İslam inancının en ferahlatıcı müjdelerinden biri, o dehşetli hesap gününde müminlerin sığınacağı bir limanın olmasıdır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) elinde yükselecek olan Livaü’l-Hamd, yani "Hamd Sancağı", sadece bir bayrak değil; adaletin, merhametin ve ümmetin birliğinin ebedi nişanesidir.
Efendimiz (s.a.v.), "Kıyamet günü Livaü’l-Hamd benim elimdedir; Hz. Adem ve ondan sonraki tüm peygamberler bu sancağın altında toplanacaktır" buyurarak, o günün tek sahibinin Allah, tek şefaatçisinin ise kendisi olduğunu müjdelemiştir. Tasvirlerde bu mübarek sancağı Efendimiz adına taşıyan isim, ilmin kapısı ve "Allah’ın Aslanı" Hz. Ali (r.a.)’dir.
Üç büyük yapraktan oluşan bu yeşil sancak, adeta İslam’ın özetidir:
Birinci Yaprakta: Her işin başı olan "Bismillahirrahmanirrahim" nuru parlar.
İkinci Yaprakta: Şükrün ve hamdın zirvesi olan "Elhamdülillahirrahmanirrahim" yankılanır.
Üçüncü Yaprakta: Varlığın tek hakikati "La ilahe illallah Muhammed'ün Resulullah" yazılıdır.
Cennetin bembeyaz çiçeklerle bezeli bahçelerinde, berrak suların kenarında gerçekleşecek olan bu büyük buluşmada; Peygamber Efendimiz kollarını ardına kadar açmış, yüzünde eşsiz bir tebessümle halkını karşılamaktadır. O, "Ümmetimin çokluğuyla diğer ümmetlere karşı övüneceğim" buyurduğu o muazzam kalabalığı sevgiyle kucaklarken, müminler bu sancağın gölgesinde ebedi huzura ermenin sükûnetini yaşarlar.
Bu tablo, sadece bir hayal değil; sabırla, imanla ve salih amellerle yürüyen her bir müminin vuslat ümididir. Rabbim bizleri o sancağın altından, o kutlu kucağın sıcaklığından mahrum bırakmasın.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder