Bu Blogda Ara

Ev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2020 Perşembe

Büyük İstanbul Depremi ZELZELE-İ AZİME - Sözcü Gazetesi

"İşte bugün,üzerinden tam 125 yıl geçen son büyük İstanbul depremini; 

tarihimizde “Hareket-i Arz”, “Zelzele-i Azime” ve “Zelzele-i Müthişe” diye anılan 1894 depremini anlatacağım" 

Sinan MEYDAN.


İstanbul’da 10 Temmuz 1894 Salı günü saat 12.24’te 17-18 saniyelik çok şiddetli bir deprem oldu. 
Resmi rakamlara göre İstanbul il sınırları içinde 474 kişi öldü, 482 kişi yaralandı. 
Toplam 387 dayanıklı yapı, 1087 ev, 299 dükkan hasar gördü


1894 DEPREMİ
Tarih: 10 Temmuz 1894, Salı.
Saat: 12.24.
İstanbul, çok şiddetli bir depremle sarsıldı.
Ertesi gün Moniteur Oriental Gazetesi depremi okurlarına şöyle aktardı: “Saat 12.24'te yaklaşık yarım dakika süren şiddetli yer sarsıntısı bütün kentte tarif edilemez bir paniğe yol açtı. Maalesef çok sayıda ölü ve yaralı bulunmaktadır. Her yerde çığlıklar, gözyaşları ağlamalar, sinir krizleri, bayılmalar, Tanrı'ya, Meryem'e yakarmalar duyuluyordu. Çok insan geceyi yıldızlar altında geçirdi. Bütün kentte bir dükkan bile açık kalmadı. İstanbul ve bazı vilayetlerde başlayan kolera vakası sebebi ile bitkin düşen halk, ardından meydana gelen deprem faciası ile iyice perişan olmuştur.”
Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'in deprem raporuna göre 1894 depremi şöyle gerçekleşti: İlk olarak yeraltından gelen şiddetli bir gürültü duyuldu. Bu sırada başlayan hafif sarsıntı giderek şiddetlendi. Bu ilk sarsıntı 4-5 saniye sürdü. Sonra çok daha şiddetli ikinci bir sarsıntı gerçekleşti. 8-9 saniye süren bu sarsıntı çok büyük hasara neden oldu. İkinci sarsıntısının hemen ardından 5 saniye süren nispeten daha hafif üçüncü bir sarsıntı meydana geldi. Her üç sarsıntı toplam 17-18 saniye sürdü.
Depremin merkezi, Yeşilköy'ün 8 kilometre açıklarında güneydoğu Marmara Denizi'ydi.
Deprem sırasında çıkan gazlar, depremden sonraki üç gün içerisinde Büyükada'da denizin üzerinde 3 kilometre boyunca uzayan bulut şeklinde bir dumana neden oldu.
D. Eginitis, bu rapor dışında bir de deprem haritası hazırladı. Deprem bölgelerini, H. Kiepert haritasının üzerinde tespit etti. Buna göre Çatalca'dan Adapazarı'na, İzmit Körfezi boyunca uzanan tam 175 kilometrelik bir alan depremin merkez bölgesiydi. Depremin en çok etkilediği birinci bölgedeki yerleşim yerleri şuralardı: Adapazarı, İzmit, Gebze, Kartal, Adalar, Üsküdar, İstanbul, Büyük ve Küçükçekmece, Çatalca, Marmara Denizi'nin bir kısmı, Bozburun, Yalova, Karamürsel ve Sapanca…
Deprem sırasında deniz önce 200 metre kadar geriye çekildi, sonra büyük bir şiddetle karaya vurarak kıyıdaki tüm tekneleri, sandalları, kayıkları karaya sürükledi.
Deprem sırasında İstanbul'un değişik yerlerinde büyük yarıklar, çatlaklar, çökmeler meydana geldi. Ambarlı'da -biri 3 kilometre uzunluğunda- iki büyük yarık oluştu. Heybeliada'da Ruhban Okulu ile Ticaret Okulu arasında küçük bir yarık oluştu. Sirkeci iskelesi önünde yer uzunlamasına 42 metre yarıldı. Kınalıada'da, Burgazada'da, Ortaköy'de de yarıklar ve çatlaklar oluştu.
İstanbul ve civarındaki artçı sarsıntılar 8 Ağustos 1894'e kadar devam etti.
Depremde birçok bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. Kapalı Çarşı, Bitpazarı, Mercan Çarşı tamamen yıkıldı. Camiler, minareler, medreseler, okullar, rıhtımlar, hanlar, dükkanlar, karakollar, evler yerle bir oldu. Binalardan çıkamayan yüzlerce kişi enkaz altında kaldı. Fatih, Beşiktaş, Ortaköy, Sultanahmet, Aksaray, Edirnekapı, Topkapı, Balat, Bakırköy, Silivrikapı'da hasar çok büyüktü. Resmi rakamlara göre İstanbul il sınırları içinde 474 kişi öldü, 482 kişi yaralandı. Toplam 387 dayanıklı yapı, 1087 ev ile 299 dükkân hasar gördü.
1894 İstanbul depremi su kuyularına, su bentlerine ve su kemerlerine de zarar verdi. İstanbul'da temiz su sıkıntısı baş gösterdi.
Deprem sırasında telgraf hatları koptu. Telgraf ve Posta Nezareti'nin sevk ve haberleşme merkez odaları harap oldu. Bu nedenle İstanbul'un çevresindeki kazalarda ve köylerde neler olup bittiği bir süre öğrenilemedi. Deprem sırasında Çanakkale, Bozcaada ve Sakız arasındaki telgraf haberleşmesi kesildi. Denizaltı telgraf kablosunun Kartal'dan 3 mil açıkta koptuğu belirlendi. İzmir ve Selanik ile yalnız Odesa hattı ile haberleşilebildi.
125 yıl sonra değişen hiçbir şey yok! 2019'da, geçtiğimiz hafta, yıkıcı olmayan bir İstanbul depreminde GSM operatörleri sus pus oldu.
125 yıldır değişmeyen şeylerden biri de komplo teorileri. Malum! Bugün “depremleri Amerika'nın yaptığını” iddia edenler var. O gün de 1894 depremini, daha önce Marmara Denizi'nde sondaj çalışmaları yapan Rus ve Amerikalı mühendislerin yaptığını iddia edenler olmuştu.
1894 depremi sonrasında Amerika'dan Fransa'ya, Almanya'dan Belçika'ya kadar birçok yabancı ülke İstanbul depremzedelerine yardım gönderdi.
II. Abdülhamit'in depremle imtihanı: Tüm Müslümanlar abdestli gezecek!
1894 depremi sırasında Yıldız Sarayı'nın zemin katındaki çalışma odasında Derviş Paşa ile görüşen II. Abdülhamit, odadan bahçeye çıktı.
O akşam saraylıların ve saray çalışanlarının konaklaması için bahçeye çadırlar kuruldu. Fakat padişah, geceyi odasında geçirdi.
II. Abdülhamit, depremden sonra Yıldız Sarayı'nda ezan ve Zilzal Suresi'ni okuttu. Bütün Müslümanların daima abdestli gezmelerini, dini vecibelerini yerine getirmelerini, tövbe etmelerini ve yeni depremler olmaması için dua etmelerini istedi. Padişahın emriyle bir aydan fazla bir süre Kur'an-ı Kerim okutuldu ve Allah'tan af dilenildi.
II. Abdülhamit, Hicaz valisinden de Haremeyn-i Şerifeyn'de, İstanbul'da deprem ve koleranın son bulması için dualar okutmasını istedi. Bunun üzerine Medine-i Münevvere'de din adamları, seyit ve eşraftan bazı kimseler İstanbul'un kolera ve depremden kurtulması için dua ettiler. İstanbul'daki bazı tekke ve dergahlarda ve taşradaki cami ve mescitlerde de felaketin son bulması için dua ve niyazda bulunuldu. Kiliselerde de dualar edildi.
Depremden hemen sonra II. Abdülhamit;
 “Şehremaneti”, “Sıhhiye” ve “Zaptiye Nezareti”ni harekete geçirerek yaralıların hemen tedavi edilmesini, arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına başlanmasını, sokakta kalanlar için çadırlar kurulmasını, fırınlardan bol miktarda ekmek dağıtılmasını, ihtiyacı olanlara yardım edilmesini emretti. Bir yardım komisyonu oluşturdu. Yardım edenlere madalya verdi.
Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'i davet edip bir deprem raporu hazırlattı. Deprem sonrasında İstanbul Rasathanesi'ne Avrupa'dan bazı aletler satın aldırdı.
Bugünkü depremleri, yöneticilerin “dinsizliğine”, “imansızlığına” bağlayanlar, II. Abdülhamit dönemindeki büyük İstanbul depremini ve o depremde onca caminin yıkılmasını neye bağlayacaklar acaba?
D. Eginitis'in deprem raporu: Kötü zemindeki kötü ve eski binalar yıkıldı
1894 İstanbul depreminden sonra Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis ile İstanbul Rasathanesi Müdürü Coumbary ve yardımcısı Emile Lacoine bir deprem raporu hazırladılar.
15 Ağustos 1894'te II. Abdülhamit'e sunulan raporun bazı bölümleri şöyle:
“İstanbul'daki bu deprem çok büyük hasar yapmış, zarar görmeyen bina kalmamıştır. Depremin şiddeti Heybeliada ve Kınalıada'da daha fazladır. Burada Ruhban Mektebi yıkılmıştır. İnsanlar günlerce baraka ve çadırlarda yaşamışlardır. Arazinin durumu hasarın büyüklüğünde etkili olmuştur. Örneğin Katırlı Köyü'nün yarısı çamurdan oluşan arazi üzerinde kurulduğundan büyük hasar olmuş, diğer yarısı ise dayanıklı arazide olduğundan hasar olmamıştır. Yine Yalova'da kurulan bir çiftliğin binaları kumlu arazide olduğundan yıkılmış, diğer taraflar sağlam kalmıştır. Binalarda kullanılan malzemenin iyi olmaması, binaların eskiliği ve hepsinin merkezde olması İstanbul'da ve köylerde zararın artmasına nedendir. Yapılan incelemeler sonucu ahşap binaların ve iyi yapılan tuğladan ve demir ile bağlanan binaların depreme dayandıkları saptanmıştır.”
Görüldüğü gibi 1894 İstanbul depreminde bozuk zemindeki, kötü ve eski binalar yıkılırken sağlam zemindeki, iyi yapılmış binalar ayakta kalmıştı. Aradan 105 yıl geçti. İstanbul'u da etkileyen 17 Ağustos 1999 depreminde yine bozuk zemindeki, kötü ve eski binalar yıkıldı, sağlam zemindeki iyi binalar ayakta kaldı.
Osmanlı döneminde İstanbul'u etkileyen son büyük deprem 9 Ağustos 1912'de Şarköy Mürefte'de meydana geldi. 7.3 şiddetindeki bu deprem ağır hasara yol açtı. İstanbul, Cumhuriyet döneminde de 4 Ocak 1935'te ve 18 Eylül 1964'te 6.4 şiddetinde iki büyük depremle sarsıldı.
Demem o ki, 
1894'teki son büyük İstanbul depreminin üstünden tam 125 yıl geçti. Ve biz neredeyse hiç ders almadan yeni bir büyük İstanbul depremi bekliyoruz.
———————————————–
Kaynaklar:
1- Sema Küçükalioğlu Özkılıç, 1894 Depremi ve İstanbul, İstanbul, 2015.
2- Hamiyet Sezer, “1894 İstanbul Depremi Hakkında Bir Rapor Üzerine İnceleme”, Tarih Araştırmaları Dergisi, S.18, C.29, Ankara, 1997, s. 169-198.
3- Fatma Ürekli, İstanbul'da 1894 Depremi, İstanbul, 1999.
4- Mesude Çorbacıoğlu, “1894 Zelzelesi Hakkında Rapor”, Hayat Tarih, S.9, İstanbul, 1976, s.58-62.


BEN TAMAMINI OKUYUNCA ÇOK ETKİLENDİM;
DETAYLI OKUMANIZI RİCA EDİYORUM 

24 Aralık 2019 Salı

BIRAKIN PERDELER AÇIK KALSIN


Yaşlı hanım hastamız “İstemiyorum. 

Perdelerin kapanmasını istemiyorum. 

Pencere bahçeye bakıyor, üstelik 4. kattayız. 
Kimsenin içeriyi göreceği yok. Lütfen perdeleri kapatmayın” diye söyleniyordu.

O gece yattığı koğuştaki diğer hastalar perdeleri kapattırmadığı için servis hemşiremizden yardım istemiş,
hastamızı ikna edemeyen hemşiremiz de sorunu bana iletmişti.
 Odadaki diğer iki hasta pencere kenarında yatmakta olan hastamızın perdelerin kapanmaması yönündeki ısrarını anlamamış:(
biraz da öfkelenmişti.
Odaya neden girdiğimi anlayan hastamız ağzımı açmadan
“perdelerin kapanmasını istemiyorum, lütfen ısrar etmeyin” diyerek karşılamıştı beni.
İkna olacak gibi görünmüyordu.
Yatağının kenarına oturup sakinleştirmeye çalıştım.
 Odadaki diğer hastaların isteğini de ileri sürerek hiç olmazsa tül perdeyi çekmeye razı ettim.
Pek içine sinmemişti ama oyunun kuralına göre oynanması gerektiğinin de farkındaydı.
Odada gerginlik sürüyordu.
Yanlarında kalıp konuşturup sakinleştirmeyi düşündüm.
Hastamızın ziyarete gelen çocukları ve torunları olduğunu hatırlayıp, onları sordum.
Özellikle torunlarından söz etmeye başlayınca yumuşadığını, yüzünün güldüğünü fark ettim.
Oğlu ve kızının çok çalıştığından, kendi çocukları ile ilgilenmeye zaman kalmadığından yakındı.
- Evde herkes çalışıyor. Büyük torunum okuldan eve geldiğinde karşılayan kimse olmuyor.
O kocaman evde tek başına ne bulursa onunla karnını doyurup televizyonun karşısına oturuyor. Garibimin önüne sıcak yemek koyup sırtını sıvazlayacak, saçını okşayacak biri bile yok yanında.
“Ama modern hayat hep böyle. Hayat hızlı ve herkes meşgul, ne yapacaksınız?
Bütün büyük kentlerde bu sorunlar yaşanıyor sanırım” diye üsteledim.
Omuzlarını silkti. Doğrulup yastığını düzeltti.
Sonra yine o öfkeli gözlerle baktı.
- Modern hayatmış, sevsinler. İnsanı yalnız bırakan, başkalarından uzaklaştırıp içine kapanmasına yol açan modernliği ne yapayım?
Herkes yalnız, çocuklar bile yalnız görmüyor musunuz?
Kimse kimsenin derdini bilmiyor, bilse bile kulağının üstüne yatıp görmezden geliyor.
Anlatmaya çalışsan yaşama telaşından kimsenin durup dinlediği de yok.
- Nasıl bir yalnızlık bu sözünü ettiğiniz?
Her ne kadar konu ilgimi çekse de gerçekte, hastamızı biraz daha konuşturup sakinleştirmeyi
ve böylece odadaki gergin havanın bir ölçüde giderilmesini amaçlamıştım.
- Doktor bey oğlum, yıllar içinde azar azar öyle şeyleri yitirdi ki insanlar,
evlerine kapandıkları yetmedi, şimdilerde kendilerine de kapanmalarını bekliyorlar.

Sonra çocukluğunu, insanların bahçeli konu komşunun birbirini görebildiği evlerde yaşadığı yılları anlattı.
Konu odadaki diğer hastaların da ilgisini çekmiş, az önceki hırlaşmayı unutup hastamıza kulak kabartmışlardı.
- Önce bahçeler otopark oldu.
Apartman hayatı, modern yaşam dedik bahçenin çamurundan kurtulduk diye kandırdık kendimizi. Herkes evlerine çekildi.
Kimse kimseyi görmez, duymaz oldu.
- Peki sonra?
- Sonra sıra balkonlara geldi. Balkonları kapatıp eve kattılar. İşyerleri de balkonsuz oldu.
Dışarının tozundan kirinden kurtulduk diye kandırdık yine kendimizi.
Konu komşuya, gökyüzüne, dünyaya açılan balkonlar da gitti elimizden.
Yetmedi sıra pencerelere geldi. Tül perdeydi, güneşlikti, kalın perdeydi derken pencereler de örtüldü.
Jalûzi, panjur stor derken pencereler kapandı.
Onca para döktüğümüz perdelerimize bakıp “ne güzel oldu” diye avunduk.
Güneş görmeyen, gün ışığı gibi yanan lambalarla aydınlatılan işyerlerine, evlere kavuştuk.
Her şey yavaş yavaş oldu.
Modernleşiyoruz diye tüm bunları sineye çektik.
- Peki ya şimdi?
- Görmüyor musunuz?
Herkes içine kapandı.
Bahçesi balkonu olmayan pencereleri örtülü o çok modern evlerde dışarıyla tek bağlantısı televizyon olan insanlara dönüştük.
Gerçi biraz daha okumuş olanların internet ve cep telefonları da var ama yalnızlık aynı yalnızlık.
İnsanları içine kapatıp yalnızlaştırdılar.
Şimdi sadece bakmaları istenen yöne,
televizyona bakıp orada izledikleri dünya ile yetinmelerini orada yaşayıp tüketmelerini, sadece tüketmelerini bekliyorlar.
Dedim ya modernlikmiş, sevsinler…
Odadaki hastalardan biri televizyonun sesini önce kıstı, sonra da kapattı.
Diğer hastamız dayanamayıp “Durum bu kadar mı kötü?” diye sordu.
Bizimki gülümsedi duvarda asılı olan manzara resmini gösterdi.
- Kimileri durumun farkında.
Duvarlarına resimler asıp ara sıra da olsa başka yöne bakmayı, resimlerin içine dalıp hayaller kurmayı veya kitap okuyarak kendini avutmayı başarabiliyor.
Ama ben çocuklar için, torunlarım için kaygılıyım.
Hangi çocuk gökyüzündeki bulutlarla !
veya oyun oynadığı halının üstündeki desenlerle hayaller kurmamış, oyunlar oynamamıştır?
Öyle bir kapandık ki hayata, şimdi ne o halılar var, ne de çocuklarımızın görebileceği gökyüzü.
Varsa yoksa televizyon, tablet,bilgisayarlar.
Her şey hazır, hayaller bile.
Hayal kurmayı bile çok görüyoruz, çocuklara.
Eliyle pencereyi gösterip “Bu yüzden istiyorum, penceremi.
Hastane odasında bile olsa pencere örtülmesin, perdeler açık kalsın istiyorum.
Gökyüzümü kaptırmayacağım bu yamyamlara” dedi.
Bu sözlerden sonra başucundan kitabını ve gözlüğünü aldı.
Odada az önceki gerginlikten eser kalmamıştı.
İzin isteyip yanlarından ayrıldım.
Ertesi sabah
ve daha sonraki günlerde o odanın tüm perdelerinin açık olduğu dikkatimizden kaçmadı.



Üstelik hastamızın taburcu olmasına

ve aradan geçen onca zamana karşın hiçbirimizin eli gitmedi o perdeleri kapatmaya.

🙏🙏💖💖
Dr. Mehmet Uhri ~☆☆

29 Kasım 2019 Cuma

MUTFAK DOLABI YENİLEME BOYAMA PROJESİ - DIY : Cadence Hybrit Multisurfaces





  Felsefem ! Atmıyoruz, Yeniliyoruz ...

Her geçen gün daha fazla tüketiyoruz herşeyi, En çok da Sevgiyi, Saygıyı, Emeği, Zamanı...


Merhaba dostlarım;
Özellikle Hobi, Dekorasyon hatta el sanatlarına dair sitelerde, instagramda 
hatta kurslarda 
son dönemde yaygın şekilde alışverişi-yeni tüketimini azaltan, yenilemeye-geri dönüşüme dair bir akım var.

Kendi adıma ne yapabilirim beni daha mutlu edecek diye düşünürken; 
ilk sırada kesinlikle mutfaktan başlamalıyım diye karar verdim... 
Akrilik Membran Mutfak dolabım daha çok yeni 4-5 yıllık ve en ufak deformasyonu yok, 
kapakların çok parlak renk dokuda olması hoşuma gidiyordu :( 
ama şu kapakların haline bakar mısınız !!!
Güneş gören alan diyordum başta ama zamanla yayılarak artan bir sararma başladı .
 

Üstelik tek benim değil tüm apartmandaki bayanlarda bu durumdan mutsuzdu .
 


Araştırmalarım sonucunda  
Cadence Hybrit Multisurfaces boyalarını tercih ettim, 
bu bir reklam yazısı değildir ! 
Ahşap, seramik, polyester, kumaş, deri, metal, duvar, dolap, plastik tüm yüzeyler için 
kullanılabilen özelliğe sahipler. 
Astar ve zımpara da gerektirmiyor.

  

Gerekli malzemeleri size tek kolajda hazırladım :

 

 Uygulama sırası açısından videoyu da ekliyorum.

 

 

👆 Bunlar da Cadence en atlı beyaz tonları...

 

BİZ Pak beyaz (500 ml. H002) seçtik, 
krem tonajı yakalayabilmek adına içine Taffy (120ml. H005) ekledim, 
dil çubuğu yardımıyla kapaklı yoğurt kabı içinde yaklaşık 10 dk. renklerin iyice özdeşip karıştırın.
1. olarak kapaklarınızın kuluplarını - ardından da dolap kapaklarınızı yerlerinden sökün,
gazete üzerinde boyayabiliyorsunuz, damlamıyor bile :)
2. aşama da ilk olarak  hazırladığınız boyadan ilk katı rulomuza sünger fırçasını takarak atıyoruz,
çabuk kuruyor 1 saat yeterli,
3. aşama kuruduktan sonra 2.kat boyayı atıyorsunuz...
yine 1 saat kurumaya bırakıyorsunuz,
3.kat son kat boya için saten fırça başını takıp atın, daha pürüzsüz bir doku oluşmasını sağlıyor...
1 saat kurumaya bırakmayı unutmayın !
 Şimdi sıra vernikte ...
4. kat için kadife vernik fırsaçısını takarak parlak verniğinizi sürüyorsunuz, 1er hafta arayla 2kat verdik attık...

Bu kadar kolaymış :)



 Sizde acaba yapabilirmiyim diye korkmayın çekinmeyin;
aydınlanan mutfaklar için herkes yapıyor
BEN DE YAPARIM 👍 ...

Hadi kolay gelsin...
 
NOT: Şimdi aklım fayanslarda ?


 

 

 




4 Ekim 2019 Cuma

İBB. SOSYAL YARDIM PROJESİ - Kadın Koordinasyon Merkezi

Sana fazlalık olan belki bir başkasının ihtiyacı olabilir ...

Haydi; İhtiyacın yoksa paylaş 🤗

‪Kullanmadığınız ikinci el eşya, mobilya ve kıyafetlerinizi kapınızdan alıyor, 

sizler için ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz.

İSTANBUL ☎️ 444 0 093

 

ilk başta; 

benim kullanmadığım, beğenmediğim eskiler verilir mi gibi 

içinizden geçirmeyin !!! 

Günlük hayatta kullanım ömürlerini bitirmiş ev eşyalarının çeşitli yöntemlerle 
yeni ve farklı bir forma kavuşturularak yeniden kullanılabilir hale getirilmesine yönelik 
hazırlanan “Geri Dönüşüm Atölyesi” Mart 2008’de açıldı 
ve Kadın Koordinasyon Merkezi Eğitim ve İstihdam Atölyesi’nde bulunan sınıflarda gerçekleştirildi. 

Ekip oldukça büyük, terziler, mobilyacılar, kuru temizlemeciler, tasarımcılar ...

Bu video sadece sizlere bir örnek :

 

8 Şubat 2019 Cuma

MİNİMAL SADE Bir Ev Dekorasyonuna Doğru ...

Minimalizm; 

Aslında sadece bir dekorasyon stili değil, başlı başına bir felsefe ve tarz kaynağı ...
Mies Van der Rohe’nin “Less is more!” yani ‘az çoktur’ sözüne dayanıyor. 
Mümkün olduğunca az eşya kullanarak evinizde ferah, geniş ve kullanışlı alanlar oluşturmaya doğru giden 
bu yeni bakış açımla sanki özene bezene kurduğumuz evler de bir anda insana herşey fazla gelmeye başlıyor...


* Öncelikle fazla eşya yoğunluğunu azaltmalı,
* Duvarların rengi soft tonlar hatta direk beyaz tercih edilebilir,
* Koltuklarınız rahat, duvardaki resimler bile sade, rahatlatıcı görselller olmalı, (yaprak çiçek)
* Mobilyalar beyaz hatta en fazla ahşap tik kombini düşünebilirsiniz,
* Ev aksesuarlarını, hatta kıyafetlerimizi bile azaltıyoruz...

Yani;
Minimalist dokunuşta olmak öyle sadece beyaz mobilya tercih etmekle de yeterli değil,  
Ya da en azından ben iyice her şeyin yoğun olduğunu hisseder oldum...

Fotoğraf ekliyorum size bir kare salonumdan,
Klasik Türk Evi dokunuşlarıyla ...
Mesela artık salonda oturuyorum bir odayı oğluma, bir odayı kızıma düzenledim...
Sadece misafire tahsis edilen, o dokunulmamış odalara hitap ettiğmiz yaklaşımda başlı başına bir fazlalık bence,
Mobilyalarıma gelince; 
Avangart tarzı herzaman kendime yakın bulurum ama öyle oymalı filan değil mobilyalarım beyaz ve düz lake... 
Moderne yakın sadece lükens ayaklarla kendimce bir model tasarladım ve sağolsunlar istediğimi de yapmışlardı  o zamanlar,
Ama gel gelelim evleneli 10 yıl oldu evlenenli, 
Olsun israfa karşıyım, 10 olsada hala onlarla ilgili sevgim devam ediyor... 
Bence atmamalı değerlendirmeli.
Gözüme o zamanki modellerle tasarladığım çiçek dokunuşlu koltuk - halı kombinim yoğun geliyor, sanki en sade halıyı tercih etmeme rağmen fazla gelir oldu ve ufak bir değişimle kendimi mutlu etmek istedim ... 

Ve yenisini de alttaki resimde ekliyorum ...
Yorumlarınızı bekliyorum...









18 Ocak 2019 Cuma

Yatak Oda'm :) Sizlerle Paylaşıyorum...

Tam 10.seneme girmiş bulunuyorum evliliğimde...


çokk hevesle aldığım yatak odamdan başlamak istedim....

BEYLERBEYİ AVANGART LAKE YATAK ODASI TAKIMI


Yıldız Mobilya' ya ait

aslında model olarak ZEUS la arasında kalmıştım ama o sıralar :)

gün geçtikçe iyi ki dediğim çok oldu net beyaz yerine krem tercih etmek,

yatak başı da daha çok hoşuma gider oldu...

Beğenize sunuyorum...


  























  •  
  •  
  •  
  •  
  • MASKO MODOKO çok yere bakabilirisiniz mobilya alırken, çok markalar var bırakın beni çıkasım gelmiyor dekorasyon mağazalarında genel olarak... 

    NİL's EVGÖR vs. yerli birçok yere bakabilirsiniz...  



  •  Beylerbeyi Yatak Odası ;  Gardrop - Karyola ve Başucu - Şifonyer - Şifonyer Aynası ve 2 adet Komodinden Oluşmaktadır. 
  • Evinizin alanına veya zevkinize göre istediğiniz modülünü tek olarak sipariş verebilirsiniz
  •  
 Yeni gelinler ya da evini yenileyecekler için biraz daha detaya gireyim istitorum sizler için ;
  • Dikkat çekici ihtişamlı duruşu ile evinizde büyüleyici bir güzellik oluşturacak özel seri
  • Avangarde mobilyanın en güzel yorumu
  • Modelin çekmecelerinde tandem ray sistemi kullanılmıştır
  • Üst düzey malzeme kalitesi
  • Şifonyerde gardolap kapağında ve karyola başucunda döküm kabartmalar
  • Modele özel modelin ağır görünümünü destekleyen kulp tasarımı
  • Komodin ve şifonyer çekmece içerisinde kırmızı kadife döşeme kullanılıyor
  • Gardrop içerisinde sensörlü askılıklar
  • Gardrop ayna kapak üzerinde lazer işlemeler bulunmaktadır
  • Takımın rengi komple ekru(krem) rengidir.
  • Ürünün ön yüzeylerinde parlak membran malzeme kullanılmıştır.
  • Şık başlık çerçevesi döküm malzemeden oluşmaktadır
  • Başlıkta kapitone işlemeli kadife kumaş kullanılmaktadır
  • Modelin şifonyer üst çekmecesi aksesuarlarınız için tasarlanan şık bir detay oluşturuyor
  • Dolap kapaklarında ve çekmecelerde özel stopper (yavaşlatıcı) sistem kullanılmaktadır



Ürün Ölçülerine gelince : 
 
Ürün ÖlçüleriGenişlikYükseklikDerinlik
Dolap 260 220 70
Karyola ve Başucu 235 166 210
Şifonyer 150 86 47
Komodin 2 adet 65 47 47

     

4 Eylül 2018 Salı

ASLINDAaaa BEN TERZİ DEĞİLİM !!! Dikişi bilmem :)

Bir heves yaparım ne olacak dedim ve kızımın odasına fon perde diktim :)))

 

Daha önce size neredeyse türlü konularada yazılar yazdım... 

Yemek tarifleri, ev banyo vs. Dekorasyon, Bebek gelişimi ve alışveriş hazırlıkları, hatta Cinsiyet belirleme, kendi yaptığım veya çoook beğendiğim DIY projeleri, Gezi önerilerim, Fotoğraf, Moda... 

Hala say say bitmiyor ne mutlu :)

Aslında; 
Sadece dikiş nakış bilen teyzelerimden ne gördüysem büyüyen biriyim,  
dikişle uzaktan yakından alakam olmadı malum küçük çocklara iğne makine filan verilmez...


 

Ama insanın kız çocuğu olunca hevesler ilgiler değişiyormuş, 
incik, boncuk, dantel, süs dikkat çeker oldum... 
internet deseniz google amcaya yazın gitsin size ilham verecek o kadar becerikli blogcular var ki  mesela laçin favorim 
Bebek odası için İSMEK hocalarımıza osmanlı ipeğinden uyku seti diktirmiştim, 
eminönü mahmutpaşada yastığını aldım elime en yakın tonunda kumaş aldım öncelikle 
(Astek, inci dantel, Bursa kumaş tavsiyelerim... yok yok)
Eni 3m. olan kumaştan 2,5m aldım. 
Metresini 25-35 tl arasında bulabilirsiniz... 
önce tavandan yere duvarımı ölçtüğümde 260 çıktı e 5 cm.de fazlalık olsun diye dökümlü durması için düşündüm. 
Kumaşımızın en olan 3 m.kısmını kullanırsak tam gelecekti.. 
ve 2,5 metre olarak aldığım kısmı 1,25 olarak iki parçaya böldüm, kenarlarından 3c. içine katladım, 

ama tüm işlerimi planlarken farklı koyu renk bir iplikle önce teğel hazırladım !!!

ilk Dikişime başladım hadii bismillah...  

 

 

normal yatak odası ve salon fon perdelerinin eni yaklaşık 75 - 90 cm. gibi oluyor,
bu ölçü bize odanın genişliği ile kıyasladığımızda fazla gelecekti 60 cm olarak planladım ve pilelerini hazırladım... 
yaklaşık 8 9 ad. oldu bu benim için yeterli genişlikte oldu... 
sert olması için içine yyapışkan tela yerleştirdim ve korniş askı pimlerini dikebilmek içinde kurdela diktim. 
en son boyunu kıvırmak oldu .

ve BİTTİ... Kardeşim takdı bile, nasıl olmuş :))

Şimdi...

Çiçekli veya ponponlu Broçel yada kumaş rengimde geniş kurdela arıyorum ... Sevgilerimle

 




 

29 Ağustos 2013 Perşembe

VİNTAGE Dantellerden ZARA Home Model Yastık Yapma - DIY - KENDİN YAP - HOBİ - EL İŞİ

Annelik Başka birşey

"Acaba kuzum için ne yapsam" demeyi daha çok tekrarlıyorsunuz.
Annenizin onu değerli emanetlerinin;
ne kadar daha önemli oldugunu bir güzel kafanıza vuruyor zaman,
öylesine tığ işi örnek yapıp kenara koydugu anılarını bile göz önünde tutmak istiyorsunuz belkide...

Anneanne ya da babaannelerden kalma dantelleriniz vardır kenarda köşelerde, 

Zara'nın gözdesi danteller gibi koltuklarınıza koyarak evinizde sıcak bir dekorasyon yaratabilirsiniz. Ayrıntılar :)




  

 



29 Temmuz 2013 Pazartesi

Romantik Komedi 2 - Bekarlığa Veda - Didem'in Evi

Romantik Komedi ...

Evet çikolata tadında bir filmdi, izleyenlerce çok sevildi ama en çok o renkli cıvıl cıvıl görüntüleri kaldı benim aklımda,
sonra bir baktım araştırırken mobilyaları eşyaları vs. nette çok tıklanır olmuş.
Şu evlerine bir konuk olalım ne dersiniz :)

Sinem KOBAL yani Didem'in evindeyiz....
ben eşyalara, renk kombinasyonlarına, ışığına, tasarım mobilyalarına takıldım kaldım.
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı.
Bir ev gezmesi de buraya yapalım dedim. Hadi Romantik Komedi 2 filminden Sinem Kobal‘ın canlandırdığı Didem’in evini gezelim. Zira ben eşyalara, renk kombinasyonlarına, ışığına, tasarım mobilyalarına takıldım kaldım.
Başlıyorum, takılın peşime;)
- See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı.
Bir ev gezmesi de buraya yapalım dedim. Hadi Romantik Komedi 2 filminden Sinem Kobal‘ın canlandırdığı Didem’in evini gezelim. Zira ben eşyalara, renk kombinasyonlarına, ışığına, tasarım mobilyalarına takıldım kaldım.
Başlıyorum, takılın peşime;)
- See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf

Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı.
Bir ev gezmesi de buraya yapalım dedim. Hadi Romantik Komedi 2 filminden Sinem Kobal‘ın canlandırdığı Didem’in evini gezelim. Zira ben eşyalara, renk kombinasyonlarına, ışığına, tasarım mobilyalarına takıldım kaldım.
Başlıyorum, takılın peşime;)
- See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Romantik Komedi 2 filmi çok sevildi, filme sevgilisi ile gidenlerden çok, kız kıza gidenler daha bir çok sevdi bu filmi. Kimileri kendi düğününü hayal etti, kimiler rejime başladı, kimileri de benim gibi Didem’in ev dekorasyonunu ve tasarım mobilyalarını merak edip tırım tırım araştırdı.
Bir ev gezmesi de buraya yapalım dedim. Hadi Romantik Komedi 2 filminden Sinem Kobal‘ın canlandırdığı Didem’in evini gezelim. Zira ben eşyalara, renk kombinasyonlarına, ışığına, tasarım mobilyalarına takıldım kaldım.
Başlıyorum, takılın peşime;)
- See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf
Sinem Kobal, Burcu Kara, Engin Altan Düzyatan'ın yer aldığı Romantik Komedi filmi'nin ilk serisini televizyonda izlemiş gayet keyifli bulmuştum.
Açıkçası son zamanlarda görmekten zevk aldım beyaz mobilyaların yine olmasından bahsederek başlıyorum salonu incelemeye, 
sonraaa patchwork vintage halılar,
biraz pahalı gelebilirler fiyat merak edenlere ilk etapta ama çok yakışmışlar....


Salonun genel bir görüntüsünü görüyoruz, aslında benim sık sık gezdiğim evlere benziyor. Açık renk koltuklar, renkli dekoratif yastıklar ile renklendirilmiş. Halılar son günlerin en trend dekorasyon ürünü olan patchwork halılardan. Ben bu halıların vintage görüntüsünü çok beğeniyorum ama şu sıralar pahalı buluyorum. Piyasada ki her halı da el yapımı değil ama trend olduğu için hepsi çok pahalı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf



Salonun genel bir görüntüsünü görüyoruz, aslında benim sık sık gezdiğim evlere benziyor. Açık renk koltuklar, renkli dekoratif yastıklar ile renklendirilmiş. Halılar son günlerin en trend dekorasyon ürünü olan patchwork halılardan. Ben bu halıların vintage görüntüsünü çok beğeniyorum ama şu sıralar pahalı buluyorum. Piyasada ki her halı da el yapımı değil ama trend olduğu için hepsi çok pahalı. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.8HL6ZWlN.dpuf

Masayı masko‘ya gittiğiniz de en az 20 mağaza da bulabilirsiniz. Halılar renk renk patchwork tercih edilmiş. Bence güzel seçim. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.uxsVnVmO.dpuf

En orjinal bulduğum parçalardan biri de bu avize tasarımı. Avizenin kasnağı basit, iki katlı bir kasnak. Ama üzerinde ki porselen ayakkabılar ile çok orjinal olmuş. Sıkıldığınız bir avizenin varsa, kasnağın üzerindekileri çıkartıp, porselen ayakkabılardan asabilirsin, çok marjinal olacaktır. Yok yapmakla uğraşamam alayım dersen, buradan. - See more at: http://tasarimcininevi.com/ev-gezmesi-romantik-komedi-2-didemin-evi/#sthash.uxsVnVmO.dpuf

Veranda'daki ferforje koltukda çok hoş değil mi? avize marjinal bir tasarım diğer fikirlerini de görmek isterseniz thanx co 

Bütün evi değiştitirip aynısından yaptırasım geldi :))
çok marjina
Siz izleyebildiniz mi Romantik Komedi 2'yi nasıl buldunuz dekorasyonunu?


19 Temmuz 2013 Cuma

TURKUAZ Gelin Evi Dekorasyonu

Evet Mobilyalara karar verildi... 

Aksesuarlar, yani çiçekler, fransız dantel salon örtü, halılar ve netten aynı tonajlı dekore edilmiş bir mutfak naçizane önerim olsun diyerek ekliyorum :P 

Benim tercihim düz beyaz olurdu ama tercih meselesi farklı alternatiflerde ekliyorum....

Tatlı telaşlar, başladı mı ard arda bitmiyor 
Allah'ım bilmez miyim??? 

Ev döşeyecekler içinde Avangart hoş bir yaklaşım olsun bu yazım...
Biraz yoğun turkuaz hakim bence ama yinede kendi seçimleri... 
çoook beğendimmmm.
İyi günlerinizde mutlu mutlu kullanın dostlarım...




5 Temmuz 2013 Cuma

Evim'den küçük Ayrıntılar :) Koltuk Takımım ....


Merhaba Dostlarım; 
Ev yuva kurmak zahmetlı oldugu kadar da zevkli bir iştir...
Dekorasyona ilgimi arttırdı gezdikçe hem mağazalar benim....
Misafir odam için yaklaşık 5 sene önce aldıgım koltuklarımı sizinle paylaşmak istedim, hala onları çok beğeniyorum, 
takımın içine ozaman en sade bu halıyı bulabilmiştim 
şimdi sorarsanız pierre cardin ve angora halının o düz modellerine bayılıyorum... 
siz ne dersiniz? beğendiniz mi???

Atlas Koltuk Garden Model... 
Saray Halı Vizyon Nepal Model...

İnsanoğlunu bir erkek ve dişiden yaratarak aralarında ebedî saâdet kaynağı bir muhabbet vesîlesiyle yüce zâtına karşı bizlere aşk ve muhabbet kapıları açan Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd ü senâlar olsun!
Sevgilerimle...


31 Mayıs 2013 Cuma

Aile Doğumgünü Takvimi - Süpper Bir DIY Projesi

Arkadaşlar harika bir el ürünü ile karşınızdayım, yani ben çok beğendim.. 

  • Odanıza sevimli bir dekorasyon objesi :)

  • Doğum günlerini kesinlikle unutmazsınız.

  • Hadi ne kadar üreticisiniz göstein kendinizi . . . 

    • Unutulmamak için anlamlı bir hediye :P

      Yurtdışında bir siteden alıntıdır, aslında pinterestte çok beğenilmiş bir albüm, gerçekten çok becerikli insanlar var şu hayatta, 
      birde fetih sinemasyonunu izlerken böyle düşünmüştüm, bu yaşlarda insan kaleleri fethediyor, ne sıkıntılar içinde yollara düşülüyor, başarıları anlatamıyorum bile, uğruna can veren milletin torunlarıyız... ah biz nerelerdeyiz . . .
      Resimlere bakarak aslında yapılışını çözebiliriz diye düşünüyorum, açıklama yok ben yardımcı olmaya çalışacağım...

      1. Küçük parçalar halinde kesilmiş tahtalara yada daha kolayı mukavvaları para büyüklüğünde keserek başlayabiliriz,
      2. sonrasında renkli renkli gönlünüzden geçtiği gibi boyuyorsunuz.
      3. boyalı objelerin üzerine kimin doğum günü ise adını ve tarihini yazıyoruz...
      4. ana ahşap panomozo hazırlamaya geçelim şimdide. taban renk seçelim, üzerine ailem, family yada canlarım yazabilirsiniz, hazır ahşap harfler var bebek odaları için tasarlanan direk onları yapıştırarakta hazırlanabilir...
      5. Ayları yazıyoruz taban kısmına
      6. Altlarına tarihlerine göre küşük dairelerinizi yerleştirin şimdi.
      7. son olarak ta kurdela dantel bir iple bağlayalım, hhazır, bitti...


      İyi günlerinizde kullanın, çok güzel oldu...
      Başarılı bir proje oldu bence...









TAHİNLİ CEVİZLİ KURABİYE - Ağızda dağılan hep çok sevilen o lezzet

  Merhaba dostlar. Çok sık yaptığım gösterişli bir kurabiye tarifim ile yeniden geldim. Yoğun tadıyla ağızda dağılan, tam 5 çayı misafir s...

Arşiv


Binlerce Kere Tıklanıyoruz; Çok Teşekkür Ederim . . . MİLLLYON KERE MaşaALLAH...