Translate

bayram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bayram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mayıs 2013 Pazartesi

İşte yerli Disneyland: VIALAND!


Türkiye'nin dünya standartlarındaki ilk temalı parkını, alışveriş caddeleri ve gösteri merkeziyle bir araya getiren VIALAND, 26 Mayıs PAzar 15:00'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle açıldı. 

 GERÇEK EĞLENCEYLE BULUŞTURAN


ÜNİTELER VIALAND'DE!

VIALAND Tema Park içerisinde yer alan
birbirinden eğlenceli ünitelerimizi yakından tanıyın!

King Kong

Hollywood’dan İstanbul’a uzanan bir efsane… King Kong VIALAND’de! Yerden 15 metre yüksekte, çığlıklar ve kahkahalar birbirine karışıyor! 5 yaşın üzerindeyseniz ve bu heyecana hazırsanız bizimle tekrar edin: “Kim korkar dev gorilden!”


ÇILGINLIĞIN SINIRI YOK 
Mimari projesini Mehmet Emeç’in yaptığı Vialand’da dünyanın en çılgın oyuncakları bulunuyor. Parkta adrenalin tutkunları için 360 Derece adı verilen oyuncak, meraklılarını bir hortum gibi gökyüzünde evire çevire savuruyor. Parkın sürprizi ise, çocukların hayal dünyasının kahramanı, ağzından dumanlar çıkararak sizi bindiğiniz otobüsle birlikte gökyüzüne kaldırıp sallayan King-Kong. Vialand’ta Türkiye’nin en büyük ve en hızlı roller coaster’ı da hizmet verecek. Buraya giren herkes sigortalı olacak.

HALİÇ’İN ÇAMURUNDAN 
Vialand Tema Parkı, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla, eski Alibeyköy Taş Ocakları Bölgesi’nde 600 bin metrekarelik bir alanda (100 futbol sahası), 1 milyar 150 milyon liralık bir yatırımla inşa edildi. Haliç’in temizlenişi sırasında çıkarılan 5 milyon metreküp çamur, taşocakları bölgesine taşınarak yeni bir alan oluşturuldu. Türkiye’nin ilk temalı parkı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle, Gürsoy Grup ile Via Properties girişimiyle hayata geçirildi. 110 bin metrekare kiralanabilir alanda 115 farklı cephe, 250 mağaza ve 8 bin araçlık otopark ile 10 bin kişilik açık bir gösteri merkezini de bünyesinde barındıran Vialand, ayrıca biyolojik gölet, yeşil alan ve yürüyüş yollarını da içeren 100 dönümlük bir şehir parkını da hizmete sunuyor. Yılda 30 milyon kişinin ziyaret etmesi beklenen Vialand, 4 bin kişiye doğrudan istihdam sağlıyor.

İşte çılgın oyuncaklar




NEFES KESEN (Speed Coaster): Vialand için özel üretilen Nefeskesen (Speed Coaster) Avrupa’nın en çok ilgi gören hızlı tren türlerinden. Sadece 3 saniye içerisinde 0’dan 100 km hıza ulaşarak yolculuğa çok heyecan verici bir başlangıç yapıyor.

ÇILGIN NEHİR (Rafting Ride): Bu ünitede ziyaretçiler hızlı akarsuda ailecek güvenli rafting tecrübesini yaşayabiliyor.

VIKING (Splash Coaster): Su yüzeyinde hareket eden Viking (Splash Coaster) ise dünya sıralamasında 4. popüler “ride” durumunda. 45 derecelik kızaktan hızlanarak inişe geçen bu ünite inanılmaz bir heyecan deneyimi sunuyor.

ADALET KULESİ: Vialand’ın Adalet Kulesi, dünyada alanında en popüler ünite olma özelliğini taşıyor. Ziyaretçiler Adalet Kulesi’nde, 50 metreden düşerken 5G kuvvetini tecrübe ediyor.

KING KONG: Vialand’ın simge ünitelerinden biri olan King Kong, otobüsün içine giren ziyaretçileri otobüsle birlikte havada 15 metrede sallayarak King Kong filmlerindeki sahneleri yaşatıyor.

FATİH’İN RÜYASI: Fatih’in Rüyası bölümünde ziyaretçiler, İstanbul’un fethedilişini robot-heykellerle gerçekçi ortamda deneyimliyor.



 



Günlük Bilet Fiyatları
Açılışa özel bilet fiyatları, yalnızca günübirlik girişler ve tek kişi için geçerlidir.






www.vialand.com.tr

9 Mayıs 2013 Perşembe

İstanbul’da mutlaka görmeniz gereken 10 tarihi yer


 

Tarihi ile gerek yurtdışı gerekse yurt içi bir çok turistin ziyareti ile dolup taşan

 İstanbul’da mutlaka görmeniz gereken 10 yeri sizler için yazdık. 

www.iyidolas.com.tr

İstanbul, M.S. 330’dan günümüze kadar tam 3 farklı İmparatorluğa başkentlik yaptı. 

Bunun sonucunda farklı kültürlerin sentezi ve bir çok tarihi eser apaçık gözlerimizin önünde yer almaktadır.

 

Topkapı Sarayı
Bu saray günümüze gelebilmiş en eski ve en büyük saraylardan birisidir. İstanbul’un kurulduğu yer olarak bilinen Akropol tepesinde bulunur. Tarihi yarımada olarak bilinen coğrafyanın en uç noktasında 700.000 m2 özel araziye sahip bir alanda yer almaktadır. Topkapı Sarayı İstanbul’a yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında yer almaktadır.



Galata Kulesi

İstanbul’un fethinden önce, Ceneviz sömürge kenti olan Galata’nın, savunma amacıyla yapılan 24 kulesinden, ayakta kalabilen tek ve en anıtsal olanıdır. Gerek gündüz gerek ise gece ayrı bir atmosfer ile ziyaretçilerini ağırlamaktadır.



Dolmabahçe Sarayı

Saray, Karaköy’den Sarıyer’e kadar uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde bulunmaktadır. Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan alana yapıldığı için Dolmabahçe adını almıştır. Bu alan, 400 yıl önce Osmanlı’nın en büyük koyu olarak bilinmektedir.

Ayasofya

Dünya kültür mirasının en büyük birkaç eserinden biri olan “Bazilika” önemini 1470 yıla varan tarihinden almakta. Yapıldığı dönemde dünyada kendisi kadar muhteşem bir eser daha insanoğlu elinden çıkmamıştır. İşte bu sebeple banisi Justinyen açılış töreninde ünlü Süleyman Mabedini kastederek “Seni yendim ey Süleyman!” demiştir.

Yerebatan Sarnıcı

Bizansın en büyük su sarnıcı olan bu yapı, mistik havası ve devasalığıyla kesinlikle görülmesi gereken en önemli yerlerden biridir.

Sultanahmet Camii
Çinilerinden dolayı “Mavi Cami” adıyla da anılan, 6 minareli bu yapı, Mimar Sinan sonrası cami mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Ayasofya’nın tam karşısında, birbirlerine adete güç gösterisinde bunulurlarmış gibi konumlandırılmıştır. Mimarı Sedefkar Mehmet Ağa’dır.

Rumeli Hisarı

İstanbul’un Sarıyer ilçesinde bulunduğu semte adını veren hisardır. Boğazın en dar yerinde Fatih Sultan Mehmet tarafından savunma amaçlı olarak, Anadolu Hisarı’nın tam karşısına inşa edilmiştir. Burada konserler de düzenlenmektedir.

Kız Kulesi

İstanbul ve Üsküdar’ın sembolü haline gelen bu kule, yalnızlığın ve aşkın da sembolü olarak görülür. İki kıta arasındaki konumu sebebiyle de eşi benzeri olamayan bir yapı olarak anılmaktadır..


Çinili Köşk

Arkeoloji Müzesi karşısındaki iki katlı enteresan binadır. Fatih Sultan Mehmet’ in Topkapı Sarayında yaptırttığı ilk binadır. 1472 Tarihli yazlık köşk, sütunlarla hareketlendirilmiş cephesi, eyvanlı terası ve kesme çini dekoru ile Selçuklu tesirinde bir erken Osmanlı örneğidir. Giriş duvarında uzun kitabe yer almıştır. Giriş bölümü, üzeri kubbeli bir mekan olup, yanlarda tonozlu odalar yer vardır. 13-19 yy. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait seramik ve çiniler kronolojik sıralı sergilenmiştir 16 yy. İznik yapımı çiniler müzenin önemli eserleridir.

Yedikule Zindanları

İstanbul ve Türkiye’nin en eski açık hava müzelerinden birisidir. Her tarihi yapı gibi bu eser de uzun ve önemli bir tarihe sahiptir. Bizans döneminde yabancı kralları ağırlama amacıyla yapılan bu eser, Fatih Sultan Mehmet döneminde, 3 kule daha eklenerek 7 kuleli bir garnizon halini almıştır.





26 Nisan 2013 Cuma

İnci Taş Modası :::: DIY :::: Gömlek Yaka Süsleme

 
Harika görünüyor değil mi?
Yurtdışında bir blog Megan'a ait tasarım, ellerine sağlık çok beğendim...  
 
 

 
Yakayı yapmak için düzgün ve sağlam yakalı bir gömlek, çeşitli boylarda inciler, zincirler, düğmeler, eski kırık küpe ve  kolye parçaları, boncuklar, yapay elmas küpeler, iğne, iplik ve makas gerekli. 
 
NOT * Öncelikle bu iş için kullanacağınız gömlek  kuru temizleme yapılmış  ya da dikkatlice elde yıkanmış olmalı. 
 
 
İsterseniz  gömleğin sadece yakasını kullanarak süslediğiniz yakayı başka kıyafetlerle eşleştirerek kolye gibi kullanabilirsiniz...
 
 

 
 

18 Mart 2013 Pazartesi

ISPANAKLI PASTA

Yıllardır yapılan bir tarif ama hala yapmayanınız varsa buyurun yapımına...


        Malzemeler:

 

  • 3 yumurta

  • 1,5 su bardağı şeker

  • 250gr kadar ıspanak

  • 3/4 su bardağı sıvı yağ

  • 2 su bardağı elenmiş un

  • 1 paket kabartma tozu

  • 1 paket vanilya

    HAZIRLANIŞI: 
    Tencerede su kaynatıyoruz ve ıspanağı koyarak 1-2 dakika kadar ıspanaklar kendini bırakana kadar tutuyoruz. Kevgirle çıkardığımız ıspanakları soğuk su dolu kaseye koyarak soğutuyoruz ve yaprakların yeşil kalmasını sağlıyoruz. Yumurtaları karıştırma kabına kırıyoruz. Toz şekeri içine döküyoruz ve mikserle iyice köpürene kadar çırpıyoruz. Ispanakları soğuk sudan çıkarıyoruz ama elimizle sıkmadan AZ suyuyla doğrayıcının içine koyuyoruz ve parçalatıp püre haline getiriyoruz. Elde ettiğimiz püreyi de yumurta karışımına ilave edip, çırpıyoruz. Sıvı Yağ, Kabartma Tozu, Vanilya ve un koyuyoruz, mikserle karıştırıyoruz. 

    Yağlı kağıt serdiğimiz kare fırın kabına karışımı döküyoruz ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişiriyoruz. Pişmesine yakın 160 dereceye düşürüyoruz. 

    KREMASI İÇİN:
    • 1 su b. süt
    • 2 çorba k. un
    • 1 çay b. toz şeker
    • 1 pk. köpürtülmüş şanti
    • 1 pk. vanilya

    Sütü tencereye döküyoruz. Unu, toz şekeri ve vanilyayı ilave ediyoruz ve çırpma teliyle karıştırarak pişirmeye başlıyoruz. Göz göz olup kaynamaya başlayınca altını kapatıyoruz. Kremamız iyice soğuyunca içine köpürtülmüş şantinin yarısını koyarak mikserle iyice çırpıyoruz. Pasta keki pişince fırından çıkarıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Soğuyunca enlemesine ortadan ikiye kesiyoruz. Hazırladığımız kremayı da alttaki kekin üzerine sürüyoruz. Üst katını kapatıyoruz ve servis tabağına alıyoruz. Üzerini de köpürtülmüş şantiyle kaplıyoruz, ben biraz içine kırmızı gıda boyasından tuz kadar serptim böyle tatlı bir pembe oldu. Üzerini de bonibonla süsleyerek servis ediyoruz.
    Afiyet olsun... 




1 Şubat 2013 Cuma

Çikolata Kelebek ile Kup Kek Süslemesi - Süppperr...




Fikir Japonca bir siteye ait...

Çok beğendim ve sizlerle paylaşmak istedim.

İlk doğum günü partimizde de denemeyi düşünüyorum...

Atlamadan anlatmaya çalışayım;
yapılışı çok kolay, hızlı ve güzel... Çikolata ile kelebekler yapmayı öğreniyoruz...
 

 

 

 

İhtiyacınız olanlar:


     Çikolata - Bitter renk açısından daha görünür oluyor, ama sütlü ve sade çikolata ile fark yapabilirsiniz.
     Bir dondurucu :)
     Yağlı kağıt / Karton sert kağıt
     Desen için krema pompası,

     Fitilli poşet


Hazırlık:

    Kağıtları doksan derecelik bir açı ortaan katlayın.
  

Kelebekler yapma:

     Yaklaşık iki dakika süreyle mikrodalga bir tas su ısıtın - Yeterince su sıcak olacak ama kaynar olmayacak. Bu arada, çikolata büyük bir avuç çikolata ile torbanıza doldurun.
    Güzelce çikolatanızı eritin topak kalmasın !!

    Şimdi en zevkli kısmına sıra geldi :)
    Torbamızın bir ucundan minicik hassas bir şekilde akabilecek kadar keselim ve köşeye sıkıştırarak sıkalım.
  
    Kelebeğin vücudu yani kök merkezini sağlam yapın.... Diğer kısım için taslak kullanabilirsiniz. KISACASI ÇİKOLATAYLA KELEBEK YAPACAKSINIZ, DESEN MODEL SİZE KALMIŞ...
YANİ Kırışan bir sopa çizerek başlayın, sonra her iki tarafta kanat ekleyin. Simetri için birbirinin aynısı olmasına dikkat edin
 

Görsel şekillerin büyük hallerini de ekledim, belki daha kolay anlaşılmasını sağlar; sonra kağıdı 90derece katlayıp, dondurucuya koyun....

 

 

 


 

23 Ocak 2013 Çarşamba

Ve... DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN EFENDİM...

  Sultan-ı Resûl, şâh-ı mümeccedsin Efendim!
Biçârelere devlet-i sermedsin Efendim!
Divân-ı ilâhîde ser-âmedsin Efendim!
Menşûr-i Leamrukle müeyyedsin Efendim!
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammedsin Efendim!
Hakdan bize Sultân-ı müeyyedsin Efendim!
Tâbişde-i ervâh-ı mücerred güherindir
Mâlişgeh-i rûhsâr-ı Melek Hâk-i derindir
Âyine-i didâr-ı tecelli nazarındır
Bû Bekru Ömer, Osman, Ali yâranındır
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammedsin Efendim!
Hakdan bize Sultân-ı müeyyedsin Efendim!
Hutben okunur minber-i iklim-i bekâda
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-i cezâda
Gülbank-i kudûmün çekilir arş-ı hüdâda
Esma-i Şerifin anılır arzu semâda
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammedsin Efendim!
Hakdan bize Sultân-ı müeyyedsin Efendim!
Ol dem ki velîlerle Nebîler kala hayrân
Nefsî diye dehşetle kopa cümleden efgân
Ye’s ile usâtın ola ahval-i perişân
Destûr-i şefâatla senindir yine meydân
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammedsin Efendim!
Hakkdan bize Sultân-ı müeyyedsin Efendim!



 





16 Ocak 2013 Çarşamba

Çikolata hakkında 7 gerçek!

Çikolatanın hayatımızda önemli bir yeri vardır. Keklerde, kurabiyelerde, brownilerde, pudinglerde, tartlarda, suflelerde, soslarda, bisküvilerde ve bitmek bilmeyen bir liste kadar çok ürünün içinde çikolata var


Çikolatanın hayatımızda önemli bir yeri vardır. Keklerde, kurabiyelerde, brownilerde, pudinglerde, tartlarda, suflelerde, soslarda, bisküvilerde ve bitmek bilmeyen bir liste kadar çok ürünün içinde çikolata var

Bir kutlama yaparken de oradadır; kalp ağrınızı, melankolinizi, hayal kırıklıklarınızı dindirmek için de. Onu çok isteriz ama sonra yediğimiz için kendimizi azarlarız; haz alırız, sonra da suçluluk duygusuyla cezası neyse çekmeye razı oluruz.



İşte çikolata hakkında 7 gerçek:

İlk keşfeden Kristof Kolomb
Görünüşe göre, Kristof Kolomb ve onunla birlikte araştırma yapan denizciler çikolatayı keşfeden ilk Avrupalılardı. Kakao çekirdeğine o kadar hayran kalmışlardı ki Kral ve Kraliçe’ye sunmak üzere İspanya’ya getirdikleri hazinelerin arasında onlara da yer verdiler.

Dillerdeki kutsallığı
Kakao çekirdeklerinin toplandığı ağacın adı Theobroma Cacao’dur. ‘Kakao’ eski Güney Amerika yerlilerinden Olmec’lerin kullandığı ‘kakawa’dan gelmektedir. ‘Theobroma’ ise Yunanca ‘yiyeceklerin tanrısı’ anlamına geliyor. Ne kadar yerinde değil mi?

Kafein oranı düşündüğünüzden daha az
Son zamanlarda çikolatanın kafein içerdiği kabul edilmeye başlandı. Ve bu ondan uzak durmamız için kullanıyor. Gerçekte ise 150 gram çikolata 10 miligram kafein içerirken, 200 gram kahve 150 miligram kafein içeriyor. Bu nedenle diet programlarında n yalnızca çikolatayı çıkarmamalı.

Uzun bir süredir etrafımızda
Arkeologlar, Mö. 600’lerde Olmec sürahilerinde kakaoların izine rastlamıştır. Bu eski toplumlarda, Maya ve Aztekler’de de görüyoruz ki çikolatayı sıvı halde tüketmişler ve onun için özel bardaklar tasarlamışlardır.

Ağızda erime özelliği
Kakao yağları oda sıcaklığında katı haldedir, ancak 35-36 derecede sıvı hale geçmeye başlar. Eğer ayrışma noktası insan vücudunun sıcaklığından daha yüksek olsaydı (ki bu 37.5 derecedir) çikolatayı ‘ağızda eritmek’ yerine tost gibi kıtır kıtır yemek zorunda olacaktık.

Buzdolabında saklamayın
Çikolata asla buzdolabında muhafaza edilmemeli. Bunun yerine diğer yiyeceklerden ayrı, kuru  ve serin yerlerde saklanmalı. Çok düşük derecelerde, çikolata beyazımsı bir renk alarak form değiştirmeye başlar. Bu haliyle yemek güvenlidir ama o kadar da lezzetli görünmez.

Zehirlidir
Çok yüksek miktarda yenildiğinde zehirleyici özelliği vardır. Thebromine denilen ve merkezi sinir sistemini etkileyen, kalp çarpıntısına, krize ve dehidrasyona yol açan bir kimyasal içermektedir. İnsan için öldürücü dozu 10 kg olmasına rağmen sütle tüketildiğinde sorun kalmayacaktır.

16 Kasım 2012 Cuma

ÇALIŞ ÇALIŞ NEREYE KADAR ???

Günümüzün uyuşturucusu : İş hayatı.

Herkes deliler gibi çalışıyor.

Gün ışımadan sıcacık yataklardan kalkarak düşülen yollar...
Bilgisayar başında açma/poğaça/simit ile edilen kahvaltılar...
Yan masadakine duyurmadan yapılması asla mümkün olmayan, hiçbir özelliği kalmayan sözde “özel” konuşmalar...
Şeffaflık adına cam ofislerde çalışıyor, akvaryumdaki balıklara benziyoruz.
Hamile kaldığımızı önce kocamız, sonra amirimizle paylaşıyoruz.
Kime sorsan o toplantı senin bu toplantı benim koşturuyor. Herkes çok meşgul.
Az uyku, yoğun mesai saatleri bile yeterli değil işleri bitirebilmek için.
Tatillerde bile kulaklardan telefon, ellerden klavye düşmüyor...
Kimi patronundan dem vuruyor, kimi yapılan performans değerlendirmesinde hakkının nasıl “yenildiğinden”.
Sabah-akşam sıkış tepiş otobüslerde, ilerlemeyen trafikte boşa geçirilen sinir bozucu, bir o kadar da kayıp zamanlar...
Ayaküstü sigara molalarında, tuvaletlerde yapılan çekiştirmeler, çemkirmeler...
Nefret ettiklerimizin yüzüne gülümsemeler...
Okunmamış, cevaplanmayı bekleyen onlarca e-posta... Hazırlanması gereken sunum, aranması gereken insanlar...
Birbirinin aynı günler...
Duvardaki saate takılı gözler...
Buluşmak için zaman ayır(a)madığımız arkadaşlar...
Gelmesi istenmeyen pazartesiler, dört gözle beklenen cumalar...
Öğlene/akşama ama mutlaka  gün sonuna kadar yetiştirilmesi gereken raporlar...

...
Peki farkında mısınız bilerek ya da bilmeyerek kendimizi tüm bu koşturmacayla uyuşturduğumuzun...
Kimi boş olduğu için işten eve dönmek istemiyor, kimi dolu olduğu için.
Kimi en yakınını toprağa gömmüş oluyor, kimi en sevdiğini kalbine.
Kimi çocuğun okul taksidini ödeyebilmek adına deli gibi çalışıyor, kimi ev taksidi için.
Kimine sorsan gözü yüksek mevkide, kimine sorsan parada...
Tüm bunlar bir kenara, belki en çok da kendi iç sesimizi duymamak için bunca yüklenmişizdir işe. Durup bir saniye bile soluklanmamak, kendimizi sorgulamamak hatta tabiri yerindeyse kendimizi unutmak içindir bunca koşturma; kim bilir...
Ve biliyor musunuz ki günümüzde çiftler, artık en çok tatilde boşanmaya karar veriyormuş.


Başbaşa kaldıkları, başlarını kuma (işe) gömüp birbirlerini görmezden gelemeyecekleri zaman.
Haydi kaldırın kafanızı işten güçten!
Çünkü geçen her gün, ömürden...
Ve biz, havuz/bahçe manzaralı birkaç metrekare daha büyük bir evde sevdiklerimizle oturabilmek için işyerinde, birkaç metrekarelik duvar manzaralı masalarımızda sevmediklerimizle dirsek çürütüyoruz.




23 Ekim 2012 Salı

BAYRAM HEYECANI

Bayram Heyecanı.
 
-Oğlum hadi baban bekliyor.
-tamam anneee of, tamam kalktım .
Sıcak iki elin iki yanında taşıdığı sıcak üç yürek
Seher vakti,gün ışımaya başladı.
Namaz vakti.Uykulu gözler,soğuk su
Yüce Tanrım
Hepinizi bir sonraki bayramlara kavuşturmak nasip eylesin diye biten dua
Cami içinden başlayan el öpmeler.
-Büyümüş ,
-Büyümüşte bayram namazlarında el öpme sırasına girmiş sözleri.
Mezarlıktayız.
-Dede nene Merhaba.
(bu bayram harçlığı alamayacağım ama olsun ben sizin için buradayım)
Bir hüzün rüzgarı dolaşıyor bir an
Tak ,tak tak
-Hoşgeldiniz Allah kabul etsin hadi ellerinizi yıkayın sofraya.
Sofradayız.Kuzine üstünde kızarmış mis gibi ekmek,üzerinde tereyağ
Sofrada yok yok reçeller ,pekmezler,peynirler,sucuklar
Eh kolaymı bayram sofrası.
Afiyet olsunu beklemeden odaya koşmalar.
Bayramlıklarımızı yatağımızın üzerinde bizi bekler.
Anacım bizi beklerken duramamış yine
Hazırız artık el öpme törenine,hemde şıkır şıkır.
Aklımızda bayram harçlıkları?))
Babam el öptürmez.ata yadigarı alışkanlık.
-Peygambermiyizki el öptüreyim sözü.
Yinede el uzanır,yanaktan öpmek için.
Bayramın ,İlk heyecanı ,ilk sıcak dokunuş
Mendilimiz hazır,artık cebimizde
İçini açmak için bizde kaçmaya hazır
Oğlanlar geç kalmayın,sakın torba almayın haaa
Torba:))
Bekliyor şu an kapı tıklarını,taklarını.ama çoğu kapı zaten hep açık
Tüm hısım akraba,komşu,birde bayramın heyecanı
Hoş geldiniz koca adamlar olmuşsunuz.
Tanımadınmı bizim Ömer’in Oğulları.
Uslu şeytanları oynuyoruz.
Bir gözümüz şekerlikte diğer gözümüz harçlık koyulmuş mendilde
Adettendir yersiniz her uğrak yerinde
.Şeker,lokum,Kuru üzümle karışık leblebi üzerine bir tabak baklava
Mendil alınır göz kapıda diğer uğrak yeri bizi bekler.
Sokakta gördüğümüz büyüklerinde elini saygıyla öpmek.
Düşünüyorum Tanırmıydık o insanları.?
Hayır tanımazdık. Bayramda tanımaya ne hacet .
Bayram işte adı üzerinde,
Hepimizin...
Uzar gider,giderde sadece anılarda kalmışmıdır?
yoksa hep yaşanasımıdır.?
Nede güzeldir tüm insanlarla bayramlaşmak.
Yazı olarak uzun ,yaşanmışlıkların dile gelmesi bir ömür süreci.
Okunması belki bir an, anıları ömre sığan
Dudaklarımızda munis bir gülümseme,.içimizdeki aynı heyecan
Paylaşalım ,istedik Sizlerdekinin benzerini.
Eminimki hepimizin bunun benzeri bayram anıları gözlerinizin önünde , beyninizde
Anı dosyasında habire kabararak devam ediyor. 
 
 BU RESİMDE MEKKE'DEN BAYRAM HEYECANI....
 ARTIK BİZDEN KARELERİ DE BİR ARA EKLEYECEĞİM...

22 Ekim 2012 Pazartesi

KURBAN BAYRAMI TATİLİ 6 GÜN OLDU !!!

KURBAN BAYRAMI TATİLİ 6 GÜN OLDU !!!

Kurban Bayramı; 

Kurbanlar kesilecek, sevap niyetiyle etler dağıtalacak herkese.. 

Yürekler bir olacak gönüllere kilitlenecek. 

Gökler rahmet bereketiyle yağmurlar boşaltacak yeryüzüne. Bugün hepimizin yüreği şenlenip bayram sevinciyle coşacak. 

Kurban Bayramınız kutlu, yüreğiniz umutlu, umutlarınız atlı, sevdanız kanatlı, mutluluğunuz katlı, sofranız tatlı, mekânınız tahtlı, ömrünüz bahtlı, yuvanız bereketli olsun...

2012 yılında Kurban Bayramının son iki günü Cumartesi ve Pazar gününe denk geldiği için bence patronlardan yana oldu:) 
Neyseki Arefe tam güz tatil sayıldı ve 29 Ekim sonundan  bağlandı... 
Tatilimiz 6 gün oldu...
Uzun yola çıkaccaklar ve dinlenmek isteyenler için tam kaçış zamanı, bu sabah cumadan kaçanlar belli etti kendini, sanki trafik epey azalmış geldi bana...


Okumaktan sıkılmayanlar için Kurban Bayramı’nın bulunduğu aya zilhicce denir. 
Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti çoktur. 
Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:

(Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya bedeldir. Bir gecesini ihya etmek de Kadir Gecesi’ni ihya etmek gibidir.) [İbni Mace]

(Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, yedi yüz misli sevab verilir.) [Beyheki]

(Terviye günü [Arefe’den önceki gün] oruç tutup, günah söz söylemeyen Müslüman Cennete girer.[Ramuz

(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutan, her günü için, yüz köle azat etmiş veya cihad edenlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevab alır.) [R. Nasıhin]

(Bu on günün hayrından mahrum olana yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.) [T. Gafilin]

(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.) [Ebul Berekat]

(Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise on bin güne eşittir.) [Beyheki]

(Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur.) [Taberani]

(Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!) [Taberani]

Tesbih: Sübhanallah,

Tahmid: Elhamdülillah,

Tehlil: Lâ ilâhe illallah,

Tekbir: Allahü ekber, demektir.

Peygamber efendimiz; 
Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı kiram, 
(Ya Resulallah, bu ayın ilk günleri yapılan ameller, Allah yolundaki cihaddan da mı daha kıymetlidir?) dediklerinde, (Evet, cihaddan da kıymetlidir, ancak canını, malını esirgemeden savaşıp şehid olanın cihadı, daha kıymetlidir) buyurdu. (Buh

Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli ve çok dua ve istiğfar etmelidir, Çünkü Resulullah,
 (Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun) buyurdu. 
Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutanın, ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belalardan muhafaza olur, günahları affolur, iyiliklerine kat kat sevab verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır. 
Cennette yüksek derecelere kavuşur.


Hepinize İyi Bayramlar...

Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)