Bu Blogda Ara

Yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mart 2020 Salı

Hz. Peygamber (s.a.v) "Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki, çörek otunda onun için bir deva bulunmasın" demiş...


Bağışıklık sistemimizi her türlü virüs ve mikroba karşı sağlamlaştırmak için ; 

- Paket gıdalardan, kimyasal deterjan, parfüm vs sentetiklerden, margarin ve türevi trans yağlardan uzak durmalıyız.
Çünkü; 
Zararı terk, faydayı celbetmekten efdaldir!" 
-Kuran Şifadır.. 
Evvela farzlarımızı yerine getirmek, sünnetlere dişlerimizle tutunmak gerekir.
Rabbimiz Celle Celaluhu ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem ne emretti ise hayrımıza, neyden nehyetti ise şerrimizedir.
Manevi sağlığımız herşeyden önemlidir.
Çünkü; Kalp hasta ise, bedenin sağlıklı olması fayda vermez.
Kalp sağlam ise, bedenin bozulması zarar vermez..
Rabbimizin emirlerine sarılmak bizleri her daim korur,
Kuran-ı Azimüşşan ve emirleri en büyük şifa kaynağımızdır. 
-Birde Rabbimizin imtihan ettiği dertlerimiz için, bize merhamet ederek lütfettiği faydalı nimetleri vardır.
Efendimizin bildirdiği üzere çörekotu ve bal bunların en başında gelir.. 
Şimdi sizlere güzel bir tarif vereceğim.

1 kişi için;
2 bardak suyu kaynatıyoruz. 
Kaynadığında 1 yemek kaşığı çörekotu ve 2 diş sarımsağı atıyoruz.
Sarımsakları kabuğu ile çıtlatıp atıyoruz. Ben kürdan ile bir kaç yerinden de deldim.
Kısık ateşte 10-15 dakika kaynatıyoruz.
Sabah akşam içebilirsiniz.
ben bardağa koyduktan sonra içerisine 1 kaşık bal ve kaşığın ucuyla toz zencefilde ekliyorum.
Hamilelerde içebilir.
4 yaş altı bebeklerinize de 1-2 tatlı kaşığı verebilirsiniz.
Manevi tedbir olarak bol bol avuçlarınıza okuyun kendinizi ve yavrularınızı başından topuğuna kadar mesh edin..
Bunu Peygamberimiz her gece yapardı, hikmetleri çoktur.

Rabbim bu günlerimizi razı olduğu şekilde atlatmamızı nasip eylesin, korku ve endişelerimizi kefaret etsin.. 
Tedbir bizden, takdir sendendir Rabbim.. 
Biliriz ki tedbirimiz takdirinin önüne geçmez,
bu sebeple her ne olursa olsun bizlere dimdik durmayı, kaosa sürüklenmemeyi, her daim güçlü olmayı nasip eyle..
Bizlere Müslüman basireti ver..
Bugün bu biyolojik savaşın idrakına vardık,
peşine şifaymış gibi sunacakları aşı, çip, ilaç her ne ise tüm bunlardan bizi ve ehlimizi muhafaza eyle..
Bizler fıtratımızda yaşamak, bir Müslüman gibi ölmek istiyoruz tatbik ettir Ya Rabbi!
Yağmur İbiç

25 Kasım 2019 Pazartesi

👍 PIRASALI HAVUÇLU GÜL BÖREĞİ <--- Pırasa yemeyene bile yediririm

 

İDDİALIYIM; Sebze yemeyene bile bu lezzet afiyetle yedirtir :)

 

Malzemeler

İÇ HARCI:
  • 4-5 yufka
  • Yarım kilo pırasa
  • 2 tane havuç
  • 1 bardak kaşar loru peynir
  • 2 kaşık tereyağ / az tuz
YUFKA HARCI:
  • 1 tane yumurta
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • Yarım su bardağı süt
  • 1 paket kabartma tozu
  • Az tuz
ÜZERİNE SÜRMEK İÇİN:
  • Yarım su bardağı yoğurt
  • Tuz, karabiber, pul biber
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • Çörek otu / Susam

Hazırlanışı

  1. Önce iç harcını hazırlıyoruz; Pırasalarınızı yıkayıp, ince dilimleyin, havuçlarınızı soyup rendeleyin, wok tava ve tereyağ ile soteliyoruz. tercihen sıvı yağ da kullanılabilir. İyice pişince ateşten kenara alın soğuması için ve tuz, biber, 1 su bardağı loru da içine karıştırıp dinlenmeye bırakın.
  2. Yufka harcını hazırlıyorum; ve yukamızı 8e bölerek üçgenlerin içine kaşık veya yumurta sürme spatulasıyla yufkanın içine harç koymadan bu sosumu sürüyorum. Hem lezzetli hem yumuşak olmasını sağlıyor.
  3. Üçgen yufkalarımızı rulo şeklinde sarıp gül böreklerimizi hazırlıyoruz. Tüm yufkamız bitene kadar :)
  4. Üzeri için yoğurtlu sosumuzu hazırlayarak bütün tepsiye dizdiğimiz gül böreklerimizin üzerine yayıyoruz, suma ve çörek otu bence olmazsa olmazı !
  5. Önceden ısınmış 190 derece fırında pişirebilirisiniz. Afiyet Bal şeker olsun
 



6 Kasım 2019 Çarşamba

İBB. Sosyal Tesis Şefinden ENFES BALIK ÇORBASI Tarifi

Kremalı Mantarlı Balık çorbasını çok severim ...

Mevsiminde 19 çeşit balığı 

İstanbul Halkının sofralarına sunan tesislerimizide sık sık giderim

Yakınlık açısından Kasımpaşa ve Haliç Tesislerinin yeri bir başka. 

 

Tesis yönetimi, restoran, lezzet, ortamın güvenirliği her zaman bana sıcak geliyor.
Mutfağın amirali ise balık yemeklerinin efendisi Chef Saadettin Yıldırım. 
direk kendi ağzında o muhteşem tarifi de paylaşıyorum sizinle
E artık akşama balık çorbası yaparız :)
Hadi güvenle afiyet olsun. 

İstanbul halkından 10 puan alan Haliç Sosyal tesisleri sizi bekliyor.
 
  Malzemeler

1 adet fileto levrek balığı

1 adet havuç

1 adet orta boy patates

1 adet yeşil soğan

Yeterli miktarda dereotu

Yeterli miktarda maydanoz

50 gram mantar

1 tutam tuz

Yeterli miktarda limon suyu

100 gram margarin

Önce margarini eritin, küp küp doğranmış havuçları ekleyelim, 

kavurmya soğan ve mantarla devam edelim. 

Sonra kavrulan sebzelere patates ve su boşaltın. 

Minik doğranmış balıklar ile çorbayı pişmeye bırakın.  

Terbiye Sosunu un, yumurta sarısı ve sütle yapıp üzerine ilave ediyorum ben, 

çorbaya son olarak, tuz, maydanoz ve dereotunu koyalımunutmayın, 

afiyet şifa olsun

 





5 Kasım 2019 Salı

TARİHİ EMİNÖNÜ BALIKÇILARI - TURŞUCU - OSMANLI LOKMA TATLI Hakkında Ne Düşünüyorsunuz ???


Yolumuzu İstanbulu'un Fatih'in merkezine çeviriyorum bugün....

"Evet zaman zaman bazı tatsız olaylar da oldu"

Ama Çok sevdiğim bir noktadan bahsetmek istiyorum size !

 

 “Balık-ekmek" bu bölgedeki kültürün bir parçası…

Her gidişimde de yemeden dönmem :)

 

 

“Tarihi yarımada ile ilgili 

İBB'nin bir düzenleme projesi kapsamında kaldırılmasından bahsediliyor, 

kabul de ediyorum hoş olmayan görüntülere de sahipler,

ama kaldırılmalarını da istemiyorum :(

 

 

Eminönü Meydanı ve balık ekmek tekneleri eski sinema filmlerinden tutun,

  turistlerin bile ziyaretlerinden fotoğraf karelerine kadar olmazsa olmazlarından.

Yolu Eminönü'ne düşen herkesin miğdesine hayır diyemeyip, uğradığı, 

sallanan teknelerde verilen ızgara balık, turşu eşliğinde, salaş taburelerde oturan onca çeşit insanın ortak noktası.

Neşeli Günler filminde Adile Naşit ve Münir Özkul'u anmak misali sirkeli mi limonlu mu turşu olsun artık bilemem :P

Boğaza Bosfor bosfor diye bağıran çığırtkanlarda orada,

5 dk. bir masanıza gelip mendil satmak isteyen çocuklarda :)

Otobüslerine koşanlarda,

Martılar da ... 




 1 Kasım itibariyle teknelerin kaldırılması için İBB ihtarname göndermişti.  
Balıkçılarda kararı yargıya götürmüşler ve Mahkeme durdurulmasına karar vermiş, 
acaba proje vs. planlanıp mı bu aşamaya geçilseydi?
150 kişinin çalışıyor olması da sıkıntı kaç eve ekmek giriyor ?
Kimseyi savunmuyorum ! 
Sadece yapılacak birşey için daha planlı mı hareket etsekte böyle tepkiler almasak.


Yine de; 

bu güzel mekanın havasını seviyorum,

buradan denizi izlemeyi seviyorum,

oğlumla Galata Köprüsünde balık tutanları ziyareti seviyorum,

Ağzımızın tadı kaçmasın istiyorum, 

güzel yönde onlarla değişimi ve yenilenmeyi istiyorum.

 

Sıcacık Lokma tadında,

Şehr-i İstanbul'um dan Sevgilerimle...




 

23 Ekim 2019 Çarşamba

Prof Dr. Erkan TOPUZ - DOĞAL ÖZDEŞ AROMALAR Hakkında bir Döktürmüş !!!

HAYATIMIZLA OYNUYORLAR!

Baktım markette zencefilli gazoz da var, imal etmiş büyüklerimiz,sağ olsunlar.
İçinde zencefil var mı? Yok. Aroması da, rengi de yapay.
Ama kendisi doğala özdeş.

Bizim bir çiçekçi var,
serada karanfil ve gül yetiştiriyor.
Satmadan önce üstlerine koku sıkıyor.
Doğala özdeş gül!
Zavallı bülbül!

Kayseri'nin en ünlü mantıcısına götürdüler,
Kaşıkla diye bir yer.
'Yer' demek doğru değil, entegre tesis mübarek.
Bir kapıdan 80 kilo giren, diğer kapıdan 100 kilo çıkıyor.
"En iyi Kayseri mantısı burada"
Aldım iki kutu, eve getirdim koydum dondurucuya.
Bir ay sonra yemeğe kalktık, baktık mantı acılaşmış.
Niye ki? Et mi bozuldu?
Etin bozulması mümkün değil, çünkü et yerine soya kıyması kullanıyorlar, içinde et olan mantı neredeyse kalmadı.
Acılık içindeki azot gazından geliyor. Raf ömrü uzasın diye paketlenme aşamasında azotu basmışlar mantıya.
Doğala özdeş!

Bir bilgi daha:

O, mantının raf ömrü uzasın diye içine konan azot gazı zamanla gıda zehirlemesine yol açıyor. Bunların hepsi doğayla özdeş gazlar.
Onlara "gıda gazı" diyorlar.
Azot gazı da, oksijen de istenmeyen durumlarda inert atmosfer oluşturarak gıdaların kısa sürede bozulmasını önlüyor.
Mesela, taze etlere de oksijen gazı veriyorlar ki, hep taze, kıpkırmızıgörünsün raflarda.
Yasal bunlar, girin internete "gıda gazı" diye yazın, görün neleryediğinizi.
Markete üzüm gelmiş. Kırmızı, iri, dipdiri şeyler. Erik gibiler maşallah!
Nereden geliyor bunlar? Şili'den.
Şili mi?
Evet!
Kaç gündür buradalar?
3-5 gün oldu.
Düşünün, Şili'nin bir köyünde topluyorlar bunları. Uzun yolculuklar sonunda bizim kasabaya kadar geliyor.
Bir süre bizim manavda bekliyor.
Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de3-5 gün daha, bana mısın demiyor. Hala kütür kütür.
İyi ama, nasıl?
Şahane şeyler var, adına ilaç diyorlar.
Üzümlere verilen bu ilaçlardan birinin etiketindeki faydaları sayalım mesela:
Dane büyüklüğünü arttırır,Dane ağrılığını arttırır,Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir,
Tam olgunlaşmadan daneye parlak sarı yeşil rengini verir,
Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar,
 Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir.
Raf ömrü uzar.
Nedir bu?
Sitokinin.
Büyüme hormonu.
Bakın şu şansa ki, sitokinin insanda da aynı işe yarıyor.
Sonra anneler şikayet ediyorlar "ee benim çocuk erken kıllanıyor!"
Bu dünya böyle hanım abla, sen üzümü alırken kıllanmazsan, çocuğun kıllanır.

Adana'da çiftçilerle çalışıyoruz.
Yaz güneşi altında soğutması olmayan tankerle süt topluyorlar mandıralara.
Şöföre soruyorum "Bozulmuyor mu bu sıcakta süt?"
"Abi, tankere iki bardak hidrojen peroksit döküyorum, akşama kadar bir şey olmuyor."
Hidrojen peroksit dediği şey kadınların saçlarının rengini açmak için kullandıkları bir kimyasal.
Çok kötü değil, sadece canlıları öldürüyor.
Süte koyunca bütün bakteriler ölüyor, geriye bozulacak bir şey de kalmıyor.
Doğala özdeş süt!



Bu anlattıklarımın hepsi yasal.

Temel problem şu ki: İnsan doğa ilişkisi değişti.

İnsan yeni bir doğa kurgusu yaptı, kendini doğanın dışına aldı, doğayı alınır-satılır mal yaptı, sentetikleştirdi ve tüketime sundu.
Hal böyle olunca, insan kendinin doğal bir varlık olduğunu unuttu.
(Beşer işte, unutacak elbet)
İnternetten pantalon, ayakkabı, peynir, arkadaş ve sevgili edinmeyi marifet bildi.
Optik kabloların sunduğu hayatı da hayat bildi.İnsan artık bu!
Doğala özdeş!

Prof Dr. Erkan Topuz


  BİLİYORMUSUNUZ ?

 

TÜRKİYE'DE hatta DÜNYA DA EN DEĞERLİ 

YETİŞTİRİLEBİLEN 

BAHARAT - MEYVE ve SEBZELERE SAHİBİZ ...

 

4 Eylül 2019 Çarşamba

TEREYAĞI Mı? MARGARİN Mİ?

Yüzyıllardır insanlar tarafından doğal olarak üretilen
ve dedelerimizin vazgeçilmez besinlerinden olan tereyağının kullanımı
son 50 yılda önemli derecede azaldı:
 
Margarin aslında Amerika 'da Türkiye'nin iyiliği için oluşturuldu !.
Türkiye'nin bunu kullanmasını sağlamak için yoksulluğun fazla olduğu yıllarda yatırımla destek verdiler.
 Margarin o zamanlar beyaz şekilde, en azından yemek gibi değildi,
zamanla farklı türevlerini sundular, bu yüzden ona sarı renk ilave edip,
hatta tereyağı yerine insanları satmaya çalıştılar.
Sadece YAĞ diyebilirsin?
 AMA
En önemli nedeni margarinin yaygınlaşmasını sağlamak 
ve tereyağından daha ucuz bir şekilde tüketiciye sunularak alışkanlık haline getirmek.
Oysa tereyağı ile margarinin arasında fiyat farkı ile ölçülemeyecek farklar var:

MARGARİNİN ZARARLARI

Her ikisi de hemen hemen ayni kaloriye sahiptir.

Margarinde yağ asitleri çok yüksektir.

Margarin Koroner kalp hastalığı riskini üçe katlar.

Toplam kolesterolü ve LDL yi yükseltir (kötü kolesterol)

HDL yi düşürür (iyi kolesterol)

Kanser riskini beş katına çıkarır.

Anne sütünün kalitesini düşürür.

Bağışıklık sistemini zayıflatır.

İnsülin tepkisini düşürür.

Tereyağı ile karşılaştırılınca margarin yemek kadınlarda kalp hastalığına yakalanma olasılığını %53 artırıyor.
 
Margarin plastik olmasına sadece bir malzeme uzaklıkta... ve renklerin yanı sıra 27 malzeme de vardır!


TEREYAĞININ YARARLARI
Tereyağı yemek, yiyeceklerdeki diğer besin öğelerinin emilimini artırıyor.

En iyi A vitamini kaynağıdır.

Lesitinden zengindir.

Yüksek oranda antioksidan (kolesterol, A vit, E vit, selenyum) içerir.

İyi bir iyot kaynağıdır.

Konjuge linolenik asitten (CLA)zengin olduğu için, antienflamatuvar, antiallerjik ve antikansorejenik etkileri vardır.

Diş çürükleri ve osteoporoz riskini azaltır.

Maküler dejenerasyonu azaltır (lutein)

Yüksek kolesterolü azaltır (kolin)

Bellek ve öğrenme kapasitesini artırır (kolin)

Asetilkolini artırır

Çinko içeriği yüksektir

Magnezyum içeriği yüksektir

Omega-3’ten zengindir.

A, D, K vitaminleri, demir, selenyum, riboflavin, ve niasinden zengindir.   
 

DOĞAL ÜRÜN KARINCA TESTİ ile kendi gözlerinizle görün :P 

 
 

Bir deneme de haydi sen yap :P

 Bir kutu margarin al ve garajda ya da bazı yerlerde açık bırak.
Birkaç gün sonra, birkaç detayı fark edersiniz:

- bir sinek bile yok, o sıkıcı küçük meyve sinekler bile, yanına bile gelmez
(bu durum sana bir şey söylemek zorunda...)

- margarin kokusu bozulmaz veya değişmez, çünkü hiçbir değeri yoktur.
Ve üzerinde hiçbir bakteri oluşmaz: Ne mantar, ne de küf, ne de çürüme...
O küçük mikroorganizmalar bile ??? Neden?
Çünkü margarin neredeyse plastik.

 Çin işi şöyle diyor:
Seninle değerli bir şey paylaşan var mı durup dururken ...
Amerika neden böyle büyük bir yatırımı yapsın ??
 

27 Ağustos 2019 Salı

Mutfak Genetiğimizi Kaybettik Biz !



ÇOK MU ZOR?


Ananeniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken,
Siz, "Aman anane be, boş versene" deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya...
Anane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini ananeden alıp, bir kenara yazmadınız ya...
İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.
Ne verirlerse
Onu yiyeceksiniz.

Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz.
Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor.
Bilmeli.
Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor!
Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran...
İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm,
maalesef torunlarınız da.
Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için,
İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan!
Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu.
Tahin-pekmezi " köylü işi " vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları "modernite" sandığınız için,
Daha 10 yaşında çocuklarımız balona döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.

Size zor geliyor ama zor mu evde yoğurt yapmak?
İstanbul'un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir'de,
Antalya'da, Adana'da evde salça yapmak?
Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye...
İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde
ekmek yapmak?
Bütün ailen kabız...


Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, 
niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?

Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun
Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun
Ne işe yaradı senin pazara gitmen?

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi...
Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok;
Gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun...
Brüksel lahanası yiyerek mi AB'ye gireceğini sanıyorsun?

Çin'den bal getiriyorlar mesela...
Taaa Arjantin'den, Meksika'dan bal getiriyorlar.
Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan...
İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin!
Ben iddia ediyorum;
Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, 
 Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, 
sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli'de, Pervari'de terör bile azalır, terör bile...


Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.
Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA'sını değiştirdi!

Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. 
Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz,
Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.


Yılmaz ÖZDİL'den 
👍👍👍

9 Temmuz 2019 Salı

2 HAFTADA BOYUNUZU UZATMAK İÇİN evde yapabileceğiniz egzersizler

İngiltereli Alice Robinson, 

popüler tekniklerden bir çoğunu sağlıklı gelişim için denemiş 

ve bir hafta içerisinde 1,5 cm uzamayı başarmış. 

Bunu da omurgasını esnetip 

 omurlararası disk yüksekliğini 1-2 mm artırarak yapmış. 

Bright Side bilgilerine göre, 

20 yaş altı için düzgün bir postürle boyunuza rahatlıkla 2,5 cm ekleyebilirsiniz. 

 

Mevsim YAZ Haydi bol bol Yüzelimm

Yüzme, 
boyunuzu uzatan egzersizlerin en başında yer alıyor. 
Suyun içindeyken omurlararası disklerde ve kemiklerdeki yük çok daha az olduğu için 
eklemleriniz daha kolay hareket eder. Bu da boy uzatmayı kolaylaştırır.
 

Köprü sırt üstü egzersizleri vücut için önemlidir, 
Aslına bakarsanız, Uyurken bile daha uzunsunuz. 
10 dakika sırtüstü yatmak boyunuza 5 mm ekler. 
Bunun sebebi omurganın gün içerisinde büzülmesidir, yatınca normal haline döner. 
Ancak unutmayın, 
bu egzersizleri yapmanıza rağmen 25 yaş üstündeyseniz muazzam sonuçlar beklemeyin. 
Büyümenin çoktan durduğu yaşlardasınız çünkü.


Bisiklete binmeliyiz, çocukluğumda ne çok severdim :)
 Bu yöntemle boy uzatmak için seleyi, 
bacaklarınızın pedallara ulaşmak için esnemesi gerekeceği yüksekliğe ayarlamalısınız. 
Çok yükseğe ayarlarsanız da eklemlerinizi incitirsiniz.  


Bu hareket fazlasıyla kolay. 
Düzenli arada bara asılmak. 
Haftanın 6 günü boyunca her gün en az 5 dakika bu bara asılırsanız, boyunuza birkaç cm ekleyebilirsiniz. 
5 dakikanın tamamını bir anda yapmak zorunda değilsiniz, 
ancak her asıldığınızda en az 10 saniye asılı kaldığınızdan ve tutuş şeklinizi arada bir değiştirdiğinizden emin olun. 

 

Omuzlarınızın üzerinde durmayı denediniz mi? 

Lisedeyken ne çok yapardık !
Ya Sonra? Okul Bitti Beden Eğitimi Bitti Mi?
Bu duruşta bacaklarınızı esnetebildiğiniz kadar yukarı uzatmaya çalışın. 
 Bacaklarınızın düzgün bir açıda durmasına dikkat edin, 
zarar görmenizi istemiyoruz.  

 

Kobra duruşu,

Sanki kulunçlarınızın çıtırdadığını duyar gibiyim,
Omurganız için fazlasıyla yararlı olan bu egzersiz; 
aynı zamanda sırtınızı, karın kaslarınızı, kalça arkalarını ve kalçanızı esnetiyor. 


Sadece Eğilin,
Eğilirken bacaklarınızı düz tutup ellerinizle ayak parmaklarınıza dokunmaya çalışın. 
Yavaşça başlayın ve eğilme derecenizi ilerledikçe artırın. 


İp atlayabilirsiniz, 
basketbol oynayabilirsiniz, 
ya da bir noktada zıplayabilirsiniz. 
Egzersiz kemiklerinize ve kaslarınıza yararlı, 
yanlızca 1 - 2 hafta içinde boyunuzun uzadığını fark edeceksiniz. 


Kısa sürede boyunuzu uzatacak bu 7 doğal yöntem dışında

Sağlıklı Beslenmelisiniz !

Kalsiyum, Demir ve D vitamini tüketmelisiniz. 
Buna ek olarak vücudunuzun düzgün çalışmasını sağlayan besinler de almalısınız. 
Balık, Süt, Et, Yumurta, Sebze, Meyve Günlük ve Düzenli tüketimde çok önemli.
Paça Çorbası, Tavuk, Protein Ne kadar değerli yer verin...
ve Fast Fooodtan uzak durun
düzenli ve iyi uykuya da yer verin...

 



14 Haziran 2019 Cuma

Çocuklarla Yaz Tatilinde Yapılacak 100 Güzel Fikir


Milyonlarca öğrenci bugün 14 Haziran karne alacak. 

#MEB velilere çocuklarıyla birlikte uygulayabilecekleri 

birbirinden güzel etkinlikler tavsiye etmiş. 

Çok Beğendim ve buzdolabı üzerinde kağıdı basıp, sırayla uygullayacağız...

Şimdiden herkese iyi tatiller dilerim..

#Eğitim2023 #karnegünü #vizyon2023 @ziyaselcuk


Eğitim Şartttt !

Anne karnında başlayıp yaşamın sonuna kadar devam eden bir süreç olan eğitimin, 

sınıflardan çıkartılıp ait bulunduğu yere eve, bahçeye, sokağa, doğaya, kente 

kısacası hayatın içine çıkartılması gerektiği özellikle belirtmeliyim. 

Anne ve babaya çocuğun eğitmeni veya ders danışmanı değil 

bir anne ve bir baba oldukları hatırlatılan açıklamada, 

etkinlik tavsiyelerinin, koşuşturma içerisindeki anne ile babaların 

çocuklarıyla telaşsız ve sağlıklı bir iletişim kurmasını sağlayarak 

ebeveynlerin de stresini azaltıp çocuklarıyla bağlarını pekiştireceği belirtildi. 


Öncelikle, Mutlu zaman geçirmeniz dileğiyle...
"Bir çiçek dikin ve büyütün, doğa yürüyüşü yapın, üç ağaç türü öğrenin, beş taş oynayın, müze ziyareti yapın, birlikte bir ağaca çıkın ve doğayı seyredin, mevsim meyvelerinin çekirdeklerini toprağa ekin, sokaktaki taşları kaldırarak altında solucan ve böcek arayın, bir bilim insanının hayatını araştırın, sokak hayvanlarına su verin, salıncak kurun, birlikte yemek yapın, yeni bir masal öğrenin, uçurtma yapıp uçurun, kağıttan gemi yapmayı öğretin, kendi çocukluk anılarınızı anlatın, ip baskısı yapın, sokaktan topladığınız taşları boyayın, otlardan düdük yapmayı öğretin, birlikte evinizi temizleyin, birlikte bisiklete binin, birlikte satranç oynayın, bir dünya haritası edinerek ülke bulma oyunu oynayın, çocuğunuza yüksek sesle kitap okuyun, kurabiye, kek ve benzeri bir şey yaparak komşularınıza götürün, su ve enerji tasarrufu yöntemlerini birlikte öğrenin, birlikte film izleyin, senarist ve yönetmeni birlikte araştırın, birlikte yürüyüş yapın ve adımlarınızı sayın, düğme ve sökük dikmeyi öğretin, kuşlara yem verin, birlikte bir hikaye yazın, çivi çakmayı öğretin, birlikte kitap okuyun, aile büyüklerini ziyaret edin, saklambaç oynayın, birlikte ip atlayın, birlikte bir tekerleme öğrenin, birlikte bir şiir ezberleyin, birlikte bir mektup yazın ve postalayın, bir karınca yuvası bulun ve ekmek kırıntıları bırakın, çamaşır katlamayı ve ütü yapmayı öğretin, pencereden bakıp gördükleriniz hakkında konuşun, birlikte reçel yapın, farklı ağaçlardan yapraklar toplayın ve bir deftere yapıştırın, birlikte limonata veya meyve suyu yapın, birlikte kuşları gözlemleyin, birlikte ilk yardım detayı öğrenin, üç farklı kuş ve balık türü öğrenin, bir ihtiyaç sahibine birlikte yardım edin, bir tanıdığınızla röportaj yapın, birlikte bir takı tasarlayın, birlikte top oynayın, doğadan topladığınız malzemelerle bir fotoğraf çerçevesi yapın, bir yemek öğretin, kütüphaneye gidin ve üye olun, birlikte ekmek yapın, ailece yere uzanıp yıldızları izleyin, büyük bir tepeye tırmanın, size özel bir selamlaşma bulun, bir makine veya cihazı sökerek parçalarını yerine takın, birlikte sofra kurun, yoğurt yapmayı öğretin, sessiz sinema oynayın, doğada yön bulmayı öğretin, evin ihtiyaç listesini hazırlatın, birlikte resim yapın, güneşin doğuşunu ve batışını izleyin, yeni bir dilde selamlaşma ve teşekkür etmeyi öğrenin, bir kitapçıya gidin, birlikte basit bir deney yapın, birlikte bir fidan dikin, bir akvaryumu gözlemleyin ve ilginizi çeken detayları not alın."



 

31 Mayıs 2019 Cuma

1 haftada 3 kilo vermek için HIZLI DİYET


BEN BUNA ACİL DURUM DİYETİ de diyorum bazen .

DÜĞÜN, NİŞAN, TÖREN öncesi ABİYELER için tavsiye edilir  :)

 

Not: 1 Haftada 3 kilo vermek için kesinlikle yürüyüş yapmalısınız.


Kısa süreli, acil durumlarda ancak güçlü diyetle doğal olarak kilo verebileceğinizi bilmelisiniz. 
Sadece yağ yakılmasını teşvik edecek olan bu haftalık diyet menüsüne uymanız yeterlidir.

 

Kahvaltıyı asla atlamamalısınız. 

Alkolsüz içecekler, fazla kafein ve işlenmiş gıdalardan uzak durun, çünkü bol şeker içerirler. 

8’den sonra yemeyi bırakın. 

7 günlük diyetin ardından kilolarınızla kıyaslama yapabilmeniz için kendinizi öncesinde de tartın. 

Meyveler Ve Sebzeler Bol Miktarda Su Bulundurur. 

Bu diyet bağırsak hareketlerinizi geliştirir. 

 

1. Gün 

Meyve Günü Bütün gün boyunca, sadece meyve yemelisiniz, 
yani kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği için; muz hariç. Papaya, elma, ananas, vb. Yiyebilirsiniz. 

 

2. Gün

Sebzeli gün Bu gün kahvaltı, akşam yemeği ve öğle yemeği için sebze yemelisiniz. 
Güne pişmiş karbonlarla başlayın, böylece karbonhidratlar gün içinde parçalanabilir. 
Brokoli ve fasulyeler gibi lifte bol miktarda bulunan sebzeleri içerir. 
Bunları salatalara, çorbalara veya buğulamalara ekleyin.

 

3. Gün

Meyve ve sebze günü Diyetin üçüncü gününde 1. ve 2. günlerdeki gıdaların bir kombinasyonunu yapmalısınız. 
Muz ve patateslerden kaçının. 

 

4. Gün 

Süt ve muz günü; Sadece süt ve muz yemelisin. 10 muz ve 3 bardak süt tüketebilirsiniz. 

 

5. Gün

 Bayram günü; Bu gün yağsız et yemelisin. 
Örneğin, yağsız tavuk veya balık filetosu ve 8 domatese kadar. 
Etin alınmasından dolayı vücut tarafından üretilen ürik asitin çıkarılmasını teşvik etmek için daha fazla su, 
yani 12 ila 15 bardak tüketin. 

 

6. Gün

Kırmızı et ve sebzeler İstediğiniz kadar pişirilmiş kırmızı etleri 
ve öğle yemeği için istediğiniz kadar sebzeleri yiyebilirsiniz. 

 

7. Gün

 Pirinç ve sebzeler; Seçtiğiniz buğulanmış sebzelerle karışık öğle yemeği için pişmiş kahverengi pirinç tüketin. 
Bu gün sadece bir patates yiyebilir ve taze meyve veya sebze suyu tüketebilirsiniz. 

Eğer UYGULAYABİLİRSENİZ gerçekten kilo verdiriyor !
ve DİYET sonrası normale dönüşünüzde öğünlerinizi hazır miğdeniz küçülmüşken azaltın,
sağlıklı olmak için sebze-meyve-et ürünlerine abur cuburdan 10bin kat fazla yer verin..

Önemli Not: 1 Haftada 3 kilo vermek için kesinlikle yürüyüş yapmalısınız.


15 Mayıs 2019 Çarşamba

KARNIYARIK - Ramazanda Sofraların Baştacı


KARNIYARIK


İftara misafiriniz var, 

riske atmak istemiyorsanız herkesin yemekten zevk alacağı mükemmel lezzet !

Karnıyarık yanına Menü Cacık - Pilav - Börek - Şerbetli Tatlı muhteşem oluyor...

Afiyetle sofrada yüzler gülüyor...

Patlıcan sebzelerin en güzel tadı ve tarifiyle klasik hiç pişman olmazsınız :)

 

Malzemeler :

6 - 7 adet küçük boy patlıcan
250-300 gram az yağlı kıyma (kasaptan olsun lütfen) 
2 ad. soğan - eti bol olsun derseniz 1 büyük yeterli:)
1 ad. domates
3 diş sarımsak
2 yemek kaşığı salça
7-8 ad. sivri biber
sıvıyağ, tuz, larabiber, kırmızıbiber, maydanoz

patlıcanları çizgili soyup suda bekletin acısı geçsin, sonra havlu üzerinde süzülsün suları ve yağda biraz kızartın,
iç harcı için soğan, sarımsak, kıymayı kavuralım, içine salça, 1 biber, 1 domateside ince kıyıp ilave edelim,
baharatlarını ve maydanozu ekleyip, yarım çay bardağı su döküp içine kapatalım.
çok lezzetli oldu bundan börek bile yaparım ben :)

bir yanda kızarttığınız patlıcanları tepsiye alın içine harcımızı dolduralım, üzerine de 1 domatesi dilimliyorum
tepside aralara kızarttığım biberleride ilave ediyorum, son olarakda salçalı su döküyorum içine.
son olarak 170 derece ısıtılmış fırına atabilirsiniz 20-25 dk. tam kıvamında olacaktır.
afiye olsun...

 


6 Mayıs 2019 Pazartesi

Geldi Gönlümün Sultanı ...


RAMAZAN 1 ...


Ramazan;  eğer kalp kırmamaksa,  gönül almaksa, gücü yettiği halde 
her acısını sadece Rabbine bırakmaksa,
 gönül orucunuz mübarek olsun.
Dilini temiz tutmak, rızkına şükretmek, derdini yalnız Allah'a (cc )  sunmak, 
doğruyu tavsiye etmek ise
dil orucunuz mübarek olsun.
Gözünü haramdan sakınmak, güzel bakmak, güzeli görmek, 
gördüğüne hüsn-ü zan ile hükmetmek ise
göz orucunuz mübarek olsun.
Kulağını gıybete kapatmak, Kura'n sesine açmak, doğru tavsiye dinlemek, 
hakk kelamı duymaksa
kulak orucunuz mübarek olsun.
Güzel düşünmek, bedeni hak yolunda yormak, kötü işlerden kaçmak, 
kul hakkına dikkat etmekse,
 bedeninizin, aklınızın ve ruhunuzun orucu mübarek olsun...

 


Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: 

“Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, 

bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (Buhârî, Cihâd 36)


ben orucu, oruç tutmayı sevenlerdenim...
RABBİM hakkıyla eda etmeyi hepimize nasip etsin...

Ramazan-ı şerifinizi cümleten tebrik ederim.  


2 Mayıs 2019 Perşembe

Tekrar Isıtıldığında Zehirlenme Riski Olan 6 Yiyecek * RAMAZAN

Malum Ramazan Arefesindeyiz ...

Hazırladığımız bir çok yemek belki tüketilmeden yarına kalacak; 

yaz dönemi havalarda sıcak artık...

Özellikle birçok yiyecek, tekrar ısıtıldıklarında toksin yaymaktadır. 

Bu sebeple, 

saydıklarımı bu ramazanda varmısnız 

salatalarda, zeytinyağlı soğuk yemeklerde biraz kullanmayı deneyelim. 

Sindirim, oruç ve serinlemek adına ne dersiniz ???

 
1. TAVUK
En çok tüketilen yiyeceklerden biri, çabuk bozulmaz ve ısıtıldığında da tadını korumaktadır. 
Sıcak günlerde taze pişmiş ya da soğuk olarak tüketilmesi tavsiye ediliyor...
Aslında tavuğu tekrar ısıtmak, protein değişmesine yol açıyor,  düşük ısıda ıstın !!!
Hatta; fazla olduğunu düşünüyorsanız bir kısmını haşlayıp dondurucuya atabilirsiniz, 
çorba içine ilave edersiniz daha sonra :)




2. YUMURTA
 Aynı tavuk gibi ısıtıldığında yumurtanın da protein yapısı değişiyor
üstelik içindeki su miktarı da azalıyor. 
Bana sorarsanız ısıtılmış olsa bile beklemiş yumurta yemek içime sinmiyor.
Nadir görülen bir zehirlenme türü olsa da yumurtalı yemekler ve sosları tüketirken dikkatli olmakta yarar var.




3. ISPANAK
Kesinlikle bir seferde tüketilmeli. 
Çünkü ıspanakta bulunan nitrat, tekrar ısıtıldığı zaman nitrite dönüşüyormuş. 
Özellikle bebeğinize ıspanak verirken buna dikkat etmenizde yarar var. 
Bebekler için 5 mg nitrit alımı bile ciddi zehirlenmeye yol açabilir.
Yalnızca ıspanak değil; marul, lahana , roka gibi çiğ tükettiğimiz diğer yeşillikler de aynı listede en tehlikeli yiyeceklerin başını çekiyor.



4. KEREVİZ
Biz zaten yoğurtlu salatasını çok seviyoruz :) Şanslıyız demek ki.
Tarifini zevkle yayınlarım ilk fırsatta 👌
Ama; 
çorbanızda kereviz bulunuyorsa, tekrar ısıtmaktan kaçının. 
Kerevizde de, yeniden ısıtılması durumunda potansiyel kanserojen olan nitrat var...





5. BAKLA 
Zeytinyağlı dereotlusuna bayılırım... 
Bakla zehirler mi demeyin! Afiyetle yiyip vefat edenler bile var nette araştırabilirsiniz.
Bakla; magnezyum, fosfor, potasyum, folik asit, C vitamini ve lif açısından iyi bir kaynaktır. 
Özellikle lif içeriği sayesinde diyet içinde çok önerilir. 
Ama, içeriğinde bulunan antioksidan divicine, kandaki enzim düzeyi düşük olan bireylerde 
kırmızı kan hücrelerinde parçalanmaya neden olur. 
Özellikle çiğ baklanın yenmesiyle oluşmakla Ege ve Akdeniz Bölgesinde çokça rastlanmaktadır.




 6. MERCİMEK
Hatta türev çorbalar diyebilirim, malesef ki bu durumu yaşadık:(
annem, özene bezene yapmış, nişan var dışarda kalmasın diye iyice soğumadan dolaba koymuş,  
ertesi gün öğlen çıkarıp yiyorlar
(oğlumda var 2 yaşında)...
sonrasını anlatamam, ikisinde de bulantılar, kusmalar, neye uğradığımızı şaşırdık! 
şükür ki kimseye birşey olmadı...
Gıda zehirlenmeleri bazen baş ağrısı, kanlı dışkı, ishal şeklinde de kendini gösterebiliyor aklınızda olsun...  

Böyle bir zehirlenme durumda 

İLK YARDIM BOLCA SU İÇİRİP KUSTURUN !!! !!! 

sonra yoğurt ayran tavsiye ediyorum .. Doğalından :)


  KISACASI: 

En önemli nokta pişmiş yemekler 2 saatten fazla oda sıcaklığında beklememeli. Çünkü bakteri üretecektir.

Yeni pişirdiğiniz yemeği soğuyunca buzdolabına kaldırmak daha güvenli olacaktır. 

Mümkünse Yemeklerinizi En fazla 1 kez ısıtın, yada yiyeceğiniz miktarı ısıtın...

Çiğ Eti ya da kıymayı derin dondurucuda 4 aydan fazla bekletmeyin. 

Pişmiş et ile çiğ eti yan yana bekletmeyin. 

Yemek yaparken kullandığınız bıçağı başka bir şey için yıkamadan kullanmayın.

bunlar şimdilik ilk aklıma gelenler... 


Fazla tüketildiğinde malesef ki birçok sevdiğimiz çiğ meyve bile
(çilek, kaju, ton balığı, fıstık, bal, muskat, domates ...) bize zarar vermektedir ...

Arkası yarın gibi oldu ...
Sağlıcakla kalın...



 


 

 

HARRY POTTER Wizard's Coffee House İstanbul - YENİ AÇILDIIII

  Bazen bu geziler çocuklar için diyoruzz,  bazen de tüm harry potter sevenleri için... Wizzard Cafe House   Çocuklar ve tüm Harry sevenleri...

Arşiv


Binlerce Kere Tıklanıyoruz; Çok Teşekkür Ederim . . . MİLLLYON KERE MaşaALLAH...