Bu Blogda Ara

Ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Temmuz 2020 Cuma

AYASOFYA

AYASOFYA CAMİİ 

aya sophia mosque

916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, 
Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. 
29 Mayıs 1453'te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldığında, 
Ayasofya yaralı Bizans askerlerinin, kadın ve çocukların sığınma yeriydi.
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin eline geçmesinden sonraki birkaç gün boyunca Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya'da ibadete devam etti.
1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, 
Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. 
Mihrap ve minber yapıldı, çan ve Haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı.

...

AYASOFYA NEDEN MÜZEYE ÇEVRİLDİ?
 
1923'te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, 
Ayasofya 1931'de kapatıldı. 
Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1935 yılında müzeye dönüştürülmüştür. 
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı.
1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi. 
Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
Açılışından İstanbul'un fethine kadar 915 yıl kilise, 1453'ten 1934'te alınan kararla müze oluncaya kadar cami olarak kullanılan, 86 yıldır da müze olarak hizmet veren Ayasofya, 
Türkiye'de yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen yapıların ilk sırasında yer alıyor.
Ayasofya'da müze olduktan sonra da çeşitli dönemlerde restorasyonlar yapıldı.

Ayasofya'da Temmuz 2016'da düzenlenen Kadir Gecesi programında 85 yıl aradan sonra sabah ezanı okundu.
Ekim 2016'da Ayasofya'nın ibadete açık olan bölümü Hünkar Kasrı'na,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uzun yıllardan sonra ilk kez asaleten imam atandı.
2016 itibarıyla Hünkar Kasrı bölümünde vakit namazları kılınmaya ve minarelerinden Sultanahmet Camisi ile 5 vakit çifte ezan okunmaya başlandı.
İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümünün kutlandığı bu yıl ise 29 Mayıs 2020'de Ayasofya içinde Fetih Suresi okundu.

Ve Yarın
23 Temmuz 2020'de ...
Benim ülkemde
benim kıta sahanlığım içinde
benim bayrağımın altında
benim camimde cuma namazı da kılınacak ...




 Not : Halıların rengi özellikle turkuaz seçilmiş, 
bir araştırdım aslında ne kadar önemliymiş bu ton...


 

#Turkuaz, camgöbeği yeşil rengin hafifçe mavi tonudur,
Türkiye'nin #Akdeniz sahillerinin renginden esinlenilerek türetilmiştir. 
Türk'ün Fransızca'daki karşılığı olan #Turquoise 'den gelmekte ve literatürde Türk mavisi olarak bilinmektedir.
 

Beni bilirsiniz:) Nasıl da çok severim 🌺


24 Haziran 2020 Çarşamba

BİZE Empoze edilmeye çalışılan YENİ DÜNYA : #Adrenochrom #pizzagate nedir bilen var mı ??


Bugün bir yazı okudum #Adrenochrom #pizzagate nedir bilen var mı!!! 

yada 

Sandra Bullock genç kalabilmek adına ne enjekte ettirdiğini duydunuz mu ?? 

 

Tükçe izlemek için tıklayabilirsiniz

Açın, okuyun, öğrenin !

her geçen gün gördüklerim, artan bu absürt yaşamlar, 
dinler arası eşitlik dedikleri, #lgbt, #virüs, #spermbankası #taşıyıcıanne lik 
hatta yakında siperm bankasından doğanların çocukların evliliklerini ...
Yediklerimizin ne kadarının gıda olduklarını ...

 herşey zaman içinde yavaş yavaş normalleştirildikçe 
çocuklarımıza bu hayatta nelerin YANLIŞ olduğunu nasıl öğreteceğiz, 
DOĞRU bildiklerimin ne kadar kabul göreceğinden ben artık korkuyorum 

.
.
.
Bu çocukların organlarını, derilerini, kanlarını alanlar kaportacılar mı?
Tinerciler mi? Fırıncılar mı? Bakkalcılar mı?
Kim, kim? 
-Doktorlar, Profesörler!
(İşini islam hassasiyetiyle yapanları tenzih ederim)
.
.
.

Doğru bildiğimin, inandığımın ardında bir damla da olsa yazıyorum,
1 kişi de okusa yazamaya devam edeceğim...
  

4 Aralık 2019 Çarşamba

Bu Dünya'da Her Şey KİRALIK; Sadece Sırayla Sahipleniyoruz ...


Bu dünyada hiçbir şey bizim değil.


Her şey KİRALIK .



Oturduğumuz evler.

Kullandığımız arabalar.
Arsalar, makamlar, satın aldığımız eşyalar,

Kazandığımız paralar her şey işte !

Hatta, Annem, Babam, Kardeşim, Çocuklarımız bile ...
Sırayla satın alıyoruz, sonra ya değiştiriyoruz, ya satıyoruz, yada ölümle !
bizden başkasına geçiyor
ya sonra... 


Hayatta durmadan yaptığımız bu koşuşturmaca, kavga niye ?
der gibiyim şimdi içimden..

Nasıl bir döngünün içindeyim şu koca dünyada hiç sorguladınız mı kendinizi,

sırayla sahipleniyoruz aslında, 
ben göçünce de bu hayattan başka biri bahacak belki bu pencereden... 
tüm canlılar sırayla toprak olucak değil mi? 

Satıcı, kiracı .... 

Ey En Büyük Emlakçı :)



Ömürlerin kıymetini bilelim dostlar,

kalp kırmayalım mesela;
(Ya o kalp Rabbim katında çok seviliyorsa! (hiç korkmuyormusunuz))

çok iyilik edin mesela;
İnanın ardımızdan gelen en büyük huzur -hayırlı dua!

çok gezin mesela;
yarına nasip olacak mı o yerlere gitmek !

çok ibadet edin mesela;
eksik oruçlarınız, namazınız, zikirlerimiz vardır eksik dünlerden :(
çok huzurlu olun az nefes alın mesela :)
aldığımız her nefes sayılı, stresle sinirle çok soluyarak kalbimizin sayısını azaltmayın :)

sonuçta;

herkesin işini ne kadar yaparsan o kadar iyisin bu hayatta !!!



kendinizle sohbet edin mesela
vakti bilmiyoruz bu dünyadan yolculuğun, 
ya az kaldıysa 
acaba yapmak istedikleri var mı gitmeden ? aklında kalanları?
çok sevdiklerimden biri gidiyor yine bugün ...




Bir gün şehrin ileri gelenlerinden birine sormuslar:


“ Üstadım! 

Ben öldükten sonra evimin kapısına koyacakları levhaya sence ne yazarlar ?


-Üstad büyük bir ciddiyetle cevap verir ?


“KİRALIK EV ! ..”

12 Kasım 2019 Salı

KADIN : Vahit TUNA / İSİMSİZ

Bunlar ne diyeceksiniz ??

Neden o kadar ayakkabıyı asmışlar duvara ?

Tam 440 çift !

 "Ölen kişilerin ayakkabılarının evlerinin kapısının önüne bırakılması 

geleneğine de işaret eden bu çalışma, kadına yönelik şiddetin hafızasını tutarak sokağa taşıyor;

 kamusal bir tartışma ve bilinçlenme için bir aracı olma görevi üstleniyor."

 

2018 yılında erkekler tarafından Öldürülen 440 kadını temsil ediyor bu yapıt (Anıt) !!! 

Evlenene kadar canım cicim de sonra bu öfke neden oluyor !
 
Görüp, 
Görmezden gelemedim :(
 
Ölmediler, 
Hepsi sadece 2018'de öldürüldüler.


2 Eylül 2019 Pazartesi

BU HAYAT 2 KİŞİLİK


NOT DÜŞÜYORUM !

 

UNUTMAYIN; 

BU HAYAT 2 KİŞİLİK 💕

BİZ ÇOK KAVGA ETTİK

BİRBİRİNİZİ BULMUŞSUNUZ; ŞİMDİDEN KIYMETİNİZİ BİLİN... 

 

Blogum; duyumsal günlüğüm, anektodum bu çok önemli unutmamalıyım...

Haftasonu hac ziyaretini yapıp gelmiş, yaşı hayli geçmiş tonton bir amcamın yanından geldim...
eşini de çok sever, öyle güzel bakar ki...
her şey bitiyor, ömür geçiyor, sadece bakıyorum arkadan şimdi, dedi...
nasihatım olsun size diye de ilave etti çıkarken kapıdan...
içimden sanki güvercinler uçuverdi :)

Kıymet bilenlerden olabilmek dileğiyle ... 





 

 


1 Nisan 2015 Çarşamba

Öldürülen Mehmet Selim Kiraz bakın kimdi... | Timetürk Haber

Gündemden uzak kalamıyorum;

Daha doğrusu herkes elbette bir taraf, bende * karınca misali ...



Öldürülen Mehmet Selim Kiraz bakın kimdi... | Timetürk Haber

   












" Ağır ağır giden Karıncaya sormuşlar;

- Nereye gidiyorsun böyle?

Karınca demiş ki;

- Uzaklardaki sevdiğime.

Karıncaya demişlerki;

- Böyle giderek varamazsın ki sevdiğine…

Karınca demiş ki,

- Olsun… Hiç olmazsa yolunda (uğrunda) ölürüm!..." 

15 Mayıs 2014 Perşembe

#SOMA


Subhanallah Hadis-i Şerif ve tarihi farkettiniz mi? Bu nasıl bir tevafuk Allah'ım ..!

 #SOMA #ulusalyas #milliyas #3gun #kapaliyiz #akut #iyilikder #basimizsagolsun #madenkazasi #madenciler #yastayiz #manisa #turkish #fire #prayforsoma #allah #dua #yardim #help #sehit


Manisa'da Korkunç bir kaza yaşadık, Türkiye olarak hepimiz çok üzüntülüyüz, Vefat edenlere Allah'tan rahmet, Ailelerine derin sabırlar diliyorum....

Durmadan haberleri izliyorum, paylaşımları okuyorum, kendimce birşeyler yapmaya çalışıyorum, yapıyorum ama blogumda Yazmamak olmazdı, yazdıkça rahatlıyorum aslında ben sizlerle...
 
İyi ki Facebook var...
İyi ki Twitter var...
Yoksa kime sövecek, kimi suçlayacak, kime nefret kusacak, partileri -hükumet partisi olsun, muhalefet partisi olsun- nasıl suçlayacak, nasıl dikkat çekecek, nasıl yönetimi, oy verenleri ve beraberinde kendi milletimizi aşağılayacaktık...
Soma'daki bir arkadaşımı aradım,  
"Sabahtan beri sâlâ veriliyor burada!" dedi. "Neredeyse her mahallede cenaze var." dedi. Biz burada can telaşını hesap ederken, bu sosyal medya araçlarında tartışanlar fotoğraflara bakıp isyan çıkaranlar niye? üzülüyormuş gibi mi yapıyorlar yani? çözülecek mi herşey burada dedi...
*** Şimdi susun diyecek kişi ben değilim tabiki sizlere ama daha yapıcı bir toplum olalım diyorum dostlarım, inanan bir toplumsak dua edelim madem birlikte, bekleyelim çıkabilecekler mi gerçekten, sabredelim, toplayın yardımlarınızı...
AKUT ve İYİLİKDER'e destek mesajları atın yada imaknınız varsa cidden yardım edin.
Yarın kim varsa hepsine hesap sorarsınız yine... Şimdi birlik olun, yürümeler ayaklanmalar sebep kollar gibi huzursuzluk için gibiyiz, hırlamayın,ben birlik olalım diyorum ...
Tedbiri Alacak olan Kişi MADENİN SAHİBİYDİ;
Denetleyecek Kişi de İŞ GÜVENLİK UZMANLARI ve SENDİKALARDI.
Sonrada ozaman Yürüyün BAŞBAKANA, HÜKÜMETE yada MECLİSE tabiki en ufak sorumlusu cezalandırılsın kesinlikle haklıyız...
DİSK KESK Taksime çıkana kadar Madencilerin, ailelelerin sorunlarıyla ilgilenseler şimdi daha çok ihtiyaçları var.
İşyerlerininin, Patronların İHMALLERİ yok mu?? Bir ilçenin erkekleri gitti resmen kaç hanenin babası, kaç evlat yetim kaldı... Ortalama 31 yaç deniyor Belkide kaç yuva kurulamayacak... Ay o kadar yazasım var ki !!! içimdeki o burukluk bitmiyor, gitmiyor...

18 Nisan 2014 Cuma

Yavaş Yavaş Bizide Tüketen Elektromanyetik Aletler...


Elektromanyetik Alan" konusunda doktora yapmış bir kişiyinin yazısını paylaşmadan edemicem....

Öncelikle dizüstü bilgisayarlarıni asla ve asla kucağınızda, dizinizin üstünde kullanmayın.
En çok manyetik alanı saç kurutma makinesi ve ütü yayar (bu aletleri kullanırken acele edin, işinizi çabuk bitirin.

"Yatak odalarında televizyon, bilgisayar ya da cep telefonu bulunması tahmin edemeyeceğiniz kadar zararlıdır. Havayı iyonize eden elektromanyetik alan yüzünden çoğu zaman bir koku ile algıladığımız ancak gözle göremediğimiz elektrik yüklü parçalar havada asılı kalırlar.
Saatlerce havalandırsanız bile tam olarak ortamdan süpürülmezler, her nefes aldığınızda ciğerlerinize bu parçaları çekiyorsunuz demektir.

Elinizin hemen altındaki klavye ve Mouse ise her hareketinizde elektrik sinyalleri gönderir. Mutlaka kablolu mouse kullanınız. . Aynı şekilde uzun süreli klavye ve mouse kullanımı maalesef bilekleri ve eli deforme etmektedir. "RSI (Repetitive Strain Injury)" denen sürekli aynı bedensel hareketlerin tekrarıyla oluşan eklem rahatsızlıkları ve "Carpal Tunnel Sendorumu (tekrar eden hareket sendromu )" ciddi sonuçları olan ve ameliyat gerektirebilen hasarlar verirler.
Lazer baskı yapan yazıcılar, çalışmaları sırasında ozon gazı üretirler.
Uzmanlar kanser ve bağışıklık sistemi hastalıklarının, manyetik alanın zayıflattığı bünyelerde oluştuğunu söylüyorlar.
Mesela çoğumuzun kullandığı Bluetooth kablosuz bağlantısı için HP firmasının resmi kitapçığı "lütfen sağlığınız için bir metreden kısa mesafede Bluetooth kullanmayın” diyor.
Eğer bütçeniz yetiyorsa LCD dediğimiz ince ekranlardan alın. Bunun radyasyon seviyesi daha düşüktür.
Bilgisayar kasanızı bedeninizden uzak tutun. Kabloları mümkün olduğunca uzun tutarak çevrenizdeki boş alanı uzatın, Bilgisayar masanızı metal aksamdan değil, ahşap ve elektrik yükü tutmayacak şekilde oluşturun.
Bilgisayarınızın bağlı olduğu prizi mutlaka topraklı yaptırın.
Günde bir kaç saatten fazla keyif, oyun ve web gibi zorunlu olmayan aktiviteler için bilgisayar karşısında zaman harcamayın.
Son olarak, bilinen tüm elektronik cihazlarda elektromanyetik alanı yakalama becerileri yüzünden özellikle ametist kristalleri kullanmanızı ve bilgisayarınızın yakınına koymanızı önereceğim.
Bu ametist kristalleri belli aralıklarla deniz suyuyla topraklandıklarında elektrik yükleri sıfırlanarak gereken koruma alanını sağlamaya devam ederler."

Sevgili okurlar, ben şahsen Balıkesir Dursunbey Güğü Köyü'nde çalışırken, köyde ametist madeni olması nedeniyle, bol miktarda ametist kristali edinmiştim.

VE EN ÖNEMLİ KONU:
. . . Eğer acil servis doktoru falan değilseniz, cep telefonunuz uyuyacağınız odada asla açık olarak kalmamalı. Gece siz uyurken Yatak Odanızdan en az 10 metre uzakta olmalıdır!!!!
Yapılan araştırmalara göre 20 dakika boyunca cep telefonu ile kesintisiz konuşanların, bir sağlık kuruluşunda beyin kontrolünden geçmesi gerekiyor. Nitekim telefon ile konuşurken sınırı aştığınızda hep başınız ağrır.. Unutmayınki , konuşurken de telefonun patlama gibi bir tehlikesi vardır . . . Mutlaka KULAKLIK KULLANIN ! ! !

Telsiz telefonlarda da benzer tehlikeler mevcut, ev telefonunuz telsizse değiştirin, kablolu alın.
Çamaşır ve bulaşık makineleri çalışırken yanında durmayın ( mesela bulaşık makinesini çalıştırıp yanındaki masada keyif çayı içmeyin veya masa keyfi yapmayın ), çünkü çok manyetik alan yayarlar. Özellikle çamaşır makinesinin, çamaşırları döndürme aşamasında hemen uzaklaşın.
Son olarak; kullanmadığınız aletleri fişten çekin. Yapılan araştırmaya göre, "stand by" da yani bekleme modunda kalan aletler, gene elektrik tuketıyorlar. Ve ABD'de bekleme modunda tüketilen elektiriğe " vampir elektirik" deniliyor. Bu da gösteriyor ki elektronik aletler fişten çekilmediği, en azından güç düğmesinden kapanmadığı sürece bizim için tehlike yaymaya devam ediyor.
Tüm bu aletlerin neden olduğu masraf ve küresel ısınma yetmiyormuş gibi, bizi de tüketiyorlar yavaş yavaş.

(Dç Doktor Ayşegül yıldız)

5 Haziran 2013 Çarşamba

Mirac Kandili - Bu Olaylar Bitsin . . .

Sevgili Dostlarım;

İş bulma, staj, imar sıkıntım, konser, davet için yer ayarlamak lazım diyen, organizasyon, bir öğrenciye burs, fakire yardım ya da bahceme iş yerime bi çiçek lazım diye 10 yıldır arayan
arkadaşlarım, akrabalarım
demokrasiyi bile demokratik olarak savunamayan bir millet haline gelmişiz...

Kuşkusuz tüm toplumlarda halk arasında farklılıklar olduğu gibi bizim toplumda da farklılıklar vardır. Türkiye'nin en büyük zenginliği farklılıkları hoşgörü ile bir arada tutmasıdır.

dinine, siyasi görüşüne yada faydasına göre mi arkadaş oluyoruz artık
insanlar buna göremi selam veriyorlar birbirine kaç gündür ??? öyleyse bende bileyim artık !

Vatan, millet sevdası adı altında yapılanları ben yakıştıramıyorum hiçbirinize
o zaman ne farkı kaldı karsı cıktığınız duzenden...

ağaçsa, özgrlükse, derdiniz sadece 1 haftada verilen zararın haddi hesabı yok,
hak ararken yakıp yıkmadan sesini duyurabilecek olgunlukta kalitede olmalı insan...

Bu mübarek günlerin gecelerin hürmetine ben sakinlik, birlik ve barış diliyorum.
birbirimizi kıskırtma zamanı diil, bu kavga bitsin diye dua ediyorum,
Bol bol yağmur yağsın diye dua ediyorum.

bir hakkım varsa şu mübarek kandil gününde helal olsun,
sevgiyle kalın



4 Mart 2013 Pazartesi

Arabesk Müziğinin tartışmasız en iyi ismi olan Müslüm Gürses'in cenaze töreni bugün şu dakikalarda yapılıyor.





Ünlü sanatçı Müslüm Gürses'in cenaze törenine binlerce hayranı ve ünlü isim gelmiş bulunmakta şuan için. Teşvikiye caminde kılınan cenaze namazının ardından ünlü sanatçı Teşvikiye Aile mezarlığında ebediyete intikal edecek. 

Sanatçı Müslüm Gürses, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

2 gün önce öldüğü iddiası ile yayılan haber sevenlerini yasa boğmuştu. Ancak bu sefer yanıltmadı.

15 Kasım'da İstanbul Memorial Hastanesi'nde geçirdiği by-pass ameliyatından bu yana yoğum bakımda tedavi gören 59 yaşındaki Gürses'in yaşamını yitirdiği bildirildi.

Ünlü sanatçı böbrek, karaciğer ve akciğerinde oluşan enfeksiyon nedeniyle yaşamını kaybetti.

2 Mart 2013 Cumartesi

Aldatanlar EN ÇOK ALDANIRLAR !!!


Birkaç gün önce İnternet Haber sitesinde Süleyman Özışık’ın bir yazısını okuyunca, bazı TV programlarının, bizim inanç ve geleneklerimize aykırı ve titizlikle sakınmaya çalıştığımız olumsuzlukları nasıl normal gibi göstererek toplumu bilerek bilmeyerek ne kadar yozlaştırdığına bir kez daha şahit oldum.

Özışık yazısında, bir TV kanalında bir gencin, birlikte yarıştığı genç kızı ikna etmek için, Kur’an üzerine yeminler edip, karşısındakiyle sonuna kadar yarışıp, yarışma butonuna basmayacağına söz verip güvenini sağladıktan sonra çok geçmeden yarışma butonuna basarak, birlikte yarıştığı yarışmacıyı aldattığından bahsediyordu. Sonra, internetten biraz araştırıp bu programda buna benzer çok örnekler olduğunu görünce, böyle bir yazı yazmak sorumluluğu doğdu.

Bu konu, dini yönden sakıncalarını bir kenara bırakalım, etik açısından, ahlâklı insan olma açısından çok vahim ve asla hoş olmayan bir davranıştır.

Dürüst, sözüne güvenilir insan olmak için ille de Müslüman olmak gerekmez, iyi bir insan olmak da doğruluğu ve dürüstlüğü gerektirir. Yalandan, dolandan, insanları kandırıp aldatmaktan kim ne kazanır ki? “Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.” diye çok bilinen bir ata sözümüz, ne kadar da mânidardır.

Ahlâklı insan, samimi Müslüman aslâ yalan söylemez. Hiçbir şekilde kimseyi aldatmaz. Hele Müslüman, üç günlük dünyanın menfaatlerine aldanarak, Allah (cc) ve Kur’an üzerine yemin ederek yalan söyleyemez. Kimseyi aldat(a)maz! Hadis-i şerifte “Doğru söylediğine inanılan, kendisine güven duyulan bir kimsenin, yalan söylemesinin en büyük hâinlik" (Ebû Dâvud) olduğu bildirilir bize. Ayrıca, konuşunca yalan söylemeyi, söz verince yerine getirmemeyi, emânete hıyânet etmeyi de münâfıklık alâmetlerinden sayar. (Müslim)

Hangi makam ve mevkide, olursa olsun. Hangi mesleği, hangi işi yapıyorsa yapsın. Verdiği sözde, yaptığı anlaşmada durmamak, bir insana hele ki, bir Müslüman’a aslâ yakışmayan en çirkin huylardan biridir. Yalan söyleyip, hile yaparak insanları kandırmak, güvenlerini kırmak, en büyük vefâsızlıktır.

Birine, her ne sebeple olursa olsun “vallâhi, billâhi” diye yemin ederek söz verip, güvenini kazanıp daha sonra sözünden cayanlar için Kâinatın Efendisi (sas) kudsi hadiste, Allâhü Teâlâ’nın “Düşmanım!” buyurduğu üç kimseden birinin de, Allah (cc) adına yemin ettikten sonra sözünden dönen kişi (Buhârî) olduğunu bildirir. Aynı hadiste, Allah'ın (cc) kıyâmet günü bunların yüzüne bakmayacağı belirtilir, hafizanallah! Allah’ın düşman olduğuna, cümle âlem dost olsa, alkışlasa neye yarar? O’nun dost olduğunu da, cümle âlem dışlasa, hor görse kimin umurunda?

İşte sırf bu sebeple Müslüman asla kimseyi aldatmamalı, sözüyle, davranışlarıyla her zaman güven veren olmalı. ‘Aleyhine dahi olsa, daima doğruyu söyle’meli!

Kâinatın Efendisi (sas) “Aldatan, bizden değildir.” (Müslim) buyuruyor. O’ndan ol(a)mayan, kimden olsa ne fayda?

Bir insanın “Bak sana ne vereceğim!” diyerek kendi çocuğunu bile şakayla kandırıp, aldatması durumunda bile, bunun amel defterine “Yalan!” olarak yazılacağı (Ebû Dâvûd) konusunda Efendimizin (sas) kesin uyarıları var. Çocuğa bile bir şey verileceği söylendiğinde, mutlaka verilmelidir.

Yüce Kitabımız Kur’an, birçok âyet-i kerimede, doğruluğu ve doğru söyleyenleri hep överken, yalancılığı şiddetle yasaklar ve yalancıları ise çok açık şekilde uyarır.

Müslüman, inanan, inanmayan, hangi dine mensup, hangi görüşe sahip olursa olsun kimseyi aldatmaz, güvensizlik oluşturmaz. Ayrıca, hiç kimsenin hakkında “iyi kimsedir, ama beyaz yalanlar söyler” demesine bile fırsat vermez. “Âlemlerin Efendisine (sas) müşrikler her şeyi söylediler, ama asla “yalan söylüyorsun” diyemediler. Aksine O’na “Muhammedül Emin” (En güvenilen) diye hitap ettiler. O (sas), buluşmak için sözleştiği arkadaşını, üç gün boyunca söz verdiği yerde beklemişti. O’nun ümmeti olarak şefaatine ermek için, O’nun yaptığını yapmak, kaçındığından kaçınmak O’na karşı bir vefâ borcumuzdur.

Allah’ım! Yalan söylemekten, söz verince sözünde duramamaktan, cimrilikten, ahde vefâsızlıktan, üç günlük dünya menfaatine ahiretini değişmekten, dünyanın her türlü fitnesi ve aldatıcılığından sana sığınırım. Ãmin.

Selam ve dua ile…

2 Ocak 2013 Çarşamba

Bronnie WARE - Ölürken Pişman Olunan 5 Şey !!! Geç Kalmayın . . .

 

Yıllarca evlerinde ölümü bekleyen hastalara bakan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra kitap yazmaya karar verdi.

Hemşire Ware, hastalara “En büyük pişmanlığınız nedir?” diye sordu. Bronnie Ware yanıtlara kitabında yer verdi.

1. "Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı."

Ware’e göre insanlar, yaşamlarının sona erdiğinin farkına varıp geriye döndüklerinde düşledikleri şeylerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmediklerini görüyor ve pişman oluyor.

2. "Keşke bu kadar çok çalışmasaydım."

Ware’e göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor. Ware, erkek hastaların büyük bir kısmının eğer bir şansları daha olsa dönüp çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini gözlemledi.

3. "Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı."

Birçok insanın diğerleri ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmak için duygularını bastırdığını söyleyen Ware, bastırılan duyguların insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkileri olduğunu ileri sürdü.

4. "Keşke arkadaşlarımla ilişkimi sürdürseydim."

İnsanların kendi yaşamlarına çok fazla odaklanıp arkadaşlarıyla ilişkilerini yitirdiğini ancak ölüm yatağında fark ettiğini söyleyen Ware, ölmekte olan insanların en çok eski arkadaşlarını özlediğini söyledi.

5. "Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim."

Çoğu insanın mutluluğun aslında bir seçim olduğunu ölüm anı gelene dek fark etmediğini söyleyen Ware, insanların rahat yaşamak uğruna eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını belirtti.

Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen insanların değişme korkusu yaşadığını ve daha fazla mutlu olma şansını kendi kendilerine yok ettiğini belirten Ware, ölüm yatağındaki hastalarının "Keşke daha çok gülseydim, keşke aptalca şeyler yapmaktan bu kadar korkmasaydım" diyerek pişmanlıklarını dile getirdiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: ntvmsnbc.com

14 Şubat 2012 Salı

Nasıl İstersen Öyle Yaşa, Fakat bil ki... - Hz.Muhammed (S.a.v.)

''Nasıl İstersen Öyle Yaşa, Fakat bil ki.,
Bir Gün Mutlaka Öleceksin..
Kimi Seversen Sev ama Unutma ki.,
Bir Gün Ondan Ayrılacaksın..
Dilediğin Gibi Davran.. Lâkin Şu da her Zaman Hatırında Olsun ki., Her Yaptığının Karşılığını Mutlaka Göreceksin.."

- Hz.Muhammed (s.a.v)

TAHİNLİ CEVİZLİ KURABİYE - Ağızda dağılan hep çok sevilen o lezzet

  Merhaba dostlar. Çok sık yaptığım gösterişli bir kurabiye tarifim ile yeniden geldim. Yoğun tadıyla ağızda dağılan, tam 5 çayı misafir s...

Arşiv


Binlerce Kere Tıklanıyoruz; Çok Teşekkür Ederim . . . MİLLLYON KERE MaşaALLAH...