öğretiyorum yıllardır. Bu anne babalar için de geçerlidir. Geçenlerde yanaktan makas alan bir okul görevlimizi ciddi şekilde uyardık ve bu şekilde davranan görevlilerin işlerine son veriyoruz. Sapık olduğunu düşündüğümüz için değil sadece. Çocukları dövmek kadar, onların istekleri dışında bedenlerine yapılan sevgi yaklaşımları da yanlıştır.
Anne baba olmayı fazlaca abartıyoruz. Çocuklar, değişip duran hayat görüşlerimizi üzerlerinde deneyebileceğimiz deneme tahtaları değiller. Bedenlerine, ruhlarına, gelişimlerine kendinize duyulmasını istediğiniz biçimde saygı gösterin ve onları kendinize ait bir şey olarak görmekten vazgeçin. Onlar size ait değiller. Mülkünüz değiller. Canınızın istediğini yapamazsınız.
Daha bir çok havalı teori de eklerdim ama gerek yok. Konunun özü “Canınızın istediğini yapamazsınız” cümlesinden ibarettir...
Akıl Sağlığı Bakanı / Dilek Kırcaoğlu
Akıl Sağlığı Bakanı / Dilek Kırcaoğlu
Akıl Sağlığı Bakanı / Dilek Kırcaoğlu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ yada İNSAN OLABİLMEK diyelim adına Dünyada EN BÜYÜK PLATFORM : BOYKOT DEDEKTİFİ
BİR TARAF OLMAK İÇİN Müslüman Olmanıza Gerek Yok, yada 🇵🇸 Filistini Desteklemek ve İşgalci İsra*ili Sevmemek adına Sebep de beyan etme...