Translate

Zeynep'in Mutfağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zeynep'in Mutfağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2013 Çarşamba

Çikolata hakkında 7 gerçek!

Çikolatanın hayatımızda önemli bir yeri vardır. Keklerde, kurabiyelerde, brownilerde, pudinglerde, tartlarda, suflelerde, soslarda, bisküvilerde ve bitmek bilmeyen bir liste kadar çok ürünün içinde çikolata var


Çikolatanın hayatımızda önemli bir yeri vardır. Keklerde, kurabiyelerde, brownilerde, pudinglerde, tartlarda, suflelerde, soslarda, bisküvilerde ve bitmek bilmeyen bir liste kadar çok ürünün içinde çikolata var

Bir kutlama yaparken de oradadır; kalp ağrınızı, melankolinizi, hayal kırıklıklarınızı dindirmek için de. Onu çok isteriz ama sonra yediğimiz için kendimizi azarlarız; haz alırız, sonra da suçluluk duygusuyla cezası neyse çekmeye razı oluruz.



İşte çikolata hakkında 7 gerçek:

İlk keşfeden Kristof Kolomb
Görünüşe göre, Kristof Kolomb ve onunla birlikte araştırma yapan denizciler çikolatayı keşfeden ilk Avrupalılardı. Kakao çekirdeğine o kadar hayran kalmışlardı ki Kral ve Kraliçe’ye sunmak üzere İspanya’ya getirdikleri hazinelerin arasında onlara da yer verdiler.

Dillerdeki kutsallığı
Kakao çekirdeklerinin toplandığı ağacın adı Theobroma Cacao’dur. ‘Kakao’ eski Güney Amerika yerlilerinden Olmec’lerin kullandığı ‘kakawa’dan gelmektedir. ‘Theobroma’ ise Yunanca ‘yiyeceklerin tanrısı’ anlamına geliyor. Ne kadar yerinde değil mi?

Kafein oranı düşündüğünüzden daha az
Son zamanlarda çikolatanın kafein içerdiği kabul edilmeye başlandı. Ve bu ondan uzak durmamız için kullanıyor. Gerçekte ise 150 gram çikolata 10 miligram kafein içerirken, 200 gram kahve 150 miligram kafein içeriyor. Bu nedenle diet programlarında n yalnızca çikolatayı çıkarmamalı.

Uzun bir süredir etrafımızda
Arkeologlar, Mö. 600’lerde Olmec sürahilerinde kakaoların izine rastlamıştır. Bu eski toplumlarda, Maya ve Aztekler’de de görüyoruz ki çikolatayı sıvı halde tüketmişler ve onun için özel bardaklar tasarlamışlardır.

Ağızda erime özelliği
Kakao yağları oda sıcaklığında katı haldedir, ancak 35-36 derecede sıvı hale geçmeye başlar. Eğer ayrışma noktası insan vücudunun sıcaklığından daha yüksek olsaydı (ki bu 37.5 derecedir) çikolatayı ‘ağızda eritmek’ yerine tost gibi kıtır kıtır yemek zorunda olacaktık.

Buzdolabında saklamayın
Çikolata asla buzdolabında muhafaza edilmemeli. Bunun yerine diğer yiyeceklerden ayrı, kuru  ve serin yerlerde saklanmalı. Çok düşük derecelerde, çikolata beyazımsı bir renk alarak form değiştirmeye başlar. Bu haliyle yemek güvenlidir ama o kadar da lezzetli görünmez.

Zehirlidir
Çok yüksek miktarda yenildiğinde zehirleyici özelliği vardır. Thebromine denilen ve merkezi sinir sistemini etkileyen, kalp çarpıntısına, krize ve dehidrasyona yol açan bir kimyasal içermektedir. İnsan için öldürücü dozu 10 kg olmasına rağmen sütle tüketildiğinde sorun kalmayacaktır.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Saray Sofralarından KUZU GERDAN Yada DÜĞÜN ÇORBASI



Havalar soğuk, malum kış bol vitaminli koruyucu bir çorba yapasım geldi, çok özendim, sonra koyduk bir güzel kaselere güzelce içtik eşimle o da çok beğendi...

Geçmişten günümüze özel günlerde yapılan düğün çorbası, adını da bu gelenekten alıyor.


Özellikle düğün, sünnet yemeği gibi kutlamalarda sofrada baş köşede yeri alan düğün çorbası, Trakya’nın yanı sıra Rumeli ve Bulgaristan’da da Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu yerlerde yapılır. Kayınvalidem Bulgaristan göçmenidir, çok da güzel yapar kendisi düğün çorbasını...


Malzemeler
300 gram kuzu gerdan (gerdan bulamazsanız normal kuzu eti de kullanabilirsiniz)
6 su bardağı su
Yeteri kadar tuz

Terbiye için:
1 tane yumurta sarısı
1 çay bardağı yoğurt
2.5 çorba kaşığı un
Yarım limonun suyu - ekşili seven tam kullanabilir...

Üzerine:
Tereyağında pulbiber

Tarifi:
Eti, 6 su bardağı suda iyice yumuşayana kadar haşlayın, Piştikten sonra eti başka bir yere ayırarak soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra eti orta büyüklükte doğrayın. Diğer tarafta yumurta sarısı, yoğurt, un ve limon suyunu iyice çırpın. Üzerine biraz kaynamış sudan ekleyerek akıcı bir hal almasını sağlayın. Etleri tekrar et suyunun içine atın ve kaynamaya başlayınca hazırladığınız terbiyeyi ağır ağır ve karıştırarak ilave edin. Tuzunuzu dilediğiniz kadar attıktan sonra, kısık ateşte 3-5 dakika kadar pişirin. Ayrı bir yerde pul biberi tereyağında kavurup çorbanızın üzerine gezdirin.
Afiyet olsun...


18 Aralık 2012 Salı

FIRINDA BALIK BUĞULAMA :) canınız çekmez umarım ....

Biz bu ikiliyi seviyoruz

Balık ve Yeşillik... 

Her mevsimin sofrada kraldırlar:) 

Her daim sağlık için şart....

Hem misafir için, hemde şöyle dışarda takıldıysam akşam yemeğine çabuk yemektir beyaz et...




MALZEMELER 
Tercihinize göre levrek, çupra, somon, çinekop (4 kişilik)
4 defne yaprağı
4-5 dal maydanoz
1 yemek kaşığı tereyağı 
1 tatlı kaşığı tuz 
1 kuru soğan 
2 diş sarımsak
1 limon 
Kaşar peynir

YAPILIŞI 
 1. Balıkları yıkayıp temizleyin.
 2. Balıkların her tarafını taze çekilmiş karabiber, tuz ve zeytinyağı karışımı ile iyice ovalayın.İçlerine de bir miktar karabiber, tuz serpiştirin, defne yapraklarını ve maydonozları yerleştirin.
 3. Halka şeklinde dilimlenmiş soğanları zemine serin.
 4. Balıkları dizdikten sonra ince dilimler halinde tereyapı koyun,
 5. Limonun yarısını dilimleyerek koyduktan sonra yarısının suyunu direk üzerine dökün, yarım çay bardağı kadar da su ilave edin, iyice buğulama olsun derseniz suyu biraz daha arttırın...
 6. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 30 dakika kadar, balıklar hafifçe kızarana kadar pişirin.
 7. Pişen balıkları fırından çıkmasına yakın rendelenmiş kaşar peynirini ilave edebilirsiniz....
 8. Yeşil kıvırcık, roka ve tere eşliğinde servis yapın...
Afiyet olsun..



6 Aralık 2012 Perşembe

BAKLAVA MI? BÖREK Mİ?


SEBZELİ ÇITIR BÖREK
şu güzelliğe bakın mis misss

İÇİNDEKİLER

1 pk. baklavalık yukfa - (ben yarım yapıyorumn tercihe kalmış :)

1 havuç
1 kabak
sıvı yağ ile rendelenmiş kabak ve havucu hafif zeytinyağında pembeleştirin... güzel olsunlar...

sonra içine ...
1/2 kuş üzümü
1 paket dolmalık fıstık
yarım su bardağı çekilmiş ceviz
1 çay kaşığı tarçın
tuz
pulbiber
tane karabiberi ilave edip enfes bir lezzet hazırlıyorsunuz...

YAPILIŞI : Borcamınızı tereyağla yağlıyorsunuz güzelce;
Rulo kol böreği yapar gibi baklavalık yufkamızdan 4-5 tane üst üste koyup, içine malzemenizi seriyorsunuz..
Bu şekil tepsinizi doldurun, üzerine yarım paket eritilmiş tereyağınızı dökün, 180 derece de pişirin..
Denenmiş, afiyetle yenmiş bir tariftir...
Afiyet Bal Şeker Olsun....






23 Kasım 2012 Cuma

MUHTEŞEMMM AŞURE - MUHARREM AYI

Aşure
OKTAY USTADAN ENFES BİR TARİF BURDA :)) TIKLAYIN... 


Küçüklüğümden beri çok severim aşureyi..

Eskiden Anacığım yaptığında, sürekli ocak etrafında dolanır, tadına bakar, hep de azar işitirdim.. “Kızım yemeği -ya da her neyse- ... yapma “derdi Annem :)

Pişince hemen bir tabağa koyar, ağzım yana yana yerdim.. Sıcak severdim küçükken, ama büyüdükçe her iki halde de yemeye başladım,

Müthiş bir tad aşure..

Herkesin yaptığını beğenmem ama..Kimi tarçın-karanfil koymaz, kimisi de vanilya..Bazıları portakal kabuğu rendelemez, bazıları çok şekerli yapar vs. "Aşure dediğin benimki gibi olmalı" diyeceğim ama fazla abartmadan :) öncelikle hatırlatalım;

Cumartesi günü 10 muharrem..

İnşaAllah Cuma ve Cumartesi, ya da Cumartesi -Pazar ardarda iki gün oruç tutuyoruz efendim..İsteyen günleri üçleyebilir de..

Aşure orucu, hadiste* geçtiği üzere, ramazan orucundan sonra en sevaplı oruç ve de 1 yıllık günahlara keffarettir, inşaAllah elden geldiğince tutmaya gayret edelim..

Çok yerlerde ve şu an nette dolaşan maillerde okumuşsunuzdur aşure günü yapılacak işleri; İlim öğrenmek, gusletmek, selam vermek, özel duası, alışveriş vb.

Bir madde daha var orada “hediyeleşiniz” diye.. İnşaAllah sevdiklerinize, eş ve çocuklarınıza hediyeler alın o gün, sürprizler yapın..Komşularınıza da mesela, muhabbeti pekiştirmek için küçük ama unutulmayacak hoş sürprizler yapabilirsiniz..

“Sadaka verin” Bu da sıralanan maddelerden birisi, ihmal etmeyelim inşaAllah..

Hele ki “Allah’ın Ayı” Muharrem’de her yapılan iyi iş çok faziletli..Neden Allah’ın ayı denmiş, Allah’ın Ayı olur mu hiç?

Olmaz tabii ama Allah bu ayda çok çok affettiği, lutfettiği, tevbeleri kabul ettiği için öyle denmiş. Aynen Recep Ayı’na dendiği gibi..

Hem de Muharrem ayı, 4 haram aydan biri ve de her yapılan iyi ve kötü iş katlanıyor, akılda olsun..

Arabistan’da pek bilmiyorlar aşureyi..İlk zamanlar hayret etmiştim.

Sadece Suriyeli bir komşum yapmıştı, o da pirinçle ya da buğdayla sütü kaynatıyor, içine gül suyu, hel –kakule- üstüne de “mukesserat” dedikleri her çeşitten fındık, fıstık, badem vs. koyuyor..

Diğer Araplar ise bilmiyorlar hiç..

O zaman diyorum, bu aşure kesinlikle Osmanlı mutfağından..

E bizden başka bu mükemmel tarifi bilen olmadığına göre ;)

Ve Osmanlı yemeklerini ve o değişik damak tadlarını denedikçe hep dediğim şu sözümü söylüyorum:

“Atalarımız ağızlarının tadını biliyorlarmış” :)

Gerçekten, o binbir çeşit şerbetler, helvalar, tatlılar, pilavlar.. Meyvelerle etin o lezzetli uyuşumu..

Hele o güllaç, müthiş bir tad..

Kimin aklına gelir ya, nişastadan ince plakalar yapılıp, sütle ıslatılıp, böyle müthiş bir lezzetin ortaya çıkacağı..Hem de ne kadar kolay yapması.

Osmanlı nasıl, her çeşit milleti, kültürü, kafayı-yüreği bünyesinde topladıysa aynen sofrasında da toplamış..

Her mutfaktan esintiler görmek mümkün ama alınanlar direk değil, diğer mevcut tatlarla birleştirilip harika lezzetlere ulaşılmış..

Aşure de böyle bir tatlı..

İçinde tatlı-tuzlu her çeşit var, birleşmiş tüm tatlar..

Lezzetler elele-başbaşa, o bildiğimiz müthiş görüntü ve tad oluşmuş:

Buğday, nohut, fasulye, pirinç, kayısı, incir, ceviz, fındık, portakal, elma, ayva, tarçın, karanfil, vanilya, şeker.. Say sayabildiğince..

Biri eksik olsa tat bozulacak.
Biri eksik olsa görüntü ve lezzet değişecek.

Tuzlu da var içinde, tatlı da, ekşi de, ama birleşmişler “aşure” olmuş..Tuzu da ekşisi de tada karışmış..

Hani olur ya farzedin, bir yoklama yapılsa: “Aşure!” dense,
Kuru fasulye de nohut da şeker de “Burda!” Diyecek :)

Birini çıkarsan görüntü de lezzet de değişecek..
Bir tanesi bile lüzumsuz değil.

Ama tek başlarına da “Aşure” değiller!

Keşke, keşke diyorum biz tüm dünya müslümanları “aşure”den ibret alsak..

Aşure olsak!

Cem etsek tüm manaları “aşure” gibi..

Cem etsek aynı anda secdeye giden ve aslında kardeş olan tek tek yürekleri..

Hoş görsek, sevsek, sevilsek hep..

Yaratıcıları, Sahipleri, Taptıkları, Rızıklandıranları,
Peygamberleri, dinleri, kıbleleri,
Köyleri, şehirleri, devletleri, memleketleri ,

Bine kadar, yüze kadar, ona kadar hep “bir” “bir” “bir” olan, bu kadar ortak noktaları olan bunca insan, bunca müslüman neden ayrı-gayrı?! Neden kanlı-bıçaklı?

Ya Rab! Şu mubarek ay ve günler hürmetine topla bizi!

Sev bizi! Birbirimize sevdir bizi n’olur!

Bizim apartman Birleşmiş Milletler gibi :) Her milletten kimi ararsan var: Karşımda Filipinliler var, onlar müslüman değiller, yakındaki bir hastahanede çalışan sağlıkçılar..Onların altında Sudanlı bir aile..Daha alttakiler Yemenli.. En alt kat Suutlu. Bizim taraf da; altımda Suutlular, bir altta Eritiryalı, en alt kat da Yemenliler.

Dün alt komşumda kahvedeydik hepimiz, hatırlatıyor; “Muharrem ayı da geldi, aşure vakti” :) Her muharrem ayında kocaman bir tencere aşure yapıp dağıtıyorum onlara, alıştılar, bekliyorlar..Bakalım bu yıl daha yapamadım, ya nasib.

Bu da böyle bir aşure sohbeti oldu efendim, Rabbim hayırlara vesile kıla, dağınıklıklarımızı toplaya..Bizi seve, sevdiklerine sevdire, sevdiklerini bize sevdire amin..

Muhabbetle

Ayşe Reşad'dan alıntıdır... Çok beğendim bunu muhakka herkes okumalı... Teşk.ederim...


*“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah'ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…”

Muslim

*“Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah'tan umarım.”

Tirmizî

20 Kasım 2012 Salı

Evde Bisküvi Yapımı - Bir Demet Papatya - Un Kurabiyesi

Eve bir demet papatya ile gelen eşime bin adet papatya yaptım, 

bu minik kurabiye bisküviler çayın yanında güzel gidiyor, 

Hatta bir tepsisini iş yerime götürdüm, 1 tane bile kalmadı test edildi, onaylandı:)

ayrıntılarına gelince ...

 


Biliyorsunuz hem iş, hem okul, hem bebek durumundan artık en kolay tariflere kaçıyorum.
Bu da son zamanlardaki mutfak sırrım, tatlı arkadaşım Dr.Oetker Un Kurabiyesi
Ama tarifim ise daha doğaçlama...



* Dr.Oetker Un Kurabiyesi
* 1 Yumurta
* Yarım çay bardağı sıvı yağ
* 150 gr.tereyağ
* 1 paket Kabartma Tozu
* 1 paket Vanilya
* 1 kaşık yoğurt
* Üzerini süslemek için pudra şekeri ve tarçın

Yapılışı :
Un dışında kalan tüm malzemeleri güzelce harmanlayıp, un karışımımın içine ilave ettim...
sonra Mualla ablam sayesinde edindiğim bisküvi yapma makinemle papatyalar şekillendirdim.
180 Derecede hafif pembeleşinceye kadar pişirin, sıcacık çıkarttığınızda üzerine pudra şekeri ve tarçın ilave edin... Miiis Mis
HEPSİ BU KADAR...
AFİYE BAL ŞEKER OLSUN...







16 Kasım 2012 Cuma

Blog Tanıtım : LİZE'NİN DÜNYASI

KEKLER, BÖREKLER, PASTALAR ARTIK CANINIZ NE İSTİYORSA KOLAYCA SİPARİŞ EDEBİLİRSİNİZ...

DUYGU GÜZEL BİR BLOG'LA ARAMIZA KATILMIŞ, 

İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ONLİNE SİPARİŞLE DOĞUM GÜNÜ VE PARTİLERİNİZE ŞIK DOKUNUŞLAR KATABİLİRSİNİZ...

HATTA ŞİMDİDEN BİZE YILBAŞI MASALARI İÇİN ÖZENDİRMEYE BİLE BAŞLADI, ACABA KİMLERİ ÇAĞIRSAMDA BÖYLE BİR SOFRA HAZIRLASAM DÜŞÜNÜYORUM :)))


15 Kasım 2012 Perşembe

HAMİLELİKTE SAĞLIKLI BESLENME - HAMİLELİK DİYETİ - KİLO KONTROLÜ

HERKES HAMİLELİKTE NASIL ÇOK KİLO ALMADIĞIMI SORDU

ŞOK ŞOK ŞOK YANITLIYORUM :))))

54 kilo ile başladığım hamileliğim 66/67 ile sona ermişti, doğumdan sonra 60 kilo idim, şimdi 57,5 biraz göbek kaldı o kadar. Emziriyorum diye hiç rejim filan yapmadım, çok da seviyorum yemeyi:)) Mert'in bu hareketliliğine ne kadar dayanır bilmiyorum.
Hamilelik döneminde sizin yediğiniz bebeğinizin yediği anlamına gelir. 
Bu nedenle bir lokma dahi olsa ne yediğiniz konusunda bilinçli olmanız bebeğinizin sağlığı ve obezite açısından büyük önem taşımaktadır.

Hamilelikte 9-12 kilo alınması normaldir. Başlangıç olarak öğün sayısını 3 ana 3 ara öğün olarak düzenleyin,  Ara öğünler sayesinde kan şekeriniz dengelenir. Bir sonraki ana öğüne tok oturmuş olursunuz. Az sık yemek yenecek, sonrasında yine mideniz sizi yönlendirecektir.  

bir arkadaşımın hamilelik diyetini uyguladım, hatta doktorum ilk 3 ayda folik asit vs. ilaç bile valma gereğim olmadığını söyldi :))

 
* hergün bol su için, sabah akşam günün her saatinde 2 kilo kuralını ciddiye alın...
* 6 dilim ekmek günlük hakkınız var 3 ana öğün için 2'şer dilim yani.
* hergün 1 yumurta - (kokuyor diyen bıldırcın yumurtası kaynatsın yutsun 1 lokmalık)
* en az 1 bardak süt
* en az 1 kase yoğurt (ikindi gibi meyvalı yoğurt harika oluyordu)
* tahin, pekmez eksik etmeyin...
* ilk 3 ay maydanoz, dereotu doktorum kesmemi istemişti, ama kahvaltılarımda ben domates, salatalık, havuç rendesi, maydanoz, dereotu, tere,çörekotu, kekik zeytinyağlı olmazsa olmazımdı...
* akşamları meyve yada taze sıkılmış meyva suyu şart
ÖĞLEN SEBZE YİYORSANIZ AKŞAM ET ,  ÖĞLEN ET AKŞAM SEBZE AĞIRLIKLI MUHAKKAK BESLENECEKSİNİZ. öğünde 6 köfte gibi düşünün besini alın ama abartmayın.
* haftada 1 öğün balık şart yiyene daha fazlası süper
* ceviz, fındık, yeşil fıstık, üzüm, kuru incir ve kayısı atıştırmalıklarınız olacak.  karnınız acıktıkça bebek zihin gelişimi için çantada, dolapta, arabada hep yanınızda... Balık yemeyen 2kat fazla yesin bunları...
* hafta içinde ıspanak, karnıbahar, prasai brokoli, mutlaka en az 1 öğün tüketilecek.
* pirinç, makarna makbul olanı 1 kaşık yada az tüketilecek,
* miğde bulantılarınızı azaltmak için ÇUBUK KREKER, SODA, ARMUT, MUZ, DONDURMA yedim sürekli...


birde yasaklarımız var ....
* çikolataa :(((
* hamur işleri, kek, çörek, börek..
* asitli içecekler !!! 
* çay (demiri yok ediyor çok isterseniz demsiz 1 bardak yada yerine yeşil çay, ıhlamur için)
* katı margarin direk yasak ... artık yemeklerde bile kullanmıyorum alışkanlık oldu tereyağ ve halis zeytinyağı kullanıyorum artık, başta koktu ama alıştık...
* Gebelikte beslenmede annelerin şeker içeren hiçbir gıdaya vücudun ihtiyacı olmadığını unutulmamalıdır. Gebelik esnasında şeker tüketimi anne ve çocuk için oldukça tehlikelidir. Gebelikte şekerden uzak durulması gerekmektedir.

 


Yemeklere çorba gibi hafif yiyeceklerle başlayın, şimdi alışkanlık oldu çorbasız yapamıyorum, hem tokluk veriyor çok yameiyorsunuz.
Sebze tüketimini arttırın. Sebzeler içinde barındırdığı vitamin ve mineral deposudur, ve de kalorisi düşük olması nedeni ile rahatlıkla tüketebilirsiniz. 
Yemeklerde az yağlı tüketin, günde ortalama 150 gram et yeterlidir, tavuk, balık ve kırmızı eti dönüşümlü olarak tüketin, kırmızı et hamileler için oldukça gereklidir ve düzenli tüketilmesi gerekmektedir, hamur işlerinden uzak durun, tuz tüketimini elinizden geldiğince azaltın hamilelikte 2 gram tuz yeterlidir. Baharatlardan acı baharatlardan uzak durun. Kafeinli içecekler yerine yeşil çay ve sütü tercih edin.

- Folik asit: Hamileliğin ilk sekiz haftası boyunca bebeğin omuriliğinde gelişim bozukluğunu engellemek için günde 400 mikrogram B vitamini almalı. Folik asit ıspanaki tahıllı ekmek, ıspanak, brokoli, avokado ve portakalda bulunur.

- Magnezyum: Bebeğin beyin ve sinir sisteminin gelişimine zarar gelmemesi ve hücrelerin daha çok bölünmesi için tüketilmeli. Ispanak, mercimek, sardalya ve fındıkta bulunur.

- Çinko: Hamileliğin ilk döneminde hücrelerin çoğalmasını sağlar. İlk birkaç haftada kırmızı et, sardalya, buğday tüketmemek çocuğun beyin ve merkezi sinir sisteminin gelişimini olumsuz etkiler. 

- B1 Vitamini: Yorgunluk giderir. Bezelye, portakal haşlanmış patates ve yumurtada bulunur.

- B2 Vitamini: Enerji için önemlidir. Yoğurt, zengin tahıl, yumurta , yağsız sığır eti ve tavukta bulunur.

- D Vitamini: Kemik gelişimine çok büyük katkıda bulunur. Haftada bir porsiyon yağlı balık tüketin.

- Kalsiyum: Kemikleri güçlendirir. 

- Demir: Kırmızı et, balık, kuru kayısı, kaju fıstığı gibi besinler tüketebilir.

- Kahvaltı: Tam tahıllı mısır gevreği, muz ve meyve suyu veya iyi pişmiş iki yumurta, ızgara domates ve ekmek. Alternatifi ise meyve salatası ve yoğurt.

- Öğle yemeği: Tavuk göğüslü, salatalı dürüm ya da jambonlu, domatesli ve salatalıklı sandviç.

- Akşam yemeği: Biftek, fırında patates ve sebze ya da fırında somon ve kahverengi pilav.

- Atıştırmalık: Bir avuç badem ve muz. Ya da yağsız yoğurt.
 


 
 
 


9 Kasım 2012 Cuma

KARBONAT DEYİP GEÇMEYİN... AKLINIZDA BULUNSUN...

Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmayabaşlar.

Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki, en kötü kimyasal

deterjanla, yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyu

çıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının her

tarafına serpin ve 1-2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile

iyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.


* Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarı
çıkar, sil, süpür, kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâse
karbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın.
Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınız
meyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın.

* Halı, koltuk, elbise üzerine yağ mı damladı? Panik yapıp, deterjana
saldırmayın! Çünkü deterjan leke olan bölgenin rengini açıp renk
dokusunu bozacaktır. Bunun yerine yağ lekesinin üzerine karbonat dökün
ve üzerini hafifçe ıslayın. 1-2 saat bekledikten sonra silin. Yağ
lekesinden eser kalmayacaktır. Zira suyla birleşen karbonat yağları
söküp atan doğal bir sabun haline gelir.


* Mutfak tezgâhınızın mermerlerini ve fayanslarını limonlu karbonat
ile ovun ve durulayın. En güzel temizleyicidir. Kimyasal deterjan
kalıntısı kalmadığı için üzerine meyve- sebzelerinizi, ekmeğinizi
rahatlıkla koyabilirsiniz.

* Kirli lavabolarınız için krem deterjanlar yerine limon ve karbonat
kullanın. Lavaboya karbonat döküp limonla ovun. Hem kirlerin
kaybolduğunu hem de parladığını göreceksiniz.

* Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı
lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu
lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır.

* Dibi tutan tava ve tencerelerinize akşamdan karbonat döküp, sıcak su
ilave edin. Sabah temizlerken zorlanmayacaksınız.

* Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını
engellemiş olursunuz.

* Porselen gibi kararan eşyalarınız varsa limonlu karbonat ile ovun.
Rengi açılacaktır.

* Aynı şekilde gümüş eşyalarınızı suyla macun haline getirdiğiniz
karbonat ile ovarsanız, rengi açılıp parlayacaktır.

* Elbise dolabınızda rutubet ve küf kokusu varsa ve naftalin kokusunu
da sevmiyorsanız dolabınızı bir köşesinde ağzı açık şekilde kavanozda
karbonat bulundurun.

* Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip durulayın. Duş alırken
daha rahat nefes alacaksınız.

* Banyo terlikleriniz ister tahta ister plastik olsun üzerine karbonat
dökün ve öyle duş alın. Hem terlikleriniz hem de ayaklarınız rahat
edecek. Bu yolla tahta takunyalarınızın ömrü uzayacağı gibi kimyasal
temizleyiciler, cildinizden uzak tutmuş olacaksınız.

* Çamaşır makinesinde kullandığınız deterjan miktarını yarı yarıya
azaltıp gerisini karbonat ile tamamlayın. Çamaşırlarınız daha temiz ve
kimyasal artıklardan uzak kalmış olacaktır.

* Ağız sağlığı ve diş bakımı için de karbonat çok önemlidir. Akşamları
yatmadan önce 1'e 1 oranında tuz ile karıştıracağınız karbonat ile
dişlerinizi fırçalayın. Diş çürüklerinde yerleşip yaşayan ve vücudu
kansere hazırlayan bağışıklık yokedici virüslerin iki düşmanından
birisi karbonattır. Sabaha kadar ağzınızda ve dişlerinizdeki bakteri
ve virüsler karbonat ve tuzun etkin temizleyiciliği ile tamamen
temizlenmiş şekilde uyuyacaksınız. Ayrıca ağız ve diş kokuları da
önlenmiş olacaktır.

* Sonuç olarak; sirke, limon ve karbonat evinizde sadece mideniz için
değil her türlü temizlikte ve pratikte kullanabileceğiniz doğal
ürünlerdir. Mümkün olduğunca bu ürünleri kullanmaya özen göstermeniz;
hem çocuklarınızın ve sizin sağlığınız için hem de yaşanabilir, nefes
alan bir ev açısından önemlidir.

EK NOT: Bu arada "implant" uygulamaları zayıf bünyelerde diş köklerinde
bulunan yukarıda belirtilen virüslerin kana karışması sonucu
bağışıklık sisteminin iflası ile kişinin 6 ay - 1 yıl gibi sürelerde
kanserden hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde
ve özellikle Amerikada bu uygulamalar çok zor ve kısıtlanmış
durumdadır. Bu nedenle çene kemiği ile opersyonlardan uzak durmalıyız.

* Bunu da mümkün olduğunca duyurmak insani bir görev. Yurdumuzda harıl
harıl "implant" yapılıyor. Amaç TİCARET olsun tabi... İşte bu virüsü
öldüren adı sanı olan bir ilaç var, bir de karbonat çok etkili.!

Prof.Dr. Ayse AKIN
Başkent Üniversitesi
Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması
Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü

7 Kasım 2012 Çarşamba

Hiç MAKARON Yaptınız mı? DOĞUM GÜNÜ Sofralarına Enfess YOLCULUK


Nefis bir fransız macaronu kadar güzel bir şey yoktur Mmmm! 

Bu aralarda pastanelerde, doğum günü masalarında pek bir revaştalar.

Ağzınızda dağılan O ilk kabuk hafif crunch ve chewy bisküvi içine ısırık ve doyum noktası {sanki gizli bir cennet}

  

Yurt dışından bir bloktan aldım bu yazımı; 

Son zamanlarda bir Macaron nasıl yapılır merak eder oldum çünkü ve bu küçük serseriler harika görünüyorlar....

Bu resimlere baktıkça da Ne kadar zor olabilir ki diyorum...

3. denemesinde ancak yapabildiğinden bahsediyor yazarımız, çok araştırmış, hatta şeker termometresi ve makaron makinesi bile almış kendisine...
Sonuç karelerde bence muhteşem; fırının kapağı açıldıgında neredeyse ağlamak üzere oldugundan bahsediyor, e az uğraşmamış :))
Ama ben size en güvenilir adresten Oktay ustadan tarifi sunuyorum, test edilmiş, onaylanmış.

 
Macaron yolculuk öğrendiği Önemli ipuçları:

     *** Siz 150 derece için fırını ayarlamış olabilirsiniz ama fırın içindeki 150 derece olacağını garanti edemez. Kendinize bir fırın termometresi alın
*** şekerin tam kıvamı için şeker termometresi.
*** Araştırma yapın!Daha sen hazırmısın, Bilmiyorum :)) diyor
*** Vazgeçmeyin her seferinde daha güzel oluyor . .  


 

16 Ekim 2012 Salı

HERİSE; KEŞKEK PİŞİRELİM..... SÜNNETE VESİLE OLALIM

Sünnete vesile olalım....

    
*Resullah Efendimiz keşkek yemeğini severdi.
Herise, yani keşkek pişirmesini, Peygamber Efendimize, Cebrail aleyhisselam öğretti.
Herise, insanı çok kuvvetlendirir.
Bütün Peygamberler arpa ekmeyi yemiştir.

KeşKeK Tarifi...
Malzemeler
Yarım kilogram yarma
1 adet soğan
2 çorba kaşığı tereyağı
Yarım çorba kaşığı toz kırmızıbiber
1 tane koyun gerdanı
Tuz

Keşkek Tarifi
Buğdayları güzelce ayıklayınız, çeşme altında bolca yıkayınız. 

Çıkan su berraklaşana kadar yıkamaya devam ediniz. Genişçe bir tencereye koyunuz. Parçalanmış etleri ve de kabukları soyulan soğanı da ekleyiniz. Üzerlerini kaplayacak kadar su ekleyiniz. Etler ile buğdaylar pelte gibi yumuşayana kadar kaynatınız. Suyunu çekerse kaynar su ekleyiniz.
Et ile buğday yumuşadığında etleri kemikten ayırıp tiftiniz. Yeniden tencereye koyup kaşığınızın tersi ile ya da varsa tokmak yardımıyla vura, vura karıştırmaya devam ediniz. Malzemeler bulamaç şeklini alana kadar pişiriniz.
Pişince keşkeği servis edeceğiniz tabağa alınız. Tereyağını kızdırınız ve içerisine kırmızıbiberi ekleyiniz.
Tabaktaki keşkeğin üzerinde gezdiriniz. Sıcak olarak servis edilirse daha lezzetli olmaktadır. Afiyet olsun.


11 Ekim 2012 Perşembe

Kremalı Muzlu Milföy Sarma - Zeynep'le Pratik Tarifler :)

Kremalı Milföy Sarma - Zeynep'le Pratik Tarifler :)


Biliyorsunuz artık hem Mert, hem iş hayatı birde okul derken öyle gösterişli sofralar için pratik tariflere geçiş yapmak zorunda kalıyorum.

Ben bunu beğendim; ne dersiniz ???

malzemeler (15 adet için)
*3 yaprak milföy hamuru (çift kare)
Kreması için;
*1 yemek kaşığı un
*1 yemek kaşığı mısır nişastası
*1 su bardağı süt
*arzu edilen miktarda şeker
*1 paket vanilya
yapılışı
*krema önceden hazırlanıp soğumaya bırakılır
*milföyler ince şerit halinde kesilerek 1 cm çapında ki metal ruloya ya da benim gibi kaşık-çatal takımına sarılır
*200 c ısıtılmış fırında pişirilen ve soğuyan milföylerin içine pasta şırıngasıyla krema doldurulur
*açık kalan 2 ağız kısmına küp şeklinde kesilmiş muz yerleştirilerek antepfıstığına batırılır

Afiyet Olsun . . .

19 Eylül 2012 Çarşamba

Tazelendik . . .

''Aşk bir milad demektir.... Her Anlamda.... AŞK'A bile Aşık Olabilirsin...... 
Şayet ' aşktan önce' ve 'aşktan sonra' aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir.... 
Değişmekten korkma; Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir...'' 
Sanki Bu Aralar Dünya Gözümde daha Güzelllll ... 
Sevgilerimle ....

5 Eylül 2012 Çarşamba

SOFRALARIMIZA MUHTEŞEM LEZZET - Kaşarlı Mantar

 SOFRALARIMIZA MUHTEŞEM     LEZZET          Kaşarlı Mantar 

Hem pratik hemde lezzetli bir tarifle karşınızdayım;

En çokta çocukların bayıldığı mantarı ister et yemeklerinizin ister makarnanın yanında servis yapabilirsiniz...





Yapılışı:

• Mantarları soyduktan veya iyice temizledikten sonra saplarını çıkaralım.
• Mantarın saplarını çıkartıp boşluklara azıcık tereyağ, tuz ve toz biber ekleyip fırına sürün, suyunu bırakır gibi olunca rendelenmiş kaşar peyniri ilave edip tekrar fırınlayın... 
• Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 20-25 dk pişirelim.

İsterseniz dilimleyip güveç tabağında da aynı işlemi yemek gibi de yapabilirsiniz, ben 2sine de bayılıyorum... Kolay gelsin.

Not:
Mantarların siyahlaşmasını isemiyorsanız limonlu suda bekletin.
Kaşarın üzerine ince kesilmiş domatesde koyabilirsiniz.





17 Ağustos 2012 Cuma

BAYRAM İÇİN HAZIR YUFKADAN CEVİZLİ - FISTIKLI BAKLAVA

BAYRAM İÇİN 

HAZIR YUFKADAN CEVİZLİ - FISTIKLI BAKLAVA

Hımmm Enfess :))

Yapımı zahmetli olan her lezzet güzel oluyor baklavada bu zahmetle hazırlanan ama çok sevilerek yenilen lezzetlerden birisi.

Baklavanın hamurunu iyi hazırlamak yufkaları olabildiğince ince ve düzgün açmak,şerbetinin kıvamını ayarlayabilmek bunların hepsi çok önemli.

Ama artık hayatımızda birçok şey kolaylaştı hazır baklavalık..

Yufkalarda bunlardan birisi uzun zamandır denemek istiyordum geçen gün markette görünce bir cesaretle aldım ve denedim. Çok memnun kaldığımı söylemeliyim görüntüsüyle tadıyla nefisti. 

Artık bayramları beklememize gerek kalmadı istediğimiz zaman rahatça fazla zaman harcamadan evde baklavamızı yapabiliriz.

Denemediyseniz denemiş birisi olarak tavsiye ediyorum şimdiden afiyet bal şeker olsun…

HAZIR YUFKADAN CEVİZLİ BAKLAVA;
Malzemeler;
800 gramlık hazır baklava yufkası,
400 gram tereyağ,
250 gram çekilmiş ceviz,
Şerbet için;5 su bardağı toz şeker,
4 su bardağı su,
3-4 damla limon.
Yapılışı;
Önce şerbeti hazırlayın, şerbet malzemelerini kaynatın.
Ocağı kapatmadan önce 3-4 damla limon sıkın.
Şerbeti soğumaya bırakın.
Tepsiye yağ sürüp, üzerine teker teker 3 yaprak yufka dizin.
Her 3 yaprakta bir erimiş tereyağ sürün.
Her 15 yufkada bir ceviz içi serpin.
Ceviz içi iki kere serpilmiş oluyor.
Bütün yufkaları bitirdikten sonra istediğiniz şekilde yufkaları kesin.

14 Ağustos 2012 Salı

2012 Ramazan İftar Soframıza Buyrun - Birlikte Oruç Açalım

2012 Ramazan İftar Soframıza Buyrun - Birlikte Oruç Açalım

Tüm evlerde bir telaş bir hazırlık acaba bu akşam ne yesek, neler hazırlasak... İş çıkışı, cuma trafiği olsada yetiştirdim....

Bu seferlik Fransız Dantel Takımlarımı seremedim ama yinede elimden geldiğince özendim,

Aç kalkılan sofralardan, doymayan miğdelerden sana sığınırım Allah'ım . . . 

Hadi buyrun bu akşamı birlikte açalım oruçlarımızı.

Menü :
İftariyelikler Eşliğinde Yumurtalı Pastane Pidesi ( Ben bayılırım)
Kremalı Sebze Çorbası
Amerikan Salata ve Domates Dilim-Biber Söğüş
Kıymalı Börek
Mevsim Türlüsü
Zeytinyağlı Biber Dolma
Çatal Tatlısı
Meyve

İftara misafir alacak arkadaşlarıma öyle abartılı menüler veremiyorum
hem bebek hem de çalıştığım için artık yapamıyorum yoksa bilmediğimden değil :P 
ama mütevazi sofralar için pratik bir kaç öneride bulunabilirim:








Afiyet Olsun
Bal Şeker Kaymak olsun
Sevgilerimle . . .



Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)