Bu Blogda Ara

Kuşlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kuşlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2019 Salı

BIRAKIN PERDELER AÇIK KALSIN


Yaşlı hanım hastamız “İstemiyorum. 

Perdelerin kapanmasını istemiyorum. 

Pencere bahçeye bakıyor, üstelik 4. kattayız. 
Kimsenin içeriyi göreceği yok. Lütfen perdeleri kapatmayın” diye söyleniyordu.

O gece yattığı koğuştaki diğer hastalar perdeleri kapattırmadığı için servis hemşiremizden yardım istemiş,
hastamızı ikna edemeyen hemşiremiz de sorunu bana iletmişti.
 Odadaki diğer iki hasta pencere kenarında yatmakta olan hastamızın perdelerin kapanmaması yönündeki ısrarını anlamamış:(
biraz da öfkelenmişti.
Odaya neden girdiğimi anlayan hastamız ağzımı açmadan
“perdelerin kapanmasını istemiyorum, lütfen ısrar etmeyin” diyerek karşılamıştı beni.
İkna olacak gibi görünmüyordu.
Yatağının kenarına oturup sakinleştirmeye çalıştım.
 Odadaki diğer hastaların isteğini de ileri sürerek hiç olmazsa tül perdeyi çekmeye razı ettim.
Pek içine sinmemişti ama oyunun kuralına göre oynanması gerektiğinin de farkındaydı.
Odada gerginlik sürüyordu.
Yanlarında kalıp konuşturup sakinleştirmeyi düşündüm.
Hastamızın ziyarete gelen çocukları ve torunları olduğunu hatırlayıp, onları sordum.
Özellikle torunlarından söz etmeye başlayınca yumuşadığını, yüzünün güldüğünü fark ettim.
Oğlu ve kızının çok çalıştığından, kendi çocukları ile ilgilenmeye zaman kalmadığından yakındı.
- Evde herkes çalışıyor. Büyük torunum okuldan eve geldiğinde karşılayan kimse olmuyor.
O kocaman evde tek başına ne bulursa onunla karnını doyurup televizyonun karşısına oturuyor. Garibimin önüne sıcak yemek koyup sırtını sıvazlayacak, saçını okşayacak biri bile yok yanında.
“Ama modern hayat hep böyle. Hayat hızlı ve herkes meşgul, ne yapacaksınız?
Bütün büyük kentlerde bu sorunlar yaşanıyor sanırım” diye üsteledim.
Omuzlarını silkti. Doğrulup yastığını düzeltti.
Sonra yine o öfkeli gözlerle baktı.
- Modern hayatmış, sevsinler. İnsanı yalnız bırakan, başkalarından uzaklaştırıp içine kapanmasına yol açan modernliği ne yapayım?
Herkes yalnız, çocuklar bile yalnız görmüyor musunuz?
Kimse kimsenin derdini bilmiyor, bilse bile kulağının üstüne yatıp görmezden geliyor.
Anlatmaya çalışsan yaşama telaşından kimsenin durup dinlediği de yok.
- Nasıl bir yalnızlık bu sözünü ettiğiniz?
Her ne kadar konu ilgimi çekse de gerçekte, hastamızı biraz daha konuşturup sakinleştirmeyi
ve böylece odadaki gergin havanın bir ölçüde giderilmesini amaçlamıştım.
- Doktor bey oğlum, yıllar içinde azar azar öyle şeyleri yitirdi ki insanlar,
evlerine kapandıkları yetmedi, şimdilerde kendilerine de kapanmalarını bekliyorlar.

Sonra çocukluğunu, insanların bahçeli konu komşunun birbirini görebildiği evlerde yaşadığı yılları anlattı.
Konu odadaki diğer hastaların da ilgisini çekmiş, az önceki hırlaşmayı unutup hastamıza kulak kabartmışlardı.
- Önce bahçeler otopark oldu.
Apartman hayatı, modern yaşam dedik bahçenin çamurundan kurtulduk diye kandırdık kendimizi. Herkes evlerine çekildi.
Kimse kimseyi görmez, duymaz oldu.
- Peki sonra?
- Sonra sıra balkonlara geldi. Balkonları kapatıp eve kattılar. İşyerleri de balkonsuz oldu.
Dışarının tozundan kirinden kurtulduk diye kandırdık yine kendimizi.
Konu komşuya, gökyüzüne, dünyaya açılan balkonlar da gitti elimizden.
Yetmedi sıra pencerelere geldi. Tül perdeydi, güneşlikti, kalın perdeydi derken pencereler de örtüldü.
Jalûzi, panjur stor derken pencereler kapandı.
Onca para döktüğümüz perdelerimize bakıp “ne güzel oldu” diye avunduk.
Güneş görmeyen, gün ışığı gibi yanan lambalarla aydınlatılan işyerlerine, evlere kavuştuk.
Her şey yavaş yavaş oldu.
Modernleşiyoruz diye tüm bunları sineye çektik.
- Peki ya şimdi?
- Görmüyor musunuz?
Herkes içine kapandı.
Bahçesi balkonu olmayan pencereleri örtülü o çok modern evlerde dışarıyla tek bağlantısı televizyon olan insanlara dönüştük.
Gerçi biraz daha okumuş olanların internet ve cep telefonları da var ama yalnızlık aynı yalnızlık.
İnsanları içine kapatıp yalnızlaştırdılar.
Şimdi sadece bakmaları istenen yöne,
televizyona bakıp orada izledikleri dünya ile yetinmelerini orada yaşayıp tüketmelerini, sadece tüketmelerini bekliyorlar.
Dedim ya modernlikmiş, sevsinler…
Odadaki hastalardan biri televizyonun sesini önce kıstı, sonra da kapattı.
Diğer hastamız dayanamayıp “Durum bu kadar mı kötü?” diye sordu.
Bizimki gülümsedi duvarda asılı olan manzara resmini gösterdi.
- Kimileri durumun farkında.
Duvarlarına resimler asıp ara sıra da olsa başka yöne bakmayı, resimlerin içine dalıp hayaller kurmayı veya kitap okuyarak kendini avutmayı başarabiliyor.
Ama ben çocuklar için, torunlarım için kaygılıyım.
Hangi çocuk gökyüzündeki bulutlarla !
veya oyun oynadığı halının üstündeki desenlerle hayaller kurmamış, oyunlar oynamamıştır?
Öyle bir kapandık ki hayata, şimdi ne o halılar var, ne de çocuklarımızın görebileceği gökyüzü.
Varsa yoksa televizyon, tablet,bilgisayarlar.
Her şey hazır, hayaller bile.
Hayal kurmayı bile çok görüyoruz, çocuklara.
Eliyle pencereyi gösterip “Bu yüzden istiyorum, penceremi.
Hastane odasında bile olsa pencere örtülmesin, perdeler açık kalsın istiyorum.
Gökyüzümü kaptırmayacağım bu yamyamlara” dedi.
Bu sözlerden sonra başucundan kitabını ve gözlüğünü aldı.
Odada az önceki gerginlikten eser kalmamıştı.
İzin isteyip yanlarından ayrıldım.
Ertesi sabah
ve daha sonraki günlerde o odanın tüm perdelerinin açık olduğu dikkatimizden kaçmadı.



Üstelik hastamızın taburcu olmasına

ve aradan geçen onca zamana karşın hiçbirimizin eli gitmedi o perdeleri kapatmaya.

🙏🙏💖💖
Dr. Mehmet Uhri ~☆☆

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Gezilesi Yerler : BOLU YEDİ GÖLLER

Her birimizin farklı yaratıldığı bu alemde birbirimize saygı duymak en büyük erdem:)
Ramazan sebep olsun kalbimizin inceliğine...
.
.
Hepinize kucak dolusu sevgiler 💐🐥🕊

 

 

Rotamız BOLU Yedigöller ...


Batı Karadeniz Bölgesi’nde rengarenk bir cennet bahçesinden bahsedelim bu sefer... 

Bolu’nun 42 km. kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan 

Milli Parka İstanbul'dan Ankara'dan ulaşım karayolu ile gerçekten çok kolay. 

Kışın ise Bolu–Yedigöller güzergâhı (karla) kapalı olduğunda ulaşım genellikle, 

Yeniçağa–Mengen–Yazıcık veya Devrek- Yazıcık üzerinden tavsiye ediliyor.  

Yolları biraz virajlı o yüzden kış biraz riskli.

Bana sorarsanız hafta sonu turlarıyla bile 10 numara...

 


Milli park olarak koruma alınan bu mekanın taaa bizans zamanından 

kaldığı söylenmekte ben tam olarak bilmiyorum :)

Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak tam 7 göl var,

aşk'ın mevsimi olmaz ki !

 Yedigöller'e 7 aşık çift gelmiş. 

Büyük gölün olduğu yerde en büyük çift. 

Küçük gölün olduğu yerde ise en küçük çift kamp yapmış. 

Damadın sürekli saz çaldığı gölün adı sazlıgöl, gelinin naz yaptığı göl Nazlıgöl olmuş, derler... 

ve

Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur.  

100lerce çeşit kuş ile doğanın o güzel sesi ruhunuza nasıl iyi gelecek ...

Yaban hayvanlarından ayı, domuz, kurt, tilki, sansar, sincap, geyik, karaca ve tavşan ile yabani ördek, yabani güvercin ve keklik bile raslayabilirsiniz...


Bana sorarsanız; nefes alacağım güzel vatanımın her köşesini gezip görmek en büyük nimet...


 

 

O miss kokusu bin tarife değer, hadi koy gönlümün dostu bir demli çay...

Sessiz, sakin, güzel bu değişik manzaraları nerede bulacağız !!!

Yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarda piknik mi yapsak acaba??

 Unutmadan söyliyim!!! Gezmek, görmekten çok fotoğraf çekme ve spor yapma için o kadar çok gelen var ki:)

Özellikle baharda bence gelmek lazım ama Nisan - Kasım arası dönemi deniliyor.

Kahvaltı malzemelerini kendiniz de getirebilirsiniz. Doğa ile içiçe kahvaltı yapabileceğiniz onlarca, belki de yüzlerce mekan var.

 


Habitat parkı içerisinde bungolov evler hatta çok güzel bir restoranda var.. 

Ben biraz böyle ortamlarda doğalı daha çok severim, mangalda cız bız et olacak :P 

Dersenizzz... izne açık alanda! kurun mangalı...

Hatta; hafta sonu turları var kamp yapmaya ne dersiniz ???

 

Yüzünüzde o tebessüm oldu mu?

Sevgilerimle...

19 Nisan 2019 Cuma

BERAT KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN ( Hayırlı Cumalar)

Ne güzel bir gün yine,

Hem cuma hem kandil... 

Tam dua vakti en sevdiklerim....



Berat gecesi, Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfûz'dan Dünya semasına toptan indirildiği gecedir. 
Buna "inzâl" denir. Kadir Gecesi'nde ise Peygamber'e ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. 
Buna da "tenzîl" denir.

Berat Gecesi İslam alemi için en hayırlı gecelerden biridir. Zira bu gece amel defteri yazılır. 

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Berat Gecesinin önemini şöyle anlatmıştır;

-Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir.

-Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır.

-Bu gece herkesin rızkı tertip olunur.

-Bu gece herkesin amelleri Allahü Teâlâya arz olunur.

Berat gecesini en güzel şekilde ihya etmemiz dileğiyle,
Hayırlı Cumalar.

Rabbim tüm dualarımızı kabul etsin...

 

Sevgilerimle 

💌💌💌

 

22 Mart 2019 Cuma

DIY : Jean Ceket Süsleme


DIY : Jean Ceket Süsleme 

Hobi, el işlerine bu bahar biraz yer ayıralım Mı?

Yada yeni bir bakış açısıyla Atmıyoruz yeniliyoruz ...

Kendi tarzımızı biraz bahara katalım mı :)

 

Daha oğlumdan kalan vermeye kıyamadığım giysilerimiz var dolaplarda :)
Kirli çıkımıyım ne artık dersiniz bilemiyorum,  
kızımdan sonra kolileri bir kez daha düzenlemeye alıyorum, 
eğer 2.eleme de geçemezlerse gönderiyorum yeni sahiplerine  ...


" senin fazla gelenin bir başkasının ihtiyacı olabilir "

 benim tercihim; 
geri dönüşüm tadilat, tamirat ve paketleme atölyeleri ile 
eşya ve mobilyaların ihtiyaç sahiplerine uygun şekilde ulaşmasını sağlayan ...
444 00 93




Ve gelelelim evdeki geri dönüşüm planıma :)

aliexpress ile tanıştım bir süre önce açıkçası fiyatlar çok makul ama gelir mi? 
güvenilir mi sorgularken deneyelim dedim ve aplik nakış sipariş verdim ...
1 ay gibi bir süreyi geçti ama geldi... 
vergi yok gümrük yok, ticaret bakanının ve malum  esnafımızın kızacağı kadar çok ucuza !!!


Aslında ben terzi değilim, ama biraz tasarım, mefruşat, dekor hoşuma gidiyor, 
Evde bahsettiğim üzere bu tatlı minik ceketin üzerine dikmeyi planlamıştım
ama gelen nakışların yapışkan tela dokuları bile var
sadece sizin tasarım ufkunuza kalmış gerisi...
ütüyü iyice ısıtın, yerini belirledikten sonra yüksek buhar gücü ile 2-3 dk. sürekli beklettim 
ve buhar sıktım iyice yapışmasından emin olun,
Hepsi bu kadar ...

Nasıl güzel olmuş bu, bence bahar kattık :)
Sevgilerimle...


 

2 Nisan 2013 Salı

Hoş Geldin . . . Merhaba BAHAR :)

Umut bu olmalı
Cesaret
Azim de
Her yerin buza kestiği, kaskatı
Beyaz artığı zamanların soluğu
Donduğunu sandığın noktada
Bir bakmışsın, sancılı bir sarı
Nefes almak için
Yarmış toprağın bağrını
Merhaba bahar
Şükürler olsun!
İçimdeki umuda
Can olduğuna
Şükürler olsun!
İçimdeki korkuya
Törpü olduğuna
Asi bir başkaldırışınla
Beni bana sunduğuna
Şükürler olsun...

 

 
İçim kıpır kıpır; 
 Sizde küçük dokunuşlarla evinize bahar getirin...
 

 "Bir gün tutar bir caneriği, 
çiçeğini sunar bahara, 
bir tutam serinlik, 
bir yürekte buğulanan sıcaklık. 
Ve konar gözlere bir öpücük gibi kuşların bahar sevinci. 
Okşar bir annenin parmakları gibi usulca saçlarımızı seher yeli. 
Bir tutam gün ışığı dolar içimize, bir tutam sevinç çığlığı. 
Ne zaman bahar gelse, sevinci yaşar kırlar, dağlar, ovalar, denizler... 
Aydınlık gelir dört bir tarafa, 
gürül gürül akar dereler. 





Bir dağ pınarı gibi hayat kaynar kanımızda; yüreğimizde tomurcuk tomurcuk aşk fışkırır.  
Alıp götürür duygularımızı dağların ötesine serin serin esen rüzgârlar... 
Bu dağların sevda türküsüsün sen, denizlerin mavisi, bulutların beyazı. 
Ne zaman bahar gelse, yağmur yağmur çiçek açar sesin gökyüzünde. 
Ben sonbaharın yorgun, yanık türküsüyüm; sarıya çalar rengim; rüzgârlar estikçe savurur yapraklarımı uzak diyarlara. 
Sen gülüşünde baharın ilk sevincini, gözlerinde göğün uçuk mavisini taşıyorsun. 
Yaşamak bir su gibi berrak yüzünün aydınlığında; bir köy türküsü gibi hilesiz ve içli. 
Ben seni ozanca sevdim türkü bakışlım. 
Mehtabın güzelliği, yıldızların ışıltısısın sen karlı dağlarda. 
Umut, aşk ve alın terisin ak alınlarda. 
Acılar içinde de olsa hayatı çılgınca sevdim. 
Çılgınca sevdim dağları, denizleri, kuşları, ormanları, umudu, sevinci, güneşi, çocukları. 
En çok da seni sevdim aşk çiçeğim. 
Bu sevdayı alıp gitme benden, alıp gitme buralardan, gözleri türkülü kuşum. 
İçimdeki baharı öldürüp gitme. 
Kimsiz, kimsesiz kalır yüreğim. 
Körpe bir dal gibi koparma sevinçlerimi yüreğimden."




TAHİNLİ CEVİZLİ KURABİYE - Ağızda dağılan hep çok sevilen o lezzet

  Merhaba dostlar. Çok sık yaptığım gösterişli bir kurabiye tarifim ile yeniden geldim. Yoğun tadıyla ağızda dağılan, tam 5 çayı misafir s...

Arşiv


Binlerce Kere Tıklanıyoruz; Çok Teşekkür Ederim . . . MİLLLYON KERE MaşaALLAH...