Rengarenk Burası... Biraz MODA; biraz DEKORASYON, biraz BEBEK, biraz TATLI, biraz da ACI ve hatta belki KIZIL belki biraz da MAVİ; BİRAZ ONDAN BİRAZ BUNDAN ... Azıcık pembe tadında çilekli ... Hayattan güne dair ne varsa ortaya karışık:)
Bu Blogda Ara
17 Haziran 2020 Çarşamba
7. Koğuştaki Mucize
6 Şubat 2020 Perşembe
Büyük İstanbul Depremi ZELZELE-İ AZİME - Sözcü Gazetesi
"İşte bugün,üzerinden tam 125 yıl geçen son büyük İstanbul depremini;
tarihimizde “Hareket-i Arz”, “Zelzele-i Azime” ve “Zelzele-i Müthişe” diye anılan 1894 depremini anlatacağım"
İstanbul’da 10 Temmuz 1894 Salı günü saat 12.24’te 17-18 saniyelik çok şiddetli bir deprem oldu.
1894 DEPREMİ
Tarih: 10 Temmuz 1894, Salı.
Saat: 12.24.
İstanbul, çok şiddetli bir depremle sarsıldı.
Ertesi gün Moniteur Oriental Gazetesi depremi okurlarına şöyle aktardı: “Saat 12.24'te yaklaşık yarım dakika süren şiddetli yer sarsıntısı bütün kentte tarif edilemez bir paniğe yol açtı. Maalesef çok sayıda ölü ve yaralı bulunmaktadır. Her yerde çığlıklar, gözyaşları ağlamalar, sinir krizleri, bayılmalar, Tanrı'ya, Meryem'e yakarmalar duyuluyordu. Çok insan geceyi yıldızlar altında geçirdi. Bütün kentte bir dükkan bile açık kalmadı. İstanbul ve bazı vilayetlerde başlayan kolera vakası sebebi ile bitkin düşen halk, ardından meydana gelen deprem faciası ile iyice perişan olmuştur.”
Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'in deprem raporuna göre 1894 depremi şöyle gerçekleşti: İlk olarak yeraltından gelen şiddetli bir gürültü duyuldu. Bu sırada başlayan hafif sarsıntı giderek şiddetlendi. Bu ilk sarsıntı 4-5 saniye sürdü. Sonra çok daha şiddetli ikinci bir sarsıntı gerçekleşti. 8-9 saniye süren bu sarsıntı çok büyük hasara neden oldu. İkinci sarsıntısının hemen ardından 5 saniye süren nispeten daha hafif üçüncü bir sarsıntı meydana geldi. Her üç sarsıntı toplam 17-18 saniye sürdü.
Depremin merkezi, Yeşilköy'ün 8 kilometre açıklarında güneydoğu Marmara Denizi'ydi.
Deprem sırasında çıkan gazlar, depremden sonraki üç gün içerisinde Büyükada'da denizin üzerinde 3 kilometre boyunca uzayan bulut şeklinde bir dumana neden oldu.
D. Eginitis, bu rapor dışında bir de deprem haritası hazırladı. Deprem bölgelerini, H. Kiepert haritasının üzerinde tespit etti. Buna göre Çatalca'dan Adapazarı'na, İzmit Körfezi boyunca uzanan tam 175 kilometrelik bir alan depremin merkez bölgesiydi. Depremin en çok etkilediği birinci bölgedeki yerleşim yerleri şuralardı: Adapazarı, İzmit, Gebze, Kartal, Adalar, Üsküdar, İstanbul, Büyük ve Küçükçekmece, Çatalca, Marmara Denizi'nin bir kısmı, Bozburun, Yalova, Karamürsel ve Sapanca…
Deprem sırasında deniz önce 200 metre kadar geriye çekildi, sonra büyük bir şiddetle karaya vurarak kıyıdaki tüm tekneleri, sandalları, kayıkları karaya sürükledi.
Deprem sırasında İstanbul'un değişik yerlerinde büyük yarıklar, çatlaklar, çökmeler meydana geldi. Ambarlı'da -biri 3 kilometre uzunluğunda- iki büyük yarık oluştu. Heybeliada'da Ruhban Okulu ile Ticaret Okulu arasında küçük bir yarık oluştu. Sirkeci iskelesi önünde yer uzunlamasına 42 metre yarıldı. Kınalıada'da, Burgazada'da, Ortaköy'de de yarıklar ve çatlaklar oluştu.
İstanbul ve civarındaki artçı sarsıntılar 8 Ağustos 1894'e kadar devam etti.
Depremde birçok bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. Kapalı Çarşı, Bitpazarı, Mercan Çarşı tamamen yıkıldı. Camiler, minareler, medreseler, okullar, rıhtımlar, hanlar, dükkanlar, karakollar, evler yerle bir oldu. Binalardan çıkamayan yüzlerce kişi enkaz altında kaldı. Fatih, Beşiktaş, Ortaköy, Sultanahmet, Aksaray, Edirnekapı, Topkapı, Balat, Bakırköy, Silivrikapı'da hasar çok büyüktü. Resmi rakamlara göre İstanbul il sınırları içinde 474 kişi öldü, 482 kişi yaralandı. Toplam 387 dayanıklı yapı, 1087 ev ile 299 dükkân hasar gördü.
1894 İstanbul depremi su kuyularına, su bentlerine ve su kemerlerine de zarar verdi. İstanbul'da temiz su sıkıntısı baş gösterdi.
Deprem sırasında telgraf hatları koptu. Telgraf ve Posta Nezareti'nin sevk ve haberleşme merkez odaları harap oldu. Bu nedenle İstanbul'un çevresindeki kazalarda ve köylerde neler olup bittiği bir süre öğrenilemedi. Deprem sırasında Çanakkale, Bozcaada ve Sakız arasındaki telgraf haberleşmesi kesildi. Denizaltı telgraf kablosunun Kartal'dan 3 mil açıkta koptuğu belirlendi. İzmir ve Selanik ile yalnız Odesa hattı ile haberleşilebildi.
125 yıl sonra değişen hiçbir şey yok! 2019'da, geçtiğimiz hafta, yıkıcı olmayan bir İstanbul depreminde GSM operatörleri sus pus oldu.
125 yıldır değişmeyen şeylerden biri de komplo teorileri. Malum! Bugün “depremleri Amerika'nın yaptığını” iddia edenler var. O gün de 1894 depremini, daha önce Marmara Denizi'nde sondaj çalışmaları yapan Rus ve Amerikalı mühendislerin yaptığını iddia edenler olmuştu.
1894 depremi sonrasında Amerika'dan Fransa'ya, Almanya'dan Belçika'ya kadar birçok yabancı ülke İstanbul depremzedelerine yardım gönderdi.
II. Abdülhamit'in depremle imtihanı: Tüm Müslümanlar abdestli gezecek!
1894 depremi sırasında Yıldız Sarayı'nın zemin katındaki çalışma odasında Derviş Paşa ile görüşen II. Abdülhamit, odadan bahçeye çıktı.
O akşam saraylıların ve saray çalışanlarının konaklaması için bahçeye çadırlar kuruldu. Fakat padişah, geceyi odasında geçirdi.
II. Abdülhamit, depremden sonra Yıldız Sarayı'nda ezan ve Zilzal Suresi'ni okuttu. Bütün Müslümanların daima abdestli gezmelerini, dini vecibelerini yerine getirmelerini, tövbe etmelerini ve yeni depremler olmaması için dua etmelerini istedi. Padişahın emriyle bir aydan fazla bir süre Kur'an-ı Kerim okutuldu ve Allah'tan af dilenildi.
II. Abdülhamit, Hicaz valisinden de Haremeyn-i Şerifeyn'de, İstanbul'da deprem ve koleranın son bulması için dualar okutmasını istedi. Bunun üzerine Medine-i Münevvere'de din adamları, seyit ve eşraftan bazı kimseler İstanbul'un kolera ve depremden kurtulması için dua ettiler. İstanbul'daki bazı tekke ve dergahlarda ve taşradaki cami ve mescitlerde de felaketin son bulması için dua ve niyazda bulunuldu. Kiliselerde de dualar edildi.
Depremden hemen sonra II. Abdülhamit;
“Şehremaneti”, “Sıhhiye” ve “Zaptiye Nezareti”ni harekete geçirerek yaralıların hemen tedavi edilmesini, arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına başlanmasını, sokakta kalanlar için çadırlar kurulmasını, fırınlardan bol miktarda ekmek dağıtılmasını, ihtiyacı olanlara yardım edilmesini emretti. Bir yardım komisyonu oluşturdu. Yardım edenlere madalya verdi.
Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'i davet edip bir deprem raporu hazırlattı. Deprem sonrasında İstanbul Rasathanesi'ne Avrupa'dan bazı aletler satın aldırdı.
Bugünkü depremleri, yöneticilerin “dinsizliğine”, “imansızlığına” bağlayanlar, II. Abdülhamit dönemindeki büyük İstanbul depremini ve o depremde onca caminin yıkılmasını neye bağlayacaklar acaba?
D. Eginitis'in deprem raporu: Kötü zemindeki kötü ve eski binalar yıkıldı
1894 İstanbul depreminden sonra Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis ile İstanbul Rasathanesi Müdürü Coumbary ve yardımcısı Emile Lacoine bir deprem raporu hazırladılar.
15 Ağustos 1894'te II. Abdülhamit'e sunulan raporun bazı bölümleri şöyle:
“İstanbul'daki bu deprem çok büyük hasar yapmış, zarar görmeyen bina kalmamıştır. Depremin şiddeti Heybeliada ve Kınalıada'da daha fazladır. Burada Ruhban Mektebi yıkılmıştır. İnsanlar günlerce baraka ve çadırlarda yaşamışlardır. Arazinin durumu hasarın büyüklüğünde etkili olmuştur. Örneğin Katırlı Köyü'nün yarısı çamurdan oluşan arazi üzerinde kurulduğundan büyük hasar olmuş, diğer yarısı ise dayanıklı arazide olduğundan hasar olmamıştır. Yine Yalova'da kurulan bir çiftliğin binaları kumlu arazide olduğundan yıkılmış, diğer taraflar sağlam kalmıştır. Binalarda kullanılan malzemenin iyi olmaması, binaların eskiliği ve hepsinin merkezde olması İstanbul'da ve köylerde zararın artmasına nedendir. Yapılan incelemeler sonucu ahşap binaların ve iyi yapılan tuğladan ve demir ile bağlanan binaların depreme dayandıkları saptanmıştır.”
Görüldüğü gibi 1894 İstanbul depreminde bozuk zemindeki, kötü ve eski binalar yıkılırken sağlam zemindeki, iyi yapılmış binalar ayakta kalmıştı. Aradan 105 yıl geçti. İstanbul'u da etkileyen 17 Ağustos 1999 depreminde yine bozuk zemindeki, kötü ve eski binalar yıkıldı, sağlam zemindeki iyi binalar ayakta kaldı.
Osmanlı döneminde İstanbul'u etkileyen son büyük deprem 9 Ağustos 1912'de Şarköy Mürefte'de meydana geldi. 7.3 şiddetindeki bu deprem ağır hasara yol açtı. İstanbul, Cumhuriyet döneminde de 4 Ocak 1935'te ve 18 Eylül 1964'te 6.4 şiddetinde iki büyük depremle sarsıldı.
Demem o ki,
1894'teki son büyük İstanbul depreminin üstünden tam 125 yıl geçti. Ve biz neredeyse hiç ders almadan yeni bir büyük İstanbul depremi bekliyoruz.
———————————————–
Kaynaklar:
1- Sema Küçükalioğlu Özkılıç, 1894 Depremi ve İstanbul, İstanbul, 2015.
2- Hamiyet Sezer, “1894 İstanbul Depremi Hakkında Bir Rapor Üzerine İnceleme”, Tarih Araştırmaları Dergisi, S.18, C.29, Ankara, 1997, s. 169-198.
3- Fatma Ürekli, İstanbul'da 1894 Depremi, İstanbul, 1999.
4- Mesude Çorbacıoğlu, “1894 Zelzelesi Hakkında Rapor”, Hayat Tarih, S.9, İstanbul, 1976, s.58-62.
3 Ocak 2020 Cuma
GÜLÜMSE :) Sana Çok Yakışıyor ...
Sebepsiz yere gün içinde gülmenizin
veya mutlu insanlarla birlikte olmanızın
beyniniz üzerindeki pozitif kimyasal etkilerini biliyor musunuz? .
🌸Henüz tam olarak bilmiyorsanız
.
. . “Düşünceler beyinde nöropeptit üretimini tetikler.
İyi şeyler düşünürsen iyi nöropeptitler üretirsin..
.
. 🌸Bunlar kan yoluyla tüm vücuda yayılıp bağışıklık hücrelerini çalıştırır..
. 🌸Hastalarıma neşeli insanlarla buluşmalarını, neşeli kitaplar okuyup komedi filmleri izlemelerini öneriyorum. .
. 🌸Norman Kazan’ın bir kitabı vardır; orada ‘kanseri hergün dört kere
.
. 🌸Durduk yere kahkaha atarak da bilinçaltı kandırılabilir..
.
🌸Ama bunu şimdi kime anlatacaksın, bizim millet inanmaz böyle şeylere, şüphecidir. .
.
.
🌸Halbuki beyin onu gerçek sanıyor. Şuur altı kanar. Ne dersen ona inanır..
.
. 🌸Kahkaha atıp iyiyim de; iyiymişiz der.. Kötüyüm de; kötüymüşüz der.. .
.
🌸İnsan vücudu bir gemi gibidir. .
.
Emirleri kaptan verir, makine dairesi emirleri yerine getirir.
.
🌸Telkin çok önemli.
.
#bülentberkarda #prof #nöropeptid #iyidüşüniyiol #bilinçaltınıngücü #ebruzülfikaroğlu
16 Aralık 2019 Pazartesi
Yalova Termal Şifalı Kaplıcaları - Sultan Banyo
Dünyada sağlık turizmi giderek önem kazanıyor ...
İstanbul'a Yenikapı'dan Feribotla 1saat 15 dk. uzaklıkta
araçla köprüden 1 buçuk saatte gidebileceğiniz şifa kaynağı sıcacık bir ortamdan bahsedelim ...
Yalova merkeze 12 km. mesafede ve minibüs kalkmaktadır...
Biz bu hafta ufacık bir kaçamak yaptık :)
özellikle sonbahar kış aylarında tavsiye ediyorum ....
Yalova Termal Kaplıcalarının Hikayesi Nedir ?
Yalova Termal Suyunun Termal Havuz ve Kurşunlu Hamamı, Banyo Kürleri,
Özellikle Romatizmal Hastalıklarda Etkilidir.
Girişten sonra biraz ilerledikçe tarihi Termal Kaplıcaları ve Bembeyaz Çınar otel sizi karşılıyor,
Sağlık Bakanlığı Çalışanları İçin %50 İndirim Uygulanmaktadır.
Tesisin Şifalı Suları Hatta bu kış çekilen fotoğrafı Dünyaca Ünlüdür.
Yalova Atatürk’ün benim kentimdir dediği;
Termal'de pek çok defa gelerek
yazlık başkent olarak kullandığı
1929’da 35 günde tamamlanan Atatürk
Köşkü’nü gezebilirsiniz (ücretli)
Tam meydanında kurulan ve muhteşem sultan kostümleri
hatta rengarenk papağanlarla fotoğraf çektirebilirsiniz.
İlk misafiri Mustafa Kemal Atatürk olan
tarihi Limak otel muhteşeme ama söylemeden geçemicem .
11 Aralık 2019 Çarşamba
Pantone Renk Enstitüsü 2020 Yılının Rengi olarak Klasik Mavi'yi Seçti
Pantone En büyük Renk enstitüsü diyebilirim,
19-4052 klasik maviyi;
tarz bir süreklilik ve güven; her zaman itimat edebileceğimiz, elle tutulur ve güven telkin eden bir ton” sözleriyle değerlendirdi.
Hakikaten böyle güzel bir koltuğa dokunasım geldi, hissetmeliyim de !
29 Kasım 2019 Cuma
MUTFAK DOLABI YENİLEME BOYAMA PROJESİ - DIY : Cadence Hybrit Multisurfaces
Felsefem ! Atmıyoruz, Yeniliyoruz ...
Her geçen gün daha fazla tüketiyoruz herşeyi, En çok da Sevgiyi, Saygıyı, Emeği, Zamanı...
Gerekli malzemeleri size tek kolajda hazırladım :
Uygulama sırası açısından videoyu da ekliyorum.
👆 Bunlar da Cadence en atlı beyaz tonları...
12 Kasım 2019 Salı
KADIN : Vahit TUNA / İSİMSİZ
Bunlar ne diyeceksiniz ??
Neden o kadar ayakkabıyı asmışlar duvara ?
Tam 440 çift !
"Ölen kişilerin ayakkabılarının evlerinin kapısının önüne bırakılması
geleneğine de işaret eden bu çalışma, kadına yönelik şiddetin hafızasını tutarak sokağa taşıyor;
kamusal bir tartışma ve bilinçlenme için bir aracı olma görevi üstleniyor."
6 Kasım 2019 Çarşamba
İBB. Sosyal Tesis Şefinden ENFES BALIK ÇORBASI Tarifi
Kremalı Mantarlı Balık çorbasını çok severim ...
Mevsiminde 19 çeşit balığı
İstanbul Halkının sofralarına sunan tesislerimizide sık sık giderim
Yakınlık açısından Kasımpaşa ve Haliç Tesislerinin yeri bir başka.
1 adet fileto levrek balığı
1 adet havuç
1 adet orta boy patates
1 adet yeşil soğan
Yeterli miktarda dereotu
Yeterli miktarda maydanoz
50 gram mantar
1 tutam tuz
Yeterli miktarda limon suyu
100 gram margarin
Önce margarini eritin, küp küp doğranmış havuçları ekleyelim,
kavurmya soğan ve mantarla devam edelim.
Sonra kavrulan sebzelere patates ve su boşaltın.
Minik doğranmış balıklar ile çorbayı pişmeye bırakın.
Terbiye Sosunu un, yumurta sarısı ve sütle yapıp üzerine ilave ediyorum ben,
çorbaya son olarak, tuz, maydanoz ve dereotunu koyalımunutmayın,
afiyet şifa olsun
5 Kasım 2019 Salı
TARİHİ EMİNÖNÜ BALIKÇILARI - TURŞUCU - OSMANLI LOKMA TATLI Hakkında Ne Düşünüyorsunuz ???
Yolumuzu İstanbulu'un Fatih'in merkezine çeviriyorum bugün....
"Evet zaman zaman bazı tatsız olaylar da oldu"
Ama Çok sevdiğim bir noktadan bahsetmek istiyorum size !
“Balık-ekmek" bu bölgedeki kültürün bir parçası…
Her gidişimde de yemeden dönmem :)
“Tarihi yarımada ile ilgili
İBB'nin bir düzenleme projesi kapsamında kaldırılmasından bahsediliyor,
kabul de ediyorum hoş olmayan görüntülere de sahipler,
ama kaldırılmalarını da istemiyorum :(
Eminönü Meydanı ve balık ekmek tekneleri eski sinema filmlerinden tutun,
turistlerin bile ziyaretlerinden fotoğraf karelerine kadar olmazsa olmazlarından.
Yolu Eminönü'ne düşen herkesin miğdesine hayır diyemeyip, uğradığı,
sallanan teknelerde verilen ızgara balık, turşu eşliğinde, salaş taburelerde oturan onca çeşit insanın ortak noktası.
Neşeli Günler filminde Adile Naşit ve Münir Özkul'u anmak misali sirkeli mi limonlu mu turşu olsun artık bilemem :P
Boğaza Bosfor bosfor diye bağıran çığırtkanlarda orada,
5 dk. bir masanıza gelip mendil satmak isteyen çocuklarda :)
Otobüslerine koşanlarda,
Martılar da ...
Yine de;
bu güzel mekanın havasını seviyorum,
buradan denizi izlemeyi seviyorum,
oğlumla Galata Köprüsünde balık tutanları ziyareti seviyorum,
Ağzımızın tadı kaçmasın istiyorum,
güzel yönde onlarla değişimi ve yenilenmeyi istiyorum.
Sıcacık Lokma tadında,
Şehr-i İstanbul'um dan Sevgilerimle...
30 Ekim 2019 Çarşamba
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımiz kutlu olsun :::::
1 Ekim 2019 Salı
GEZİLESİ YERLER : Salda - Pamukkale - Çeşme - Alaçatı - Ilıca
Beyaz Bir Tura Katıldık YİNE :)
Türkiye'nin Maldivleri Salda’ya, oradan Pamukkale’nin güzelliklerine ...
ve oradan da Çeşme, Alaçatı, Ilıca'ya yolculuk zamanı !
Türkiye'nin 3. En derin gölü Salda.
SALDA; Turkuazmavi bir göl, bembeyaz kil yapısı kumlarıyla harika bir yer,
Çok detaya girmek yerine, öz bilgiler verip bol resime yer vermek istiyorum,
gözünüz görünce canınız şöyle rahatlamak istesin...
Tarihi Hierapolis Antik Kentini ziyaret ettik sonrasında...
Akşam konaklama için tercih edilen yer Vista Wellness Spa Hotel Pamukkale
Rotamız Çeşme, Alaçatı, Ilıca Plajı ...
oğluşum bile yanımızdaydı:)
Aaa önemli not:
Aklıma gelenler şimdilik bu kadar,
siz daha güzel anılar bırakın kendinize,
Bu hayat hepimize sunulmuş en güzel Hediye,
Sevgilerimle
TAHİNLİ CEVİZLİ KURABİYE - Ağızda dağılan hep çok sevilen o lezzet
Merhaba dostlar. Çok sık yaptığım gösterişli bir kurabiye tarifim ile yeniden geldim. Yoğun tadıyla ağızda dağılan, tam 5 çayı misafir s...