Bu Blogda Ara

Gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gezi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2024 Pazar

YEREBATAN SARNICI MÜZESİ - İSTANBUL SULTANAHMET : The Basilica Sistern





ROTA : YEREBATAN SARNICI - İSTANBUL SULTANAHMET

Hem güzel bir gün geçirmek hem de çocuklarla kültürümüze dair dikkat çeken yerleri gezebilmek adına bugün Sultanahmetteyiz.

İBB tarafından restorasyon çalışmaları bittikten sonra yeniden ziyaret edilmesi gerektiğini düşündük, küçük ışıklandırmalar, içerideki geri dönüşümden yapılan küçük heykeller oldukça dikkkat çekiciydi zevk aldık. 

Tavsiye ediyorum.

Yapılan her detayı inceleyerek gezdiğimizde 45 dk. gibi bir süre içeride kalabiliyorsunuz, tabiki en çok dikkatlerini çeken ters Medusa taş yapıtları oldu...

 

Medusa’yla ilgili mitolojiye göre, 

Medusa yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç gorgonadan biridir.

 (Gorgonlar, Yunan mitolojisinde keskin dişli, saç yerine başlarında canlı yılanlar olan, dişi canavarlardır. Kız kardeşleri Euryale ve Stheno’dır. Ayrıca Medusa içlerinde ölümlü olan tek kişidir.) 

Bu üç kız kardeşten yalnızca Medusa olumludur ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. 

O dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülükten korumak amacıyla gorgona kafaların resim ve heykelleri gibi Medusa’nın heykeli de buraya konulmuştur, bakan kişi taş olmasuın diye yan çevrilmiştir.”

 Tarih bilginizi iyi yüklenin ufaklıklara anlatırken macera dolu bir anı bırakmak elbette sizin elinizde.

***Astım yada solunum sıkıntınız varsa önceden tedbirli olun yoğun nemli bir havası var.
* Flaşsın olmamak kaydıyla resim çekebilirsiniz, 
** 15 yaş altı çocuklar ebeveyni ile giriş yapmak zorunda.

Bakım öncesi içerisinde balıklar yüzüyormuş :( yaşam şartları adına daha uygun olması düşünülerek düzenleme sonrası kaldırılmışlar. 
Çok güzel kareler çektim birkaçını buraya anı bırakıyorum.
 
Hala içeride dilek paraları tabiki bol miktarda vardı,

Yüzyıllar öncesine ait olsa bile hala çok şaşalı bir yapıt; 
o teknolojiyle bile İstanbul'da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından 526-527 senelerinde yaptırılmıştır. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç sayesinde 100.000 ton su depolanabiliyormuş.
 Detaylı tarihçesine de aşağıda yer veriyorum, okumanızı tavsiye ediyorum
 
 

Ücretlendirme:

09.00-18.30 saatleri arasında ücretlendirme

Yerli Ziyaretçi: 200 TL / Yabancı Ziyaretçi: 800 TL

Öğrenci: 50

19.30-22.00 saatleri arasında ücretlendirme

Yerli Ziyaretçi: 350 TL / Yabancı Ziyaretçi: 1.300 TL

Öğrenci: 150 TL

* Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için Müze Kart geçmez.

* Giriş biletlerini Passo’dan online satın alabilirsiniz.


Tarihçe

Yerebatan Sarnıcı Müzesi, görkemli İstanbul tarihinin izlerini sürebileceğimiz en önemli kültür varlıklarının başında gelmektedir. Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Latincede “Cisterna Basilica” olarak adlandırılan yapının bulunduğu yerde daha önceleri Stoa Bazilikası bulunduğundan, kimilerince “Bazilika Sarnıcı” olarak da anılmaktadır.

80.000 ton su depolama kapasitesiyle şehrin en büyük kapalı sarnıcı olan ve diğer kapalı sarnıçlardan daha fazla devşirme taşıyıcı elemana sahip olmasıyla dikkat çeken Yerebatan Sarnıcı; yaklaşık 10.000 m2 alanı kaplayan; uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçimli devasa bir yapıdır.

Yazılı kaynaklara göre suyollarından ve yağmurdan elde edilen suyu, imparatorların ikamet ettiği Büyük Saray ve çevresindeki yapılara dağıtarak yüzlerce yıl şehrin su ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı’na, tarihi suyollarından biri olan Hadrianus İsale Hattı’ndan da su sağlanmıştır.

Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, 28 sütun içeren 12 sıra meydana getirmektedir. Çeşitli mermer cinslerinden yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da iki parçadan oluşmaktadır.

 


Sütunların başlıkları ise farklı özellikler göstermektedir. Bazıları “Korint” üslubunu yansıtırken bazılarında bezemesiz sade başlıklar öne çıkar. Sarnıçtaki sütunların köşeli veya yivli biçimde olan birkaçı hariç çoğunun silindir biçimli olduğu gözlemlenmektedir.

Sarnıcın tuğladan örülmüş 4.80 metre kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini, Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiştir.

1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra Topkapı Sarayı’nın ihtiyaçları için bir müddet daha kullanılan tarihi sarnıcın, bölgede yavaş yavaş konutlaşmanın başlamasıyla halk tarafından kullanıldığı da bilinmektedir.

16. yüzyılın ortalarına kadar Batılılar tarafından “fark edilmeyen” yapı, bu dönemde adeta yeniden “keşfedilir”. 1544-1555 yılları arasında İstanbul’da yaşayan Fransız doğa bilimci ve topografya uzmanı Petrus Gyllius, keşfi gerçekleştiren kişi olarak karşımıza çıkar. Sarnıcın ölçülerine dair ilk tespitleri ortaya koyan kişi olan Gyllius’a göre, Konstantinopolis’in en büyük su mahzeni, 336 ayak uzunluğunda,182 ayak genişliğindedir; çevresi ise 224 Roma adımını buluyordur. Yapının sütunlarını saymayı da ihmal etmeyen Petrus Gyllius, tam 336 sütunu kayda geçirir ve sarnıcın tepesinde birçok kuyu olduğunu araştırmasında not düşer. Gyllius’un, “Kovalarla su çekerler; hatta sarnıç içerisinde kürek çekip kandillerle ışıklandırır ve balık avlarlar. Kuyulardan sarnıç içerisine hava ve ışık sızmakta, balıklar ışığın altında yüzmektedirler,” cümleleri, o vakitler mahalle ahalisinin sarnıçtan “haberdar” olduğunu geleceğe aktarmıştır.

Osmanlı’da, III. Ahmet döneminde mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından ilk kez, II. Abdülhamid döneminde ise ikinci kez onarım gören Yerebatan Sarnıcı, ilerleyen yıllarda da onarımdan geçmeye devam etmiştir. 1955-1960 yıllarında kırılma riski altındaki 9 sütunu kalın bir beton tabakasıyla kaplanarak dondurulmuştur. 1985-1987 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği kapsamlı onarım ve temizlik çalışmalarında, Yerebatan’ın en önemli simgesi olan Medusa başı kabartmalı bloklar keşfedilmiştir. Sütun kaidesi olarak kullanılan Medusa başlarından yapının batısında konumlanmış olanı ters, doğusundaki ise yatay olarak durmaktadır. Roma heykel sanatının en özel örneklerinden biri olan ve ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Medusa başları, birçok efsaneye de konu olmuştur:

Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yer altı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgon’dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılanbaşlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir.

Başka bir rivayete göre de Medusa; siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücuduyla övünen bir kızdır. Medusa, Zeus’ un oğlu Perseus’u seviyordur. Bu arada Athena da Perseus’u seviyor ve Medusa’yı kıskanıyordur. Bu yüzden Athena, Medusa’nın saçlarını yılana çevirir. Artık Medusa’nın baktığı herkes, taşa dönüşecektir. Daha sonra Perseus, Medusa’nın başını keser ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yener.

Restorasyon sonrası 1987 yılında bir gezi platformu düzenlemesiyle İBB tarafından müze olarak ziyarete açılan görkemli yapı, zaman içinde çeşitli ulusal ve uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapmıştır.

İstanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan bu gizemli mekânı, bugüne kadar ABD Eski Başkanı Bill Clinton’dan Hollanda Başbakanı Wim Kok’a, İtalyan Eski Dışişleri Bakanı Lamberto Dini’den İsveç eski Başbakanı Göran Persson’a ve Avusturya eski Başbakanı Thomas Klestil’e kadar birçok kişi ziyaret etmiştir. İBB Miras tarafından hayata geçirilen tarihinin en büyük restorasyonuyla güçlendirilerek daha nice yüzyıllara tanıklık etmek üzere 22 Temmuz 2022 tarihinde yeniden kapılarını açan Yerebatan Sarnıcı Müzesi, yeni nesil müzecilik anlayışıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Kültür AŞ’nin ev sahipliğinde geçici sergiler, çağdaş sanat gösterileri, kültür sanat etkinlikleri ve dinletilere de ev sahipliği yapan eşsiz müze, derin hafızasıyla geleceğin sanatına dair bir evren oluşturmayı amaçlamaktadır.

 

24 Temmuz 2020 Cuma

AYASOFYA

AYASOFYA CAMİİ 

aya sophia mosque

916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, 
Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. 
29 Mayıs 1453'te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldığında, 
Ayasofya yaralı Bizans askerlerinin, kadın ve çocukların sığınma yeriydi.
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin eline geçmesinden sonraki birkaç gün boyunca Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya'da ibadete devam etti.
1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, 
Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. 
Mihrap ve minber yapıldı, çan ve Haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı.

...

AYASOFYA NEDEN MÜZEYE ÇEVRİLDİ?
 
1923'te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, 
Ayasofya 1931'de kapatıldı. 
Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1935 yılında müzeye dönüştürülmüştür. 
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı.
1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi. 
Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
Açılışından İstanbul'un fethine kadar 915 yıl kilise, 1453'ten 1934'te alınan kararla müze oluncaya kadar cami olarak kullanılan, 86 yıldır da müze olarak hizmet veren Ayasofya, 
Türkiye'de yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen yapıların ilk sırasında yer alıyor.
Ayasofya'da müze olduktan sonra da çeşitli dönemlerde restorasyonlar yapıldı.

Ayasofya'da Temmuz 2016'da düzenlenen Kadir Gecesi programında 85 yıl aradan sonra sabah ezanı okundu.
Ekim 2016'da Ayasofya'nın ibadete açık olan bölümü Hünkar Kasrı'na,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uzun yıllardan sonra ilk kez asaleten imam atandı.
2016 itibarıyla Hünkar Kasrı bölümünde vakit namazları kılınmaya ve minarelerinden Sultanahmet Camisi ile 5 vakit çifte ezan okunmaya başlandı.
İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümünün kutlandığı bu yıl ise 29 Mayıs 2020'de Ayasofya içinde Fetih Suresi okundu.

Ve Yarın
23 Temmuz 2020'de ...
Benim ülkemde
benim kıta sahanlığım içinde
benim bayrağımın altında
benim camimde cuma namazı da kılınacak ...




 Not : Halıların rengi özellikle turkuaz seçilmiş, 
bir araştırdım aslında ne kadar önemliymiş bu ton...


 

#Turkuaz, camgöbeği yeşil rengin hafifçe mavi tonudur,
Türkiye'nin #Akdeniz sahillerinin renginden esinlenilerek türetilmiştir. 
Türk'ün Fransızca'daki karşılığı olan #Turquoise 'den gelmekte ve literatürde Türk mavisi olarak bilinmektedir.
 

Beni bilirsiniz:) Nasıl da çok severim 🌺


1 Ekim 2019 Salı

GEZİLESİ YERLER : Salda - Pamukkale - Çeşme - Alaçatı - Ilıca

Beyaz Bir Tura Katıldık YİNE :)

 

Türkiye'nin Maldivleri Salda’ya, oradan Pamukkale’nin güzelliklerine ...

ve oradan da Çeşme, Alaçatı, Ilıca'ya yolculuk zamanı !

 

Türkiye'nin 3. En derin gölü Salda.


SALDA; Turkuazmavi bir göl, bembeyaz kil yapısı kumlarıyla harika bir yer,

 

gece yolculuğuyla çıktık İSTANBUL'dan sabahın çok erken saatlerinde vardık, hava çok rüzgarlıydı şansımıza :(
Ama muhteşem bir deneyim çok güzeldi, 
Rehberimizin anlattığına göre  185 metreye varan derinliğe sahipmiş, kenarında yürüyüş yapmak bile çok farklıydı, 
balçık bir yapı olsada bu kilde yürümek bana öyle iyi geldi ki. 
Hatta cilt hastlaıklarına iyi geldiği için kum banyosu yapanlar çok oluyormuş.
Dünyada Mars özelliği gösteren yapısıylada dikkat çeken bir turizm noktası olmuş iki yerden biri, Yanlış bilmiyorsam magnezyum yüklü beyaz kayaların aynısı Mars’ta da vardır demişti.



Çok detaya girmek yerine, öz bilgiler verip bol resime yer vermek istiyorum,

gözünüz görünce canınız şöyle rahatlamak istesin...

 

Tarihi Hierapolis Antik Kentini ziyaret ettik sonrasında...

 

 (Nekropol, Antik çağda Cehennemin giriş kapısı olarak bilinen Plutonium yani Cin Aralığı’nı,
 Domitian Kapısı, Sütunlu Caddesi, Tiyatro, Karbondioksit Antik Havuz, Son çıkarılan kalıntılara ait Müze)
Biraz yürüyorsunuz ama o kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz ki her adımınızda bir pencereye bakmak bambaşka ! 
Bu alanda Hristiyanların helenistik dönemde hac merkezlerinden biri olarak görülüyor. 
Artı antik havuza girmek isterseniz yanınıza mayo almayı not alın :)
 Ama
bana sorarsanız o pamukkale travertenleri gerçekten Rabbimin bizlere mucizesi ... 
2300 yıllık şifahane boşuna denmemiş hatta UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor,
35 le 100 derece arasında çıkan kaynak termal sular zamanla çıktığı noktayı karsiyum karbonatla bembeyaza çevirmiş...
Gerçi bir dönem Kenan EVREN burada bir kaç alana asfalt döktürüp, kararttığı noktaları görünce kendileri için özel konaklama yapılmasını talep etmesine inanamadım,
90lı yılların sonunda yönetimin çabalarıyla buraya yapılan tesisler sökülmüş, ağaçlar dikilmiş, 
bence çok da iyi olmuş,
turizm açısından bu güzelliği kaybetmemize sebep olucaklarmış, hala bazı bölgelerde kararmalar görünüyor.
Unutmadan;
Antik Kent ve Pamukkale Travertenlere Giriş Ücreti 60 tl, 
Müze Kart 70 Tl. (Üstelik 1 sene boyunca tüm Türkiye'deki girişlerde kullanabiliyorsunuz)

 


Akşam konaklama için tercih edilen yer Vista Wellness Spa Hotel Pamukkale

nostalji bir otel, odaları temiz, özellikle havuz başında açık büfe yemekleri lezzetliydi, 
hatta çin, kore turistleri o kadar yoğun bir oteldi ki ben memnun kaldım.
tek sorun sinekler itiraf etmeliyim :( 
onlarla yemeğimi paylaşmak istemediğimi söylesem de onlarca belki yüzlerceydiler... 
Denizli aslında tekstili ve susmak bilmeyen hatta en sonunda bayılmasıyla ünlü HOROZ'uyla anılıyor ..


2 gün ne olur ki demeyin kendinize vakit ayırmak isteyin yeter ki, 
SALDA, PAMUKKALE TRAVERTENLERİ ve OTELDEKİ KAPLICA BANYOSUNDAN sonra 
bol sulardan sonra vücudunuz öyle dinlenmiş uyanıyorsunuz ki.

Programımızın 2. Gününde Kore'li dostlarla kahvaltının ardında 

Rotamız Çeşme, Alaçatı, Ilıca Plajı ...

 

Hazır Müzekartınız varken, Çeşme Kalesi’ni panoramik görüntüsünü görmeden dönmeyin, 
Çeşme Limanı ve arnavut kaldırımlı nostaljik taş rum evleriyle sokakları da oldukça ünlüdür, 
Yazın son demlerinde Bol bol fotoğraf çekebileceğimiz bir geziydi bizim için.
Hadi bir Türk Kahvesi içelim denize doğru.


 




Otobüslede olsa biz sıkıntı çekmedik,
oğluşum bile yanımızdaydı:)
Zeytin bahçeleriyle dolu yollardan, tabi zeytinyağlı yemeklerinden, ılıca daki içi görünen o misgibi plajından, 
begonvilleriyle süslü sokaklarından, çeşitli kafeleriyle, rengarenk tatlı butik otelleriyle Alaçatı vs. bize iyi geldi,
Eylül sonu olsa bile hala oralar sıcak gidin derim :)

Aaa önemli not:
Sakız ağaçları bölgede çok fazla, e doğal olarak sakızlı dondurması çok meşhur...

 

Aklıma gelenler şimdilik bu kadar,

siz daha güzel anılar bırakın kendinize,

Bu hayat hepimize sunulmuş en güzel Hediye,

Sevgilerimle


 

16 Haziran 2019 Pazar

7 - 24 Açık MERKEZEFENDİ ŞEHİR KÜTÜPHANESİ (Çay çorba fotokopi bedava)

 

 

Millet Kırahathanesi projelerinin çıkış fikir noktası

Merkezefendi Hazretlerinin de türbesinin bulunduğu ve köftesi ile meşhur olan 

tarihi bir noktada açılan

 

Zeytinburnu Merkezefendi Şehir Kütüphanesini Gezelim :)

 

talep o kadar fazla ki numara alıp sıra beklemeniz gerekiyor,
hem Atatürk öğrenci yurduna yakın 
hem de yeni hazırlık öğrencileri için sadece ders çalışmaya yönelik güzel sessiz bir ortamı var
 ondan olsa gerek :)
mekan öyle güzel hazırlanmış ki etrafında araba bile geçmiyor desek yeridir ... 


Cumhurbaşkanımız Sn.Erdoğan seçim aşamasında çok bahsetmişti
hatırlarsanız her ilçeye kurulacağından, 
hatta Zeytinburnu Belediyesi 2. olan Seyyid Nizam Kütüphanesi'ni de açtı,
7 - 24 saat açık olan Merkezefendi ve Seyit Nizam Şehir Kütüphanelerimizde
çay - kahve - çorba, kablosuz internet ve fotokopi çektirmek ücretsiz.



Sıra numarası alarak bekleme salonunda bekleyebileceğiniz gibi 
köftecilere de uğrayabilirsiniz
hatta caminin bahçesinde oturmak, 
yeşil alanları park o kadar nezih geliyor ki,
KPSS, TUSS ve Üniversite hazırlık için harika ortam 
herkes ders çalışıyor zaten aklınız dağılmaz
10 adet fotokopi de ücretsiz, çay kahve sınırsız alabiliyorsunuz
her gelen misafire masa tahsis ediliyor, 
20 dk.60dk. arada ayrılabilirsiniz 
ama dönmezseniz masadan eşyalarınız uygun bir yere alınarak başkasına tahsis ediliyor.
yani içeride kalma süreniz sınırsız, gece gündüz açık, 
Kütüphaneye kayıtlı 15 bin kitap var,
 Dünya Klasikleri, İslam Ansiklopedileri, roman ve şiir kitapları, çeşitli test kitapları ...




Güvenlik ve temizlik konusunda oldukça titiz hazırlanılmış, 
hatta sivil görevliler de arada dolaşıyorlar :)
Evde benim gibi ikide bir aklına birşey gelip kalkan tiplerdenseniz, 
kitap okumayı ve kültür sanata önem veren bireylere tavsiyemdir,
ve Anne babalar
taze fidanların yetiştirilmesinde başka bir havası var buraların 👶

Ben beğendim güzel olmuş,
devamını bekliyorum ...
 


 

14 Haziran 2019 Cuma

Çocuklarla Yaz Tatilinde Yapılacak 100 Güzel Fikir


Milyonlarca öğrenci bugün 14 Haziran karne alacak. 

#MEB velilere çocuklarıyla birlikte uygulayabilecekleri 

birbirinden güzel etkinlikler tavsiye etmiş. 

Çok Beğendim ve buzdolabı üzerinde kağıdı basıp, sırayla uygullayacağız...

Şimdiden herkese iyi tatiller dilerim..

#Eğitim2023 #karnegünü #vizyon2023 @ziyaselcuk


Eğitim Şartttt !

Anne karnında başlayıp yaşamın sonuna kadar devam eden bir süreç olan eğitimin, 

sınıflardan çıkartılıp ait bulunduğu yere eve, bahçeye, sokağa, doğaya, kente 

kısacası hayatın içine çıkartılması gerektiği özellikle belirtmeliyim. 

Anne ve babaya çocuğun eğitmeni veya ders danışmanı değil 

bir anne ve bir baba oldukları hatırlatılan açıklamada, 

etkinlik tavsiyelerinin, koşuşturma içerisindeki anne ile babaların 

çocuklarıyla telaşsız ve sağlıklı bir iletişim kurmasını sağlayarak 

ebeveynlerin de stresini azaltıp çocuklarıyla bağlarını pekiştireceği belirtildi. 


Öncelikle, Mutlu zaman geçirmeniz dileğiyle...
"Bir çiçek dikin ve büyütün, doğa yürüyüşü yapın, üç ağaç türü öğrenin, beş taş oynayın, müze ziyareti yapın, birlikte bir ağaca çıkın ve doğayı seyredin, mevsim meyvelerinin çekirdeklerini toprağa ekin, sokaktaki taşları kaldırarak altında solucan ve böcek arayın, bir bilim insanının hayatını araştırın, sokak hayvanlarına su verin, salıncak kurun, birlikte yemek yapın, yeni bir masal öğrenin, uçurtma yapıp uçurun, kağıttan gemi yapmayı öğretin, kendi çocukluk anılarınızı anlatın, ip baskısı yapın, sokaktan topladığınız taşları boyayın, otlardan düdük yapmayı öğretin, birlikte evinizi temizleyin, birlikte bisiklete binin, birlikte satranç oynayın, bir dünya haritası edinerek ülke bulma oyunu oynayın, çocuğunuza yüksek sesle kitap okuyun, kurabiye, kek ve benzeri bir şey yaparak komşularınıza götürün, su ve enerji tasarrufu yöntemlerini birlikte öğrenin, birlikte film izleyin, senarist ve yönetmeni birlikte araştırın, birlikte yürüyüş yapın ve adımlarınızı sayın, düğme ve sökük dikmeyi öğretin, kuşlara yem verin, birlikte bir hikaye yazın, çivi çakmayı öğretin, birlikte kitap okuyun, aile büyüklerini ziyaret edin, saklambaç oynayın, birlikte ip atlayın, birlikte bir tekerleme öğrenin, birlikte bir şiir ezberleyin, birlikte bir mektup yazın ve postalayın, bir karınca yuvası bulun ve ekmek kırıntıları bırakın, çamaşır katlamayı ve ütü yapmayı öğretin, pencereden bakıp gördükleriniz hakkında konuşun, birlikte reçel yapın, farklı ağaçlardan yapraklar toplayın ve bir deftere yapıştırın, birlikte limonata veya meyve suyu yapın, birlikte kuşları gözlemleyin, birlikte ilk yardım detayı öğrenin, üç farklı kuş ve balık türü öğrenin, bir ihtiyaç sahibine birlikte yardım edin, bir tanıdığınızla röportaj yapın, birlikte bir takı tasarlayın, birlikte top oynayın, doğadan topladığınız malzemelerle bir fotoğraf çerçevesi yapın, bir yemek öğretin, kütüphaneye gidin ve üye olun, birlikte ekmek yapın, ailece yere uzanıp yıldızları izleyin, büyük bir tepeye tırmanın, size özel bir selamlaşma bulun, bir makine veya cihazı sökerek parçalarını yerine takın, birlikte sofra kurun, yoğurt yapmayı öğretin, sessiz sinema oynayın, doğada yön bulmayı öğretin, evin ihtiyaç listesini hazırlatın, birlikte resim yapın, güneşin doğuşunu ve batışını izleyin, yeni bir dilde selamlaşma ve teşekkür etmeyi öğrenin, bir kitapçıya gidin, birlikte basit bir deney yapın, birlikte bir fidan dikin, bir akvaryumu gözlemleyin ve ilginizi çeken detayları not alın."



 

29 Mayıs 2019 Çarşamba

İSTANBUL’umuzun FETHİ'nin 566. Yılı KUTLU OLSUN. #29Mayıs1453

Çağlar açıp çağlar kapatan Feth'in, 566. yılı Kutlu Olsun...


"İstanbul mutlaka fethedilecektir. 

O'nu fetheden komutan ne güzel komutan, O ordu ne güzel ordudur”.

 

İstanbul’un fethi her şeyden önce bir medeniyet ve insanlık hamlesidir.
İstanbul’un fethi bir dinin öteki dine karşı zaferi değil, ilerlemenin gerilemeye karşı zaferidir.
İstanbul’un fethi Bizans’la tıkanmış medeniyet yollarının yalnız Müslümanlara, 
yalnız Türklere değil tüm insanlığa yeniden açılmasıdır.
İstanbul’un fethi yalnız Müslümanların, Türklerin değil bütün dünyanın kutlayabileceği, büyük tarihi devrimlerden biridir.
İstanbul Türkler tarafından fethedilmekle, insanlığın yüz karası olan Ortaçağ’ı tasfiye etmiştir.
O fetih ki bir çağın başlangıcı ve Peygamber övgüsüne mazhar olan bir liderin şahlanışıdır.
O fetih ki bir diriliş bir yükseliş başarısıdır.
O fetih ki çağ açıp çağ kapatan Fatih’lerin ortaya çıkışıdır.
O fetih ki Türklük çağının başlangıcıdır.

 

21 Mayıs 2019 Salı

Gezilesi Yerler : AYVALIK - SARIMSAKLI - CUNDA - ASOS - ADATEPE - BEHRAMKALE

 

 

Eski resimleri karıştırırken buldum kendimi, havalarda ısınmaya başladı,

bu aralar bir gezesim var :))

bu post çok eski -2013 mayıs- ama güncelleyesim geldi "neden acaba?"

o aralar bu kadar çok ta fotoğraf çekmiyordum ??

ama gezilesi yerlerden bence BALIKESİR .. 

her zaman da çok severim...

Edremit Körfezi’nin güneyinde yer alan ve Balıkesir’in en popüler tatil yörelerinden biri ise Ayvalık

 havalar ısınıyor, çokda sıcak olmadan mayıs en tatlı zamanı .... 

 

 

 ROTA : Ayvalık - Sarımsaklı - Cunda - Asos - Adatepe - Behramkale ...

 

Haftasonu turlarını severim, 

küçük bir kaçamak yapmıştık, herşey onlardan zaten program, rehber, otel, yemekler :P 

 

siz sadece tadını çıkarın...

 

kültür turizm ve ülkemizi tanıtım açısından 

önce ülkemizi gezelim....

 alibey adası deniyor adına yani Cunda tam küçük turizm açısında değerli bir kasaba,

kenan imirzalioğlu didem kobal düğün için burayı seçmişlerdi hatta

butik küçük otelleriyle öyle sevimli ki...


ön yargılı olmayın turlara karşı, 

farklı dostlar ediniyorsunuz, birde çekinmeyin bırakın kendinizi...

adatepe köyüne uğrayın hatta ...

bol fotoğraflı böyle hadi gidelim dercesine bir post olsun istedim :) 

Begonvillerle bezeli, taş evleriyle, dar sokaklı, cumbalı evleriyle...

Zeytinin cennetine hoşgeldiniz...

hediyelik olarak miss gibi sabunu, kremleri, deterjanı hatta zeytinyağı miss

 Ayvalık tostu yemeyi unutmayın...

balık !!! mutlaka yiyin :)))

aa birde kızarmış dondurma (ben çok sevdim)

 

Şeytan sofrasından bir kare...

Saatli Camii, Çınarlı Camii, Taksiyarhis Kilisesi ve St. Nicholas Kilisesi 
Ayvalık’ın en önemli yapıları arasında


 güzel manzaralı Kadırga Koyu, Assos’ta sizi bekleyen güzellikler arasında


















8 Mayıs 2019 Çarşamba

Gezilesi Yerler : BOLU YEDİ GÖLLER

Her birimizin farklı yaratıldığı bu alemde birbirimize saygı duymak en büyük erdem:)
Ramazan sebep olsun kalbimizin inceliğine...
.
.
Hepinize kucak dolusu sevgiler 💐🐥🕊

 

 

Rotamız BOLU Yedigöller ...


Batı Karadeniz Bölgesi’nde rengarenk bir cennet bahçesinden bahsedelim bu sefer... 

Bolu’nun 42 km. kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan 

Milli Parka İstanbul'dan Ankara'dan ulaşım karayolu ile gerçekten çok kolay. 

Kışın ise Bolu–Yedigöller güzergâhı (karla) kapalı olduğunda ulaşım genellikle, 

Yeniçağa–Mengen–Yazıcık veya Devrek- Yazıcık üzerinden tavsiye ediliyor.  

Yolları biraz virajlı o yüzden kış biraz riskli.

Bana sorarsanız hafta sonu turlarıyla bile 10 numara...

 


Milli park olarak koruma alınan bu mekanın taaa bizans zamanından 

kaldığı söylenmekte ben tam olarak bilmiyorum :)

Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak tam 7 göl var,

aşk'ın mevsimi olmaz ki !

 Yedigöller'e 7 aşık çift gelmiş. 

Büyük gölün olduğu yerde en büyük çift. 

Küçük gölün olduğu yerde ise en küçük çift kamp yapmış. 

Damadın sürekli saz çaldığı gölün adı sazlıgöl, gelinin naz yaptığı göl Nazlıgöl olmuş, derler... 

ve

Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur.  

100lerce çeşit kuş ile doğanın o güzel sesi ruhunuza nasıl iyi gelecek ...

Yaban hayvanlarından ayı, domuz, kurt, tilki, sansar, sincap, geyik, karaca ve tavşan ile yabani ördek, yabani güvercin ve keklik bile raslayabilirsiniz...


Bana sorarsanız; nefes alacağım güzel vatanımın her köşesini gezip görmek en büyük nimet...


 

 

O miss kokusu bin tarife değer, hadi koy gönlümün dostu bir demli çay...

Sessiz, sakin, güzel bu değişik manzaraları nerede bulacağız !!!

Yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarda piknik mi yapsak acaba??

 Unutmadan söyliyim!!! Gezmek, görmekten çok fotoğraf çekme ve spor yapma için o kadar çok gelen var ki:)

Özellikle baharda bence gelmek lazım ama Nisan - Kasım arası dönemi deniliyor.

Kahvaltı malzemelerini kendiniz de getirebilirsiniz. Doğa ile içiçe kahvaltı yapabileceğiniz onlarca, belki de yüzlerce mekan var.

 


Habitat parkı içerisinde bungolov evler hatta çok güzel bir restoranda var.. 

Ben biraz böyle ortamlarda doğalı daha çok severim, mangalda cız bız et olacak :P 

Dersenizzz... izne açık alanda! kurun mangalı...

Hatta; hafta sonu turları var kamp yapmaya ne dersiniz ???

 

Yüzünüzde o tebessüm oldu mu?

Sevgilerimle...

SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ yada İNSAN OLABİLMEK diyelim adına Dünyada EN BÜYÜK PLATFORM : BOYKOT DEDEKTİFİ

BİR TARAF OLMAK İÇİN Müslüman Olmanıza Gerek Yok,  yada  🇵🇸 Filistini Desteklemek ve İşgalci İsra*ili Sevmemek adına Sebep de beyan etme...

Arşiv


Binlerce Kere Tıklanıyoruz; Çok Teşekkür Ederim . . . MİLLLYON KERE MaşaALLAH...