Translate

1 Ekim 2019 Salı

GEZİLESİ YERLER : Salda - Pamukkale - Çeşme - Alaçatı - Ilıca

Beyaz Bir Tura Katıldık YİNE :)

 

Türkiye'nin Maldivleri Salda’ya, oradan Pamukkale’nin güzelliklerine ...

ve oradan da Çeşme, Alaçatı, Ilıca'ya yolculuk zamanı !

 

Türkiye'nin 3. En derin gölü Salda.


SALDA; Turkuazmavi bir göl, bembeyaz kil yapısı kumlarıyla harika bir yer,

 

gece yolculuğuyla çıktık İSTANBUL'dan sabahın çok erken saatlerinde vardık, hava çok rüzgarlıydı şansımıza :(
Ama muhteşem bir deneyim çok güzeldi, 
Rehberimizin anlattığına göre  185 metreye varan derinliğe sahipmiş, kenarında yürüyüş yapmak bile çok farklıydı, 
balçık bir yapı olsada bu kilde yürümek bana öyle iyi geldi ki. 
Hatta cilt hastlaıklarına iyi geldiği için kum banyosu yapanlar çok oluyormuş.
Dünyada Mars özelliği gösteren yapısıylada dikkat çeken bir turizm noktası olmuş iki yerden biri, Yanlış bilmiyorsam magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars’ta da vardır demişti.



Çok detaya girmek yerine, öz bilgiler verip bol resime yer vermek istiyorum,

gözünüz görünce canınız şöyle rahatlamak istesin...

 

Tarihi Hierapolis Antik Kentini ziyaret ettik sonrasında...

 

 (Nekropol, Antik çağda Cehennemin giriş kapısı olarak bilinen Plutonium yani Cin Aralığı’nı,
 Domitian Kapısı, Sütunlu Caddesi, Tiyatro, Karbondioksit Antik Havuz, Son çıkarılan kalıntılara ait Müze)
Biraz yürüyorsunuz ama o kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz ki her adımınızda bir pencereye bakmak bambaşka ! 
Bu alanda Hristiyanların helenistik dönemde hac merkezlerinden biri olarak görülüyor. 
Artı antik havuza girmek isterseniz yanınıza mayo almayı not alın :)
 Ama
bana sorarsanız o pamukkale travertenleri gerçekten Rabbimin bizlere mucizesi ... 
2300 yıllık şifahane boşuna denmemiş hatta UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor,
35 le 100 derece arasında çıkan kaynak termal sular zamanla çıktığı noktayı karsiyum karbonatla bembeyaza çevirmiş...
Gerçi bir dönem Kenan EVREN burada bir kaç alana asfalt döktürüp, kararttığı noktaları görünce kendileri için özel konaklama yapılmasını talep etmesine inanamadım,
90lı yılların sonunda yönetimin çabalarıyla buraya yapılan tesisler sökülmüş, ağaçlar dikilmiş, 
bence çok da iyi olmuş,
turizm açısından bu güzelliği kaybetmemize sebep olucaklarmış, hala bazı bölgelerde kararmalar görünüyor.
Unutmadan;
Antik Kent ve Pamukkale Travertenlere Giriş Ücreti 60 tl, 
Müze Kart 70 Tl. (Üstelik 1 sene boyunca tüm Türkiye'deki girişlerde kullanabiliyorsunuz)

 


Akşam konaklama için tercih edilen yer Vista Wellness Spa Hotel Pamukkale

nostalji bir otel, odaları temiz, özellikle havuz başında açık büfe yemekleri lezzetliydi, 
hatta çin, kore turistleri o kadar yoğun bir oteldi ki ben memnun kaldım.
tek sorun sinekler itiraf etmeliyim :( 
onlarla yemeğimi paylaşmak istemediğimi söylesem de onlarca belki yüzlerceydiler... 
Denizli aslında tekstili ve susmak bilmeyen hatta en sonunda bayılmasıyla ünlü HOROZ'uyla anılıyor ..


2 gün ne olur ki demeyin kendinize vakit ayırmak isteyin yeter ki, 
SALDA, PAMUKKALE TRAVERTENLERİ ve OTELDEKİ KAPLICA BANYOSUNDAN sonra 
bol sulardan sonra vücudunuz öyle dinlenmiş uyanıyorsunuz ki.

Programımızın 2. Gününde Kore'li dostlarla kahvaltının ardında 

Rotamız Çeşme, Alaçatı, Ilıca Plajı ...

 

Hazır Müzekartınız varken, Çeşme Kalesi’ni panoramik görüntüsünü görmeden dönmeyin, 
Çeşme Limanı ve arnavut kaldırımlı nostaljik taş rum evleriyle sokakları da oldukça ünlüdür, 
Yazın son demlerinde Bol bol fotoğraf çekebileceğimiz bir geziydi bizim için.
Hadi bir Türk Kahvesi içelim denize doğru.


 




Otobüslede olsa biz sıkıntı çekmedik,
oğluşum bile yanımızdaydı:)
Zeytin bahçeleriyle dolu yollardan, tabi zeytinyağlı yemeklerinden, ılıca daki içi görünen o misgibi plajından, 
begonvilleriyle süslü sokaklarından, çeşitli kafeleriyle, rengarenk tatlı butik otelleriyle Alaçatı vs. bize iyi geldi,
Eylül sonu olsa bile hala oralar sıcak gidin derim :)

Aaa önemli not:
Sakız ağaçları bölgede çok fazla, e doğal olarak sakızlı dondurması çok meşhur...

 

Aklıma gelenler şimdilik bu kadar,

siz daha güzel anılar bırakın kendinize,

Bu hayat hepimize sunulmuş en güzel Hediye,

Sevgilerimle


 

4 Eylül 2019 Çarşamba

TEREYAĞI Mı? MARGARİN Mİ?

Yüzyıllardır insanlar tarafından doğal olarak üretilen
ve dedelerimizin vazgeçilmez besinlerinden olan tereyağının kullanımı
son 50 yılda önemli derecede azaldı:
 
Margarin aslında Amerika 'da Türkiye'nin iyiliği için oluşturuldu !.
Türkiye'nin bunu kullanmasını sağlamak için yoksulluğun fazla olduğu yıllarda yatırımla destek verdiler.
 Margarin o zamanlar beyaz şekilde, en azından yemek gibi değildi,
zamanla farklı türevlerini sundular, bu yüzden ona sarı renk ilave edip,
hatta tereyağı yerine insanları satmaya çalıştılar.
Sadece YAĞ diyebilirsin?
 AMA
En önemli nedeni margarinin yaygınlaşmasını sağlamak 
ve tereyağından daha ucuz bir şekilde tüketiciye sunularak alışkanlık haline getirmek.
Oysa tereyağı ile margarinin arasında fiyat farkı ile ölçülemeyecek farklar var:

MARGARİNİN ZARARLARI

Her ikisi de hemen hemen ayni kaloriye sahiptir.

Margarinde yağ asitleri çok yüksektir.

Margarin Koroner kalp hastalığı riskini üçe katlar.

Toplam kolesterolü ve LDL yi yükseltir (kötü kolesterol)

HDL yi düşürür (iyi kolesterol)

Kanser riskini beş katına çıkarır.

Anne sütünün kalitesini düşürür.

Bağışıklık sistemini zayıflatır.

İnsülin tepkisini düşürür.

Tereyağı ile karşılaştırılınca margarin yemek kadınlarda kalp hastalığına yakalanma olasılığını %53 artırıyor.
 
Margarin plastik olmasına sadece bir malzeme uzaklıkta... ve renklerin yanı sıra 27 malzeme de vardır!


TEREYAĞININ YARARLARI
Tereyağı yemek, yiyeceklerdeki diğer besin öğelerinin emilimini artırıyor.

En iyi A vitamini kaynağıdır.

Lesitinden zengindir.

Yüksek oranda antioksidan (kolesterol, A vit, E vit, selenyum) içerir.

İyi bir iyot kaynağıdır.

Konjuge linolenik asitten (CLA)zengin olduğu için, antienflamatuvar, antiallerjik ve antikansorejenik etkileri vardır.

Diş çürükleri ve osteoporoz riskini azaltır.

Maküler dejenerasyonu azaltır (lutein)

Yüksek kolesterolü azaltır (kolin)

Bellek ve öğrenme kapasitesini artırır (kolin)

Asetilkolini artırır

Çinko içeriği yüksektir

Magnezyum içeriği yüksektir

Omega-3’ten zengindir.

A, D, K vitaminleri, demir, selenyum, riboflavin, ve niasinden zengindir.   
 

DOĞAL ÜRÜN KARINCA TESTİ ile kendi gözlerinizle görün :P 

 
 

Bir deneme de haydi sen yap :P

 Bir kutu margarin al ve garajda ya da bazı yerlerde açık bırak.
Birkaç gün sonra, birkaç detayı fark edersiniz:

- bir sinek bile yok, o sıkıcı küçük meyve sinekler bile, yanına bile gelmez
(bu durum sana bir şey söylemek zorunda...)

- margarin kokusu bozulmaz veya değişmez, çünkü hiçbir değeri yoktur.
Ve üzerinde hiçbir bakteri oluşmaz: Ne mantar, ne de küf, ne de çürüme...
O küçük mikroorganizmalar bile ??? Neden?
Çünkü margarin neredeyse plastik.

 Çin işi şöyle diyor:
Seninle değerli bir şey paylaşan var mı durup dururken ...
Amerika neden böyle büyük bir yatırımı yapsın ??
 

3 Eylül 2019 Salı

GıdaDedektifi.com #Neyediginizibilin

 

Reklam için değil sağlığınız için ÖNERİYORUM!!!

uzun zamandır takip ediyorum

ALGİDA - BEE'O - COCA COLA - ÜLKER - DANONE - DARDANEL - LİPTON

 MAGNUM  - GOLF - HAYAT - MİLUPA - SÜTAŞ - TADIM - TORKU - PINAR - 

ZÜBER - NESCAFE ...

aslında tükettiğimiz bir çok ürünün içinde neler neler olduğunu görüyorum :(((

 

 https://gidadedektifi.com/  

https://www.facebook.com/gidadedektifi

 

Belki birçoğunuz eve dönüyor, belki hala çalışıyorsunuz. 
Eve gelmiş olanlar da vardır veya tüm gün evde geçirmiş de olabilirsiniz. 
Belki yorgun, uykusuzsunuz… 
Veya dinginsiniz. Peki Vücudunuz Ne Alemde biliyor musunuz? Hep birlikte anlamaya çalışalım

Saat 18:00 #VücudumuzNeAlemde
  • Mide asidi yüksek seviyededir.
  • Pankreasın en aktif olduğu saatlerdir. Sindirim enzimlerini ve kan şekerini düzenleyen İnsülin hormonunu en yüksek seviyede salgılamaktadır.
  • Akşam yemeği için en iyi saat dilimidir.Yarım saat içinde yani saat 18:30’da kan basıncı günün en yüksek seviyesine çıkacaktır.
  • Bu saat dilimi idrar oluşum hızının en yüksek olduğu saat dilimidir.
  • Bu da demektir ki; hızlıca yemekleri hazırlayalım, mümkünse saati geçirmeden yiyelim. 
  • Farklı bir saatte görüşmek üzere diyelim
  • Biyolojik saatin çocuklarımız için de geçerli olduğunu unutmayalım

2 Eylül 2019 Pazartesi

BU HAYAT 2 KİŞİLİK


NOT DÜŞÜYORUM !

 

UNUTMAYIN; 

BU HAYAT 2 KİŞİLİK 💕

BİZ ÇOK KAVGA ETTİK

BİRBİRİNİZİ BULMUŞSUNUZ; ŞİMDİDEN KIYMETİNİZİ BİLİN... 

 

Blogum; duyumsal günlüğüm, anektodum bu çok önemli unutmamalıyım...

Haftasonu hac ziyaretini yapıp gelmiş, yaşı hayli geçmiş tonton bir amcamın yanından geldim...
eşini de çok sever, öyle güzel bakar ki...
her şey bitiyor, ömür geçiyor, sadece bakıyorum arkadan şimdi, dedi...
nasihatım olsun size diye de ilave etti çıkarken kapıdan...
içimden sanki güvercinler uçuverdi :)

Kıymet bilenlerden olabilmek dileğiyle ... 





 

 


29 Ağustos 2019 Perşembe

ABOUT TIME :::::::: ZAMANDA AŞK


Geceye renk katalım ...


21 yaşına gelince bu ailenin erkeklerine bir şeyler oluyor mesela;
bir dolap içine giriyorsun sonra hop istediğin zaman gidiyorsun...
pişmanlıklarını mı düzeltmek istersin 
yoksa 
tadı damağında kalan anları tekrar tekrar yaşamak mı ???
ya da 
sayısal loto'nun sayılarını alıp geri gidip kupon mu oynasak ?

TİM gibi AŞK için de kullanabilirsiniz...




Zamanda Aşk / About Time 2013 yapımı ve IMDb 7.8 almış, romantik komedi tadında bir aile dramı.
Sinema gecesi yapalım diyorsanızz bu akşam ?
iyi bir öneri olabilir .

Neyse devam edeyim, 
TİM  şu karanlık tanışma olayı çok ilginç geldi bana, eğlenceli..
MARY ile tanışmak için uğraşını ve hayat aile aşk üçgenini anlatan güzel bir film...
ve Kırmızı gelinlik kaçırmayın :)
o muhteşem yağmurlu düğünü de ...
çok anlatmıyorum, 
hevesi kaçırmaktan yada önceden bilmekten ben hoşlanmıyorum.
ama tavsiye ediyorum
izleyin...

İYİ SEYİRLER




27 Ağustos 2019 Salı

Mutfak Genetiğimizi Kaybettik Biz !



ÇOK MU ZOR?


Ananeniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken,
Siz, "Aman anane be, boş versene" deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya...
Anane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini ananeden alıp, bir kenara yazmadınız ya...
İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.
Ne verirlerse
Onu yiyeceksiniz.

Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz.
Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor.
Bilmeli.
Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor!
Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran...
İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm,
maalesef torunlarınız da.
Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için,
İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan!
Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu.
Tahin-pekmezi " köylü işi " vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları "modernite" sandığınız için,
Daha 10 yaşında çocuklarımız balona döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.

Size zor geliyor ama zor mu evde yoğurt yapmak?
İstanbul'un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir'de,
Antalya'da, Adana'da evde salça yapmak?
Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye...
İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde
ekmek yapmak?
Bütün ailen kabız...


Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, 
niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?

Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun
Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun
Ne işe yaradı senin pazara gitmen?

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi...
Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok;
Gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun...
Brüksel lahanası yiyerek mi AB'ye gireceğini sanıyorsun?

Çin'den bal getiriyorlar mesela...
Taaa Arjantin'den, Meksika'dan bal getiriyorlar.
Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan...
İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin!
Ben iddia ediyorum;
Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, 
 Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, 
sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli'de, Pervari'de terör bile azalır, terör bile...


Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.
Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA'sını değiştirdi!

Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. 
Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz,
Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.


Yılmaz ÖZDİL'den 
👍👍👍

6 Ağustos 2019 Salı

TIRNAK BATMASI İçin Evde Tedavi Yöntemleri

Sivri Burun Ayakkabılar ve Israrla Giymek İstediğimiz O Sıkı Ayakkabının Feci Sonucu :((

TIRNAK BATMASI

EVDE PEDİKÜR YAPMAK




Hepimizin biliyorum ki bir dönem bu tarifsiz acı başına gelmiştir,

Hatta 
50-60 yaş üzeri tırnak şekil bozulması ve sertleşmesi sonucu pek çok yaşlınında en büyük şikayeti !!


 

İlk başta tarifsiz zonklayan bir ağrı, sonrasında kızarıklık ve dokunamama,
daha sonrası iltihaplı irin toplama ve cerrahi operasyona kadar giden bir süreç :(
eğer burada paylaştığımdan büyük aşamalarda ise ayağınızdaki yara
mutlaka doktora gidip küçük bir cerrahi operasyonla tırnağı kestirmeniz gerekiyor unutmayın !!!

Tırnak batımı safhanın başındayken evde tedavi yöntemine başvurduysanız şanlısınız
ve Akıllısınız :)

3 günde pratik ve sağlıklı yöntemlerle tedavi edebilmeniz mümkün ...

 


Öncelikle 3 gün boyunca sıcak banyo kürü uygulayacağız 
düzenli ve sıralı olarak günde 2-3 defa yapabilirseniz daha da hızlı sonuç alabilirsiniz....
ayaklarınız yarım saat suyun içinde beklemeli
suyun sıcaklığını abartmayın ayaklarınız yanmasın !
evde bulabileceğiniz bir çok yöntemi sizin için hazırladım, 

önemli olan sık yaparak tırnağı yumuşatabilmeniz...

 

1. KÜR

1 litre sıcak su
100 gram tuz
yeni demlenmiş 1 bardak papatya çayı

2. KÜR

1 litre sıcak su
2 çorba kaşığı rendelenmiş kil sabunu
1 çay bardağı oksijenli su / elma sirkesi / limon suyu

3. KÜR

1 litre sıcak su
 2 çorba kaşığı magnezyum sülfat olarak bilinen ingiliz tuzu

4. KÜR

1 litre sıcak su
Yarım fincan Hidrojen peroksit 


ŞİMDİ TIRNAĞINIZI BATTIĞI YERDEN CIMBIZ YARDIMI İLE ÇIKARIP, 
GÜZELCE TEMİZLEYİP DOĞRU ŞEKİLDE KESİN !  
KENARLAR İÇE GİRMEYECEK ŞEKİLDE OLMALI


TEMİZLEME İŞLEMİNİZ BİTTİKTEN SONRA 
Tırnak ve cilt arasına küçük bir rulo parçası pamuk yerleştirin.
Ayak enfeksiyonunu önlemek için pamuğu sık sık değiştirin.

tedavi sonrası ağrı olucak biraz, pamuğu çok itmemeye çalışın, 
amacımız tırnağın içine batmadan terbiye edilerek büyümesini sağlamak ... 

tedavi aşamasında ise;

  • antibyotik krem kullanıp sargı bezi ile sarabilirsiniz,
  • 2 diş sarımsağı ezip, 1 çay kaşığı zeytinyağı ile krem yapıp yaranın üzerini sarabilirsiniz,
  •  1 aspirini ezip 1 çay kaşığı vazelinle gazlı bezle sarıp  gece uyuyabilirsiniz 

Umarım acınıza faydası olur, 

Geçmiş olsun ...

 



 





Benzer Yazılarım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...♥ Zeynep'le Güne Merhaba ♥...

'Ve sen yine denendiginde
ve yine kalbin daraldiginda
ve yine bütün kapilar yüzüne kapandiginda
ve yine ne yapman gerektigini bilemediginde
Uzun uzun düsünve hatirla Yaradanini!
Allah kuluna kâfi degil mi?
(Zümer/36)

Konumuz Ne olsun :)