Küçük Tavsiyelerimi ve en önemlisi bebeğim büyürken anılarımızı biriktirmek için oluştu bu blog :)
Umarım güzel hatıralar biriktiririz birlikte....
Diyelim ki, ilk defa anne baba oldunuz, bebeğinizle birlikte hastaneden eve döndünüz.
Yenidoğan bebeğiniz , annesini
emip günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyor.
Siz de ne kadar şanslı olduğunuzu, bebeğinizin pek uslu olduğunu düşünüyorsunuz.
Acele etmeyin!!!
Sonra birdenbire, 2-3 hafta geçtiğinde sanki o uslu bebek gidip
yerine minik bir canavar geliyor. Sevgili bebeğiniz, akşama doğru birden
huysuzlanıyor, durmadan ağlamaya başlıyor.
Bacaklarını karnına çekiyor, kızarıp
bozarıyor, ellerini yumruk yapıyor, sanki canı çok acıyormuş gibi ağlıyor.
Üstelik bu durum, haftanın çoğu günü aynı saatlerde tekrarlanıyor.
İşte, bebek
büyütmenin en zor dönemlerinden biriyle karşı karşıyasınız.
Sağlıklı bebeklerde
görülen bu tarz nedensiz ağlamalara KOLİK diyoruz.
Korkmayın; Kolik, bir hastalık değildir ve bebeğe zarar vermez.
Gitmediğimiz doktor kalmadı...
Koliğin nedeni bilinmiyor. Belkide bu dünyaya adepte olduğu süreçte diyebiliriz.
Anne sütü
alan bebekte annenin yediklerine allerji, mama alan bebekte mamanın içeriğine
allerji, sindirim sisteminin tam olgunlaşmamış olması, artmış barsak gazı, bebeğin
günlük rutinindeki değişiklikler, annenin endişesi ile ilişkili olabileceği
düşünülmektedir.
Ancak, kesin bir neden söylemiyor doktor amcalar.
Çözüm için doktorumuzun tavsiyesine göre azar azar deniyoruz...
Ne zinco, ne sap, ne de bitkisel çaylar ... papatya, rezene, kimyon çayı...
Bazen de Çocuğun bünyesi yapıyormuş Allah Allah Nasıl geçer o 5 ay demeyin;
Birgün bitecek deyin çok şükür geçiyor... Ama 5 ay pek biryere gidemedim unutamam o süreyi !!! Dedem bile bayramda kızım isterseniz eve gidin dedi kibarca :P
Ayrıca biz peluş pingu sıcak su torbamızı yanımızdan ayırmıyoruz, ayakları sıcacık olsun minnoşumun :)))
çok faydası oluyor mutlaka alın....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder